@handelendin
|
Çantayı koluma takarken şapkalımın sesini duydum “ Gidiyorsun yani terk ediyorsun.” onu terk etmiyordum hatta bizi asla terk etmiyorum. Ama yapılması gerek bu, bizi rahat bırakması için içerden sonunu bitirmek için, kim bilir.
Mağaradan çıkmadan veda değildi ama Mel ile kucaklaştım “ Biliyorsun mektuplar yaz bana ayrıca bu ayrılık uzun olmayacak ne kadar çabuk sonu hazırlarsam kral için ve lanet ile başa çıkarsam bir sonraki sefer birlikte oluruz ama ilerisi hakkında ne olacağını tahmin edemeyiz. Gelecek her an değişebilir.”
“ Katılıyorum sana Lit.”
Morlis’in yanına gittiğimde, karşısında durup ellerini tuttum “ Mektuplarımdan sıkılırsın uzun süre ayrı kalacağız birbirimizden hatta dün dediğim gibi kuşumuz minik serçemiz sesimizi bize getirecek.” Morlis’in sesi çıkmıyordu yine ve bu sessiz vedası kalbimi oturmaya devam etti. Ellerini bıraktım, mağaranın kapısından çıkıp geçitten geçecektim ki “ Sana eşlik edebilir miyim Nyla’nın yanına kadar ?” bu soruyu sorduğunda en sonunda beni o kadar sevindirdi ki elime ona doğru uzatıp bekledim. Elimi boş bırakmaması için uzunca beklemiştim. En sonda hayal duydum diye düşündüm ya da yanlış duydum.
Elimi geri çekeceğim sıra biri elime tuttu o mu yoksa Mel mi diye düşünürken “ Mel sen mi beni eşlik edeceksin?”
“ Kardeşimin olmasını mı istersin yoksa şapkalının mı ?”
Gözlerim açık olsa onun gözlerine bakmak isterdim. Bana hangi yüzle nasıl baktığını görmek isterdim.
“ Ellerim boş kalacak diye korktum.”
“ Bende, ellerin boş kalmasın diye tuttum.” Bakamadığım gözlere kafamı çevirmiş, gülümsemiştim.
Çok acı olacak yolun yarısında ellerimizi bırakıp arkamızı bakmadan ilerlemek.
Sessiz yerden gürültünün yer aldığı kasabaya ayak bastık. Ayrılmak istemiyordum. Morlis de ellerimi bırakmak istemiyordu. Bende onun ellerini bırakmak istemiyordum ama mecburdum. Öldüremediğim kralın sonunu bu sefer tam yapmaya.
“ Leydim buradayım!” Nyla'nın sesini duyduğumda ayrılma vaktinin geldiğini anlamıştım.
Ellerimiz çözüldü birbirlerinden uzaklaştı. Parmak uçlarımız değdi ve ayrıldı. Arkamı dönmek istemiyordum. Dönersem bu işin sonu olmayacaktı.
Kendimi bunu yapmamak için zorladım ki kalbimde bir ağırlık hissettim. Yanağımda süzülen gözyaşlarımı elimin tersiyle silmiştim.
Dayanacak gibi değildi. Parçamı orada arkamda bırakmış gibi hissediyorum. Orada bıraktım. Koşarak gitmiyorum,kalıyorum demek istemiştim ama kalamazdım, diyemezdim. Burnumu çekerek Nyla'ya gülümsedim “ Hadi bu kralın sonunu bir kez daha getirelim.”
Tamamen Morlis’ten uzaklaşmış ve kendi yolumu bakmıştım. Aynı yenilenmiş saraya bir kez daha simsiyah bir kız olarak tekrar kapıdan gireceğim.
Devam Edecek….
|
0% |