Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@handeavci7

2.BÖLÜM.

 

Devrim Ersöz 'den Devam

 

Arya 'yı kapatıp öylece duruyordum .Bazen hareket etmeden durmak iyi geliyor insana Duman'ın orada uzman olan Berk'i arayıp vurulduğunu duyunca kal gelmişti öylece durmuştum

Aynı bedende durduğun nefes aldığın birisinin iyi olması için dua ederek çıkıyorum hareket merkezinden.

 

 

 

 

 

telefonu alıp koşarak arabaya binecekken arkamdan Balım yüzbaşı seslendi.

 

 

 

"pilot üsteğmen Devrim Ersöz dur dedi "yüzbaşı.

 

 

 

arkamı dönünce siyah saçlarını topuz yapmış kısa üniformanın kolarını dirseğe kadar çekmişti.

 

 

 

uykusuz olan kahverengi gözleri kırmızıya boyanmıştı.

 

 

 

Arkamı dönüp "buyurun komutanım yalnız acelem "dedim olduğundan hızlı konuşarak.

 

sevgililerin merak etmez , operasyon raporunu masamda istiyorum "diye yükseldi bir anda.

 

 

 

ona doğru yaklaşıp "Benim ikizim vuruldu şuan da ona yetişmem gerek gelince halederim "diyip arabaya yönelecekken tekrar bağırdı Balım.

 

 

 

 

 

"Eee ... yeter artık!" diyip Balımı omuzuma alıp arabaya koltuğa oturttum.

 

 

 

Bende kendi tarafıma binip kapıyı kilitledim .

 

 

 

"Cama vurma ikizim uyanırsa tanışacaksın işte "dedim.

 

 

 

 

 

Balım bana bakmaya devam ederek"indir beni Allah'ın cezası "diye

koluma vurmaya çalıştı.

"öpmemi istemiyorsan rahat dur Balım "diyip önüme dönüp yola odaklandım.

 

 

 

Ellerim ile direksiyona vurup "Allah kahretsin ya benim ikizim ne durumda "diye kendi kendime bağırıyordum .

 

 

 

koluma değen sıcak el ile "sakin ol ,birşey olmayacak "diyip arkasına yaslandı balım.

 

 

 

Aslında içimdeki korku ağır basıyor o kadar ağırlık yapıyorki geçti kurtulacak umudu babamın şehit olması ile bitmişti umut.

 

 

 

Belkide hayatımız boyunca yüz üstü bırakan şey ettiğimiz umutlardı.

 

 

 

Arya Korkmaz' dan Devam

 

Öglen vakti Devrim mesaj attıp Duman 'ın vurulduğunu Aynur teyze ile hastaneye geçmemi söyledi.

 

 

 

Telefonu alıp timden kimsenin numarası olmayınca Dumanı aradım.

 

 

 

telefon meşgule atılınca telefonu elime alıp kenara koydum.

 

 

 

 

 

sesimi sabit tutarak Aynur teyze'yi aradım.

 

 

 

"Alo güzel kızım nasılsın"dedi Aynur teyze naif sesiyle.

 

Kantinde oturmasını söyleyecekken telefondan gelen "Dumannn..."feryatıyla parkın önünden gaza basıp hastanenin önünde boş yer aradım.

 

 

 

Aynur teyze'nin randevusunu ben almıştım yoğunluktan dolayı bu tarz şeyleri unutuyorum.

 

 

 

Hastanenin önüne gelip koşarak içeri girdim merdivenlerden 18 kata çıkıp amaliyathane yazan yerin önünde bekledim.

 

 

 

"Benim oğlum daha genç ,gitme annem ,gitme "diye bağırdı Aynur teyze.

 

 

 

kollarından kaldırıp amaliyathane yazan yerin önüne oturdum.

 

 

 

ağlayan gözlerimi ellerim ile silip sesimden anlamamsı için "Aynur teyze iyiyim ben sağol ,neredesin sen napıyorsun "dedim.

