@hancerr
|
Asil abi arabadan inip benim kapımı açıp beni kucağına almıştı. Hizmetlilerden biri elinde otomatik tekerlekli sandalye taşıyordu. Asil abi beni tekerlekli sandalyeye koymak yerine kafasıyla hizmetliye tekerlekli sandalyeyi gmtürmesini işaret etti ve beni kendi taşımaya devam etti. "Asil abi napıyo-" dememe kalmadan "kızım biz senle evlenmedik mi daha ne abisi" dediğinde hafif kızardığımı hissediyordum. "Yaşlısınız diye saygı amaçlı demiştim ama siz bilirsiniz" dedim ve kafamı diğer tarafa çevirip eve bakmaya başladım. Ev tek katlıydı. Tabii birdd çatı katı vardı ama kullanıldığını sanmıyordum. Ortasında şömine olan salon, toprak tonlarındaydı. Asil abi beni evin arka tarafına doğru götürdü. Bir odanın kapısını açtığında şuraya düşüp bayılıyordum! Oda yine toprak tonlarındaydı, kocaman bir şöminesi vardı, büyük bir televizyonu, ufak bir L koltuğu ve en önemlisi... BİR DUVAR SADECE KİTAPLIKLA KAPLIYDI! Asil abi beni yatağa koyup yanımada odadaki normal tekerlekli sandalyeyi koydu. "Duyduğuma göre kitap okumayı seviyormuşsun. Televizyon ünitesinde bir bilgisayar var, istediğin kitapları ve kıyafetleri sipariş edebilirsin, bir şey istediğindede içeride Azel abin var ona seslenebilirsin."Dedi ve gitti. *** Bir buçuk saattir muhteşem yüzyıl izliyordum ve gına gelmişti artık! Zaten kimseninde gelip gittiği yoktu! Tekerlekli sandalyeme -zor da olsa- binip salona gittim. Salona girer girmez kapı çaldı ve hizmetlilerden biri kapıyı açtı veee.... Biricik kankam tarık ve yanında mor saçlı bir çocuk. Evet mor saçlı. |
0% |