@handelendin
|
5 Gün sonrası -Mektup kısmı
Bay gizem seni zaman göreceğim. Kral kim bilir Nyla’mı nerede sakladı. Ondan haber alamıyorum. Yaşıyor mu bilmiyorum? Korkuyorum. Lita Çok yakında leydim, kardeşimin dediğine göre yakında bir düelloya çağıracağım. O yüzden sizden kutsama almak isterim. Morlis O günü duydum bay gizem. Konuşanlar tarafından ama sizin olacağınızı düşünmedim, demek o sizsiniz. Kardeşiniz geçmişi ve geleceği görüyor mu bay gizem. Lita O kahin soyundan gelme leydim. Morlis Kral, bir kahinden evleneceğimiz gününü seçtiler. Bay gizem , o gün onların büyük sonu olacak. Beni o kale çöktüğünde beni kurtarmanı isteyeceğim, bunu yapar mısın? Lita Yapalım leydim. Nedeni sormadan, Ne istersen, kabul ederim senden. Morlis İçimden bir ses Nyla’dan bu günün bir vaktinde haber alacağımı söylüyor. O gün geldiğinde Nyla benim gizli odama getirmesini söyleyeceğim. Natasha var ama o kralın adamı ona fırsat veremem. Lita Umarım, yakın hizmetçiniz mesaj gönderir leydim size. Morlis
Umarım bay gizem, buraya geldiğinde artık kusurlarımızı söylerim. Lita Bu kadar mı merak ettiniz leydim. Morris Merak değil. Birbirimizi görmeden sevebilir isek kusurlarımızı olsun ya da olmasın severiz. Lita Sizin zeki yapınız beni büyülüyor. Benim kusurumu söyleme işi sonra yapsak ama en çok seninkini merak ediyorum, bana o gözlerinizi açar mısınız Morlis Püff.. haksızlık olur ama açalım gözlerimi sana. Lita Kaç gündür gidemediğim, bir ihtiyacım gelmişti. Natasha’yı çağırmıştım zille ve bir süre bekledim. Ses gelmeyince kendim gitmeyi karar verip denedim. Biliyordum. Tabii benim için biraz zahmetli, bu maskeyle birlikte bin kat ölüm merdivenleriyle aşağıya inmek ve indikten sonra umuyorum yolu bulurum unutmadıysam tabi tuvalete gidebilirim. Koridor boyunca duvarlara tutunarak ilerlediğimde ne yakın ne de uzakta olan konuşma sesleri duymaya başladım. Kapı dinlemeyi bende sevmem ama sesler uzaktan duyulunca meraklı bir yapım olunca sanki ora yolun üstündeymiş gibi davranarak ses çıkarmadan durdum yanımdan geçen hizmetçileri susmalarını tembihledim. Sustular ve geçip gittiler, kendi işlerine baktılar. Kralın hevesli sesini işitti kulaklarım “ sonunda birkaç gün sonra Lita benim kraliçem olacak.” Düğün ile ilgili konuşuyorlardı ama sonlarını ne olduğunu bilmeden, geleceklerinden habersiz. Natasha’nın sesi korkulu geldi kulağıma “ Kralım ben leydinin gözlerini şahit oldum.” Neden bu konuyu açtı ben ona açmamasını gerektiğini uyarmıştım, bahsetme bu konudan diye! Bahsetmemesi gereken bir konuydu. Hoşnutsuz ve agresif ve sert sesi sarayın içinde yankı yaptı. “ Ne için sana gösterdi,bir sebep mi verdin ?” Natasha “ Sonumuzun olacağı gözler deyip açtı ve cidden söylüyorum kralım. Leydiyi fazla zorlamayın.” dedi kısık bir ses tonuyla ‘ha’ kelimesi çıktı ağzımdan. Kral lafı değiştirdi “ bugün terziye giderken beş muhafızla gidin.” “ Ama efendim, yasak!” telaşlı ses tonuyla söylediğinde güldüm sessizce. Natasha, kralın sert tepkisinden sonra sessiz kalıp emri dinledi “ Tamam efendim” Ben iyice şüphelenmeye başladım bu hizmetçiden, krala gidip her şeyi söylüyorsa. Buraya, kapıya doğru gelen sesleri işitip oradan uzaklaşmaya çalışırken ayağım takılıp düştü. Kapıya açtığında ilk manzara benim yerde olduğum manzara olmuştu kesin “ İyi misiniz, Leydim” demişti. Biliyordum. İçinde güldüğünü ama kralın önünde yapamazdı. Kralın sesi “ Kapı mı dinledin sen ?” diye sordu. Yardım eli uzatmıştı