 

yürüme sesi durunca "kızım ben hastanedeyim ,genel kontrol için geldim"dedi Aynur teyze.

üniformalı iki kişi yan yana oturmuş aglıyorlardı.

 

yüzbaşı telefonla konuşup gelmişti.

 

ona doğru yaklaşıp "Ne işin vardın ,benim kan kardeşim içeride ölüyor belki de ,senin onları korumak dışında ne işin vardı yüzbaşı "diyerek elim ile ittim .

 

 

 

geriye doğur sendeledi düşecekken tutunup oturdu.

 

Arkadaşları ayaklanıp "sakin olur musunuz?"diye karşımda durdular.

 

 

 

kahkaha attıp "Sakin olalım değil mi ?"diyip ellerim ile onları gösterip "dalga geçmeyin "diye bağırdım.

 

 

 

sarı saçlarının önü şapkadan dolayı bozulmuş fön ile çatık kaşlarla bana baktı.

 

"Hanım efendi Duman bizimde kardeşimiz "dedi gözleri şiş bir şekilde.

 

 

 

"Bakın bu olay nasıl oldu anlatamam ama Dumanı vuranları adalete teslim edeceğim "dedi yüzbaşı.

 

 

 

yanımızda bulunan siyah saçlı beyaz tenli kahverengi gözleri olan teğmen konuştu.

 

"Bakın benim kimsem yok Duman abim, Demir kardeşim ,ekin yüzbaşı 'da abim ama bu şekilde olunca kırılıyoruz lütfen "dedi.

 

 

 

Aynur teyze'nin baygınlık geçirmesi ile yanına gittim.

 

 

 

"Hemşire "diye bağırdım yan oda da bulunan kısa saçlı kahverengi gözü olan hemşire gelip serum takıp hasta bakıcı ile odaya gönderdi.

 

"iki saat uyanmaz "diyip gitti.

 

 

 

Doktorun çıkması ile Devrim ve adını bilmediğim bir kız yanımıza gelip ,tim ile birlikte umutla baktık.

 

 

 

"Durumu nasıl ikizimin "dedi Devrim.

 

doktor hepimize tek tek bakıp "birşey söylesene ya "diye bağırdım.

 

"Hastanın durumu iyi kan kayıp etmiş çok fazla,kurşun cıktıgı için bir problem kalmadı normal odaya alınacak ,yormamak şartı ile görebilirsiniz "dedi doktor.

 

 

 

Arkamda kim olduğuna bakmadan direkt sarıldım kafamı kaldırdığında yüzbaşı vardı.

 

"kusura bakmayın fazla yüklendim "diyip önüme döndüm.

Dumanın suszluktan morarmış dudakları ,dagılmış saçları omuzumdaki sargı ile öylece bakıyordum.

 

 

 

onun ile birlikte normal odaya gidecekken Devrim 'in kolundan tutum .

 

"Devrim ,Aynur teyze şu oda 'da baygın git bir bak istersen"dedim.

 

 

 

yanındaki kadına dönüp "Balım annemin yanına gidip bakalım bir sonra gideriz Duman'ın yanına "dedi Devrim.

 

 

 

kapıda gördüğüm askerlere bakmadan içeri girip kapıyı kapattım.

 

"geçmiş olsun"diyip yüzbaşı 'nın yanına oturdum.

 

 

 

"Bu arada tanışmadık teğmen Can Eryiğit ben "diyip baş selamı verdi.

 

 

 

 

 

Yanında fönü bozulmuş "Astteğmen Demir Döver "diyip arkasına yaklastı.

 

yanımdakine bakıp "senin adın yokmu yüzbaşı "dedim .

 

"Yüzbaşı Ekin koper "diyip telefonu aldı.

 

onlara bakıp "Ahlak şubede başkomiser Arya Korkmaz 'ım diyip

arkama yaslandım.

