Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1📜: Görmeden Bağlanma

@handelendin

Lita- Veridie Gölge Sarayı

Hayatım çok iç açıcı bir masal gibi.

Annem kim ya da babam hatta bir kardeşim var mıdır? Bunları düşünürdüm bu koca sarayın içinde tek bana özel olan iki odanın içinde. Ben bu sarayın kızı mıyım, leydisi miyim yoksa prensesi miyim? Emin olamadığım sorularla boğuşuyorum.

Gölge kralı beni evlatlık almış ve bana dediğine göre; ailemi ben öldürmüşsüm.

Ailemi öldürmem imkansız bir şey ama onları benden alan o kızıl güneşti. Hep kendimi suçladım.

Bu yaşıma gelene kadar babalık etti, onda babalık sevgisini hissettim. Hissetmediğim o sevgiyi bana verdi bir zamanlar. Ama şimdi ise babalığı yok oldu. Küçük bir çocuktum, anlamazdım böyle planları olduğunu ; yetişkinliğe gelmemi beklemiş, onun eşi, karısı olmam için, benim değişim ile; kralın kutusundan çıkmayan emrini uyan bir oyuncak olmam istendi. Onca sevgi ve emek boşa gitti. Emrine saygısızlık ettiğim için acı çektim onun ellerinden.

Neyse bu konuları düşünmek istemiyorum.

Gözlerim, evet kusurluyum bu kahrolası lanet yüzünden güneşi göremiyorum, yıldızları bakamıyorum hatta yola bile bakamıyordum. Hep yanlış odalara girip çıkardım. Girdiğim odaları duyarsanız güleceksiniz, ilk hizmetçisi gittiğim oda kralın çalışma odası ondan sonra yatak odası, gecenin bir saatinde tuvalete gitmek için kalktığım bir günde olmuştu.

Neyse kral yanlış anlamadı beni kötü niyetli yapmadığımı, bilmeyerek o odayı girdiğimi düşündü.

Hala hatırladıkça gülüyorum keşke gözlerimi açmanın bir yolu olsa kralın verdiği tepkiyi görsem diye dualarım oldu.

 

Ben kimim sorusuna gelirsek, bu koca sarayın içinde sahibi miyim yoksa esiri miyim bilmeyen bir leydiyim.

Kral hiç beni kutlamalara davetleri çağırmazdı ama bir şey oldu ilk defa odadan çıkmamı istedi. Biliyorum neden çıkmamı istediğini tahmin edebiliyorum az çok.

Gözlerimi merak eden milyonlarca misafir konuk vardı. Ama bunu onlara yapamazdım. Bu kabusu onlara yaşatamazdım. Hep kaçtım her benden istediği o şeyi vermek yerine kaçtım.

Şimdi ise kaçmamı imkansız kılmak istiyordu o daveti katılarak yanında olmamı.

Daveti özel yapan bir husus vardı oda ise göklerde belirlenen bin yılda kendini gösteren kanlı aydı, Nedeninin merak etmedim daha gölgeler için önemli günlerden biri ve beni çağırmıştı.

 

Akşam için onca hazırlık yapılmıştı. Benim giymem içi hazırlanan bir elbise bile ayarlanmış ama ben onun oyuncak bebeği bile değildim. Kendi elbisemle giriş yapacaktım.

“Nyla bu elbiseyi at” görmesem bile içimdeki hissi güvendim.

“ Nasıl isterseniz leydim”

Artık bu bandı açıp gözlerime hava girmesini istiyorum. O yüzden biraz odamın gizli kapısından çalışma alanıma bodrum katına indim ve gözlerimdeki o banttan kurtarıp aynada kendime baktığımda alev alev yanan gözlerime temizleme fırsatım olmuştu.

Kızıl güneşin canavarı duyuyordum ama onun büyüsü gücü buraya kadar gelemezdi. Sadece o sesi duyardım.

Derin bir nefes aldım, bandın tepesindeki taşı çıkarıp yenisini taktım. Bu taşın özelliği şuydu; gözü rahatlatıp maskenin verdiği hissi azaltıyor, o yüzden rahat dolaşıyorum. Büyüsü gittiği için yeni bir taşı tepeye takıp geri taktım maskeyi ve gülümseyip kapıdan çıktım.

Nyla “ Leydim vakti geldi” demişti. Bodrum katından yukarı çıkarak odama ulaştım ve derin bir nefes alarak odanın dışarısına çıktım. Süslenen duvarları gördüm bir kanlı ay yüzünden bu kadar zahmet, bana aşırı saçma gibi geliyordu. Kolumdan tutmuş Nyla, yolumu bulmam da yardım ediyordu. Herkesten çok uzak bir oda verildi, bin kat aşağıya inmek yorucuydu.