ama ben ittim teklifi tek elimle. Duvarlara tutunarak ayağa kalktım, yardım almadan “ Nyla olsa zili çaldığımda gelir ne olursa ama Natasha zili çaldığımda beni duymadı. Bende kendim gideyim dedim sonra düştüm.” “ Duymamışım leydim,” dedi kolumdan tutarak karşıdaki tuvalete kadar yürüttü. Arkamdan Kral “ Bugün beyaz elbise almayı gideceksiniz terzi için saraydan çıkıyorsun.” Demişti. Biliyorum, duydum ama çaktırmıyorum planlarınızı. Natasha kulağıma bir şeyler fısıldayıp duruyordu ve anlamazlıktan gelip tuvaletin kapısını açıp kenara çekildi. Ellerimle hissederek klozeti bulmayı çalıştım. Dokuna dokuna, kavramaya çalıştım en sonunda bulup kapağı açıp gölgenin bana yardım etmesiyle klozete oturmuş işimi görüyordum. O sırada aklımda süper bir fikir geldi. Natasha beyaz elbise seçerken ben ise onları şaşırtacağım, cenaze elbisesi gibi çünkü onların son günleri olacak, kesinlikle böyle bir şeyi yapmalıyım. Tuvalete baya beklettim bir bitmedi ama sonunda bitip temizliği yapıp üstü mü düzeltip sifonu çekip ellerimi yıkayıp kapıdan dışarı çıktığımda kollarımı tutarak kapıya doğru yürüttü. 💜 Beş muhafızla bir hizmetçiyle herkesin bakışları hedefleri olmak, çok sinir bozucu bir duruma düşüyorum. Gözlerim gitti şimdi esir olduğum herkesi gösterdim. At arabasından inmem için Nyla yanımda yoktu ve bu beni sinir ediyordu. Natasha elini uzattığında ben de tutmak zorunda kaldım. Götürdüğü terzinin dükkanın kapısının üstünde çalan çanı duymuştum. Çalışan bayan bir hevesle “ Leydim,” deyişiyle sonunda sesi kısaldığında arkamdan gelen beş muhafızı gördüğünü anladım. Ağzımı açıp “ Siz burada kalın!” diye emir verince Natasha sözümün üstüne çıktı “ Sizde geliyorsunuz bizimle,” ben bu hizmetçiden bıktığımın kanıtı. Ne yaparsam tam tersini çekip yaptırıyor. “ Kralın emri olabilir ama onlarda sıkıldı burada, dışarıda bekleyebilirler. Kız alanı erkek değil.” diye tembihledim sonunda benle hem fikir olmuştu. Başladık farklı farklı beyaz renkli elbise bakmayı, beni oyuncak gibi giydirip giydirmeleri doyamadı. Aklıma gelmişken bay gizemin armağanla kitap okuyacağım. Sanki yanındaymış gibi belki ona kuş yaparım, iyi fikir. Natasha beyaz elbise seçerken ben terziyi çekip istediğim modeli ve elbiseyi yapmasını istemiştim. “ Bana beyazın üstüne kırmızı kan lekeleri bulunan bir elbise yapmanı istiyorum.” dedim bana cevabı “ Onlar bunu fark etmeyecek değil mi ?” diye sormuştu. “ Beğenmeyecekler buradaki elbiseleri ve dikmen için ölçüm almanı isteyecekler.” dedim. “ Tamam leydim,” dedi o sıra düşündüğüm şey ya da dediğim şey doğru çıkmıştı, elbiseleri beğenmeyip terziden diktirmek isteyen Natasha. “ Buradakiler hiç hoş değil, kralın istediği, düğünden sonra daha kolay elbise,” bir şey anlamadım düğünden sonra derken, sonrası mı olacak benim için farketmez valla. Ben bu terziden sıkıldım ve uykumu getirdi. Kitap okumak istedim, kaldığım yerde hayaller kurmayı, düzelen kitabımı devam etme işi. Terzi ölçümleri alırken “ Elbisemi bu hizmetçim yerine bana sadık olan hizmetçiyi aldıracağım.” bana sormadan yanıt vermiştim. Ne diye sormadı. Emrimi ve sözümü iki kez söyletmedi. Emrimi uyup başını sallayarak kabul etti. Ölçümleri aldıktan sonra bir kağıt çıkarıp ölçümleri ile aklındaki elbiseyi bir hızla tasarladı, renksiz yaptığını anlıyorum. Çaktırmamak için böyle yaptığını. Başımla onayladıktan. O zamana kadar burada kalacak elbisem. Terziyle işimiz bitince ben arabaya geçerken Natasha “ Kralım