@hamish
|
Ayağım sarılı şekilde, Mehmet'in evinde salonda oturuyordum. Acar çaprazımda, Deniz karşımda oturuyordu. Mehmet ve Umay mutfaktaydılar. Sipariş ettiğimiz pizzaları hazırlıyorlardı. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki şuan elimdeki elmayı sorgulamıyordum. Deniz'i konuşmamızın hemen ardından Mehmet ve Umay gelmiş, peşine de Acar tahmin ettiğim gibi ilk yardım çantasıyla gelmişti. Piknik bir anda iptal edilip ev planı yapılmıştı. Neymiş benim dinlenmem gerekiyormuş. Kimse beni konuşturmamıştı bile. Pizzalar geldiğinde, diyette olmama lanet ettim. Mehmet ve Umay sehpanın üzrerine çok güzel atıştırmalıklar hazırlamışlardı. Acar ve Deniz birer dilim pizza almışlardı bile ellerine.. Mehmet ve Umay'da uzandığım L koltuğun alt kısmına oturdular. Suratımın düştüğünü gören Mehmet kendi için aldığı dilimi bana uzattı. Deniz'e baktığımda az daha verdiğim sözü unutacaktım; aklımda tek bir şey dönüyordu, ondan bir şey isteyemezdim. Ne kadar diyet listemle ilgilense de ondan bir şey istemeyecektim. Pizza yemeyecektim yine de ona bu hazzı yaşatmayacaktım. Mehmet'e tekrar dönüp kafamı olmusuz anlamda salladım. "Hayır, yemeyeceğim kas kütlesi." Tamam anlamında omuzlarını silkti, pizza dilimini ağzına götürdü.Yerimden doğrulup ayağa kalktığımda Deniz hariç hepsi ayaklanmıştı. "Bir şey istiyorsan bize söyle." Mehmet beni tutmuştu. "Dinlenmen lazım." Acar'ın sesiyle hafif tebessüm ettim. "Tuvalete gideceğim." Mehmet beni özgür bıraktı. "Yardıma ihtiyacın var mı?" Bunu söyleyen Umay'dı. Kafamı olumsuz anlamda salladım. Ayağıma bastırmamaya özen göstererek salondan hole doğru ilerledim. Ne kadar bacağıma yüklenmesemde canım yanıyordu. Tuvalete girdiğimde aynadaki görüntüm ne acınası halde olduğumun kanıtıydı. Hem duygusal hem fiziksel olarak yıkıklar listesinin başını çekiyordum. Ellerime sabun döktüğümde, bir kere daha kendime küfür ettim. Avuç içlerim alev atarcasına yanıyordu. Gözlerim dolmaya başladığında kendimi bırakmıştım. Ellerimi suyun altına tuttuğumda ağlamam da hızlanmıştı. Bir süre sonra sakinleşmiştim. Deli gibi gülmeye başlamıştım. Her duygunun fazlası zıttına döner dedikleri bu olsa gerek. Ağladığım belli olmasın diye en son yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım. Tuvaletin karşısındaki balkonun korkuluklarına yaslanmış sigara içen Deniz bana bakıyordu. Beni gördüğünde sigaraya söndürüp yanıma yaklaştı. "Ağladın mı?" Nefesimi hızla dışarı verdim. Yanından gitmeye çalıştığımda kolumdan sıkıca tuttu. Kaşlarım çatıldı. Kolumu ellerinin arasından kurtardım. "Seninle konuşacak havamda değilim." Aramızdaki mesafeyi yok denecek kadar aza indirdi. Bilmiyordu ki mesafeyi istediği kadar kapatsın aramızda devasa uçurumlar vardı. "Canın mı acıyor?" Yüzüne öylece bakıyordum. Benden cevap alamayacaktı. "Benim yüzümden mi ağlıyorsun? Tepkisizliğim Deniz'i sinirlendiyordu. Yine de kibar olmaya çalışıyor gibiydi. "Neden ağladığını söyler misin?" Söylediklerini duymamazlıktan gelip yanından geçip giderken kısık sesle konuştum. "Bu sefer çelme takmayacak mısın?" Arkama dahi bakmadan salona girmiştim. Ne kadar süre geçmiş kestirmek