@handelendin
|
Alex için gölgelerin arasında kalmanın son günüydü. Prenses Nora, babasını yani Gölge Kralın emrini Nora dile getirmişti, Alex’i “ Tamam bakalım gölge kralı benden ne istiyorsun” diye önden gitti, ikisinin yanlarından ayrıldı. Mike “ Ne isteyecek buradan gitmemeni” çok şakacı bir karaktere sahipti. Alex, şakasını gülmüştü sonra beyaz adada olan arkadaşını hatırladı. Mike gibi komik ve sevimli yapıya sahip Andrea’ya ; ekibinde herkesin şu an ne yaptığını ve kendisi gibi gelişme gösterdiklerini merak etti. Mike, sevdiği kızın yüzü asıldığını gördü “ Fazla üzülme, Al yakında onların yanına gideceksin asıl bizden ayrıldığın için üzülsen çok iyi olur” yine güldürmeye başarmıştı Alex’i. Nora “ Ne romantik oldunuz ama şimdi ciddi olun geldik” dedi. Alex ciddi tavrına bölündü ve ağaç evine tırmanıp köprüden yürüdü yürüdü, karşısına çıktı. “ En çok bu doğal ortamı özleyeceğim rahatsız eden yok ve sessiz dış dünyada umarım eski halinde beni beklemiştir” öyle umuyordu ama umduğu gibi değildi. Çok değişti dış dünya, Buz Kraliçesi tahtta geçtiği an dış dünya değişimi uğradı. Kralı sürgüne yolladığı an Beyaz saraya yandakçısı cadıya yetkiyi verince adanın her yerine bir adamını yolladı. Alex, Gölge kralın önünde diz çöktü. “ Yüksel Alex “ Gölge kralın neden çağırdığı, yanında istediği açıktı. Gücünü açığa çıkarması için küçük bir hediye verecekti. “ Yanıma yaklaş Alex “ Alex, iki dostunu baktı bir şeyler bildiklerini sanıp onlardan öğrenmek için ama bilmediklerini yüzlerinden okunuyordu. Yutkundu ve Gölge kralın yanına doğru korkak adımlarla ilerledi. Yanlış bir şey mi yaptım’ düşüncesiyle Kralın karşısında dikildi. Gölge kral, adamlarından kılıcı getirmesini işaret etti. Alex,beklemişti başına gelecek şeyi. “ Kolunu uzat Kızıl gölge” kralın ağzından Alex şaşırmıştı, arkasını döndüğünde onunla aynı tepki veren Mike’yle göz göze gelmişti. Gözleri Noraya kaydı, başıyla onayladığında Krala döndü ve kolunu uzattı. Gölge Kralı, Alex’in bileğine bir işaret çizmişti. Ağacın dallarına benzeyen bir damga. Gölgelerin arasından çıkan adama baktı, elinde tuttuğu kenarları siyah ile boyalı kılıcı gördü. Kral ayağa kalktı, adamından kılıcı alıp “ Eğil kızıl gölge” emri verdi. Kızıl gölge olan Alex, kralın önünde eğildi. Kral, kılcı Alex’in iki omzunun üstünde tutarak hem kılıcı teslim etti hem halkından biri olarak kabul etti ve unvan sahibi yaptı. “ Eğitimini tamamlayıp gelişme gösterdin, artık buradan ayrılma zamanın geldi ama unutma Kızıl gölge artık buranın gölgesi oldun, ne zaman işin düşerse kapımız her zaman senin ve ekibine açıktır ” dedi Kral. Alex doğruldu ve Kralın uzattığı kılıcı, eline aldığı an sarı saçları ve gözleri kızıla boyandı. Mike “ Lakabına uyumlusun Alex” Alex kendine bakamadı ama kızılı içinde hissetti. Alex, kılıcın ortasında olan boşluğun dolduğunu fark etti. Kral “ Gücünün farkındasın değil mi, Ne yapabileceğini? Kılıcın ortasında boşluğu fark ettin değil mi, o boşluk düşmanlarını yok ettiğin an dolmaya başlayacak asıl gücüne destek