Yeni Üyelik
50.
Bölüm

Ağda Bandı

@hamish

Medya: Acar Aydın

.

.

.

 

 

05.... : Canım ben Hülya, kuzenin Enis'in karısıyım. Seni ve eski sevgilimi düğünümde fingirderken gördüm.

-Yani ?

 

05.... : Düğünüme eski sevgilimin gelmesi normal mi? Beni unutmuş gibi görünmüyor.

-Enis'e olan saygımdan ağzımı bozmuyorum, git başımdan seninle uğraşamayacağım. Asıl unutamayan senmişsin gibime geldi bana

05.... : Ne alaka ben evli bir kadınım.

-O zaman evli bir kadın gibi davran, eski sevgilin kiminle fingirdiyor umursama.

Ekran görüntüsü aldım yazışmaları.

İki görüntü Acar adlı kullanıcıya gönderildi.

-Acar al şunu üzerimden.

Acar: Aa ben napayım kocası ilgilenmiyor ayol.

-Acar ben çok ciddiyim.

Acar: Ne yani biz fingirdiyor muyuz ahahhahah, ben ilişkimizin bu kadar çabuk ilerlemesini beklemiyordum. Kıskanmana gerek yok aşkım artık evli o.

-Gerçekten mi Acar, şuan konu fingirdeşmemiz mi yani? Eski sevgilin kuzenimle evli olması yetmiyor gibi bir de kafama gelmiş bir şeyler yazıyor.

Acar: TAMAM GAMZE, BEN ANLADIM İKİMİZİN İSMİ BİR DAHA YAN YANA GELMEYECEK SEN MERAK ETME. BEN HÜLYA İLE KONUŞACAĞIM. GEREKİRSE BOŞANIR.

-He yani boşansa sen mi evleneceksin?

Acar: Bekle geliyorum oraya, biz senle böyle anlaşamıyoruz.

-Acar 

Tek tik

-? 

-? 

Tek tik

 

 

Telefona öylece bakarken, kafamdan sıcak sular dökülmüş hissi uyandı. Ne yani buraya mı geliyordu? Kafama dank etmesiyle hızla ayağa kalktım. Dolabı nasıl açtım bilmiyorum, dolabın kapağını açarken aynadaki görüntümle şok geçirmiştim. Bıyıklarım resmen biçilmelik olmuştu. Hızla çekmeden ağda bandını çıkarıp elimde sürterek dudağımın üst kısmına yerleştirdim. O sırada açık olan dolaptan ne giyeceğimi düşünüyordum.

Siyah kısa şortlu tulumu elime alarak hızla üzerimdekilerden kurtuldum. Tulumu giydiğim anda kapının çalmasıyla resmen depar attım. İç kapının açık olmasıyla merdivenlerden ikişer üçer inerek kapıyı açtım. Karşımda gri eşofman takımıyla Acar duruyordu. Ben sanırım biraz abartmıştım. Düğüne gitsem kimse yadırgamazdı.

Acar'ın cümlesiyle hafif gülümsedim. Yüzümün neden gerildiğini anlamıyordum. Kafamı dışarı çıkardım, kimsecikler görünmüyordu. Acar'ın kolundan çekip içeri soktum. Kapıyı hızla kapattım. Acar ben ve kapının arasında kalmıştı.

"Beni eve mi atacaksın?"

Aramıza mesafe koyarak geri çekildim.

"Annem ve teyzemler evde yok, Mehmet ve Umay yemeğe çıktı. Biri görürse yanlış anlar."

Kafasını anladım anlamında salladı.

"Acar çok vaktin yok ne konuşmak istiyorsan konuş sonra git."

"Ev boş demedin mi?" pis pis sırıtıyordu.

"Mehmetler birazdan gelir ve hiç hoş bir karşılaşma olmaz."

"Yani Mehmetler gelmese beni eve atacaksın." Gülümsemesi artmış küçük çaplı kahkahaya dönüşmüştü.

Kahkahasını durdurup yüzüne ciddi bir ifade takıntı.

"Gamze, Hülya'yı umursama benim o gün düğünde olma sebebim..." nefesini dışarı verdi. "Babam beni evlatlıktan reddetti."

