Ben şimdi yanlışlıkla o okuldaki özürlü çetenin mal liderine mi yazmıştım? Evet tam olarak bunu yapmıştım.

Yerdeki son elbiseyi de alıp dolaba asmıştım. Artık tam anlamıyla eve yerleşmiştim. Neden mi? Tek yaşamama rağmen o ev fazla küçük gelmeye başlamıştı. Yeni evim çok dik olmayan bir yokuşun üstündeydi. Yokuşun başında deniz vardı. İstanbul denizi. Yalan yok İstanbul'u seviyordum, kalabalığı hariç.

ertesi sabah

Okula gitmeyi hiç sevmiyordum. Bisikletimi daha tamir ettirmemiştim ve motorumu kullanmayı da istemiyordum. Arabayı hiç saymıyorum bile. İstanbul ve araba hiç uyumlu değil.

Mecbur yüricektim. Evden çıkmak üzereyken ayağıma bişeye takıldı. Cenk'in motorunun parçası. Evet ben parçalamıştım! Uras'ınkini de ben parçalamıştım. Uras ı ben dövmüştüm. Bu günde Turgut un motorunu parçalicam. Neden? Çünkü Elis'imi benim Elis'imi biricik tırtıl kurabiyemi, kankamı ağlatmışlar! Ne cüretle?

Evet kendi okulumda da birsürü arkadaşım var ama hiçbiri tırtıl kurabiyemin yerini tutamaz. Zaten çetenin haberlerini de ondan alıyordum.

Ahh sanırım okulumu değiştirmem gerekecek. BACAKLARIM KOPTU VE DONDUM!

Sınıfın olduğu koridoro girdiğimde başka sınıftan bi kızın Ezgi'nin saçını çektiğini gördüm. Bu okuldaki arkadaşlarımı pek sevdiğim söylenemezdi ama kimse benim sınıfımdakilere dokunamazdı! Ve bende o kızı birazcık dövümüş olabilirdim.

Kız okulun sahibinin kızıymış. BANANE! Zaten adalet böyle şerefsizlere kalmıştı. Azar yiyordum şu an müdürden.

Yarım saattir bağırıyordu. Bağırmayı bıraktı ve bana çıkmamı söyledi. Tam çıkarken arkamdan "ailesiz (küfür arkadaşlar küfür ama ben yazmiyim dedim GHLGJPJOG) dan ne beklersin" dedi. Ne dedi ne dedi? Demicekti. Arkamı döndüm, sinirden gözlerim seğiriyordu. Ve evet onuda dövdüm. Dövdükten sonra okuldan ayrıldığımı söyleyip çantamı da alıp okuldan çıktım.

Canım sıkılmıştı. Bence biraz eğlenmek için Kuzey'in engelini kaldırabilirim.