Yeni Üyelik
17.
Bölüm

✴️13✴️

@handelendin

Liana bu haberi nöbet sırasında öğrenmişti. Ustadan çağrı geldiğini, Violetta söylemişti. Sığınağa gittiğinde ustayla karşılaştı.


" Kimliksizler vatandaşını istiyor, işbirliğini geri çekiyor çocuklar,"


Bu haberi nasıl söyleyeceğini bilemedi. Planları suya düşmüştü.


" Usta bir iki gün sonra her şeyi silerek karargaha getirir teslim ederim ben , kimliksiz ustası gelir alır öğrencisini,"


Canon baş salladı peki diyerek " Alex ile Karl ve Andrea haber uçur,plan değişikliğini,"


Bunu Alex'e nasıl söyleyeceğini bilemedi ama söylenmezse adaya geldiğinde öğrenip sinirleneceğini çok iyi bildiği için yol yakınken söylemesi iyi olacağını düşünerek ustayı uğurladıktan sonra, Violetta geri yüklediği kızın anılarını geri alma işlemini birazını yaparken Liana telsizi eline alarak bu haberi nasıl söyleyeceğini kafasında kurup Alex'i aradı.


Alex sakince açmıştı Liana bu sakinliğini bozma çabasında bile değildi ama bozacaktı bu haberi duyduğunda, telsizi kapadığı anı tahmin etmek tüyleri ürpertiyor.


Yutkunarak ağzını açmıştı gözlerini gerçek anlamda kapattı " Alex sana kötü bir haberim var."


Alex kötü haberi beklemişti ama Liana ağzını açamadı, tam açmıştı ki ilk duyduğunda ustadan Alex'in vereceği tepkinin aynısını yapmıştı. İçinden bunu duymasaydım deyip küfretti.


Liana sessiz kalma fikrini çok sevdi belki sessizlik, ne anlattığını anlar diye konuşmadı ki tahmin ettiği gibi Alex sessizliğin ne anlamı geldiğini çözmüştü bile.


" Ne demek istediğini anladım Lia, söylemeni gerek kalmadı."


Emin olamadı ne anlamış olacağını sormuştu arkadaşına.


Alex'ten okkalı bir küfrü duyunca doğru anladığını, emin oldu.


" Bende senle aynı tepkiyi verdim, merak etme diye söylüyorum."


" Biliyorum Lia, peki ne zaman geri vereceksin ustasına,"


" Ustaya bırakacağım zamanı iki gün dedim çünkü geri alma işlemi, arkamızda hiçbir şey bırakmak istemediğim için bunu söyledim."


Alex, Liana'nın bu düşüncesini onayladı " İyi yaptın en azından iz bırakmayalım onlara tehlikeye atmayalım değil mi ?"


Liana bir daha onların tehlikeye sokma riskiyle yüzleşmek istemezdi hem de planları iptal edilmişse.


Andrea iyi haberi vermişti, batı sığınağa girdiğini karşıladıklarını, en azından bu iyi bir adım diye düşündüler ama kötü haberin yenisini eklemeden yapmıştı.


" En azından birimiz bir adım atıp inine girmiş sizde durum ne Alex ?" demişti Liana.


Alex yaklaştıklarını söylemişti vadiden geçip açıklığa vardıklarını.


" Alex hala bir şansımız var gölgeleri ne zaman haber uçuracağın yardım isteğini,"


Alex boşluğa bakarak cevapladı " En yakın zamanda yazmayı başlayacağım ama biriniz geçitte karşılamanız gerekiyor"


" Ben batıdaki görevi yerine getirdikten sonra güneye geldiğim sıra geçitte uğrar sığınağa eşlik ederim benim gölgemde saklanır"


Liana, Andrea'nın değiştiğini sözlerinde anlıyor " Sen büyüyüp görev mi yaparsın ?"


Andrea acıyan bacağın ağrısını karşıya hissettirmeden dilini ısırarak acısını dindirmek istedi başka bir acıyla konuştu " Bir işin içinde tutmak isterim ben size haber uçururum batıdaki görevi bitirdiğimde o zamana kadar düşünmeleri için zaman tanımış olursun"


Alex Andrea'nın bu kadar istekli oluşunu hayran kalmıştı " Tamam senden haber bekliyorum hem analizden hem de geleceğin gün hakkında çıktığında ulaş bana,"


Andrea hay hay deyip telsizi kapadı.