sağlayacak " Alex " Bu hediyeyi seve seve kabul ediyorum.Gölge Kralı " olumlu cevapladı. Kral, sevindi bir yandan istediği bilgiyi alamadığını duyunca onun adına üzüldü. " Bugün istediğin gibi eğlen yarın evine dönüyorsun " dedi Kral. Alex kralın yanından ayrıldı. Yarın değişmiş olan yaşadığı adaya yolculuk edecekti. Değişmediğini düşünüyordu ama ona bekleyen bir görüntüyü gördüğünde, neler olduğunu öğrenecekti. Onun yokluğunda değişen şeyleri… Köprüden köprüye ilerledi. Son değildi kral Alex’i gölgelerin arasına kattı. Bir iç bıraktı, yarın arkasını bırakacak şeylerin ardına. Gözcü kulesine ilerledi adım adım. Mike, omzuna dokundu. Alex, düşüncelere dalmıştı ki ürperdi. " Benim, bu gece ay yükselecek son gecemizi aya bakalım Nora da gelir " Alex şaşırdı. Prensese ismiyle hitap edişini. " Neye şaşırdın, Prenses bizim çocukluk arkadaşımız biliyorsun, ismiyle hitap etmemizi tercih ediyor. " dedi Mike. Alex haklısın dedi. " Bu gece planımız tamam da, Kral izin verir mi Noranın gelmesini " sormuştu Alex. " İzin vermezse kaçar gelir " demişti Mike aşkla bakmıştı Alex'in yüzüne. Alex, gülümseyerek karşılık verdi. Mike onu arkadaştan daha fazlası görürken Alex için aynı değildi. Alex yakın bulduğu bir arkadaştan sayıyor. Mike " Seni geçirmeye geleyim mi Alex " diye cevabı olumlu beklemişti. " Gelme deme mi bekliyorsun. " diye sormuştu Alex. Öyle bir sormuştu gelme cevabını beklediğini emindi. Şaka niyetiyle cevabını vermişti. Mike, olumlu cevabı beklerken Alex şakayla karışık bir cevap söyledi " Gelme o zaman işin gücün vardır sonuçta mavi gölgesin " dedi. Mike alındı. İstediği yanıtı alamadı. Alex kafasını çevirdi kahkahasını tutamadı gülmeye başlamıştı. Gözlerinden yaş aktı. " Suratını görmeliydin Mike, şaka yaptım ben kim, dostlarımı kırmak kim değil mi gelin " dedi çoğul konuştu. Norayı kattı. Gözcü kulesinin tepesine çıkmış göğe kaldırdı başını masmavi gökyüzünü seyretti. Dış dünyada bu masmavi gökyüzüne hasret kalacaktı.
Beyaz ada beyazlığı solmuş karanlığa bölünmüştü. Sığınakta durum farklıydı. Alex'in geleceği gün için kutlama yapmayı düşünen Canon ve diğer kanunsuzlar arasında konuşurdu. Liana el attı duruma " Sessizlik usta ve arkadaşlar yarın Alex evine dönüyor orada geçirdiği zamanı özlem çekecektir ,kesin o yüzden -" lafını biri bozmuştu. Kanunsuzlardan biri konuştu " Alex'in ilk izlenimi ve sorusunu herkes biliyor herhalde oradaki hava ile buradaki havanın farkı anlayacak zekada ne diyeceğiz peki " diye soru attı. Karl kıkırdadı kollarını bağlamış duvara yaslanmış ortada geçen telaşlı endişeli konuşmayı keyifle seyretti. " Ne öyle komik bir şey varmış gibi gülüyor, bu " diye sordu soruyu soran kanunsuzlardan biri. Karl " Komik olan şey konuşmanız, Alex doğru anlayacak neler yaşandığını ama bir fark var hepimiz geliştik Alex de kesin bizden bin kat daha gelişti. Ekibimizin kalbi ve beyni Alex olarak seçtik biz. Alex kendisi hakkında gerçeği öğrenecek ve burayı eski haline döndürecek." demişti yaslandığı duvardan doğrulup yanlarına yürürken konuştu.