Demri Duman'ın yanına gidip alnını öpütü merakla onlara bakarak "sevgili misiniz? "diye sordum bir anda.

 

 

 

"hayır değiliz "dedi Demir gülerek.

 

"Elinden gelse sulandıgı an vurur, Duman bunu ama şuan yaralı o yüzden birşey yapamaz "dedi.

 

 

 

Devrim ve isminin balım olduğunu öğrendim kız içeri geldi.

 

 

 

"Aynur teyze nasıl? "dedim.

 

 

 

Bana bakıp "uyanır birazdan "dedi Devrim.

saatte baktığımda üçe geliyordu.

 

Telsizden gelen anons ile dikkatimi oraya verdim.

 

 

 

"4540'dan bütün birimlere Ahlak şubede başkomiser olan Arya Korkmaz kayıp oldu tekrar ediyorum 4540'dan bütün birimlere başkomiser Arya Korkmaz kayıp olmuştur."diyerek anons verdi Tahsin.

 

 

 

Aynur teyze ile konuştuktan sonra telefonu sessize alıp telsizi açık bırakmıştım.

 

 

 

 

 

Telefonu alıp sesiz çıkatınca üst üste arama bildirimleri geldi.

 

 

 

Tahsin'in numarasını bulup aramaya başladım .

 

 

 

konuşmamı beklemeden "Nerdesin Arya sen "diye bağırdı Tahsin "bir anda.

 

 

 

Arkasından gelen meraklı sesler vardı "sakin olur musunuz?"diye bağırdım.

 

 

 

Tahsin 'in alaycı gülüşünü belli edip "Biz mi gereksiz telaş ediyoruz Arya farkında mısın bilmiyorum ama dışarıda teslim olmamış seni her yerde arayan bir seri katil var"dedi Tahsin ciddi bir şekilde.

 

 

 

"Haklısınız hastanedeyim Duman yaralandı "dedim daha sakin bir şekilde.

 

 

 

"Neyse Arya, Zeynep sana dosya getirecekti geçen akşam olan olayla alakalı "dedi Tahsin.

 

Dosyanın içeriğini merak etsemde yanım dolu olduğu için direkt soramadım"tamam oda numarası 3039 ,kat sekiz "diyip kapattım.

 

 

 

Devrim bana bakarak"problem mi var "dedi merakla.

 

 

 

"işle alakalı"diyip önüme döndüm.

 

 

 

kokuyu tanıyabilir mi insan ben tanıyorum, o koku bana 12 yıllık önceki karakolun önünde çarptığım beni yere düşmekten kurtulan çocukla ayıydı o koku.

 

 

 

zamanın durdurmak istediğim kısacık andan miras kalan bir kokuydu.

 

 

 

"Başkomiserim "diye gelen ses ile kapıya baktım Zeynep elinde dosya ile bana bakıyordu.

Gülümsemeye çalışarak "gel bakalım"dedim dosyayı alıp ilk sayfasını açtım.

 

 

 

"Bunu gördün mü "dedim sesizce .

 

 

 

"yeni farkettim"dedi Zeynep.

 

 

 

"Dışarı çıkalım mı ?"dedim ayağa kalkıp kapıya doğru geçerken arkamdan gelen kısık "gecmiş olsun "demeden mi kaçıyorsun "sesi ile Duman'a yaklaştım.

 

 

 

"geçmiş olsun,Dosaya 'ya bakıyordum "dedim elim ile dikkatle kaldırarak.

 

 

 

Zeynep arkmadan çıkıp"gecmiş olsun uyuz "dedi sert bir tonla.

 

 

 

Duman kısık sesle"hala atlatmadık mı ?"dedi.

 

 

 

Zeynep yanına yaklaşıp "senin yüzünden o adam kactı ve ben sabahına kendi ellerimle o kızın cesedini gösterdim ailesine katili yoktu neden çünkü senin araban bana çarptı ve o katil kaçtı . Ben senin yüzünden meslegimden oluyordum "diyip çıktı Zeynep dışarı.