güçtü ama çoktan sehpayı toparlamışlar sadece bir kaç cerez ve içecekler kalmıştı.Herkes sıkılıyor gibiydi. Ben dahil kimse bugünü böyle hayal etmemişti. Kendi yerime oturduğumda Acar beni inceliyordu. Buradaki herkes ağladığımı biliyordu. Neyse ki kimse patavatsızlık edip sormuyordu. "Doğruluk, cesaretlik oynamaya ne dersiniz?" Deniz salona girerken ortaya bir fikir atmıştı. Umay ile göz göze geldip Mehmet ve Acar'a döndük. "Eğlenceli olabilir." Dedi Mehmet. "Bana fark etmez." Diyen Acar'dı. Sehpayı benim tarafımı yakınlaştırıp sehpanın çevresinde yerlerini aldılar. Deniz ve Acar tam karşımda Mehmet ve Umay sağ ve solumdaydılar. "Üst üste 3 kere aynı şeyi seçmek yasak, her soru cevaplanacak. Soruyu cevaplayan şişeyi çevirir. " Umay lider havasıyla konuşmuştu. Soda şişesini çeviren ilk kişi Deniz olmuştu. Deniz ile beraberken kendimi hep uçurum kenarında hissediyorum. Yaparaklarımı koparıp bir bir atıyor o uçurumun kenarından.. Şişe döndü.. döndü.. Umay soruyor, Deniz cevaplıyordu. "D mi C mi?" D ve C yi ingiliz aksanıyla söylemişti. Deniz hiç düşünmeden cevap verdi. "Cesaret." Umay elini düşünüyormuşçasına yüzüne koydu. Yüzünde munzur bir çocuk ifadesi oluştu. "Şimdi sen ruj sürüp, Acar'ı yanağından öpüyorsun ve selfie çekip instagrama atıyorsunuz." "Beni niye yakıyorsun Umay?" Umay bir yandan gülüyor bir yandan çantasından ruju çıkarıyordu. Ruju çıkarıp Deniz'e uzattı. Deniz ruju Umay'ın elinden alıp sanki profesyonel makyaj artisti gibi telefonu ayna olarak kullanarak ruju dudaklarına sürdü. Biraz taşırsada dolgun dudakları kırmızı rujla çok seksi gözüküyordu. Acar bir anda ayağa kalkıp odanın içinde kaçmaya başladı. "Gel buraya aşkımm.." Deniz sesini cilveli bir kız gibi çıkarıyordu kendimi gülmemek için kasarken Umay ve Mehmet'in kahkahalarına eşlik etmeye başladım. Acar tekli koltuğun üzerine çıkmıştı. Deniz hedefine kitlenmişti. "Benden kaçamazsın aşkım, eninde sonunda öpeceğim. Kendi rızanla olursa acısız olur." Deniz bir anda Acar'ın üzerine atladı. Sımsıkı sarılarak yanağına öpücük kondurdu. Gülmekten karnım ağrımıştı. Deniz kendini toparlayarak ayağa kalktı, elini Acar'a uzattı. Acar da Deniz'den destek alarak ayağa kalktı. "Kirlettin beni.." yeşilçam oyuncuları gibi konuşmuştu. "Hadiyin fotoğrafı paylaşın." Bunu söyleyen Umay'dı. Odada kahkahalar yankılanırken, Acar ve Deniz fotoğraf çekiniyorlardı. Umay'ın fotoğrafı bana göstermesiyle tekrar gülmeye başladım, Umay'ın gülerken cikardığı sesle gülmemiz derinleşmişti. "Neden yoruma kapattın ya? " Umay sitem ediyordu. Deniz şişeyi çevirken kahkalarımız kıkırdamaya dönmüştü. Şişe döndü..döndü.. Soran bendim cevaplayan Mehmet'di. "D mi C mi?" Gözlerimin içine bakarak gülümsedi. "Bende Deniz'in izinden gitmiyorum, doğruluk." "Pekiala." Dedim. Aklıma gelen soruyla gözlerim parladı. "Neden bana Umay ile olanları anlatmadın?" Mehmet önce Umay'a sonra bana baktı. "Çünkü Umay'ın anlatmasını bekledim. Seni ikimizin arasında bırakmak en som isteyeceğim şey bile değil. " Acar ayağa kalktı. "Bir arama yapıp geliyorum." Acar yanımızdan ayrılırken bende telefonumun titremesiyle, dikkatimi mesajlara verdim.