Soruyu soran kanunsuz kabullendi " Öyledir neyse yarın arkadaşımız geliyor, fikriniz varmı hoşgeldin kutlaması ilgili " diye tekrar soruyla karşı karşıya bırakmıştı. " Orada çok sıkılmış olmalı, benim gibi eğlenceli kafadan biri bulamamış olabilir. " ortada konuştu Andrea. Diğer kanunsuz ekibinden biri " Kutlama yerine ekip yemeğini götürsek, meyhane sofrasında ozan eşliğinde ne dersiniz " bunu bil düşündüler hemfikir oldular. " Aklınızda güzel meyhane bilen var mı, birde Alex’i kim eşlik edecek oraya kadar " diye sormuştu kanunsuzlardan biri. " O işi bize bırak, ekibine güven biz karşılarız, o zaman atları hazırlayalım ne dersiniz ? " demişti Liana. " Tamam, o halde öğlen arası telsizle haberleşme " demişti. Aynı fikirde anlaştılar. Kendi bölgelerine dağıldılar . Alex'in yokluğunu çeken ekip arkadaşları, içi sıkılmış kendi aralarında konuştu. Hiç konuşma yapmayan, Violetta konuştu " Alex gittiğinden belli ortalık ne kadar sıkıcı olduğu söylememi gerek var mı, son birkaç yıl neler oldu bir göz önüne alalım. Alex buraya geldiğinde bizden bilgi isteyecektir. " demişti. Liana sakince anlatmaya koyuldu " Alex gitti,buz adası ortayı çıktı, o da yetmez gibi buz kraliçesi tahtta geçmekle kalmayıp beyaz adayı kirletme planları yapmaya koyuldu. " Ne kadar sakin olmayı çalışsa da diğerleri Liananın öfkesini gözlerinde okudular. Karl devam etti " Onun aksine, bizde değiştik, farklı bölgelere dağıldık, işimizi kolaylaştırmak için bizimkisi saraya yakın olan bölgedeyiz güney kapısındayız ayrıca geliştik onların köküne kurutacağız. " dedi emin oldu. Violetta " Haklısın, umarım Gölge Lordu ilgili bir kaç şey öğrenmiş olarak gelir buraya. " demişti. Hepsi bir ağızdan umduklarını söyledi. Liana etrafa bakınarak iç bıraktı. Andrea " Neden iç bıraktın. " demişti. Liana " Nedeni açık değil mi,Alex geliyor ve evi böyle dağınık mı görsün? " demişti. Andrea, Violetta ve Karl etrafı bakındı Gözlerinde dağınık bir oda görünmedi. Liana " Kesin senden komik biri bulmuş çıkıyor olabilir kendisiyle. " diye laf attı. Andrea " Nereden biliyorsun bulduğunu içini mi doğdu! " demişti. Başıyla onayladı. Andrea bozulmuştu. " İçimi doğdu diyelim neyse son durumu gözden geçirelim, ne dersiniz ?" dedi Liana. Karl katıldı. Masaya ülkenin haritasını açmış ve son durumu gözden geçirdiler. Alex sorarsa cevapları olması için bakıp konuştular. Liana cadının planını öğrenmeye amaçlamıştı. Violetta zarar görenleri tedavi etmeye niyetli Karl onun işi biraz riskli bir durum yaratacağı için sona saklamaya karar kıldı. Andrea dikkat dağıtma işi onda eşyaları oynatıp yanlış yönlendirmeyi çalışacak. İlk bu ülkeyi temizlemek sonra buz ülkesini batılacak ve diğer bölgeleri sona planladılar. Bu planı diğer bölgelerin kanunsuz ekiplere duyulacak. " Bir şey soracağım cadının askerlerini nasıl görünmeden kaleye casus yerleştireceğiz " diye sormuştu Andrea. Liana bu soruyu Alex gelince açılma kararını söyledi. Katıldılar. Karl önemli