sizin güzel korkmanızı istedi. Kaç gündür yıkanmadınız, güzel kokulu parfüm den bir koku seçip yıkayım ben sizi. ” Bana hiç sormadı. Kitap okumak istiyordum ama engeller çıkıp durdu. Neden bu kadar beni önemsedi. Bilmiyorum. Parfümcüye girdik. Orada iken bir beni koklayıp tiksindi diğer kokuları koklayıp beğendi. O kadar mı kötü kokuyorum. Benim burnum almıyor. Ben kötü kokuyu yakarak attığım için koku gibi derdim yoktu. Tek tek baktı ve sonuncu kokudan karar kıldığını gölge bana söyledi kulağıma. Bende öylesine kokuları koklayıp durdum. Koklarken bu konu o kadar tanıdık gelmişti ki bay gizemi gözüme getirdi. Gizemli bir kokusu vardı ama bunu hediye edebilirim ya da içine katıp özel bir şey olabilir. Nyla yazarsa ona yazacağım alması için eşyalarımı dükkanların ismini Natasha’ ya sordum. “ Natasha, terzi dükkanın ve bu parfümcünün adı neydi?” diye sormuştum. Neden ? diye sormuştu bende merak ettiğimi söyleyip bana söylemişti. Aklımda tuttu, nedeni benim için alacak biri olunca. “Lütfen bunu kenara ayırın, sadık bir dostum almaya gelecek onu yollayacağım.” Natasha başka şeylerden oyalanınca bende fırsatı mı bulup kısık sesle söylemiştim. Buradan işimiz bitince at arabasına doğru bir poşetle çıkmıştık. Saray boyunca at arabasında yanımda iki muhafız ve faytoncu bile muhafız olunca arabanın iki yanında muhafızla saray yoluna tutmuştu. Sonunda saraya geldiğimi sevinirken, tam odama çıkarken bir uşak “ Leydim odanız taşındı birinci kata kralın odasının yan odası.” diye söylediğinde benden yüksek ses “ NE!” soru eki çıkmıştı. Birde o oda gizli odama giden kapıya uzak bir köşe, ben nasıl gideceğim peki bilmiyorum. Odama giremedim, Natasha beni banyoya çekip bir güzel soyup küvetin içine sokup kollarımdan başladı tüm bedenimi tiksinmeden yıkayıp güzel kokuyu boşalttığını kokusunda anladım. Yeni odama giderken bir uşağa çekip “ odamda tüm eşyalarımı taşıdınız mı, komedini, lambamı ve kitaplarımı,” diye sormuştum uşak anlamadan gitti. İlla kendim başıma gidip bakacaktım. Yukarı kata çıkıp alınmamış eşyalarımı bir muhafızla aldım. Yürürken yolladım gölge cinini benim için gizli korunaklı odama hangi oda açılıyor diye bakması için yolladım. Gölge cini eteği mi çekiştirip gölgemle konuştu, gölgemde neresi olduğunu söyleyince nasıl gideceği mi düşünürken aklıma dank etti. Çalışma odasında ya da taht odasında olduğu için onun yokluğunda gidecektim kilerde olan mahzenimi ama Natasha’yı nasıl geçeceğimi bilmiyorum. Üst kat benim için iyiydi ya neden taşındım. Kimseden kaçmak zorunda kalmam acaba kısa süreli klonumu yapıp bıraksam diye düşünüyorum. İşim bitene kadar sonra, en iyisi bu olur. Şimdi gidip kitabımı almaya düşünüyorum, öncelikle Natasha bana sıcak çikolata getir mutfaktan, biraz rahat rahat kitap okumak istiyorum. Natasha mutfağa gittiğinde bende odama küçük bir gidip geleceğim için klonumu bırakıp gölge cinini bulduğu yere yani depo gibi kileri adım attığımda kapıyı bulmayı çalışmıştım. 