Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9📜: Meraklı Hizmetçi

@handelendin


 

Ruhumun en ince çizgisi,

seni alıp bu saraydan kaçırma mı az kaldı.

Sensiz bir adım bile atamıyorum aramızda bir bu kağıt ve sana olan duygularım var.

Yakında birlikte olacağız.

Morlis


Yakında demek istediğin, yarın mı?


Şapkalım, bugün aşırı yoğun bir gün


olduğu gerçeği ve kralın sürekli dilinden düşmeyen düğünü düşünmesi,


beni güldürmeye devam ediyor.

Lita 


Gülüşünüz hiç solmasın.


Siz güldükçe içim içime işliyor.

Morlis


Umarım o güneşim hiç solmaz.


Bu sorunlar başımdan gitmeyecek kesin.

Lita 


 

Gözlerindeki o güneş hiç söneceği benzemiyor leydim.

Kusurunun bir işareti mi o gözler?

Morlis


Öyle denilebilir.


Yarın her şeyin sonu olacak bu gözlerin


kusurunu göreceksin güneşin tepede olduğu bir vaktinde bir patlama olduğunda sarayın yakınlarında ol.

Lita 


Patlama olacağını söyledin.


Neden saray patlayacak gibi konuştun

Morlis


Kusurumu öğrenmek istedin.


Canlı canlı lanetimi göreceksin.


Her şeyin yok olduğunda senin yanına geleceğim.

Lita 


 

Bu kadar çabuk yanımda olacağını hayal etmedim ama

birlikte aynı yatakta uyuma hayaliyle yanıp tutuşuyorum.

Alev gözlüm.

Morlis


Onun için çok erken değil mi ?


Ama seninle uyumayı dört gözle bekliyorum şapkalım.

 


Mesajlarımı yarıda kesiyorum.


Yarın hiçbir iş kalmasın!


Eşyalarımı toplayıp hazır olayım.

Lita 


Hayali bu kadar güzelken,


gerçeği daha da güzeldir.

Şansa bak leydim yarından bir sonraki günümüz baharın en tatlı hali.

Morlis


Aa unutmuş olmalıyım.


Şapkalım, seninle geçireceğim ilk festivalim olacak.


İlk defa başka amaçlar için dışarı çıkıp yeşilliği göreceğim.

Lita 


Seni daha fazla meşgul etmeden bir sonraki mektuplarımızla görüşmek üzere.


Alev gözlerine hasret kaldığım leydim.

Morlis.


 

Bu son mektupta ben eriyip bittim ama daha fazla devam edemezdim.

Gizli odamda çantanın içine işe yarayacak birkaç taşı ve kitapları, aletleri mi koymaya başladım.

İstedikleri olacaktı ve hepsi kül olacak. Hayatta kalanlar varsa onlar şanslı saysınlar.

Bugün düğün hazırlıkları istemeyerek olsa yoruldum. Terzi istediğim elbiseyi ayarlamış bana gizliden gizli gösteriyordu. Çok güzeldi ve dehşet edici bir tarzına sahip idi.

Orada, kardeşiyle birlikte yüzüğü tamamlarım artık, son kez gizli odama dönüp baktığımda bu son olmayacak hissiyle kapıldım. Gölgeler beni bulur, yanlarına çağırır kesin ama ne zaman olacağı dair bir tahmin yürütemiyorum.

Tüm hazırlıklar tamam ve artık odama çekilip öğleden sonramı kitap okuyarak geçirmek istiyordum, yarım kaldığım daha doğrusu başlayıp bitiremediğim rahibe ile genç lordun hikayesinin giriş kısmındayım anca yatağıma oturmuş kitabın kaldığım kısmı açıp sıcak çikolatam gelene kadar gözlerimi açmadım bilemedim açıp açmamak konusunda pek bir fikrim yoktu.


Ama kendim ağzımla okumak istemiştim belki kitaptan sonra şu yüzüğü yapmayı çalışsam nasıl olurdu. İyi ki çantamın içine o kitapları koyup odama geçtiğimi seviniyordum. Anlamadan, etmeden başlamak çok riskli şimdi dediği her şeyi yerli yerine yaptım koydum. Kalıbı bile çıkardım ama anlamadığım metali şekillendirme aşaması.