 

 

 

"Noluyor Zeynep "dedim.

 

 

 

"Gölden bir kız bulduk, balık gözlerini yemişti katili azılı bir sapıktı"diyip hatırlamamı sagladı .

 

 

 

"evet noldu Dumanla ne alaka"dedim.

 

 

 

"Ben kafeye yemek yemeye gittim kamerası tadilataymış girdim o adamı görünce peşine takıldım sonra sonrada Duman bana çarptı "diyip sustu Zeynep.

 

 

 

"Hangi olay bu şu yeşil yol da olan olay mı bu "dedim".

 

 

 

birden fazla olaylar oluyordu. Bu yüzden bir olayla isim olmadığı sürece başka bir olayla karışıyordu.

 

 

 

isimsiz cesetlerde oluyordu bu da elimdeki dosyaya bakarken, içeriden gelen Duman 'ın yardım çığlığı ile cebimizden aynı anda silahı çıkartıp .

 

aynı anda aynı kelime çıktı"eller yukarı teslim olun "Duman alta Demir üstünde öylece duruyordu.

 

 

 

silahı indirip ben merakla soracakken Zeynep konuşmaya başladı .

 

 

 

"Mantıklı açıklama bekliyorum "dedi Zeynep kollarını benim gibi göğüsünün üzerinde bağlayarak.

 

 

 

"Şimdi söyle ben dumanı delirtim biraz telefonu düşürdüm şu tarafa "diyerek Duman'ın yanını işaret etti.

 

 

 

Genzini temizleyip devam etti Demir "diğer tarafı dolanıp alsan üstüne çulanmadan "diyip Ekin 'in yanına oturdu.

 

 

 

Dolmuş olan gözlerimle tavana bakıp

geri Zeynep'e baktım .

 

 

 

"En sevdiğim başkomiserim "dedi Zeynep bir anda.

 

Ne istiyorsun gene "dedim umursamaz görünmeye çalışarak.

 

 

 

"Devriye yok değil mi bana "dedi Zeynep.

 

 

 

"Mert ve Hasan 'da bugün "diyip önüme döndüm.

 

 

 

üzerimde hissettiğim göz ile karşıma baktığımda yüzbaşı ile göz göze geldik.

 

 

 

Dumanın ayak ucuna oturan Can, Ekin 'e dönüp "abi ben kalkayım istersen rahat bakışın"dedi alayla .

 

 

 

kendimi toparlayıp"gözüm daldı kusura bakmayın "diyip önüme döndüm.

 

 

 

 

 

"Bende olsam dalarım yani bu karizma ,endam ,mavi gözler yakışıklılık kimsede yok "dedi Ekin.

 

 

 

"yakışıklı sen mi ?"diye sordum alayla.

 

 

 

Zeynep ve tim koltuklara yayılmış bizi izliyordu.

 

 

 

Duman yatakta arkasına yaslanmış sorgulayacı bir şekilde bana bakarak.

 

 

 

"Arya siz tanışıyor musunuz daha önceden?"ilk düşüncelerden bağımsız hareket ederek .

 

 

 

Aynı anda farklı cevapları verdik Ekin 'le.

 

 

 

"hayır tanışmıyoruz "dedim

 

Evet tanışıyoruz"dedi Ekin.

 

 

 

İlk defa yalan söyledim, kan kardeşim dediğim adama .

 

 

 

"12 yıllık bir sevda benimki "diyip kapıyı çekip çıktı Ekin.

 

 

 

 

 

incittim ben Duman vurulduğunda itibaren sürekli onu suçladım şuanda da yaktım canını dışarı çıkmayordum.

 

 

 

Can dolu gözlerle bakıp "Ben sarılamıyorum korkuturum diye sen üzüyorsun koş yetiş yenge "dedi Can.