bir sorunu dile getirdi " Görev verdiği adamları diğer ülkeleri tehdit altına sokuyor duyduğum kadarıyla buz kraliçesi hain planlarından biride barış içinde yaşayan kanatlı sınıfından bir melezi aşağıya getirdiği onu ne yapacağız " Liana çenesini tuttu bir süre düşündü. Düşünmesi bittiğinde rahatça cevabını verdi " Buz kraliçesinin neyi planladı bilmiyoruz ama öğreneceğiz ayrıca bu sorunu sonra konuşalım " konuştu. Peki dediler. Dışarıda yer ve gök birbirine girmişti. Violetta camdan dışarı izlemişti. İnsanların korku dolu çığlıklarını işitti. " Alex dışarıya adım attığı an bu felaket yağmurları görecek gittiği gibi bulamayacak beyaz adayı " iç bıraktı. Liana Violetta’nın yanına gelip elini Violettanın omzunu tuttu " Aynen katılıyorum Vio sana ama elimizden geleni yapacağımızı biliyorsun değil mi hepsi sırayla ilk bu toz tutmuş toprakların tozunu alıp kötü havadan kurtulup neşe getireceğiz sonra gerçeğin peşine koşacağız buz adasını yok edip diğerleri yapacağız. Gelecek bizi bekliyor " dedi. Violetta zorla gülümsedi. Andrea onları yemeğe çağırmıştı.
✴️
Mike Alex'e karşı boş değildi. Bu gece Alexe açılacaktı. Son gecesi bile olsa ama Alex çoktan evinden çıkmış gözcü kulesine çıkıp çatıda gökyüzünü bakıyordu. Mike bunu bilmiyordu. Alex sanki onu beklediğini düşünerek kaldığı ağaç evin balkonun altında Alexi seslendi. Gölgeler bile duydu ama Alex duymadı aklından geçirmiş bu sefer balkona doğru tırmanıp pencereden içeriye baktığında Alex yoktu. Kendini salak gibi hissetti. Aşağıya atladı. " Neden salak gibi onu çağırdıysam benden önce gitmiş varmış olmalı zaman kaybı " gözcü kulesine doğru ormanın içinden geçti. Yolu uzundu Mike'ın.
Alex " Bir tahminim var kesin beni çağırmak için, kaldığım ağaç eve gitti beni bulamayınca rota değiştirdi. " tahmini doğruydu. Nora " Katılıyorum kesin öyle olmuştur ama Alex, mike'nin sana olan davranışları tuhaf gelmedi mi ya da gelmiyor mu " kafasındaki soruyu Alexe sordu. Alex omuz silkti. Ne gibi tuhaf olabileceğini düşündü. " Tuhaflık görmedim mavi gölgenin kendisi tuhaf ne diyebilirim benim ekibimde ona benzer biri var " dedi onları düşündü. Şimdiye kadar ne yaptıklarını merak ediyordu. Ekibinden uzak kaldığı günleri düşündü. Beni tanıyacaklar mı derdini düşmüştü. Onları çok merak ediyor gittiğinde çocuktu şimdi ise yetişkin oldu. Onları tanıyacak mıyım sorusu kafasını takılmıştı. Sıkıntılı nefes çekip dışarı bıraktı. Noranın sesiyle aşağıya baktı. Mike onları seslenip durdu. Beni alın der gibi ellerini salladı. Alex gülmüş " kapının gölgesinden içeri geç biz öyle geçtik gölgenin gücünü kullan ya da buraya kadar tırman sen bilirsin " diye aşağıya cevap verdi. Mike oflayarak kapının gölgesinden içeriye adım attı. Homurdanarak kendi salaklığını düşünerek yukarı çıktı. Alex ve Nora Mike’ye gülüp eğlendi. Nefes nefese kalan Mike trabzandan atlayıp Alex'in yanında bitti. Nora " Bu gece çok güzel değil mi gökyüzü, arkadaşlar şimdi söyleyim fazla