Pembe Panterim: Sen çıkarsan bana ya da Mehmet'e ne olur bizim sarılmamızı sağla. -Bebeğim siz zaten sürekli sarılmıyor musunuz?"
Pembe Panterim: Benim anlamadığım bir şekilde öpüştükten sonra benden deli gibi kaçıyor. -Çekici beklerken konuşmadınız mı? Boşunamı çektim ben tüm acıları.
Pembe Panterim: Benzin istasyonuna girdik ya, çalışanla benzin fiyatını tartıştı benimle konuşmamak için. -Ohaa.. Bir anlık telefonlardan kafamızı kaldırıp birbirimize baktık. Yaa dercesine bakış attı.
Pembe Panterim: Dahası arabayı bana kullandırttı. Yol boyunca uyudu. İçimden kahkaha atıyordum, bu benim taktik. -Peki ya mutfakta pizza hazırlarken.
Pembe Panterim: Konuyu ne zaman açsam, pizza nasıl yapılır onu anlattı. -Tamam pembe panterim o iş bende.
Görüldü.
Umay bana öpücük gönderdiğinde havada yakalıyor gibi yapıp kalbime koydum. Deniz ile göz göze gelmemeye özen gösteriyordum. Acar kendi yerine yerleşmeden önce bana döndü. Yanağındaki ruj izi hala duruyordu. Yüzümde istemsiz gülümseme oluşmuştu. Telefonumun titremesiyle mesajlara girdim.
Asıl Yollu: Benden başkasına gülme. Gamzelerin bana ait değilse kimseye ait olamaz. Görüldü. Acar da gülümsememe karşılık vermişti. İnatla daha fazla gülümsedim. Mehmet sehpaya uzanıp şişeyi aldıp çevirdi. Şişe döndü.. döndü. Ben soruyordum ve Umay cevaplıyordu. Umay bana bakıp göz kırptı. Kadir gecesi doğmuş kızdı, öyle ballıydı. "D mi C mi?" Oturduğum yerde kendimi düzelttim. "Cesaret tabiki." Dedi. "Mehmet'e sarıl." Mehmet bana öldüresiye bakışlar atarken Umay teşekkür bakışları atıyordu. Umay Mehmet'in yanına gidip sımsıkı sarıldı. Kulağına bir şeyler söylediğine adım kadar emindim. Meraklansamda, Umay'ın anlatacağı zamanı bekleyecektim. Umay kendi yerine geçerken Mehmet'in yüzü kireç gibi beyaz kesilmişti. Umay hiçbir şey olmamış gibi şişeyi çevirdi. Deniz soruyor Acar cevaplıyordu. "Doğruluk mu Cesaretlik mi?" "Ben senin yolundan gitmiyorum, doğruluk." Dedi Acar. "Aşık olduğun biri var mı?" Pat diye sorumuştu Deniz. Deniz sorusunu sorduğu anda Acar bana döndü. "Aşk mı bilmiyorum ama onu görünce daha iyi biri olmak istiyorum." Bakışmamızı kesip Deniz'e döndü. "Onu üzen ne varsa yok etmek, hep mutlu olsun istiyorum. " kelimelerini bastıra bastıra söylüyordu. "Kim peki?" Dedi Deniz. "Bir seferde tek soru." Acar şişeyi çevirirken bıyık altından gülümsüyordu. Sişenin durmasıyla yüzü asılmıştı. Deniz soruyor ben cevaplıyordum. "D mi C mi? " dedi. Mükemmel gerçekten, her iki tarafı boklu değnek ne söylersem söyleyeyim elimde patlayacaktı. "Doğruluk.." dedim içimdeki cesaret kırıntıları ortalarda gözükmüyordu. Sinsi bir ifade oluşmasını beklerken yüzünde, meraklı ayni zamanda şevkatli bir ifade takındı. "Az önce tuvalate gittiğinde neden ağlıyordun?" Bu sefer kireç gibi olan bendim. Bu soruyu beklemiyordum. "Biri var.. içimde yeni hisleri inşa ediyordu.." nefes alıp Deniz'e baktığımda söylediğim hoşuna gitmiş gibi duruyordu. "Ama bunu yaparken güneşimi kesiyor farkında değil." Cümleme devam ettiğinde duraksadı.
|
0% |