Yüzümdeki şaşkın ifadeyi tahmin etmek güç değildi.

"Biz Hülya ile görücü usulü tanıştık. Aşk değildi benimkisi hoşlanmaktı. Başta güzel anlaşıyorduk. Babam beni Hülya ile evledirmeyle kafayı bozmuştu. Sonra nişanlandık. Beni önce çevremden, sonra kendimden en son da işimden uzaklaştırmaya başladı. Bunu yaparken nişanlım ne de olsa istiyor yapayım dedim. Bir kahve içmeye çıkamaz sürekli kavga eder olduk. Onunla olduğum hiçbir anda başka birine bakmadım. Ama Hülya bakmış... Beni aldattı."

"Enis ile mi?" Dayanamadan lafını kesmiştim.

Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Tanımıyorum Leo diye biriydi. Hatta hamile kaldı. "

Gözlerim büyümeye başladı.

"Bebek 12 haftalık..."

Açık olan ağzımı kapattım. Enis ile Hülya iki aydır beraberlerdi.

"Enis şimdi kendinden olmayan bir bebek için mi evlendi?" sesim şaşkınlık akıyordu.

"Kafam çok karıştı, seni niye tehdit ediyor peki?"

"Biz o sıra nişanlıydık, ailesine bebeğin benden olduğunu söyledi. Benim onu aldattığımı söyledi. Benim ailem bana asla inanmazdı bunu biliyordu. Babam evlatlıktan reddetti bebeği istemediğim ve Hülya ile evlenmeyi reddettiğim için. "

"Senin olmayan bebeği." diye düzeltme gereği hissettim.

Gülümsedi, acıyla gülümseyişti bu.

"Sen sormadan söyleyeyim, Enis'e anlatacaktım düğün günü, bebek için evlenmesin diye. Bebeğin kendisinden olmadığını biliyor. Gerçekten Hülya'ya aşık. Hülya o gün düğüne geldiğimde olay çıkaracağımı düşündü. Babam o gün beni aradı ya düğünü durdurur ya da bir daha eve gelemezsin dedi. Tabi hiçbir şey istediği gibi olmadı. O gün seninle karşılaştım, her şey değişti."

"Peki hiç düğünü durdurmak aklından geçti mi?"

Gülmeye başladı.

"Düğünü durdurmak değil ama yüzündeki ağda bandını çekmek aklımdan çıkmıyor."

Duraksadım.

"Anlamadım."

Gülmesini durdurmaya çalışıyor gibiydi.

"Kapıyı açtığından beri yüzündeki ağda bandını çekmemek için kendimle savaş veriyorum."

Ellerim yüzüme gittiğinde yapıştırdığım bantları çekmeyi unuttuğumu utanç verici bir şekilde öğrendim. Hızla çekmeye çalıştığımda canım fazlaca acımış gözümden yaş gelmişti, onca zamandır yüzümdeydi kuruması normaldi. Gözlerimin dolduğunu görünce gülmeyi kesti.

"Benim hatam başta söylemeliydim, böylelikle canın acımazdı. "

Yüzüme ellerinin arasına aldı.

"Benim yapmamı ister misin?"

Kafamı aşağı yukarı salladım. Şuan reddedecek konumda değildim, zaten yeterince rezil olmuştum.

"Hızlı ol lütfen."

Bir anda bandı çektiğinde eliyle dudağımın üzerine bası yaptı. Soğuk olan elleri dudaklarıma çarpıyordu. Nefes alış verişlerimiz hızlanmıştı. Gözlerini gözlerime kilitlemişti. Boyuma yakınlaşmak için eğildi. Elini dudağımdan çekip, yüzümde kızaran kısmı dudağını büzerek üflemeye başladı. İçimdeki Acar'ı öpme fikri bir anda gerçeğe dönüşmüştü. Beni öpse ne olur diye düşünürken büzdüğü dudaklarını, dudaklarımla birleştirip buse bırakıp geri çekilmişti. Gözlerim far görmüş tavşan gibi açılmıştı.

"Ben.. ben" dedi

Ellerimle oynamaya başladım. Bu durumda ne yapacağımı bilemiyordum.

"Özür dilerim."

Loading...
0%