 

 

 

Ayaklarımı toprak içine çekiyordu. Gitmem gereken yerde zincirlenmiş gibi öylece duruyordum.

 

 

 

Zeynep Durmaz'dan Devam

yanına gidip saçlarını okşayıp "Aryam , kardeşim sen ne dersin her hikaye mutsuz son olmaz ,git bir konuş bir tanı bekledin be güzelim bir iki gün değil on iki yıldır bekliyorsun "diyip dosyayı elinden alıp .

 

 

 

Dışarıdan arabamı çalıştırıp oyun parkının oradan geçip sağa dönüp düz bir şekilde ilerleyip döner kavşaktan geçip karakola geldim .

 

 

 

Telefonu alıp Ay'araradım.

 

"Efendim Zeyno "dedi Ay.

 

"Ay canım ,Arya hastanede Duman 'ın yanında Çocukluk aşkı ile karşılaştı ve tutmuyor ayakları yardım et ona "dedim.

 

 

 

"Sağol Zeyno gidiyorum, Arya'nın yanına "dedi Ay.

 

 

 

çamların arasından geçip kapıda bulunan arkadaşlara baş selamı verip içeri geçtim.

 

 

 

Ay'ı kapatmadığımı fark edip konuşmaya başladım.

 

 

 

"Kusura bakma içeri girerken unuttum "dedim.

 

 

 

Telefondan nefes verme sesi geldi "Polis olmasan ellerimden çekecegin vardı neyse sana bomba haberim var "dedi Ay.

 

 

 

 

 

"Dinliyorum Ay "dedim.

 

 

 

"Arya'nın ailesini galiba buldum "dedi Ay.

 

 

 

"Ayra ile konuş bunu ama sakin bir anda "dedim.

 

karşı taraftan gelen araba sesi ile "Neyse ben arızaya bakayım "diyip kapattı Ay.

 

 

 

Arya ve bir Arya gelince mükemmel bir piskopatlık çıkıyor içimizden bu yüzden Arya 'ya ar

za banada bela diyorlar tüm ekip ve bilenler.

 

 

 

 

 

Arya yıllardır kimsesizliğe tutunmuştu. Bundan dolayı hayatına birini aldığında onu bırakmasından korkuyor

 

Dinlenme odasına girdiğimde Nazlı ve Mert çekirdek çitleyerek Hasan 'ın Tahsini dövmesini izliyordu.

 

 

 

"Noluyor burada! "diye bağırdım.

 

 

 

Mert ve Nazlı, benim sesim ile çekirdek paketini arkasına sakladı Hasan kalkıp "bu gerizekalı annemin getirdiği asma yaprağını ütülemis o da yetmez gibi onu gömleğe sürmüş kardeşim bende kalacaktı o söyledi bu da itiraf etti "diyip sustu Hasan.

 

 

 

 

 

Tahsin Hasan'ın iki yanağını öpüp "Bilmiyordum ben ayrıca yaprak kırışık diye yaptım"dedi Tahsin .

 

 

 

Hasan sakin bir şekilde bakarak "kırışıksa haşlanır ve sarılır ütülenmez "dedi Hasan.

 

 

 

 

 

yanağımın içini ısırıp "Ay yeter ! "diye bağırdım.

 

"Hasan ve Mert devriyede ondan öncede burayı toplayın .

 

Elimde varlığını yeni hatırladığım dosyayı alıp "bu adam hakkında ne varsa bul sonra da şu adam hakkında yediğinden içtigine, nereye gider en son nerede görüldü naptı bir bak "dedim.

 

 

 

Hasan ve Mert çıkınca Tahsin bize yaklaşıp "Ben eve gitsem uyumam gerek" dedi .

 

 

 

Tahsin ceketini giyip çıkınca Nazlı ile araştırmaya basladık.

 

 

 

Kayıp birini bulmak daha kolay ama bir ailenin kapısını çalıp" evladınız öldü "demek uyanıkken kabus görmek gibi.

