Bendeki bu ateş sönmeden
Mevsim yazdan hazana dönmeden
Gözlerine uykular inmeden
Göğsüne yatır beni düşlere götür beni

Aşk bu cana bedenden hak ise
Can ne cami çeker ne kilise
Ten sönmeden bitmez bu hadise
Beni yanlış anlama şikayetim yok ama
Ben aşkı böyle bildim gel merhem ol yarama

-kafile/Yüksek Sadakat-

***

Uçak durmuştu bende kucağımda uyuyan viran la onu uyandırmadan ayağa kalkmaya çalışırken beklemediğim bir şey oldu. VİRAN BİRDEN KUCAĞIMDAN ALINDI!

Kafamı yukarı kaldırdığımda kucağında cam bebek taşır gibi viran ı taşıyan arası gördüm. Ona baktığımı hissetmiş gibi "kolların ağırmıştır diye aldım ve hayır geri vermicem Mardinli"
dedi mardinli kelimesini vurgulayarak. Lan hödük Rize liyiz diyom ya!

***

"Oğlumu ver" diye tısladım bilmem kaçıncı kere. Viran uyanmasın diye bağıramıyordumda, az uyumuştu bebeğim. Aras kaşlarını kaldırarak reddetti ve arabadan indik.

WOWW! Yalıya bak bee! Hayvan gibi.

***

İçeri girdikten sonra hale hanım bana kahve yaptı ve beraber kahve içtik. Ona hayatımı anlatmamı istiyordu ama bunu daha çok ağzımı arar gibi yaptığı için pek güvenemiyordum. Belki de üslubu öyledir? Biz kahve içerken yanımıza halil beyde geldi ve "kızım bu gece tüm akrabalarımızla tanışmanı istiyorum bu yüzden bir yemek düzenlemeyi düşünüyoruz" dediğinde direkt "dışarıda yiyebilir miyiz" diye sordum ve Halil bey pek anlam verememiş gibi bakıp başıyla onaylanmıştı.