@hamish
|
Kuzenimi görmemden bir hafta geçerken hastane kontrolünden iki hafta geçmişti. Gecenin gündüzle buluşmasını izliyordum. Muhteşem buğulu görüntünün aksine aklımda başka görüntüler vardı. Kontrolden beri düzensiz olan uyku düzenim kuzenimle konuşmamla tamamen değişmişti. Aklımda hep nasıl spor yapacağım, herkese rezil olma korkum vardı. Güneş ışığı ortaya çıkarken ki o ahenkli dansla nefesimi tutuyorum bir süre. Ölmek ne kolay olurdu. Gri geniş koltuğumdan ayaklarımı sarkıtıyorum, ayağımda çorap olması eski tahta sesini katlanılabilir kılıyordu. Küçük olan oda dahi bana inat ses çıkarıyordu. Saate baktığımda sekize geliyordu. Yakınımda olan küçük sehpaya uzandım, düzenli duran defterlerinden birini ve hemen yanında duran kalemi elime alıp eski yerime yerleştim. Dizlerini vücuduma çekerek defterin sayfalarını açtım; 1. Kasları beyin hücrelerinden büyük kuzenimin yazdırdığı spor salonuna git. 2. Şu lanet yağ löbülcüklerinden kurtul. 3. Hedef bodycilik . . . Çat diye kapattım defteri. Her seferinde tekrar başladığım bu diyetler silsilesine girecek gibi. Kas kütlesi kuzenimin gazıyla yazıldığım spor salonuna gitmemek için telefonumu açtım. -Kas kütlesi ben vazgeçtim gelmeyeceğim. Görüldü. Kas kütlesi yazıyor.... Kas kütlesi : Sen dayak yemekten korkmuyorsun Gamze. -Ne alakaaa ne alakaggg.. Kas kütlesi : Gamzeli ben senin taagg yolculuğunu biliyorum. Şimdi kaldır o güzel kalçalarını hazırlan haburda bana motivasyon konuşması yaptırma. Youtube geçmişin bodycilerin videolarıyla doludur. Üzerimde duran siyah elbiseden, belli olan kalçalarımı görmek için aynanın önüne geçtim. Gerçekten güzel mi kalçalarım. Kalçamı eğerek hafif salladım. Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Mağaza mağaza gezdiğim her mağazanın büyük beden satmıyoruz, size göre kıyafet yok diye diye zar zor bulduğum 3 xl eşofmanla bakışırken gelen mesaj sesiyle telefona döndüm. Kas kütlesi : Çamaşırlarla bakışmayı kes. Teyzem onları yumoşlan yıkamadı diye mis gibi kokmuyordur. Kas kütlesi :Yeter Gamze... Kas kütlesi :Beni oraya çıkarma, aşağıda bekliyorum. Kas kütlesi :Zaten üst katımdasın bir yere kaçamazsın.... -Beni mi izliyon gavat? Kas kütlesi : Bak salarım memoyu üzerine. Memo kim mi, benim korkulu rüyam. Biricik kuzenimin tek oğlu, köpeği memo. Korkum spor salonlarıyla yarışır. Yazıyor.... Görüldü. +3 mesaj Mesajlara bakmadan yeni aldığım eşofmanla oversite t-shörtü etiketlerini çıkarmadan çantaya sıkıştırdım. Annemin verdiği dantelli havluyu da çantanın önüne sıkıştırdım Yanımızda çeyiz de taşıyoruz vesselam. Kapıyı açtığımda kuzenle karşılaşmam bir olmuştu. Uzun boyu iri gövdesi, kirli sakallarıyla her kızın kalbini çalacak vaziyette. Süt kardeş olmasaydık aşık olacağım ilk erkek olabilirdi. Gözleri kocaman olmuş elinde yeşil elmayla şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Vay cidden hazırsın. " dedi. "Geç değil geri dönebilirim. " içeriye doğru yönelmiştim. "memooo gel oğlum.." Arkamdan kahkahalarını gizlemeyen bir Mehmet bırakarak evden nasıl çıktığımı bilmiyorum. Memo korkusu insana neler yaptırıyor. Bir gerçek var ki kuzenim narsist. Kendi adını köpeğine verdi. Hatta oğlum olsun adını Mehmet koyacağım diyor. Memo krallığı kuracak. Ben arabanın yanında beklerken, siyah kapşonumdan beni sürüklemeye başlayan kuzenime bön bön bakıyordum. "Lan beni yürütecek misin? Zaten spor salonuna gidiyoruz." tatlı olmaya çalışıyordum. Bana kıyamazdı ki.. Hayır kıyma makinesi gibi kıyardı. "Senin benzin fiyatlarından haberin var mı?" Beni kırmamak için şakaya vurduğun farkındaydım. Çevremdeki herkes beni yargılarken Mehmet beni her halimle kabullenmişti. Bir karar verdim, o da beni desteklemekten hiç çekinmedi. Herkes bana inanamazken Mehmet inanıyordu. Beni her zaman kırmadan yönlendiriyordu. Gerçeklerin bende farkındaydım. Çevremdeki herkesin sanki onların hakkını yiyormuşum gibi bakışları, konuşmaları daha çok yememi tetikliyordu. Siz de yiyin aminyumlar. Sonunda başaramasam da yanımda olacağını biliyorum. Kilolu olmak suç değil, sadece sağlıklı olmak istiyorum. İkimizde yol boyu konuşmamıştık. İçeri girip bana aşağılayıcı bakışlarla bakan kızlar yanımda duran Mehmet'e hayranlıkla bakıyorlardı. Bu bakışlara alışkındım ama kafamı yere eğip ayakkabılarımı çıkarıp, yanımda getirdiğim spor ayakkabılarımı giymekten başka bir şey yapamadım. Özgüven hanım bir taraflarıma kaçmıştı. Mehmet önümden içeri girerken bir kez daha bu giriş kapılarını bu kadar dar yapanlara sövdüm. Yan yan girerken Mehmet'e döndüm. Gözlerimi kuzenimin gözlerine diktim. "Bu kapıdan düz girdiğim zamanlarda olacak. " Mehmet bana gülümsemekle yetinmişti. Dün parasını verdiğim kartı elime verdiğinde, geri kartı görevliye verip anahtar teslim almıştık. *** Yorum yazmayı vote atmayı unutmayalım. . . . Eğlencenin böylesiii . . . |
0% |