Bugün ilk günüm olduğu için beni yormayan bir çalışma yapılmış salona oryantasyonum sağlanmıştı. Peki benim bu kadar ter su içinde kalmam normal miydi? Bugün bu kadar yorulduysam gerçekten çalışmaya başladığımda ne yapacaktım. Bu saatlerde salon sakindi, bizimle birlikte bir kaç kız çoktan çıkmışlardı. Salonda bir elin parmağını geçmeyecek kadar insan vardı. Mehmet'in antremanının bitmesini bekliyordum. Üzerimde olan bakışlarla kafamı kaldırdığımda, dövmeli adamla göz göze geldim. Hayran olunası gözleri, buğday teni libidom tavan yapmıştı.

"Enerjiniz kalmamış gibi, doğru siz başka şeylere harcamıştınız tüm enerjinizi." vücudumu baştan ayağa süzmüştü.

Soyunma odasına yaptığı gönderme vücudumu karıncalandırmış, kendimi bok gibi hissettiriyordu. Yine de ona bakmaktan kendimi alamıyor kaçak bakışlar atıyordum. Soyunma odasındaki gelen minnacık öz güvenim artık yoktu.

"O kadar mı iyidi, cevap verecek enerjiniz kalmamış." Kaşları çatıldı ben cevap vermedikçe üzerime doğru eğiliyordu. Mesefa nerdeyse sıfırdı.

Bu tepkim nedendi bilmiyorum normalde cevap vermezdim. İçimdeki Gamze sadece Mehmet'in yanında ortaya çıkardı oysa.

"Diyelim ki o kadar iyidi." dudaklarımı yaladım. Bana ne oluyordu bilmiyordum. Arsız biri gibi duruyordum şuanda.

Bir anda çekip gitmişti. Öylece bakakalmıştım. Acıktım çok acıktım, dövmeli adam bile iştahımı kesmemişti. Mehmet söylemişti bana, spordan sonra daha çok acıkacaksın diye. Bu kadar olacağını bilmiyordum.

Gözüm Mehmet'i salonda taradı, ağırlıkların yanında olduğunu görünce yanına doğru gittim. Beni görünce setini bırakıp ağırlığı yerine koymuştu.

"Mehmet ne zaman bitecek senin antreman."

Düşünüyor gibiydi, kafasında hesaplama yapıp bana döndü.

"Çok değil, sen şimdi Selin koçun yanına git diyet listesiyle ilgili konuşacak seninle. Ben de o sırada bitirmiş olurum."

Kafamı sallayarak girişti bulunan ofise yaklaştım, kapıyı tıklatıp içeri girdim.

"Selin koçum merhaba."

Fiziği çok hoş olan sarışın kadın tatlı bir gülümseme gönderdi bana. Kolları incecikti, aklımda tek bir şarkı çalıyordu: kürdandan kolları var tutamaz o kırılırım...

"Bende seni bekliyordum. " sandalyeyi göstererek devam etti. " Otur şöyle."

Dediğini yapıp sandalyeye oturdum. Elinde verilerim olduğunu bildiğim kağıdım vardı.

"85 kilo, 160 cm boyun bacaklarda karında yağlanma. Buna rağmen kas kütlen güzel."

Utanmıyordum nedenini bilmiyordum.

"Sana Deniz hoca, diyet listesi verecek kendisi fakültede görev yapıyor buranın ortaklarından. Sadece buranın üyelerine liste yapıyor. İletişim bilgilerini sana atacağım."

Kafamı hafif eğdim.

"Yani siz yardım etmeyecek misiniz bana?"

Yüzünde güven veren bir tebessüm vardı. Telefonunda bir şeyler yapıp bana uzattı, gördüğüm fotoğrafla ağzım aralandı. Selin Koçun beş katı olan vücudu ama yüzü aynı..

"Ben sana her türlü yardıma açığım ama alanında uzman Deniz Hoca. Bak bende senin geçtiğin yollardan geçtim. Ne zaman desteğe ihtiyacın olursa ben burdayım."

Acaba fotoğraf şop muydu? Kafamı hafif sağ sola salladım. Koskoca kadın niye yalan söylesin yahu.