 

İn in bitmek bilmiyor bu merdivenler, biraz soluk molası aldıktan sonra sonunda büyük taht odasına kadar gelmiştik.Kapılar bana açıldı ve herkesin gözü bendeydi, hissediyordum.

Konuştukları; bu mu leydi, pek çirkinmiş, bu çirkinlikte bir gözleri değerli… gibi midemi bulandıran o pis cümlelere duymak zorunda kalıyordum.

‘ Hepinizin sonunu bu gözlerle bitireceğim merak etmeyin ama sabretmeliyim şimdi değil’ mırıldanıp kralın yanına doğru yürüdüm yürüdüm.

Nefesi bana yakın gelince yanına geldiğimi anlamıştım. Nefesimi dışarıya bırakıp bir sandalye bile çekmeyen kralın yanında süs bebeği gibi dikiliyordum. Hem çatının tepesinde oda verdi hemde bir sandalye bile vermedi. Dayan dayan Lita bu onların son günleri, biraz daha sabret.

 

Kral, konuklarla konuşuyordu arada beni gösterip elindeki bardağa bana kaldırmıştı, bunları nereden biliyorum, benim gözüm olan Nyla bana olup bitenleri anlatıyor arada kralın iğrenç sesiyle “ Şerefinize güzel leydim” duyar gibiyim.

Dudağımı dişlemiştim, bu kutlamadan uzaklaşmak istiyordum ama uzaklaşmam imkansız bir şeydi. Gülüş sesleri beni deli ediyordu ve sonunda kızıl güneşin canavarı, benle konuşmaya başladı.

Deli ediyor değil mi, delilikle besle, beni ortaya çıkar

 

Duymamazlıktan geldim. Herkesin içinde delirlemem herhalde.

“ Leydim biri sizi bakıyor”

“ Kesin kral bakıyordur”

“ Yok leydim zırh giyen biri” biri beni mi beğenmiş.

Bir anlık gülümsedim herhalde Nyla kulağıma kralın bana dik dik baktığını fısıldamıştı. Kendimi toparladım, onun siniriyle uğraşamam ama kesin yerinde durmayıp boş bulunduğum fırsatta üstümde sinirini çıkaracak.

 

“ Saygın aile büyükleri ve dostlarım bu özel gecede leydimiz bize gözlerini açacak “ ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Şokun içinde kaldım. Gözlerimi açmamı söylemişti. Herkesin önünde bir olay yaratmak ilerde işimi yarayacak bir plan ama şimdi değil.

“ Leydim açın” diye tezahürat yaparken, o sesleri duymak bile istemedim. Ellerim bilinçsizce kulaklarımı gitti ,kapattı. Tüm o sinir bozucu seslerden uzaklaşmak.

“ İstemiyorum” deyip durdum. Dizlerimin üstüne çöktüm. Kaçmak istiyordum, kaçmak. Buradan uzaklaşmak.

“ Nyla beni buradan çıkar”

“ Hemen leydim” dedi ve benim kolumdan tutup taht odasından çıkarmaya çalıştı kalabalığın içinden geçerek - Nyla durdu neden durduğunu bilmiyorum ama kısa sürüp beni üst kata çıkarıp elime bir kağıt tutuşturup kapıda bekleyeceğini söylemişti.

Ne olduğunu bilmiyordum. Kağıt gibi geliyordu.

 

Leydim gözlerinizde ne varsa sizi bu kadar istiyorlar.

Sizi görmüştüm, gözleriniz bağlı kralın yanında dikildiğiniz de güzelliğiniz gözlerinizi arkada bırakacak gibiydi.

 

Mektup arkadaşımı yakalatmak istemem o yüzden hizmetçim Nyla’dan özel yapım kağıtlarımı ve sihirli mürekkebimi getirmesini istedim. Kapıdan çıkarsa görülür diye oraya açılan gizli kapıyı açtım. O gelene kadar ben okuyamadığım mektubu, gölgeme okuttum ,bana fısıldamıştı, ona ne yazacağımı düşünüp durdum. Düşüncelere daldığım gibi Nyla’nın sesini duyduğum an toz oldular.

Masaya bırakıp kapıda nöbet tutacağını söylemişti. Gülümsedim, mürekkebi dokunup fısıldadım cümleleri.

 

 

 

 

 

 

 

Size yardımcı olayım, kimseye yakalanmadan bana yazmanın kolay yolu olarak ürettiğim kağıdı kulanın.

 

 

 

 

 

 

Not: yazılan yazılar mektup arkadaşınıza yollanır kağıtta durmaz, istediğiniz kadar yazın.

 

 

 

 

 

 

Leydiden sevgilerle…

 

Sırf benimle konuşmak mı için üretmedin değil mi bunu.

