@hamish
|
-Bir saat oldu yavrum. Hala isim vermedin bana. Dövmeli Yollu: Başta çok emindim o olduğuna. Yanılmışım. -Sakın bana beni şu dombili çirkin kız zannettiğini söyleme. Dövmeli Yollu: Öncelikle çirkin dediğin kız gayet güzel. Biraz kilosu var ama yakışıyor. Hadsizlik etme. -Neyse ne... Ne istediğimi sormayacak mısın? Dövmeli Yollu: Zaten söyleyeceksin. -Hemen tanımışsın beni. Dövmeli Yollu: Tanıdığım birisin sen. -Öyle bir şey demedim. Dövmeli Yollu: İstediğin şey ne söyle bir daha da bana yazma. Konuşmak istediğim kişi olmanı istedim. Ama değilsin. O da zaten böyle yazmazdı. Görüldü. Yazıyor... -İstediğim şey, sandığın kişiye davrandığın gibi bana da davran. Görüldü. Yazıyor... Çevrimiçi. Yazıyor... Dövmeli Yollu: İç çamaşırlı fotoğrafını at. - ?????? İnternetten tanıştığım ama yakın arkadaş olduğum Umay'a mesaj attım. Fiziği gibi kendiside muhteşem bir insan bir kaç aya kalmadan yanımıza taşınıcak. Üst kattı tuttu ama yurt dışında işlerini halledemediği için hala buluşamadık. -Umay, aşkım benim pembe panterim. Görüldü. Yazıyor. Pembe Panter: Söyle bitter çikolatam. -Aşku biliyorsun sana olayları anlattım. Şimdi bana iç çamaşırlı kadın fotoğrafı lazım. Ama beni dava etmeyecek biri. Pembe Panter: İnstagramımdan al aşku ne debeleniyorsun iki saattir. Neyse ben sana şimdi bir kaç tane özel çekerim. 12 fotoğraf gönderildi. -Dava etmek yok hee. :D ♡♡♡ Hemen diğer telefonu elime aldım. Dövmeli Yollu: Ona davrandığım gibi davransam kaldıramazsın. Öyle pislik biriyim ki sevgilisi olduğunu bile bile... Bok gibi davranıyorum. Yazıyor... - Kız da senin yanında duruyor öyle mi? Dövmeli Yollu: Bilmiyorum. Yanımda durmak istemiyor hep kaçıyor. Ben iğrenç bir adamım. Ama bu yapacaklarıma engel değil. Bu yaptıklarım sadece yapacaklarımın fragmanı. Sana da böyle mi davranayım gerçekten? Bunları sana anlatıyorum, senin seçme şansın var ama onun yok. Görüldü. Yazıyor... - Sen yaralısın. İstemesende böyle davranacaksın. Bir fotoğraf gönderildi. Dövmeli Yollu: Bak bunun geri dönüşü yok. -Sıra sende. Dövmeli Yollu: Ne bende? -İç çamaşırlı fotoğraf sırası. Görüldü. 1 saat sonra. Bir fotoğraf gönderildi. Yazıyor... Yazıyor... Dövmeli Yollu: Ne oldu küçük dilini yuttun? -Belliydi zaten yollu olduğun, beni şaşırtmadın. Dövmeli Yollu: Sen.. -Uzatacaktım ama ben senin gibi olmadığımı fark ettim. Sen zaten iğrenç olduğunu kabul etmiş bir herifsin. Dövmeli Yollu: Gamze ? Dövmeli Yollu engellendi. Kendi telefonumu alarak hızlı hızlı Mehmet'in yanına indim. Üzerimde askılı atlet ve kısa şort vardı. Pufidik terlikelerimle kapıya geldiğimde, içeri Mehmet'in odasına girdim. "Kas kütlesiiiiiggggggg ben ne yaptımmm." Telefonu eline verdim, okumasını izliyordum. Yerimde duramıyordum. Yüz haltlarından hiç bir şey anlamıyordum. "Umay'ın fotoğrafını nasıl buldun? İnstagramdan mı aldın? İzinsiz mi kullandın?" Sesi sinirli çıkmıştı. "Mehmet saçmalama, al bak kendi telefonumda konuşmalarımız. İzin aldım." Umay ile mesajlari göstermek için kendi telefonumu açtığımda şaşkınlıkla ağzım aralandı. Asıl Yollu'dan +6 cevapsız arama. +10 cevapsız arama. +25 mesaj Asıl Yollu: Çık kapıya. "Şimdi Umay'ı boş ver Mehmet, yollu aşağıda. " dedim. İkimizde aynı anda dışarı çıkmak için evden fırlamıştık. Teyzemle annem neyseki bugün evde değillerdi. Kapının önüne çıktığımızda bizim şaşkınlığımız kadar Deniz'in şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. "Siz aynı evde mi yaşıyorsunuz?" Dedi. Soru sorar gibi değil de idrak eder gibiydi. "Senin ne işin var lan burda?" Mehmet Deniz'in üzerine yürüyordu. Mehmet'i zor tutuyordum. Deniz pis pis gülüyordu. "Yanındaki kadının benimle yaptıklarından haberin var mı senin?" Mehmet'in boyun damarları kasılmış kaşı seğriyordu. Mehmet'ten hiçbir şey saklamazdım. Bizi sevgili sanması dahil soyunma odasındaki gibi tüm olaylardan haberdardı. "Salatalık sever misin?" Dedi Mehmet. Deniz'in yüzündeki gülümseme soldu. Yüzünde anlamadığım hayal kırıklığı oluştu. "Seninle konuşan bendim ben. Bu fikri sunan da bendim. Yani sen benim diğer yarımı küçük düşüreceksin bizde öylece oturucaz öyle mi? Şimdi siktir git ağzını burnunu eline vermim. " |
0% |