Yeni Üyelik
23.
Bölüm

Jade

@handelendin

Jade, Mahkeme salonundan çıkmış temiz hava almak için lorddan izin alıp kapılardan dışarıya çıktığında ilk aklına gelen annesinin mezarına gidip olan bitenleri anlatmak olacaktı. Biraz kafasını toplayıp lordda öyle bir karar vermeyi düşünüyordu.

Kendini söz geçiremiyordu. Ya görevi kabul edip bilgi için korumalık yapacak ya da kabul etmeyip içine kurt düşürecekti.

Her şeyi bırakıp kaçmayı o kadar istemişti ki burada çok uzun süre kalıp alışmıştı ayrıca buna değer olup olmadığını bile düşünemiyordu. İçi hiç rahat değildi.

Atını binip annesine gömüldüğü yer olan Kahramanların anıt mezarlığında annesini bulabilir miydi? Bilmiyordu. Derin bir iç bıraktıktan sonra yolda tüm olan bitenleri kafasında tartıp durdu.

 

Geçmişte olan konuşmaları düşündü ve acayip şekilde lordda şüphe duymaya gidiyordu düşünceleri.

Dalgın dalgın giderken az kalsın atıyla birini ezmeye yakınken farkına varıp dizgini hızla çektiğinde atını şaha kaldırıp yan tarafa doğru çekti.

Eyerin üstünden üzengiye basarak attan indiğinde küçük bir kızı ezeceğini farkında bile değildi ama kıza bir şey olmamıştı.

 

“ Çok üzgünüm seni göremedim, ailen nerede küçük kız ?” bu sorusunu sormuştu küçük kız ailesini bir dükkanın veya tezgahın önünde bir şeyler aldığını görüp o tarafa doğru elinden tutarak götürüp ailesini güler yüzle teslim edip olan bitenleri anlattığında ailesinden özür diledi, görmediği küçük bir dalgınlıkla az kala fark edemediği küçük kızların ezeceği anı.

Ne iyi ki ailesi kızlarını bir şey olmadığını sevinirken Jade suçlamadılar. Aksine minnet ettiler fark edip kızını kaybetme korkusunu yaşatmadığı için.

Jade gülümseyip iyi günler deyip ata tekrar bindiğinde kendini toparlayıp kahramanların gömüldüğü anıt mezarlığın önünde durmuştu.

 

Ne kadar çabuk geldiğini çözemedi bile ama geldiğini sevinip kaybolma riskini göze alarak mezarın kapısından geçip tek tek annesinin ismini ve şanlı sözlerle süslenmiş mezar taşını aramıştı.

Pek rahatsız etmeden isimleri içinde okuyup Angie ismini bulana kadar ilerlemişti. Bir sola doğru yürüdü sonra sağa dolu yöneldi veya tam düz gittiğinde koca taşın önünde durdu.

 

Bu taşı Angie Jade’ye anlatmıştı olayı; kahramanların isimlerini yazarak onları ölümsüzleştirme ayini gibi bir şey olduğunu söylemişti.

İlk anlamamıştı ama sonda annesinin ismi büyük harflerle yazılı olduğunu fark edip eliyle kazılmış ismi üzerinde tuttu.

 

“ Anne seni o kadar özledim ki, bilemezsin. Bu isim ayini bana öğrettiğinde şaşırmıştım ama şimdi artık şaşırmıyorum.” gözlerinde yaşlar süzülmeye başlamıştı.

 

Sert ve güçlü görünmek dışında Jade’nin kalbi nazik ve pamuk gibiydi. Bazen merhamet eder bazen etmez ama sevdikleri olunca kalbi her zaman tatlıdır.

 

Kazılı isminde elini çekip annesinin gömüldüğü mezarı aramaya devam etti ve sonunda mezarın yanındaki taşı oturup toprağını elini alıp öpmüştü.

“ Yanlışım varsa bana bağırmanı özledim veya engel oluşlarını o kadar özledim ki anne, senden fikir almaya geldim ama sen sessizce beni dinliyorsun, konuşamıyorsun çünkü yoksun.” bu o kadar canını acıttı ki nefes bile alamıyordu. Soluğunu almayı çalıştı ama gitgide nefesleri tıkanıp geri açıldı, bu Jade için hiç iyi değildi.

 

Mezar taşına tutunarak durmayı çalışmıştı ama nefesi gittikçe zorluk çıkarırken en sonda uzun soluğu alıp bilinci tamamen kesilmişti ve annesinin mezarının yanına bayılmıştı.