Liana " Sizi meşgul etmeyim zaten kötü haberle sinirlerimiz hopladı daha fazla zaman kaybetmeden iş başına, " deyip parmağı düğmeden çekip masaya bırakıp sorunlu bir iç bırakıp kafasını toplaması için biraz açık havada dolaşmak için dışarı çıktı.


Liana açık havada olup bitenleri izlemek için yürüyüşe çıkmıştı. Violetta, Ahsa'da yaptığı değişikleri yavaş yavaş siliyordu hızlanırsa benliği tarafından hasar göreceği bildiği için yavaş ve doğru şekilde tüm kızın anılarını hafızasından silerken Ahsa " Bende hep merak etmiştim cadının sarayına ama ne yazık ki !"


" Ustana merak ettiğini söyleyip görevi devam etmesine söylersen belki," Ahsa öyle bir baktı ki bunu söylemesi imkansız bir şey olduğunu anlamıştı " Bize isimler veren öğrencileri olarak alan birisine bunu söyleyip tehlikeye atmak onun güvenini hem de bize yaptığı onca iyiliği boşa atmak olur."


Violetta pek isteksiz şekilde Ahsa'nın söylediğine hak vermek zorunda kalmıştı. Üç arkadaşı umarım buradakinden daha ileriye götürmüştür bazı şeyleri. Violetta Andrea'nın sesini pek iyi alamamıştı sanki bir yerine incitmiş olabilir mi düşüncesini aklından kovup önündeki işine konsantre olmuş bir kısmı silme işlemini bitirmiş hem Ahsa için mola yapmış olması için diğer işlemi yarın yapacağını kararlaştırdı.


" Bugün bu kadar anı yok etme tamam mı yarın kaldığım yerden devam ederiz hem senin başın hem benim enerjimi yenilemem lazım!"


Ahsa gülerek " Violetta senin gücün ne yani hafıza ve beden değiştirme yapıyorsun ya"


" Ben su kabilesinden geliyorum, buradaki ekip arkadaşlarım gibi beni dışarı atmadılar ben katılmak istedim tabi ailem eğitim şart politikasını benimsemişler, beni kanunsuzlara getirdiler yani bir ailem, kabilenin içinde beni bekliyor."


" Su kabilesinden geldiğini söyledin bu yaptığın şeyler o kabilende öğrendiğin eğitimler mi?" diye sordu Ahsa.


Bunu nasıl cevaplarsa bilemedi, öğrendiği bilgiler yasaklı bilgilerin içindeydi, kendini nasıl geliştirebilirim demiş herkesin uyuduğu bir anda kütüphanenin en yasaklı olan kitapların ve parşömenleri kopyalamış hafızasında, kimsenin olmadığı hatta yanından gittiklerinde odasına kilitleyip bebeğin üstünde denemeler yaparak kendini geliştirdi " Bunları bana kimse öğretemez çünkü yasaklı bilgiler olarak geçiyor. "


Ahsa şaşkındı ağzı açık kaldı. Violetta eliyle ağzını kapatıp kıkırdadı " Aynen ben kendimi geliştirmek uğruna kendimi riski atmış kızım"


Ahsa merak etmişti ne zamandır belli çalıştığını bu kadar ustalaştığını " Ne zamandır belli çalıştın bunları,"


" Zamanı söylemek yerine kaç yaşımda kütüphanenin içine girip bilgi hırsızı gibi girdiğimi söylesem küçük bir çocukken 10 yaşından belli bu riskle çalışarak büyüdüm, ne annem biliyor ne de babam hatta aile büyükleri bile ne yaptığım hakkında bilgileri bile yok."


Ahsa inanamadı 10 yaşından belli kendini riski attığını ama bu yeteneğin ve bilginin niye yasaklı olduğunu çözmüş bile değildi.


