@hamish
|
BEŞ AY SONRA
Deniz: Mehmet. Görüldü. Deniz: Mehmet Allah aşkına bak Görüldü. Yazıyor.. Mehmet: Hayırdır başına taş mı düştü? Deniz: Biliyorum çok geç. Mehmet: bu konuşmayı bana değil Gamze'ye yapman gerekiyordu Yazıyor.. Mehmet: Onun için cidden geç Görüldü. Yazıyor.. Deniz: suçumu reddetmiyorum köpek gibi pişmanım Mehmet: Deniz bi s*ktir git Mehmet: Senin yüzünden Gamze benimle bile konuşmuyor Yazıyor.. Mehmet: En son ne zaman yüzünü gördüm biliyor musun çünkü ben hatırlamıyorum, beş ay ya beş ay senin yüzünden ne halde bile bilmiyorum Deniz: Seninle de mi görüşmüyor? Mehmet: Sen resmen salağa mı yatıyorsun anlamadım ki Gamze evini terk etti Mehmet: hayatını bitirdin kızın Deniz: Biliyorum lanet olsun biliyorum hatamın telafisi yok Deniz: zamanı geri alamam yaptıklarımı geri alamam Mehmet: O zaman ne bok yemeye etrafımızda dolanıyorsun Deniz: hatalarımın sonuçlarını ödüyorum Görüldü. Yazıyor.. Deniz: daha iyi biri olabilirim Mehmet: Sana iyi biri olacağını kim inandırdı? Deniz: Gamze.. bana inanmıştı Deniz: Vazgeçmeyeceğim Mehmet: Yerini bilmiyorum bilsem de söylemem Deniz: Beni yanlış anlamışsın bu halimle çıkamam karşısına Deniz: Ben zaten yerini biliyorum Mehmet: eeeee Deniz: Ben tedavi olmak istiyorum Mehmet: ben veteriner değilim Deniz: ne dersen kabulüm hasta olduğumu anlamaman imkansız Deniz: daha önce olmalıydım tedavi yapamadım hastalığa suç atabilirim, ama lanet tüm suç benim Deniz: Gamze'yi tamamen kaybettiğimde dank etti Mehmet: Bak Deniz seni iyileştirmek, benim doktorluk görevim.. Görüldü. Yazıyor.. Mehmet: tedavi sürecinde hastalığın kontrol altına alınmadan Gamze'ye tekrar zarar verirsen hasta masta dinlemem seni öldürürüm bu da benim Gamze'ye olan görevim Mehmet: Onu koruyamadım daha fazla zarar görmesine dayanamam Deniz: Gamze'nin bir daha zarar görmesini istemiyorum Deniz: Hemen başlayabilir miyiz tedaviye Mehmet: Önce yapmam gereken bir şey var Mehmet: Gamze'nin adresini ver. Deniz: Kahveci mah. Sutun sok. No:1822/1
***
Mehmet soluğu Deniz'in verdiği adreste aldı. Tam evin önündeydi. Sessiz sakin sokakta bir kaç müstakil evden biriydi. Çift katlı çitlerle, bahçesi çevriliydi. Bu evde yalnız başına ne kadar acı çekti kim bilir? Neler yaşadı gün yüzüne çıkmayı bekleyen. Her acıyı içine atarsın da kendini atacak yer bırakmazsın. Acıyı en çok neden kadınlar çekerdi, sanırım cevabı buldum. Acıya en yakın olanlar en güçlü olanlardır. Kadınlar güçlüdür. O zaman acıyı çekmeye mahkum mu oluyor? Ne kolay yazılıyor acı. Üç harf bir hece. Keşke yazıldığı kadar kolay yaşansa. Ah be hayat acıda neden bu kadar cömertleştin? Mehmet parmağını zile bastı. Bekledi bekledi. Beş ay beklemişti bir kaç dakika daha beklerdi. Kapı yavaşça açıldı, Gamze'nin yorgun bedeni gözüktü kapının ardından. Karşısındaki görüntüyle Mehmet yutkundu. Gamze verdiği aşırı kilolardan dolayı giydiği kıyafetlerin içinde kaybolmuş gibi duruyordu. Kapşonundan tam yüzü gözükmüyordu. Hafifçe başını kaldırdı. Uykusuzluktan yüzü çökmüş, göz altları mordu. Soluk alış verişi hırıltılıydı, normal değildi. Yüzü solgun ve kuruydu. Enerjisi sönmüş olan bu kadın Gamze olamazdı. Gamze'nin gözleri doldu. Mehmet özlem dolu bakışlarıyla kollarını açtı. Gamze o kadar halsizdi ki güvenli kollarda yerini almak istese de, yapamadı. Mehmet ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Kendinden nefret ediyordu. Gamzesi bu hale gelmeden bulmalıydı onu. Mehmet yaklaştı. Sımsıkı sardı Gamze'yi. Hissettiği kemikleşmekle donakaldı. Gamze hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ağlamak söyleyemediğin kelimelerin gözlerden dökülmesiydi. "Ağla.. ağla." Mehmet, Gamze'nin sırtını sıvazlıyordu. Her sıvazlamada Gamze'nin sırtındaki her bir kemik eline geliyordu. Sigara kokuyordu Gamze. Gamze sigara içmezdi ki nefret ederdi. Ağlayarak sigara içittirdi o adam, sigaradan nefret eden kadına. Mehmet'in profesyonel kimliği yok olmuştu. Oysa ne kolay konuşuyordu ailelerle. Çok zor sevdiğini bu halde görmek. Çok zor yaralarını saramamak. "Hadi içeri girelim, üşüyeceksin." dedi Mehmet şefkatle. Gamze'nin reddedecek hali yoktu. Mehmet Gamze'yi kucağına aldı. Mehmet'in dizleri titriyordu. Bu kadar da olmazdı. İçeri girip kapıyı ayağıyla kapattı. Dağınık olan odaya baktı. Her yerde sigara ve kahve bardakları vardı. Havasızlıktan her yer kusmuk kokuyordu. Mehmet Gamze'yi koltuğa otutturdu. Gamze başındaki kapşonunu açtığında daha fazla dayanamadı Mehmet. Olduğu yere düştü. Gözlerini acıyla bakan kadından bir an çevirmedi. Gamze'nin saçları, simsiyah uzun saçları, yoktu. Yerine yamuk yumuk sağdan soldan kesilme kısacık saçları yer yer kellikler vardı.
.....
Ve evet bombayı bırakıp kaçıyorum.
|
0% |