1 hafta sonra
bu gün kuzey in alçısını çıkartmaya gidecektik. Azıcık vicdan yaptığım için ben getirmiştim.

Kuzeyin alçısını çıkarttıktan sonra arabayı sürmek istediğini söylemişti. Bende hemen kabul etmiştim İstanbul'da araba sürmek insanı yoruyordu.

Arabaya bindiğimizde tekrar burnumun ucunu öptü ve gülümsedi. Normalde ağzına geçirirdim ama alçısı daha yeni çıkmıştı.

Arabayı eve doğru değil farklı bir yere doğru sürdüğünü far ettiğimde hiç birşey söylemedim. Merak etmiştim nereye gideceğimizi.

Boğazda bir kafeye geldiğimizde durdu ve arabadan indi. Kendi kapımı tam açıcakken geldi ve kapımı açtı. Ne yaptığını sanıyordu?

İçeriye girdiğimizde iki çay söyledi ve hiç konuşmadan çaylarımızı içip tekrar arabaya bindik.

Arabaya bindiğimizde tekrar burnumun ucunu öptü. AA YETERDİ AMA BE! "Sen naptığını sanıyorsun ya bide burnumdan öpüyosun?! Olum yanaktan ölmenin suyu mu çıktı?!" dediğimde hiç düşünmeden yanağımdan öptü büyük ihtimalle tekrar kızarmıştım. "Yanağından öpmemi istiyorsan söylemen yeterliydi. Hem burnundan öpünce daha tatlı oluyorsun" dediğinde sabrımın sonuna gelmiş ve ağzının ortasına bir tane geçirmiştim.