Bir süre okuyup anlamayı çalıştığım sıra Nyla yerine Natasha odama sıcak çikolatamı bıraktığında gözleri bir an şüpheyle bana bakmış “ Aşk romanlarından bıkmış bir leydi görüyorum, önceden fark etmeliydiniz bu romanlar size göre değil anlayamazsınız.” Anlayamaz mıyım, kendini benim yerime koy bakalım, kralın psikolojimi bozan hareketleri yüzünden kendimi zor tutmanın zorluğunu.

“ İşin bittiyse çıkabilirsin.” dedim. Çıkarken bana “ Görmediğiniz şeyi nasıl okuyabilirsiniz ki ?” şaka mı bu, göklerin aşkına lütfen daha fazla kulaklarımı pas yapmadan, çık git.


Kapıyı arkasından kapattığında ben gölgeye anlatmasını söylemiştim bir yandan nasıl yapacağımı çözmeye çalışmıştım.


“ Sanırsam bu yüzük baharın esintisiyle birlikte vereceğim, o gün nasıl olacak bilmiyorum, ama düşüncesi çok güzel her şeyin son bulduğu günler.”

Bunun hayalini kurarak daha fazla kafamı bilgilerle yormadan biraz boşaltmak için söğüt ağacının rahibesini okumaya devam etmiştim.


Çikolatamı içerek sayfa sayfa okumuştum ama nerede kaldığımı ya da ne yaşandığını unutup gittim. Önceki sayfaları bakarak hatırlamayı çalıştım ve sonunda ne olduğunu hatırlayıp devam ettim.


En son şarkısına hayran kalmıştı ve ağacın dalındaki kız ona gülümsemişti. İnsan Lordu güzel sesli rahibeye sürekli ziyaret etmiş onla sohbet etmeyi çalışmıştı. Kız ona şarkılarla eşlik ettiğinde daha da büyülenmişti. Bağımlı hale getirmişti sürekli o ağacın altında vakit geçirirken rahibe sonunda toprağa ayak bastığında gülümseyerek lorda doğru çıplak ayaklarla yürüdüğünde lord büyülenmişti ‘ Leydim saçların güneşin altında parlıyor.’ demişti gülümsedim bana da şapkalım alev gözlüm diyordu.


Devam ettim ‘ Şarkılarımı bağlandın lordum ama bu şarkıların sonu iyi bitmeyecek’ deyip arkasını dönmüştü rahibe.

Lord arkasını baka kalmıştı. Ben bile şaşırdım. Bu nasıl tavır kızım- neyse devam devam edelim.

Baya güzel günler geçirdiğini okuyorum, şimdi uzun uzun anlatsam zaman yetmez ki… O yüzden başlarına geçenleri okuyup dikkat çektiğim yerleri düşünmeye başlayacağım. Baya ilerleme kaydettim tüm güzel anları okuyup nasıl birbirine samimi bir duyguyla baktıklarını gözümün önünde geçmişti.

Bizim aşkımızda bunlara benzemişti. Ama sonumuz aynı olacak mı bilmiyorum. Son kısmı bile okumamıştım bile ama çok üzücü ve duygusala bağladım. Biraz ara verip maskenin altından göz yaşımı silip okumasını durdurup kitabı kenara koydum.

Akşama kadar sıkılmak yerine şu yüzüğü yapmayı denesem nasıl olur acaba diye seslerini dinleyerek gölgeyle birlikte kaybolmadan bulmuş, tuğla duvarın arkasından geçip mumları yaktıktan sonra “ Belki gelirim belki gelemem bir kapı yapmak mantıklı mı bilmiyorum. O gün gelince belki düşünürüz ya da o gün laneti kontrol etmenin yolunu bulup gerek kalmaz.” Sesli düşünerek başımı salladım.


                           💜


Masama kitabı koyup kalıpları ile birlikte eriteceğimi bulmuştum. Yaptığım plastik alçıdan kalıbı altına koyup erimesini beklemiştim. Bu öyle işlem gerektirecek bir metal olmadığını hatırlamış bulundum.


Kestiğim parçayı eriyip kalıbın içine dolmasını ve ayrıca dolaba bir gün boyunca don olmasını sağlamam lazım ama yarın buradan kaçıyorum o yüzden kalıbın çabuk donmasını sağlamak için buza ihtiyacım vardı. Dolaptan buz küpünü çıkardım, işimi öyle halledecektim.