Violetta Ahsa'nın aklından geçirdiği meraklı sorusunu gözlerinde okumuştu " Neden yasaklı diye soracaksın çünkü su kabilesi ikiye ayrılıyor, bölümler olarak ; ben şifa ailesinden geliyorum ama bizim tersimiz olan kan bükücüler var ikisi bir anlaşma yaptıklarını söylemişti aile büyüklerimiz, o zamanlarda iki aileden bilgi çalmak ya da çalışma yapmayacaklardı, o zamana kadar barış içinde kardeşçe yaşamışlar, merakım bir gösteri yaptıklarında başlamıştı kan bükerek güzelleştiklerini şahit olmuştum insanların hafızalarını silip yeniden yazdıklarını hatta eskiden sana yapacağımız şey gibi seni şu kıza benzetip casus yapmamız gibi, yaptıklarında merakım durmadı."


Ahsa su kabilesinde iki aile olduğunu bilmiyordu tek bir kabile olduğunu ve tüm aileler bilgi paylaşımı yaptığını derste öğrenmişti ama yaşanmışlıklar en iyi tecrübe bilgisi olduğu kanısını Violetta'dan öğrendi.


Violetta tedbiri elinden bırakmak istemez " Bu anlattığım ikimizin aklında kalsın ya da bir kısmını silerim geri kalanı dursun"


Ahsa anlıyordu önlerinde her şeyi gören duyan bir düşmanları olunca " Yarın bir kısmını aklımdan sil su kabilesinden olduğuna kadar,"


Violetta başını aşağı yukarı sallamıştı Ahsa gülümsedi.


Liana sığınağa ayak basmıştı " Durumlar aynı değişen bir şey yok yine aynı şekilde gölge gölgesizlerle devriye gezerken görüyorum."


Kız konuştu " Sığınakta yiyecek bir şey kalmadı Violetta sen şifa işini devam edip vatandaşların hediyelerini almaya başlarsan diğerleri elleri dolu geldiği zamana gelince"


Liana kıza bakış atmıştı hiç mi yok bakışıydı Kız o bakışa karşılık " Bugün yemek var diyelim diğer günler ne olacak."


Violetta hayatında bu çaresizliği yaşamamıştı cadı ve kraliçe saltanatı başlayana kadar. Liana'ya baktı " Gölgesizlerin nöbetleri ne zaman başlıyor?"


" En iyi seçenek sabahları gezip dolaşmak kasabanın en kalabalık olduğu saatleri seni kimse bulamaz Violetta"


Violetta iç çekip ne yapıp etmeyeceğini düşünerek net bir cevap söylemişti " Tamam gündüz saatleri tedavi yapalım akşam ise sen nöbete çıkar işaretlersin yaralı evleri parası olmasa bile bahçesinden ya da kendi yaptıkları yetiştikleri şeyleri para olarak kaydedebiliriz özellikle Alex ile Karl gelene kadar,"


Liana onların iyi olup olmadığını merak ediyordu, kötü haberi söylediğinde tepkisini gözlerinin önünde belirdi.


" Umarım onlar bizden daha iyi durumdalar!"


Ahsa merak etti Alex ile Karl neden bu kadar önemli de Andrea neden bu kadar önemsiz bir konuma düştüğünü, bunu sormayı korktuğu için suskunluğu devam etti.


Son kuru bayat yemeklerini yiyip yataklara gitti.


Violetta üstünü çıkarıp yorganın içine sokuldu. İçi rahatsızdı nefesi kesilip kas katı kesiliyordu. Bardağın içine su doldurup doğrulup rahatlamak için yudum aldıktan komodinin üstünde bırakıp derin derin nefesler alıp verip içindeki rahatsızlığı sebebi ne olabilir kafasından geçirip gözlerini yumdu.


Bir ev gördüm harabeye dönmüş bir çiftlik evi görüşümü genişlettim. Burası batı ormanı değil miydi ormandan çıktığını taraf değil mi bir çiftlik evi vardı orada iki at ve iki kişiyi görüyorum biri evin içinde diğeri atları göz kulak oluyordu sonra bir patlama sesini duydum, patlamayla yıkılan evle birlikte içeriye giren o evin içinde kapana kısıldı.


Andrea olabilir onun acı çektiği sesinde belliydi zaten ama ya o değilse sonra bir ses duydu tanıdık bir ismi seslenen biri.


" Andrea!" diye yataktan fırladı Violetta . Pencereye dönüp dışarıya baktığında hala gece olduğu gözlerinde görüp yüzünü yıkamak için odadan çıkıp lavaboya yürüyüp ilk acilini yapıp sonra elini ve yüzüne su atıp küçük yüz aynasında kendine baktı. Neden o rüyayı gördüğü konusunda emin bile değildi.