durmayacağım kaçtığımı öğrenirse babam ben yanarım " dedi. Mike " Demedim mi kaçacak diye " Alex baş salladı. Nora ne olduğunu anlamamıştı ama soru sormadı. Üç arkadaş çatıda uzanmış gökyüzünü seyretti. Birbirine komik cümleler söyleyip güldüler. Alex onlar için önemli bir soruyu sormuştu " Getirdin mi onu " Nora doğruldu. Poşetin içinden üç kutu çıkardı " Babamın gizli mahzeninden üç kutu. Altın değerinde kesin fark edecek çalındığını, eksiğini. " Alex doğruldu " Nasıl yani " derken uzatılan iki kutunun birisini Mike uzattı. " Nasıl bilmiyorum ama her an anlıyor alındığını, bir kere mahzene gizli giren biri vardı. Babam görevliyi sorduğunda, eksik yok diyen görevliyi inanmadı, kendi gidip baktığında bir kutu eksik olduğunu fark etti ve görevliyi işten kovdu " dedi Nora. Ağzı açık kalan Alex kutuyu açarak bir yudum alıp yutkundu. " Diyorum ya babamın arkası sağlam her yerde gözü kulağı var. " dedi. Mike katıldı " Dersten kaçtığımız an nasıl fark ettiğini hatırlamıyor musun? Alexin eğitimden sorumludur o sıra. Derse ektiğimiz gün bize baya kızmıştı " Alex bir yudum içip geçmişi anmıştı. " Hadi, geçmiş çocukluğumuzun hatrına içelim " teklif attı ortaya. Nora katılım gösterdi Mike kutuyu ortada tuttuğunda katıldığını gördü. Üç arkadaş arkalarında bıraktığı çocukluğuna içip gülüp eğlencelerine devam ettiler. Nora erkenden ayrıldı yanlarına baba terörünü yakalanmak istemediği için çaktırmadan odasına gitti. Mike ile Alex yalnız kaldı. Böceklerin ve hayvanların sesi eşliğinde tek bir ses çıkmayan gece, göğe baktılar. Mike daha fazla dayanamadı. Elini Alex'in elini dokundu. Alex göğe izlemeye devam etti. Mike bu fırsat diyerek cesaretini toplayıp Alex’e seslendi. " Efendim " diyerek Mike baktı. Mike yutkundu ve " Benim dostumsun biliyorsun. " dedi Alex evet olarak başını salladı. Daha fazla tutamayacağını hissedip Alex’e açıldı. Alex neye uğradığını şaşırdı. Doğruldu Mike’ye " Ateşin mi çıktı iyi misin, çünkü ağzından saçma şeyler çıktı " Mike, Alex'in elini başının üstünden çekip sıkıca tuttu " İyiyim ama daha fazla tutarsam sana hissettiklerimi pek iyi olmayacağı mı biliyorum, son günün seni kim bilir ne zaman görürüm, o yüzden şimdi söylemeyi uygun buldum. " dedi. Alex Mike gelmeden Nora’nın dediklerini düşündü. Alex fark edemediği şeyi bulmayı çalıştı. Nora ona ' sana karşı davranışlar tuhaf, ' gibi bir cümle kurmuştu. Nedenini öğrenmişti. Alex hep dost gibi gördüğü için Mike’nin ona beslediği duyguyu farkında değildi. O kadar şoka girmişti ki. Ayağa kalktı " Mike iyi değilsin yarın iyileş gel olur mu " demişti
Alex, çatıdan aşağıya atladı ve ağaç evine doğru ormandan geçerek koşmuştu. Gölge lordu sessizliğini bozarak Alex'in yanında belirdi " Ne oldu kızıl gölge, seni bu kadar şoka girdirecek ne demiş olabilir "
Alex Mike'nin ne dediğini unutmayı çalışıyordu. Ağaç evin içine girip yatağa attı kendini. …
