@hamish
|
Onca şaşkınlığımın arasında onca çıkmazın arasında tam her şeyi düzene sokmaya karar vermişken nereden çıkmıştı bu karışık olay.Bir türlü kendisinden vazgeçmeyen orada kanadı kırık kuş misali çırpınan bir türlü vazgeçmeyen içimdeki benden başkası değildi. Acar'ın bir anlık benden hoşlanma ihtimali hoşuma gitmişti. Oysa sevgilisi kuzenimle evlenmemiş gibi bir de sevgilisine hala deli gibi aşık. Telefonumdaki mesajlara bakarken, içim darlanıyordu bir yanda Acar bir yanda Deniz...
İlk olarak Deniz'in mesajını açtım.
Asıl Yollu: Sesin soluğun çıkmıyor. -Acar'ın sevgilisi yokmus :D
Asıl Yollu: A-hahahaha sevgilisi olmasa nolacak sana bakar mı Acar?
Ne zaman yollu olmayı bırakacaksın? -Koyunun götü bir gün açıksa keçinin ki her gün açık.
Asıl Yollu: Bana laf mı çarptın sen? -Keçi misin ne üzerine alınıyorsun?
Asıl Yollu: Tavşan taşa s*kini sürmüş dağı s*ktim sanmış.
Görüldü. Yazıyor.. Görüldü. -O zaman tavşansın..
Asıl Yollu: Bırak tavşanı şimdi seni benim gruba aldım. -Ne demek benim gruba aldım?
Asıl Yolu: Baştan beri ilgilenen seninle benim. - Bana sordunuz mu? Ne sen ne Acar bana sormadan sürekli bir şey yapıyorsunuz. Asıl Yollu kişisi engellendi.
Deniz'in mesajlarından çıkıp Acar'ın mesajını açtım.
Acar: Kahveyi ne zaman içiyoruz? -Bumerang gibi ne dönüp duruyorsun, daha bir kaç gün önce kahve falan istemediğini söyledin.
Acar: Biz o hayvanlığımı düğünde attığımızı düşünüyordum. -Bir açıklama yapmadın.. Ben böyle şeylere gelemiyorum kafamda biri var bir tanesine daha katlanamam. Açıklama yapacaksan gelirim. Acar kişisi engellendi. Gerçekten bunalmıştım. Daha fazla dayanamadan kapşonu kafama geçirip telefonu sessize alıp cebime attım. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Küçüklüğümde yalnışlıkla kesfettiğim bir yer vardı uzun zamandır oraya gitmemiştim. Şimdi o yere doğru yürümeye başladım. Hava hafif yağmurluydu. Yağmurlu havaları severdim.. İnsanların kaçışları, yaşamak zorundaymış gibi herkes delice kaçışıyordu. Yolu hatırlamakta zorlanıyordum, emin olmak zor. Etrafa bakındığımda artık sahilin sonuna gelmiştim. Burada kimse olmuyordu.. En sevdiğim buydu. Sessizlik, deniz ve huzur.. Deniz ve huzurun yan yana geldiği tek cümle bu olsa gerek. "Gamze." Duyduğum sesle yerimden sıçradım. "De..niz... sen nasıl buldun beni?" "Ben bulurum." "Neyse ne, niye buradansın." Gözlerini gözlerime kilitledi. "Bir şey demeyeceksen gidiyorum. " Sustu. Arkama döndüm, geldiğim yöne doğru yürümeye başladım. Kolumu tuttu canımı yakıyordu. Sanki tüm hırsını kolumdan çıkarıyordu. "Özür dilerim." Dudaklarını yaladı. Su damlacıkları yüzünden iniyordu. Yağmur gittikçe hızlanıyordu. Yağmur damlaları yere intikam almak için carpıyor gibiydi. "Bana ne yapıyorsun böyle Gamze." Kolumu kurtardım. "Yeter Deniz ben oyunlarından sıkıldım. Oyuncağınla başka bir çocuk oynadı diye değere mi bindi. Hee?" "Seni çok kıskanıyorum, deli gibi kıskanıyorum." Cıldırmışçasına bağırmaya başladı. "Acar değil bir erkeğin seni güldürmesi, birinin oğlum bu kız güzelmiş demesi beni çileden çıkarıyor." İki kolumu sıkı sıkı tutuyordu. Gözlerinde daha önce görmediğim bir bakış vardı. Ağzımı açmaya korkuyordum. "Ben hariç herekese sevecen olmandan nefret ediyorum ve ben sadece benim olmanı istiyorum. " Sona doğru sesi kısıldı, sağ eli gözümün önüne düşen saçıma uzandı. Gülümsedim. Kendimi ondan çekemeye çalıştıkça daha sıkı tutuyordu. "Ama bu imkansız. " Kafamı olumsuzca salladım. Bedeni bedenime yasladı, sımsıkı sarıldı. "Gamze ben sensiz yaşayamam." |
0% |