Liana tuvalette giderken lavaboda olan dostunu görmüştü. İlk defa Violetta'ya solgun gördüğünü hatırlamadı. Can yoldaşının yanına gidip omuzlarından tutup kucaklamıştı " Seni bu kadar kötü solgun görmemiştim ne oldu"


Violetta korkmuş ve ıslak yüzle Liana'ya baktı " Bir kabus gördüm bir çiftlik evi patlayarak yıkıldığını hatta daha kötüsü biri Andre diye seslendiğini duydum telsizdeki sesi hiç iyi gelmiyordu ya ona bir şey olmuşsa,"


Liana, Violetta'nın gözlerinin içine bakıp gülümsedi " Tecrübe ederek öğrenir ama umarım durumu iyileşir buraya ve misafirle sapasağlam gelir. Orada ona iyi bakacaklar eminim bunu" Violetta derin bir nefes alıp rahat bir şekilde bırakıp yatağa geri döndü. Andreanın başına ne geldiyse o halledilir diye içten mırıldanıp yorganın altına sokuldu. Rahat bir nefes alıp güzel bir uyku çekti.


Sabah işaretli işaretsiz bile olsa da eve yiyecek getirmesine odaklandı Violetta. Liana evde kalmıştı. Asha'yı göz kulak olabileceği sağlam biri kalacaktı.


Violetta pelerini başına geçirip derin bir nefes vererek sığınaktan çıkıp kasabaya doğru ilerledi.


Nasıl anlayacağını kafa yorup bir şey bulamadı. Gidip gidip tüm evleri ve dükkanları gezip dilenci gibi şifa isteyen var mı diye sorup soruşturacaktı. Bir tohum bile olsa bir yere ekip ondan beslenmeyi bile düşünürdü.


Meydanın içinden geçti. Liana'nın bahsettiği o hanım önünde durmuş dışarıya bakan gölgeye görünmeden ona bakıp yoluna devam etti.


" Senin huyunda belli olacak gölge ," demişti kendi kendine.


Mavi gölge pencerede durmuş dışarıya bakındı. Ona bakan gözlerini hissetti bir an fark etti birden ortadan kaybolunca odadan çıkıp hanın kapısından çıkarak kaybettiği yabancıyı kalabalığın içinden sıyrılarak peşine takılmıştı. Etrafa bakınarak öyle bir pelerinli birini görürse arkasından gizli gizli takip edecekti.


Mavi gölge her pelerinli yabancının hanın önünden kaldığı odasının penceresine bakarken görmesi içine şüphe uyandırdı, ya anladılarsa onun buraya gelme sebebini ya da adaya giren her yabancıya böyle bakıp kaybolmamaların başka sebebi bile olamazdı.


Ama diğerleri gibi değildi gözlük taktığını fark etti ve sarı saçlarını fark etti. Kasabalılara tarif etse gördüğü kişinin nereye gittiğini öğrenebilir miydi.


Cadıya yararlı bilgiler götürmeliydi adada olup bitenleri söylemesi için çağırmıştı. Kasabadan çıkarsa peşlerine takılacaktı.


Manav tezgahına yaklaştı anlık gördüğü yabancıyı tarif etti gördüyse söylemesini rica etti.


" Onu görmedim efendim," demişti Mavi gölgeye, Mavi gölge yanından geçip her dükkana sorup soruşturdu sanki bilen ya da gören vardı da söylememeleri onlar için güvenli olduğu gerçeği sakladıkları içine doğdu.


Bu kasabada bilen yok gibi göründüğü gibi bu kasabanın dışına çıkıp açıklığa doğru yol aldı. Adada tek bu bölge yoktu yani bu kasaba haricinde köyler çiftlikler olacağını düşünerek kasaba dışını çıktı.


Violetta her girdiği evi biri size bir şey sorarsa söylemeyin güvenliğiniz için beni görmemiş gibi yapın demişti. Onlarda seve seve kabul ettiler.