Geçitte buluşma sözü vermişti. Alex iki arkadaşını gelmesini bekledi. Eski Beyaz Adayı görmeye beklemişti. Nora, Mike ile konuşarak Alex’in yanına yürüdüler. " İyi misin şimdi Mike " Mike dün olanları düşünmüştü ve bir süre duygularını arka planı attı. İyi olduğunu başıyla onayladı. Nora dün ne konuştuklarını merak etti ama tekrar soru sormadı. Nora " Tekrar fazla durmayacağım ve babam öğrendi alınan kutu sayısını ama idare ettim merak etme. Bu kralın beyanı her yerde geçerli " dedi Alex kralın beyanı iç cebine yerleştirdi. Alex sarıldı prensese. Veda değildi tekrar görüşmek için sözdü. Nora erken ayrıldı yanlarından alex ile Mike yalnız birbirine bakışları dostaneydi. Mike cebinden madalyonu çıkarıp Alex'in boynuna taktı. Alex boynuna takılı madalyonun ucunu parmaklarını aldı. Bakıp Mike'ın gözlerinin içine bakıp gülümsedi. Mike konuştu " Bunu baktığında bizi ,gölgeleri hatırla unutma " Alex sarıldı ve gözü yaşlı sarıldı. " Ne zaman seni göreceğim yanına geleceğim. " diye sormuştu Mike. " Ne zaman gelirsen gel " dedi Alex. Geçitten geçmeden son kez gölge ormanını baktı iç çekip Mike’ya gülümseyip, önüne döndü ve yürüyüp yoluna baktı. Geçitten geçtiği an yağmuru yakalandı. Başını havaya kaldırdı, yüzüne yüzüne doğru yağmur damlaları geldi. Alex gittiği adanın aynı kalmadığını gözleriyle gördü. Ne olmuş olabilir, yokluğunda ne değişti merak ediyordu. Bildiği gibi bulamamıştı. Her şey çok değişmişti gözünde. Bunun cevabını duymak istiyordu. Karşıdan gelen ekibinde Liana Alex’e seslendi " Alex buradayız " dedi. Nasıl kendisini tanıdıklarını şaşırdı. Alex karşıdan gelen dostlarını gülümsedi. Onlara gülümseyerek boynunu eğmiş baktı. Violetta " Alex diye bağırıyorsun ama ona benzemiyor " demişti. Liana güldü " Değiştiğini düşün ve burada başka kim geçebilir " dedi. Violetta ha deyip gülümsedi. Karl " Güzel olmuş görmeyeli " dedi. Liana ters gözle baktı. Karl sustu. Alex'in yanına kondular. " Seni tanımadılar ama ben seni tanıdım " dedi Liana. Alex " Bende sizi tanımadım, ama beni tanımayacağınızı düşündüm ama tanıdınız ,bana biri neler olduğunu açıklasın " dedi. Andrea " Çok şey değişti ama öğlen yemeğinde söyleriz ama kısaca Buz Kraliçesi tahta geçti cadıyı buraya atadı ve onun canavar yaratıklarını atadı ve bizde etrafa dağıldık " dedi. Alex anlamadı dediklerini tekrar sormuştu. " Sen peki ne yaptın " dedi Andrea. Karl Alex'in yeniliklerini gözünden kaçmadı " Biri saçın ve gözün kızıl renkte yeni kılıç ve silah " Alex " Fark etmen doğal, kılıç Gölge Kraldan bir hediye, yardımcı öğe, gücüme güç katıyor " dedi atlara yürüdü, eyerin üstüne geçip bindi. Andrea en çok merak ettiği şeyi sordu. Ona benzer biri rastladı mı orada. Alex bir düşündü " Sana benzer biri var ama sana benzemez dostum " Andrea ne kadar eşsiz biri olduğunu sanmıştı. Alex Andrea’nın sergilediği tavrı görüp güldü. " Peki bölgeleri ayrıldık ama biz hangi bölgede sorumluyuz peki Liana " demişti Alex. Karl, arkadan cevap verdi " Saraya ve gölge ormana yakın olan güney yakasında sorumluyuz "
|
0% |