Biraz daha ısısını artırdım ve hızlansın diye sonra seçilen taşları benim gözlerimi görmek isteyen şapkalım, etkilenmesin diye benim maske için kullandığım taşın yarısını kattım tabi.

Havanda bir güzel üç yarım taşı dövdükten sonra karıştırdım. Mücevher kalıbım vardı, yapmıştım önceden maske için taş yaparken tabi.

Akut demiri bir daha eriteceğim de özel ocakta büyülü yani motifi işlemek için gerekli. Tüm şeyleri hazırladım metal sıvısı kalıba damlaması bittiğinde ocağı söndürüp buzu dolaptan çıkarmıştım geri koydum, eriyip durduğu için tekrar çıkarıp yüzüğün kalıbını, dediğime bakmayın metali düz şeklinde getirip öyle koydum en zor işlemi düzeltmesi olacak sıcakken, ben bile yenilikleri karşı açık olsamda bu yöntemi çözemedim.


Dolaba koyup biraz soğumasını sağlamak istemiştim bir iki dakika ya da saat olarak istediğim sertliği oluşması için ayrıldım taşlara gidecektim ki yakınlardan bir ses duydum bu Nylanın sesi telaşlı geliyordu, yine ne olduğu anlamadığım bir şeydi, masadan maskemi takıp gölgenin yol boyunca çıkışa doğru eşlik edip Nylanın sesi daha yakından gelmişti.


“ Natasha sizin ilaçlarınızı merak edip içmiş şu an deliliğe yatkın şu an,” dedi Nyla ben ağzımdan ‘Ne’ sorusu çıkardım şokun içinde hızlıca odama doğru ilerlediğimizde odadan içeri girdim elleri yüzüne götürmüş saçma sapan şeyler söylüyordu.


Elimi alnıma götürüp tuttum orada ve ne yapacağımı düşündüm.


“ Valla Natasha iyi seni ilk gören bendim eğer kral görseydi bir an benden şüphelenirdi.” dedim ama bunun çaresi o deliliğe emmek olacak o tür emme diye ilacı bana aktıracağım.


“ Nyla yarın olacaklardan sonra benim sakinleşmem için bir şişe yanında bulunsun!” dedim bana sonunda vakti geldi diye sorduğunda başımı salladım. Su elementiyle içindeki o yakıcı maddeyi çıkarmak için Nyla, Natashayı yatırıp sabitledi yataktan.


Niye kendimi aktaracaktım ki onun pis kanıyla bulaşmış ilacı, yakıp kül etmek varken ben neden kendi kanımı onunkiyle kirleteyim ki.


Ellerimle tüm bedeni gezdikten sonra ilacın nerede kaldığını, toplandığını bulup onu Natashanın ağzından çıkartıp yakıp kül edeceğim.


O yerde durdu ve dikkatlice elimden kaçırmadan çıkarmayı düşünürken o canavarın sesi dikkatimi alıp götürdü ‘ bırak senin yerinde delirsin hizmetçin, etkisi bir süre sonra geçecek değil mi ?’

Haklısın canavar ama şüphelenmeye başlarsa kral benden, dur şüphelensin belki benden korksun diye düşünüyorum bu vesileyle bir hizmetçiden kurtulmuş olmalıyım.

Ne diye düzelteyim ki ben onun yaptığı her şeyde düzeltmek zorunda kalıyorum.

Biraz deli etmesini istediğim için ilacın yarısını, azını orada bırakıp diğer yarısını çıkarıp yok ettim.

Uyandığında gözünde küçük olmadık şeyler canlanacak ve bunu kralın gözünden sonra itibarı ve işi yok olacak.

“ Delirmesini sağlayacak tozda az bıraktım, uyanınca hayal görmeyi başlayacak.” dedim bana bakıp Nyla “ Kurtuluşa doğru planlar işliyor.” dedi başımla sallayıp bu hizmetçiyle birlikte yeni çarşaf serilmesini söyledim ayrıca bu hizmetçinin yattığı çarşafı yakıp kül etsinler.


Tüm günüm böyle geçmişti, aksilik ve delilikle ama sonunda burada son yemeğimi yiyip kitap okurken hayallere dalmıştım.


Yazardan not : En azından bu evlatlarımı anlattığım kitapta bölümleri yorum ve oy desteklerinizi unutmayın. Severek yazıyorum bu kitabı, sizde severek okuyun...


Loading...
0%