" Keşke beleş size yardım edebilsem ama bizimde yardım edebilecek gücümüz olmalı en azında maddi durumunuz kötüyse gıda malzemeleri verebilirsiniz arkadaşımız gelene kadar ödülle,"


Yaşlı kadın Violetta'nın iyi kalbini okumuştu " Bu da beleş gibi sayılır evladım kendinizi üzmeyin bize yardım ediyorsunuz o yüzden emeğinizin karşılığı küçük şeylerle ödül verelim" bir çiftlikteki aileyle tanıştı. Sakin kimsenin olmadığı bir araziye taşınmış kendi halleriyle yaşadığını fark etti.


" Tavuklardan yeni çıktı ve ineklerden yeni sağılan süt ile yumurta sizin de büyüyüp sağlıklı olmanız gerekir biraz daha sebze ve meyve getirdim beyim"


" Çok teşekkür ederim teyze ve amca,"


" Ne demek kızım karşılıklı anlaşma diyelim sen bize sağlık getirdin ben size yemek veriyorum paradan daha değerli bir şey bu,"


" Yine de teşekkür ederim" demişti atla yolculuk yapmıştı güney tarafında el değmemiş kısmı gördüğünde sevindi.


" Yine bekleriz şifacı kızım,"


Violetta gülümseyip tabi ki deyip diğer köyleri ve çiftlik evleri gezip şifa verirken aklı rüyasındaki olayı gitti.


Yol boyunca kafasına takılan gördüğü rüyayı düşünerek ilerlerken birileri ya da biri yardım diledi. Düşünceleri dalan Violetta'nı bölen yardım isteyen küçük bir çocuğun yardım çığlığı.


" Abla sen şifasın değil mi ne olur annem ve kardeşimi kurtar ne olur! "


Violetta'nın işi buydu yardım etmekti. Bir köy evin önünde durdular. Violetta attan indi çocuk elini tutarak kapıya kadar sürükledi onu.


Evin kapısından girdiğinde havasızlık kokusu bunalttı. Pencere açmalarını dışarıya temiz havayı almalarını rica etti. Evin babası dediğini yaptı.


İyileştirmeden önce hem anne hem bebeğin durumunu test etti. Bebekte bir sorun görünmedi sadece nefes alamadığı için ağlayıp durduğunu fark etti.


Annenin durumu ciddiydi.


" Annen hiç bahçeyle ya da bitkilerle uğraştı mı ?"


Çocuk " bitki toplamayı gideriz annemle ondan sonra böyle olmaya başladı."


" Annen de bitki zehirlenmesi yaşamış ,iyi ki beni bulup buraya getirdin ama yararlı ve zehirsiz bitkileri topladığınızı söyleyin. "


Evin babası şaşırdı " Bitki zehirlenmesi demiştin neden karımı bitki ilacı istediniz? "


" İki çesit bitki vardır çiçek ya da biri zehirli ve insana zararlı diğeri şifalı insanı yarar sağlar bu şifacıların kullandığı içerik olur. "


Evin babası şaşkın şaşkın olan bitenleri izlemişti.


Çocuk elinde zararlı ya da şifalı olup olmadığını bilmeden poşeti getirdi.


İlk bebeğin sağlığını yapmak için nane yaprağı bulup dövecek bir şey var mı diye sordu. Evin babası " başka bir şey."


Violetta tüm malzemeleri söylemişti hem bebek hem anne için ne gerekiyorsa istedi babası getirip yapılışını izledi.


" Bebeğiniz gayet sağlıklı sadece zor nefes alıyor onun için naneli bir açıcı bebekler için, " dedi. Baba dinledi.


Eğer sıkıntı yaşarsa bunu burnuna küçük bir damla koklatın nefesi açılır rahat nefes alır demişti. Baba başını sağladı. Annesi için tedavi zorlu olacaktı. Ot karışımı hazırlamıştı ama içindeki zehri dışarı çıkarması gerekiyor.


Nabzı tekrar kontrol ettikten sonra ailesinde öğrendiği o tekniği kullandı. Ezdiği otların suyunu çıkarıp içirip içindeki sıvıyla harmanlayıp zehri tek bir noktada toplayıp yok etti ama hala izleri kaldığı için eşine " yaptığım karışımda zehri geçene kadar yemekten sonra içirin nasıl anlayacaksınız söyleyim; kalıntıları kaldığı için tükürükle atılacak, bitkinin zehri yeşil olacak tükürük beyaz olana kadar içirin. Tükürüğü geldiği zaman tutmasın zehri geri atar içinde, "


Eşin babası dediklerini kafasına yazmıştı.