 

Tam o sırada kırmızı kısa saçlı renkli gözlü ve iki kulağında uzun boncuklu küpelerle gezgin kıyafetiyle sırtında ağır çantayla biri kahramanlık mezarının yanında geçerken küçük kuşu Jade’nin bayıldığını fark etmişti. Tabi gezgin çocuk göremiyordu ama kuşu bunun için eğitti, görmediği yerlerde yardım etmesi için ve kuşu her şeyde yardımcı oluyordu.

Gezgin genç koşar adımlarla çantasını mezarın kapı girişine bırakıp kuşunun gösterdiği veya uçtuğu tarafa doğru koşarak kuşunu yetişmeye çalıştı. Kuş bir mezarın üstüne konduğunda gezgin genç ise biraz soluk molası verdikten sonra doğrulduğunda Jade’nin yerde baygın halde yattığını görüp uyandırmaya çalışmıştı zavallı.

“ Hey efendim lütfen kendinize gelin!” Genç çocuğa bir telaş kaplamıştı ne yapacağına bilemedi. Aklına küçük kuşu deve dönüştürüp kaldığı eve götürme fikri belirlenince “ Morsi ficarus sevs.” Büyülü sözleri söylediğinde kuş kanatlanıp devasal bir kuşa dönüştüğünde Jade’yi sırtlayıp kuşunun sırtını bindirip emrini vermişti “ Benim yuvamı götür, orada olurum.” demişti. Kuş havalanıp Jade’yi gezginin yuvasına doğru uçurduğunda gezginde çıkış kapısında çantasını alıp yuvasına doğru kanatlarını açmıştı.

Kuş gezginiydi ve kuşa dönüşebilme kabiliyeti vardı ve dönüşmüş yuvasına doğru uçarak göklerde süzüldü.

 

⚜️

 

Jade gözlerini açtığında mezarda olmadığını anlamıştı, doğrulmaya çalıştığında bir gencin sesini duyduğunda korkuyla kaçmaya çalıştığında “ Korkma benden, sana yardım etmek istiyorum.” dediğinde Jade bir an şüpheyle yaklaşmıştı.

“ Sen kimsin ?” diye sorduğunda kuş gözlemcisi gezgin gülümseyerek kendinden bahsetti.

“ Bana kuş gezgini derler bana öyle hitap et şimdilik, peki sen galiba muhafız sınıfındasın üstündeki üniforman ?”

 

Jade gülümsemişti ve üniformasının sebebini açıklamıştı “ Ben komutan sınıfındanım annemden sonra ikinci kadın komutanı yani ilk kadın komutan Jade !” dediğinde kuş gözlemcisi dilini yutmuştu.

Bir komutanın hayatını kurtardığını düşünmediği için kendini kızdı ama dili kısa süreli yuttuğu gibi konuşmaya açılmıştı.

“ Pardon komutanım Jade, sizi mezarın önünde baygın görünce yardım etmek istedim.”

 

Jade kıkır kıkır ona komik gelen davranış için güldü. Genç neden güldüğünü anlamamıştı ki sormuştu nazikçe, Jade ise bu çocuktan iyi anlaşılacağını sezmişti.

“ Komik bir çocuksun kuş gözcüsü, ben şimdi gitsem iyi olur.” dediğinde kalkmaya yeltendi ve anıdan geri yatağa düştü.

“ Ne yaptın bana yoksa beni bilerek-” Jade ilk başta iyi niyetli yaklaştığını düşünmüştü ama öyle olmadığını önyargılarıyla bunu anlamıştı.

 

“ Merak etme, ben sadece şifalı ilaçlar verip seni uyandırdım komutanım, sende saklı bir gücün varlığını sezdim içerirken ama o güç seni yiyip bitiriyor ve çıkmasına az kalmış gibi hissettim.”

 

“ Kahin misin yoksa ?” şüpheyle sormuştu bu soruyla.

 

“ Kuş gözlemcisi olmanın en iyi yolu nedir bilir misin ?”

 

Jade, başını hayır olarak sallayarak cevabını bildirdi.

 

“ Kuşlar sahiplerini veya iyilik yaptığı veya yaparken sezgileri güçlüdür, ben bir nevi melez olarak doğduğum için sezebiliyorum.”

 

“ Gerçekten melez bir kuş musun ?” Türünü merak etmişti açıkçası ama sormaya çekindi, ayıp olacağını düşünüyordu.

 

Loading...
0%