@hamish
|
Arkasında bıraktığı adam . . . Ceylan, gözlerini açtığında tanımadığı bir evde olduğunu fark etti. Oda, kırmızının her tonuyla donatılmıştı. Kırmızı duvarlar, kırmızı mobilyalar ve hatta kırmızı halılar; hepsi bir araya gelerek yoğun ve etkileyici bir atmosfer yaratmıştı. Başlangıçta nerede olduğunu anlamakta zorlandı, ama sonra olanlar bir bir aklına geldi. Kovalamaca, silah sesleri, Pamir ve bayılması... Kendini toparlamak için yataktan doğruldu. Tam o anda kapı tıklatıldı ve içeriye Pamir girdi. Üzerinde yeni pansuman yapılmış yaralarıyla, yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Ceylan, bu adamın kim olduğunu ve neden burada olduğunu düşünmeye başladı. Bu kadar tesadüf fazlaydı. Pamir, Kubilay ile hiç anlaşamazdı. Düşman değillerdi belki, ama rekabet konusunda ikisi düşmanları geçerdi. İkisi de lider olmak için her şeyi yapardı. Karanlık dünyanın iki imparatoru, şimdi Ceylan’ın kaderi üzerinde etkili oluyordu. Pamir, odanın kapısında durarak Ceylan’a baktı. “Uyandın,” dedi sakin bir sesle. “Kendini nasıl hissediyorsun?” Ceylan, gözlerini odada gezdirip tekrar Pamir’e döndü. “Neredeyim?” diye sordu, sesi hala biraz zayıftı ama içinde yükselen merak ve şüpheyi saklayamıyordu. Pamir, birkaç adım atarak Ceylan’a yaklaştı. “Burası benim evim,” dedi. “Baygındın, Senhora. En mantıklı bu geldi.” Portekiz aksanıyla oldukça belirgindi. Ceylan, kendisini toparladı ve ayağa kalktı. “Arabam nerde?” diye sordu."Ve saat kaç?" "Sakin ol Senhora, çok olmadı bir saattir baygınsın. Ve araban temizlendi, kapının önünde." Ceylan Pamir’in gözlerinde, ona gerçekten yardım etmek isteyen bir adamın samimiyetini gördü. "Teşekkür ederim, şimdi gitmeliyim." Ceylan'ın sesi samimiydi. Ceylan, yataktan kalkmak için hamle yaptı, ancak ayağa kalkar kalkmaz başı döner gibi oldu. Bir an için sendeledi, dünya etrafında dönüyormuş gibi hissetti. Pamir, hızla harekete geçti ve onu yakaladı. Kolları, Ceylan’ı sıkıca kavradı, düşmesine engel oldu. Pamir, Ceylan’ı kavradığı anda içinde yoğun duygular hissetmeye başladı. Bu kadın, sadece fiziksel bir güzellik değildi; cesareti, kararlılığı ve kırılganlığı, Pamir’in içinde daha önce hiç hissetmediği duyguları uyandırmıştı. Kalbi hızla atmaya başladı, Ceylan’ın sıcaklığı kollarında yankılandı. Ceylan, Pamir’in kollarında kısa bir an için dengesini bulduktan sonra, ona bakarak hafifçe gülümsedi. “Teşekkür ederim,” dedi, sesi zayıf ama içtenlikle doluydu. Pamir, derin bir nefes alarak Ceylan’ı yavaşça serbest bıraktı. “Yavaş olmalısın,” dedi, sesi yumuşaktı. Ceylan, Pamir’in bu nazik ve koruyucu tavrına karşılık olarak başını salladı. “Haklısın,” dedi, derin bir nefes alarak. “Ama gitmeliyim.” Ceylan, güçlükle toparlanarak ayağa kalktı. “Gitmeliyim,” dedi kararlı bir sesle. Pamir’in yüzü bir anda ciddileşti, kaşları hafifçe çatıldı. Bu kadının hayatında birinin olma ihtimali, Pamir’in zihninde şimşekler çaktırdı. İçindeki belirsiz kıskançlık duygusu, kalbinde yankılandı. Ancak, bu duyguları kontrol altında tutarak Ceylan’a bakmaya devam etti. "Teşekkür edemedim size Senhora." Dedi. Ceylan kısa bir nefes aldı. "O konuşmayı yapacak mıyız?" Ceylan gitmeye hazırlanırken, Pamir bir adım öne çıktı ve ciddileşmiş bir ifadeyle, "Kesinlikle Senhora, konuşmamız lazım," dedi. Ceylan, yüzünde hafif bir gülümsemeyle ona baktı. "Bir şey söylemene gerek yok," diye cevap verdi, "Kimseye bir şey söylemeyeceğim." Pamir de gülümsedi, ama gözlerinde bir merak ve kararlılık vardı. "Onu anladım zaten," dedi yavaşça. "Ama beni tanıyor musun?" Ceylan, Pamir’in gözlerine baktı ve başını salladı. "Evet, seni tanıyorum." Sesi sakin ama kendinden emindi. Pamir, bu sözler karşısında bir an durakladı. Ceylan’ın bu kadar net ve açık konuşması, onun kafasını karıştırmıştı. Kendisinin karışık ve karmaşık planlarını yürütmeye alışık olan Pamir, şimdi bu kadının karşısında, ilk defa kendi duygularını netleştiremiyordu. "Sende beni tanıyacaksın," diye ekledi Ceylan, gözlerinde kararlı bir bakışla. Pamir, bu sözlerin derinliğini anlamaya çalıştı. Onun kafasını karıştırmak için planladığı bu konuşma, şimdi kendi zihninde bir düğüm haline gelmişti. Ceylan, Pamir’in bakışlarını görmezden gelerek kapıya doğru yürüdü. Artık burada daha fazla kalmak istemiyordu. Oğlunun yanına dönmek, onun güvenliğini sağlamak zorundaydı. Kapıya vardığında, arkasında duygularından habersiz bir adam bırakarak hızla çıktı. Arabasına bindi ve motoru çalıştırdı. Pamir’in evinden uzaklaşırken, düşünceleri hâlâ orada, onunla birlikteydi. Pamir’in bakışları ve davranışları, Ceylan’ın zihninde yer etti. Ancak, şu an için önemli olan, oğlunun yanına geri dönmekti. Pamir, Ceylan’ın arkasından baktı. İçinde, onu durdurmak ve kalmasını istemek için büyük bir arzu vardı, ama bunu yapmadı. Ceylan’ın kararlılığı ve bağımsızlığı, Pamir’in onu daha da hayranlıkla izlemesine neden oldu. Ceylan, Portekiz’in sakin sokaklarında ilerlerken, arkasında bıraktığı adamı ve yaşadığı duygusal anları düşünmemeye çalıştı. Biliyordu, bir gün tekrar karşılaşacaklardı. |
0% |