 

 

 

 

 

uyanıkken kabus görülür mü? ben gördüm bir kuyunun en dibinde o kızın babası bağırıyordu benim kızım hayatta diye .

Bagırımayordum o adam elleri agızımı tutuyordu kızım uykusuz kaldı diye bağırıyordu.

 

 

 

Zor olan haber vermek değil asıl zor olan bir çocuğun haberini anne ve babasına vermekdi.

 

 

 

Her gün binlerce şehit haberi veriyorsun yüksek mertebeli bir ile ama asıl haberi bir başka aileye verince uyanıkken kabus görülüyordu.

 

 

 

"Bu kızın katiline üç hafta oldu ulaşamadık"dedi Nazlı .

 

 

 

onu kafamla onaylayıp artık "kendime bakamıyorum "dedim

 

 

 

Nazlı birlgisayardan kafasını kaldırıp "senin bir suçun yok ki ?"dedi siyah saçlarını topuz yapıp kahve gözlerini elleri ile silip sakladı gene göz yaşlarını.

 

 

 

"Hayatta olsa nolurdu o kıza? "diye sordu Nazlı.

 

ciddi bir şekilde durup aklımdakini söyledim .

 

 

 

 

 

"iki yol var ;bir evlilik ikincisi ise ölüm bir insanın katil olması için acaba yada sorulara ihtiyacı yok"diyip ayağa kalktım.

 

 

 

 

 

"13 yaşında bu kız ne evliliği ne ölümü kan davası falan mı yani ?"diye sordu Nazlı merakla.

 

 

 

"Babasından çok amcası konuşuyordu kızın muhtemelen akraba içi bir evlilik evlenmesede ölecekti bu yüzden evden kaçtı ama bu benim görüşüm "diyip sustum.

 

Benim aklımdaki önriyi Nazlı söyledi.

 

 

 

 

 

"Keşke polise gelseydi yardım ederdi Burak başkomiser"dedi Nazlı kafasını masaya yatırıp .

 

 

 

Ölüm neydi komple bütün fonksiyonların bir anda durması tüm bunlar olurken senin hiç bir şey hisetmemendi.

 

 

 

Canı yanan insanların bakıslarından bir şey anlayabilirsin ama ölmek isteyen birini tekrar hayata bağlayan birisi olamaz olduysa

bilene bu o kişinin bilinci dısında olmuştur.

 

 

 

 

 

Aslında bu şeylerin hepsinin altında bir tane temel var kafaya koymak .

 

"Ben ölmek istiyorum"demiş midir Ece ya da ben artık yaşamaktan yoruldum demiş

midir?Belki ay 'dan sonra bir tane daha anka kuşu kazanırdık .

 

 

 

Efsaneye göre Simurg ya da bilinen adıyla Zümrüdü Anka kuşu, bilgi ağacının dallarında yaşar ve akıllara gelebilecek her şeyi bilir. Öyle ki, bütün kuşlar ona inanır, başları sıkıştıkça Simurg’un kendilerine yardım edeceğini onları hep zor durumlardan kurtaracağını düşünürler. Zümrüdü Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü bekler. Ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar… Simurg oluşturduğu yuvada yanarak ölür ve küllerinden yeniden doğar.

Buradaki yanarak doğma belki Ece içinde etki edcekti.

 

 

 

Belki onu yanmadan kurtaracaktı .

 

 

 

Belki ,acaba hayatta da kesin olmayan şeyler vardır bunlarda Ay'ın söylediklerini Nazlı ile yaptıgım çalışmalara sevinemiyordum.

 

çünkü bazı belkiler ile başlayan sözler bize kayıp kazandırır.

 

cünkü o belkilerin arkasında bizim hayatımızda kötü haberler getirir.

 

 

 

Nazlı ile birbirimize bakarken bir yandan da yeni umutlar için dua ediyorduk.

 

Allah'a emanet olun 😘

 

 

 

Loading...
0%