Bay Gizem

 

 

 

 

 

 

 

Değil sırf sizin için değil,

 

 

 

 

 

 

bay gizem diyeceğim sana ama bu mektup arkadaşımı kim olduğunu öğrenmek istiyorum.

 

 

Lita

 

Bana bay gizem de bir süre sonra kendimi sana tanıtacağım leydim.

Leydisine bağlanan bay gizem.

 

 

 

 

 

 

 

 

Gözlerimi sormuştun, bunu sana söyleyemem ama bu benim kusurum.

 

 

 

 

 

 

Senin canını yakmak istemiyorum.

 

 

 

 

 

 

Sen benden ismini sakladın ben senden kusurumu!

 

 

 

 

 

 

Bay gizem güneşi görmek nasıl bir his. Ben karanlıktayım şu an.

 

Lita

 

Demek karşılıklı olacak, öyle olsun leydim.

İkimizin sırları zamanı gelince açıklayalım.

Bay Gizem

 

 

 

 

 

 

 

Anlaştık Bay gizem.

 

 

 

 

 

 

Ama hala-

 

Tam gizemli mektup arkadaşıma mektup dokurken, hizmetçimin bana seslendiğini duydum “ Leydim kral geldi “ diye mektubumu yarım bırakmıştım. Çekmeceye kaldırıp girmesini izin verdim. Kral kimsenin rahatsız etmeyeceğini söyleyip odama girdi, arkasından kapıyı çekip bana doğru yürürken, aklındaki planları bilmek bile istemedim. Adım sesleri ve nefesi bana çok yakındı. Dibimde durdu ve saçlarımı dokundu, elinin varlığını hissettim.

“ Kutlamada ona gülümsediğini gördüm leydim”

Bir o kadar şu bağa sevindim, çirkin yüzünü görmediğim için kralım.

“ B ben göremiyorum sadece hizmetçimin dediğine güldüm ona bile bakamıyorum “ dedim.

Eteğimin kumaşını sıktım. Bir an önce gitmesini bekledim. Çenemden tuttuğunu hissettim sıkıca sıktığı acısını.

Beni sandalyeden kaldırıp yatağa attığını ve üstüme gelen ağırlığını, sebep verecek ne olduğunu biliyordum. Gözlerimi açmak istiyordu ama ben buna izin veremezdim. Elleri demir maskeye gitti ve gözümde zorla çıkarmak istedi. Buna engel oldum ellerimle. O çıkarmaya çalıştıkça ben bir sağa bir sola kıvrandım.

“ Hadi ama prensesim aç şu gözlerine bakayım güzelliğini “

“ Yapamam, eğer açarsam-” ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra.

Kral en sonunda pes etti gözlerimi görmeye ama “ İyi açmıyorsan avucunu aç.” Ne yapacaktı avuç içime bilmiyorum.

Açmadım, onun oyuncağı olmayacaktım.

 

Kendisi zorlanarak açmıştı avuç içime ve soğuk bir şey dokundu derime. Ve keskin bir cisim ile canımı benden aldı.

“ itaat etmediğin için bir ceza” dedi ve gitti.

Ne yaptıysa elimin içi çok sızladı. Kumaşı aradım ama burada bitmişti. Hizmetçi mi çağırıp aşağıdan hazırladığım kutuyu getirmesini istedim.

İyileştirici bir maddeyle hazırlamıştım, kumaşı ama burada bitmişti. Hizmetçim kapıdan içeriye koşarak girdiğinde “ Leydim eliniz.” Demişti.

“ Aşağıdan bir kutunun içinde kumaşlar var büyülü, anlarsın ve çabuk ol.” Diye emrettim.

Gittiğini görmedim ama duydum.

Eski kumaşla bastırmayı denedim ama canım yanıyor.

Biraz zaman geçtikten sonra “Leydim elinizi açın” dedi eski kumaşı çekip pansumanı hizmetçimi bıraktım. Bir sıvıyla temizledi canım acıdı sonra krala lanetler yağdırdı.

Kumaşla elimi sararken “ Ne zaman istediklerini verip kurtulacaksınız leydim.”

“ Daha bunun için erken” dedim “ Nyla çıkmadan önce çekmecenin içinde kağıt koydum onu çıkar “

“ Nasıl isterseniz leydim” dedi çekmece bir açıldı ve kapandı sonra kapı sesinden sonra sessizlik.

 

Doğruldum ayağa kalkıp tüyü dokunup geri yatağa uzandım ve gözlerimi kapatarak, cümlelerimi kağıda döktüm.

                                          

 

 

 

Kırık bir kalbe tamir edebilir misin? Bay Gizem

 

Benim elimden her şey alındı veya yok oldu.

 

Bir tek kendimden ve kırık bir kalp

 

ten başkası kalmadı.

 

Kırık kalplerin leydisin den sevgilerle…

 

Loading...
0%