Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@hamish

Bölüm XIII: Sadakat


"Yanlış kişiden  dinlediğin cümleler seni çöp kutusuna çevirir.


.


.


.


Günümüz


Gözlerim büyüdü, şaşkınlığımı gizleme gereği duymadım.


"2017 Suriye Gizli Sınır Dışı operasyonundaki muhbir sendin." Dedim.


Kafasını olumlu anlamda salladı, "İtiraf etmeliyim seni tanımakta oldukça zorluk çektim Pilot." Dedi.


Yanlış kişiden dinlediğin cümleler ile çöp kutusuna dönmenin hiçbir yararı olmuyor. Dünleri dök bak, nice sesler yükselir kalabalıktan. Kusurlu dedikleri her bir cümlede içinde bir parça ben varım. İnsanoğlu her şeye alışıyor ya.. Sözler gül bahçesi vadeden çalılık. Hiç bir şey umduğun gibi değil. Ne söylenen sözler ne söylenen zaman. Yarının karanlık merdivenlerini sırtıma dayayan kalabalık. Hayalimi yaktım, ışığı ancak bugüne yetti. Yarınımı bitiren sesler..


Bu mu istediğim?


Işık söndü, gölgem karanlığa teslim oldu. Kapının deliğinden ay ışığı yükseldi usulca. Gölgem her zaman ki yerini aldı. Burası daha iyi bir yer olabilirdi. Anlaşılacak olabilsem. Açıklama ihtiyacı duymasam. Kapının anahtarlarını çıkarıp attığım günden beri, kendimle konuştuysam. Bu hücrenin her bir santimine benligimden bıraktıysam, bile isteye kabul ettiysem.. Bu eksiklik benim varoluşumsa.. O zaman kabul ediyorum. Bu döngüye esir oldum.


"Çok iyi plandı Hazar. O zaman seni tebrik etmek istemiştim ancak ben gelene kadar sen çoktan sırra kadem basmıştın bile."


Elindeki kahvesini dudağına götürdü. Bıyık altından gülümsedi.


"Rica ederim. " Dedi. Yeşil gözleri parlıyordu sanki üzerinde bir şeyler paylaşmanın hafifliğini taşıyor gibiydi.


"Kediye kamuflaj dikip azar yemeni de ben taktir ediyorum. Belki bir gün hikayenin tamamını anlatırsın." Dedi kıkırdayarak.


Bu bilgiyi bilmesine şaşırmıştım. Pilot olmadan önce yayılan dedikodunun bana ait olmasını bilmesi ciddi bir bilgi gerektiriyordu.


"Anlatırım." Dedim. Sonra durdum. "Sadakatin kime?" Sorduğum soruyla yüzündeki tebessüm söndü.


"Sana değil ya da bir başkasına." Tereddüt etmedi. "Biliyorum güvenmiyorsun bana, neyse önemli değil."


"Konuş benimle. " Sesimi oldukça anlayışlı tutmaya çalıştım.


Omuzlarını silkti. "Benimde huyum böyle içime atarım."


"Atma içine, benim içime at." Gözlerimi bir an olsun kaçırmadım.


"İlk defa insan muamelesi görmek garip." Sesi titriyordu.


Karşımda solgun olan kadına baktım. Hep böyle miydi? Yoksa renklerini mi çaldılar, merak ettim. Hazar'ın yanında otokontrolümü kaybediyordum.


"Sanırım yükler üzerime devrildi." Kahve fincanını elinden düşürdü. Bardak yerde tiz bir ses çıkarırken parçaları etrafa saçıldı. Bardakla kalan kahve yüzeye doğru aktı.


Hazar hızla yerinden kalktı. Kırılan bardağın yanına dizlerinin üzerine çöktü. "Özür dilerim, istemeyerek oldu. "Yerdeki cam parçalarını hızlı hızlı toplamaya başladı.


Eş zamanlı yanına doğru hareketlendim. "Önemli değil, bırak... elini keseceksin." Dedim.


Beni duymuyor gibiydi. Ağlamaya başladı. Neye ağladığını ne o biliyor ne ben biliyordum sanki. Aynı hizaya gelmek için bende karşısına diz çöktüm. Avucunun içinde camları, elimin kesilmesini önemsemeden aldım. Camları Hazar'a zarar veremeyecek şekilde kenarı koydum. Küçük bir kesi beni öldürmezdi. İki eli kesik olamayan elimin içindeydi. Bir sürü böyle durduk, Hazar'ın ağlamasının durmasını bekledim. Gözyaşları ipek bir iplik gibi akıyordu. İç çekmeleri yavaşladığında elimi kanayan elimi gördü. Önce elimi sıkıca tuttu sonra kafasını kaldırdı, buğulu gözlerle bana baktı. Yaralarını göstermeyecek kadar zekiydi.


"Baha, kanıyor." Dedi fısıltılı halde.


Ruhum titredi. İçimdeki her şey bu kız için bağırmak istedi. Bu dünya bize neler yaptı? Ayağa kalktı sanki odada bir şey arıyor gibiydi. Hızla dolabın yanına koştu. Dolabın kapağını açıp bir süre oyalandı. Yanıma pansuman malzemeleriyle geldiğinde yüzümde istemsiz gülümseme oluştu.


"Acıyor mu?" Dedi.


Kafamı olumsuz anlamda salladım. Özenle elimdeki camları temizlemeye başladı. Kızarmış burnu dikkatimi çekti. Batikonla yarayı temizledi. Ağlamaktan küçülen mercan yeşili gözlerinde oyalandı gözlerim. Gazlı bezle elimi sardı. Kiraz dudaklarına odaklandım. Ona baktığımı hissettiğinde bakışlarını bana kilitledi. Benim gözlerimin içine mıhlar gibi baktı. Bakmak anlamını yeniden kazandı. Nefes alış-verişlerimiz hızlandı. Aklımdan geçen düşüncelere engel olmak için bir savaş veriyordum. Onun da benim dudaklarımda oyanlanması verdiğim savaşı harlıyordu. Bu kaderi ikimiz seçmedik belki ama yaşamayı biz seçebilirdik.


Bir anda kendimi çekti. "Bu olmamalı." Dedi.


Ayağa kalktığında bende aynı şekilde hareketlendim. Büyü bozulmuştu.


"Necitede bir teröristin kızısın istesende benim olmazsın." Sözlerim keskin ve acımasızdı. Hazar'ın bakışları bir anda yere düştü.


"Haklısın bende olsam bende sevmezdim beni. Acımaz sanmıştım." Dedi. "Acıyormuş." Diye ekledi.


Hareketleri oldukça yavaştı. Sakince odadan çıktı. Hazar asla bana ait olmadı ama onu kaybetmek kalbimi kırdı.


Loading...
0%