@hamish
|
Nefes nefese merdivenlerden inerken Mehmet'e yakalanmak isteyeceğim en son şeydi. Not yazıp masasına bıraktım. Neyse ki şuan danışanı vardı. Gelen kişilere hasta demezdi, diyenleri de bir güzel azarlardı. Bunu niye düşünüyordum bilmiyordum. Dışarıda sinir krizi geçiren Deniz varken, Mehmet çıkarsa ne yapacaktım, hangisi daha kötüydü bilmiyordum. Merdivenleri ikişerli ikişerli inmemi engelleyen mini elbisem hiç yardımcı olmuyordu. Kaybettiğim her dakika sonumu geciktirmiyordu ne yazık ki. Son basamakları da indim. Nefesimi kontrol etmeye çalışırken kapının deliğinden baktım. Siyah eşofman takımıyla kaşları çatık, saçları dağınık yüzü gergin Deniz vardı. Kafasını hafif sallıyordu, sakin kalmaya çalışır gibi bir hali vardı. Daha fazla beklememem gerektiğini biliyordum. Kalbim ağzımda atıyordu. Kapıyı yavaşça araladığımda, Deniz beni baştan aşağı süzdü; yüzündeki sinirlilik yerine beğeni ve arzu duygusu aldı. Diliyle dudaklarını ıslattı. Gözleri bir süre vücudumda oyalandı. Tekrar yüzüme baktığında kaşlarını çattı. Bu duygu değişimi şuan ki durumu daha da garip hale getiriyordu. Elimi kapının yanında bulunan askılığa uzattığımda siyah kabanımı ve çantamı aldım. Hızla dışarı çıktım. Kapıyı kapattığımda, Deniz ile yüz yüze gelmeyi beklemiyordum. Sıcak nefesini yüzümde hissediyordum. İçimi gıdıklayan bu duyguyu onun da gözlerinde görmek, duygularımı daha yoğun hissetmeme sebep oluyordu. Dizginlemek çok zorlaşıyordu. Avuç içlerim terlerken göğsüm inip kalkıyordu. Göğsüm Deniz'in geniş bedenine çarpıyordu. Kafasını boyun girintime yerleştirdi. Gözlerini kapattı bir süre, kokumu içine çekti. Bir süre boynumda oyalandı. "Geç arabaya." dedi. Sesi boğuk çıkmıştı. Yanından hızla geçerek arabanın ön koltuğuna yerleştim. Nasıl bu kadar hızlı yerleştiğimi bilmiyordum. Sürücü koltuğuna oturduğunda bana bakmıyordu. Aramızda ki sessizlik sinirimi bozuyordu. O konuşmadıkça bende konuşmuyordum. İnatsa inat... Nereye gittiğimizi ya da aklından ne geçiyordu bilmiyordum, tahmin dahi yürütemiyordum. Ne kadar kötü olabileceğini biliyordum. İçimde bu korku ona olan güvenimi aşıyordu. Elini çıplak bacağıma yerleştirdiği hissettiğimde sıcak elleri üşüdüğümü fark ettirdi. Düşüncelerimden sıyrılıp Deniz'e baktım. "Üşümüşsün güzelim." dedi. Bacağımı bir süre sıktı. Canımı acıtır gibi değildi. "Bu kadar kısa giyinirsen tabi ki üşürsün." fısıldamıştı. Elini bacağımdan çekerek klimayı açtı. Elini bacağımdan çektiğinde hissettiğim boşluk hiç hoşuma gitmemişti. Salık olan saçlarımı toplama isteğiyle, saçlarımı ellerimin arasına alarak sıkıca topladım. Arabanın durmasıyla nereye geldiğimize baktığımda spor salonuydu. Bugün salıydı, spor salonu kapalıydı. Arabadan indi, bende peşinden takip ediyordum. Bagajı açıp içinden iki tane çanta çıkardı. Salona doğru yürüdük, Deniz cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. Elindeki bir çantayı bana uzattı. "Gerçekten mi?" dedim. Gülümsedi. "Yaptıklarının bir cezası olacaktı güzelim." Gözlerimi devirdim. "Sende dur antrenman yapalım dedin öyle mi?" sesimden alay akıyordu. Sesi kendinden emindi. Gülümsemem yüzümde dondu. "Antrenman yapacağımızı kim söyledi?" Kaşlarım havalandı. Çantayı açıp içine baktığımda dilimi yutacaktım. Mayoyla bakışıyorduk. Ne yapacağımızı anladığımda hızla kapıya doğru koşmaya başladım. Peşimden kovalamaya başladı. Kapının önüne geldiğinde hızla diğer tarafa doğru koşmaya başladım. Kafasını hafif sallayarak beni yakalamak için koşmaya başladı. "Gamzem niye zorlaştırıyorsun?" keyifle gülüyordu. Kafamı hayır anlamında salladım. Salon kısmını bitirip alt kata koşmaya çalışıyordum. "Beni hiçbir güç havuza sokamaz." Histerik bir kahkaha attı bir yandan salonda koşuyordum. Peşimde bir katil edasıyla koşan Deniz benden daha çevik olduğu için tek hamleyle beni belimden yakaladı. Merdivenlere ulaşamadan sonum gelmişti. Çırpınıyordum. "Ne olur Deniz, başka bir şey iste.." sesim yalvarır gibiydi. Ben çırpındıkça o kollarıyla beni kilitlemeye çalışıyordu. Gücünü kullanıyor gibi değildi. "Deniz, istemiyorum... Yaptığım saçma hareketler Deniz'in dengesini bozuyordu. Birlikte yere düştüğümüzde, ellerimi başımın üstünde kilitlerken ayaklarımı ayaklarının arasına aldı. Üstüme ağırlığını vermiyordu. Hareketlerimi nerdeyse tamamen kısıtlamıştı. "Sen o fotoğrafları beni çıldırtmak için atmadın mı?" sesi otoriterdi. Kafamı onaylar şekilde salladım. Hala kurtulmak için çırpınıyordum. Etkisi olmasa da. "Başardın da..." dudakları kıvrıldı. "Bir karşılığının olacağını biliyordun." Tekrar kafamı onaylarcasına salladım. Haklıydı biliyordum, karşılığının olacağını biliyordum. Denizdi sonuçta. "Gamzem ya sen hazırlanır gelirsin havuza, ya da ben seni hazırlarım." Tüm bedenimi baştan aşağı süzdü. "Ve çok memnun olurum. Duyduğum sözlerle çırpınmayı bıraktım. "Bende öyle düşünmüştüm." diye ekledi.
***
Son 8 bölüm kaldı, şarjım kalmadı... Yoruldum heeeee Bakalım neler olacak? Çok şaşıracaksınız... ve çok üzüleceksiniz Eğlence kitabında bile dram yazarım
|
0% |