💜 Dolapların arkasından baktım, benim eski odamda öyle bir oda var mı diye bir bakış attıktan sonra bulamayınca sıra geldi duvarlara. Dokuna dokuna bir açıklığı bulabilecek miyim ararken bir şey hareket etmişti. Tuğlayı kenara çektiğimde, açılma sesini duydum ve boşluğa atılıp alevimle yolu bulmayı çalışmıştım sonunda alevimle mumları yaktığımda, gizli odamı girdiğim o hisle maskeyi çıkarıp baktığımda bu uzun merdivenden daha iyi direk yolun üstüne açılan bir girişti. Çalışma masama doğru ilerledim ve tozlarla kaplı kitabımın üstüne üfleyip sayfalara bakış attığımda yenilenmiş gibiydi. Natasha çoktan gelmiş olmalı diye düşündüm. Birkaç gün böyle idare edip artık buraya açılan odamda bir kapı yolu bulmalıyım diye düşündüm. Kitabımı alıp korunaklı alanımı çıkmadan maskemi takıp çıkmıştım. Duvar olan kapıyı nasıl kapatacağım derken çıkardığım tuğlayı sanki o yere koyar gibi yaptığımda tuğlaların geri geldiğini hissettim ve kapanmıştı. Depodan çıkarken sanki okuduğum kitapta gizli kütüphanede çıkan o leydi gibi hissetmem çok iyi ama. Gölge etrafta kimsenin olmadığını söyleyip devam etmemi söyledi. Odama doğru giriş yaptığımda, odama biri girip girdi mi emin olamıyorum. “ Gölge Natasha çikolatayı getirdi mi ? diye sordum. Gölge ondan iz olmayınca söyleyince kapım açılmıştı ki klonu mu yok ettiğim sırada “ Leydim burada biri mi vardı? yanınızda,” diye sorduğunda yanlış gördüğünü söyleyip bırakıp çıkmasını tembihledim. Öylede yaptı. Çikolatayı bırakıp “ Leydim kapının önündeyim çağırırsanız gelirim.” dedi tamam dedim ve kapı dışarı ettim ve rahatladım sonunda. Komidinin üstündeki mumu yakıp alanı sağlama alıp gözlerimdeki maskeyi çıkarıp rahat bir nefes almıştı gözlerim, sürekli takmak baya zahmetliydi aslında. Bir yudum sıcak çikolata mı içip kaldığım sayfadan nerede olduğu mu hatırlayıp gülümsedim. Gizli arşiv de kalmıştı ve muhafızların gelmesiyle yarım kalmıştı. Muhafızların içeriye dalmasıyla leydi saklanmıştı. Onlara nasıl çaktırmadan nasıl uzaklaşacak diye düşünürken bir muhafız leydiyi saklandığı yerden çıkarıp kralın huzuruna çıkarmıştı. Kral leydiye : ‘ ne işin vardı gizli arşiv de kızım’ diye sormuştu. Leydi çaresizce babası olan krala bacaklarına kapanmış ve sevdiği prensin lanetini bulmaya çalıştığını açıklamıştı. “ Neden Prenses neden yalvardın. Bu kadar çaresiz olma!” diye mırıldandım içimden bir sonraki sayfaya çevirip devam ettim okumaya bir yudum sıcak çikolata içip keyfimi baktım. Kızına şu tavsiye vermişti kral, kızına böyle çaresiz görmeye dayanamayan kral, tahtından kalkmış. Yerde duran kızını ayağa kaldırılıp “ Sakın pes etme kızım ama gizli arşive de girme!” hem öğüt vermiş oldu hem emir kesin tembih. Ama leydi sevdiği erkeğin lanetinin gizemini orada olacağını emindi. Küçük bir yalan söyledi girmeyeceğini ama birkaç bölümler, günler sonra leydi sürekli gizli gizli girip çıkmıştı o arşivin kapısında ve sonunda aradığı kitabı bulup odasına geçmişti ki en güzel yerde gölgem, beklediğim kişiden mesaj geldiğini deyince kitabı yarıda kesip güzel görünen çalışma masam ve kocaman bir yatak odamın içinde sandalyemi oturup mektubu okumak için dokundum ve gözyaşlarım akıp gitti. Nyla sonunda mesajlarımı yanıt vermişti ve bana yaşadığını dair belirti verdi. -mektup Leydim bu kağıtlar şahane neyse leydim. Ben Nyla bana yazmış olduğunuz kelimeleri okudum ve beni bulamayacakları bir yerden yazıyorum size. Nyla Nyla iyi olduğuna çok sevindim ki, sesini duyamayacağımı düşündüm, sana bir şey olduğunu… Lita Endişelenmeyin leydim, bir süre teyzemin yanında kaldım. Beni bulamayacakları bir yere kaçtım. Nyla Ailen yok diye biliyordum. Teyze ? Lita Bende bilmiyordum ama uzak akrabam mış, annemden fikir ayrılığı yaşayıp evi terk ettiğini söyledi, neyse leydim. Natasha size iyi hizmet ediyor mu ? Nyla hahaha… Hemde nasıl bir zevk verdi, aksilikleri ben yapmadan kendini buldu. Nyla bugün mağaza mağaza gezdim. Styla terzisinden ve Vas