Elis in sınıfının önüne geldiğimde daha çıkmamışlardı. 2 dakika sonra içerden coğrafya hocası çıktı. Bu hocayı biliyordum. Adam karısı tarafından aldatılıyordu. Bende bunu ona söylemiştim. O yüzden sever beni Mehmet hoca. Gerçi ben sevilmicek kızmıyım?

Hocay baş selamı verip geçtim ve sınıfa daldım. Herkesin gözleri çat diye bana dönerken buna Elis de dahildi. Beni gördüğüne inanmamış gibi yanıma geldi ve elime dokundu. Elimizdeli dijital bilezikler titreyince hemen gözlerini bana çevirdi ve bana sımsıkı sarıldı. "Seni çok özledim salak." Dedi. "Bende seni çok özledim tırtıl" dedim.

Aynı şekilde bende ona sarıldım. Benim koyu kahve saçlarımın aksine sapsarı doğal saçları ve safir gözleri vardı. Çok güzeldi. Ve onun güzelliğinin kullanılmasına izin vermemiştim. Yanımda fazla masum kalıyordu. Ama onu bırakmayı hiç düşünmemiştim.

Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözleri parlıyordu. Kollarını benden çekti ver koluma girip yürümeye başladı.

Sınıftan çıktığımızda "nereye gidiyoruz" dedim "kahvaltı yapmadığını biliyorum diana" dediğinde elimle ağzını kapatıp etrafı yokladım. Kimse duymamıştım. Elis e dönüp "bir aç değilim tırtıl birde o bir kod adı onu söyleme" dedim. Kafasını onaylar anlamda salladı ve parmak ucuna kalkıp yanağımdan öptü. O 1.62 bense 1.72 yedim.

Öğle arasından önceki son dersteydik ve ben elis hariç kimseyle konuşmamıştım.

Zil çaldığında hoca sınıftan çıktı ve herkes başıma toplandı. Evet Kuzey ve çetesi bile. Aralarından gotik tarzı saçlarının yarısı üçe vurulmuş bir kız dayanamayıp "bari adını seöyle" dedi. Gotik bir tarzı vardı ama öğlene kadar gözlemlediğim tatlı gelmişti. Bende en sonunda "oylum" dedim "adım oylum"