parfümcüye uğurlama zorunda kaldım ama elim boş çıkmadım. Senden aldıklarımı almanı isteyeceğim. Ne zaman geleceksin ? Lita Yarın gelirim yanınıza, yarın büyük gün. Bay gizem size gelecek. Nyla Evet. Nyla, Bay gizemle buluş ve benim korunaklı mağara mı dışarıdaki girişten girin. Odamda değişti yine çocukken olduğum odaya geri taşındım. Depoda gireceğim maalesef! Lita Oda değişikliği hem iyi hem kötü olmuş. Neyse leydim, siz oraya kapı bulursunuz. Ben şimdi çıkmalıyım. Teyzeme yardım ediyordum. İşinde. Nyla Bende kitap okuyordum. Kaldığım sayfada kızın acıklı hikayesiyle. Yarın seni yanımda istiyorum ama izleyici olarak kalacaksın. Biraz Natasha’ya zorlayacağım. Lita Nasıl isterseniz leydim. Görüşmek üzere.. Nyla Nyla dan mektup aldığımı seviniyordum ve mutluyken kitabıma geri dönmüştüm. Yarın büyük gün, eşyalarımı alırken tabii ki bebeği yanıma almıştım. Çikolatayı ısıtmıştım tekrar ateşi kullanarak sonra da başlığa yaslanıp kaldığım yerden birkaç sayfa okurken uykum gelmişti ama iyi gelmişti bana. Ne kadar okumuştum ki zamanın çabuk geçmesi beni şaşırtıyordu. Natasha yerine Kralın sesi duymam sinirlerimi hoplattı. Maskemi geri takıp mumları söndürüp kitabımı çekmecemi koyup kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda “ Kitap mı okudunuz tekrar ?” sorusuna maalesef evet diye cevap verdim. Sanırım akşam yemeğinde misafirlerimiz var, kral bana eşlik ediyorsa mutlu baba kız gibi görünmemizi istiyor bu benim gözümde öyle ama onun gözüyle karı koca… Düşüncesi bile sinirlerimi çıkardı. Bir masaya oturttular ve sesler kulağıma işkence gibi geliyordu. Sahte lafları kanamıyorum artık sesleri ayırt edebiliyorum. Ve bu konuşmalar hepsi sahteydi benim için. Gerçekçi duygular bile yoktu. Konuşmaya değecek ilgi çekici konu değildi aksine tiksindiren cümleler içeriyor. Bana seslenenleri yanıt verdim o kadar. “ Leydimiz çok şanslı böyle bir şanlı bir kralla evlenecek.” Ben istemiyordum ve fazla katlanmayı bile istemiyorum. Masadan kalkarken çatal kaşık düştü. “ Ben odama çekiliyorum baba, iştahım kaçtı.” Beni zorla getirdin bende sana istemediğin bir şekilde sesleneyim. “ Baban mı senin ?” Bilmiyormuş gibi davranmayın çok itici oluyorsunuz. Odama kadar Natasha yardım etti. Odamdan sonra tüm ışıkları kapatıp mumu yaktım alevimle ve büyülü kalkan ortaya çıktı. Elime kitabımı ve kucağıma parla güneşim diyen bay gizemin sesine sahip kuklamı alıp bugün olanları düşünmeden, kitap okumaya başladığımda ortam bir sessizleşti. Diyorum bu mumla dışarı çıkıp gezsem ama herkesin gözlerini bunun için çekemem. Bir gün bu laneti kendi lehime çevirmek en iyi tercih demiştim. Uyku basana kadar kitabın sonlarına kadar gelmiştim. “ Prenses arşivde istediği bilgileri bulamayınca ülke ülke dolaşıp bir şey bulma umadıyla sorup soruşturmuş…” bu lanet benim lanetim gibi çaresi olmayan bir kusur mu acaba. Daha da ilgi çekici olmaya başladı. Diğer sayfaya çevirip kara büyüyle ilgilenen tüm tarikatlara girip lanetin çözümünü sormuş ama hiçbiri bu sorunu bulamamıştı. Ağzım kocaman açıldı. Galiba uyku bastı beni. Kitabı çekmecenin içine koyup maskemi takarken “ Neden hizmetçin geldiğinde onu bu gözlerle karşılamıyorsun ?” Lanetin canavarı çılgınlık yapmam için beni pohpohluyordu ama onun için bir iki gün sonra yani yarından sonra yapacaktım. Belki ilacımı içer. Lanetin aklı benim kafama gelip durdu. Maskeyi takıp mumu söndürüp bebeği sarılıp yorganı üstüme çekip hayallere daldım. |
0% |