Bu aileden bir şey almadan çıkıp gitti.


Evin babası " Peki durumu kötüleşirse sizi nasıl ulaşabiliriz? " demişti güzel bir soruydu.


Violetta nasıl ulaşabilirler ama durumu kötüleşmesi imkansız eğer tükürükleri yutmadığı sürece " Dediğimi yapın durumu iyileşir, beni uğraşmanız biraz riskli o yüzden tükürüğün rengi değişene kadar yani balgamın rengi değişene kadar içirin tükürmesini ve çıkarmasını sağlayın ve sürekli temiz hava alsın ciğerleri açar. "


Evin babası denilenleri yapacağını söyledi. Violetta bu evden bir şey almadan çıkacaktı ki evin babası elinde sıcak ekmeklerle çıkıp gelmesiyle durdu.


" Olmaz efendim bunların alın emeğinizin karşılığı "


" Ha unutmadan söyleyim zehirlenme bulaşıcı değil ama tedbiri elinizden bırakmayın toplamaya çıkacağınız zaman korunun. "


Evin babası kesinlikle öyle yapacaklarını söylemişti.


Son bir hastaya baktıktan sonra onu da akşam yemeği için tavuk kesip verince buradaki işi bitmişti.


Hem yoruldu hem açtı, sabah kahvaltısı yapmadıkları için öğlen yemeği yapmaları daha iyi olacak diye söylenerek yürüttü.


" Tahsilatı aldık arkadaşlar gelene kadar - telsizin sesi - efendim Liana, "


" Neredesin Vio ,açlıktan öleceğiz. "


" Valla onlar gelene kadar yetecek gıdayı aldım, bazı ailelerin durumu ciddi bile olsa kendi istekleriyle yiyecek verdiler ."


" Ne güzel en azından bir süre " dedi Violetta gülümsedi " Ahırın olduğu yerde buluşalım ağır malzemeler var. "


" Anlaşıldı orada seni bekliyorum. "


Violetta el değmemiş topraklardan uzaklaşıp el değmiş topraklara ilerledi.


Liana şaşırmıştı çok olacağını düşünmedi. Sepeti Liana taşımıştı, diğer poşetleri de Violetta elini alıp taşıdı.


" Öğlen ne yemek isteriz. "


" Sandviç yapıp dolaba koyalım, hazır gıda olarak tavukları kesip paketleyelim. "


" Haklısın zor durumlar için acil gıda paketi yapalım Alex ile Karlın getirdiği parayla birikim yapıp borçları ödeyelim "


Violetta kasabaya gelirken durumu olmayanları bile gördü onlara meyveleri dağıtmıştı aç kalmalarını içi yemedi.


" Lia buraya gelirken bizden daha kötü olanları gördüm onlara gıda yardımı yapalım bizim görevimiz düşmanları yok etmek değil o güzel günler gelene kadar halkı doyurmak "


Liana anlayışlı arkadaşını bakıp gülümsedi " Doğru söylüyorsun onları doyurmak bizim görevimiz, sandviçleri onlara yapalım poşetin içini koyalım, ben her küçük hastayı işaretleyim sabah sende onlara tedavi edip yemek dağıt. "


Öğlen saatleri güneş tam tepedeyken kalabalık azalmıştı.


İki arkadaş ağır yüklerle sığınağa giderken onları bekleyen mavi gölgenin gözüne tarif ettiği kişiyle yanındaki arkadaşı fark etti.


Elinde ağır sepetleri taşıyan iki arkadaşı uzaktan takip etmişti.


"Sabah eli boştu şimdi ise dolu nereye gitmiş olabilir ki? " diye söylenerek uzaktan takip etmeyi devam etti.


Liana takip edildiğini anında anlamıştı. " Mavi gölge takip ediyor bizi ." ağzını oynattı.


Violetta anlamıştı. Gözden kaybolma işi Alex iyi yapıyordu ama kanunsuz eğitiminde öğrendiği yöntemi yaptılar ve gözlerinin önünde kaybetti.

Mavi gölge şaşırmıştı. Ama bu olayı hemen cadıya anlatmalı. Kızıl gölgeyi hiçbir yerde görememişti.

Sığınağa ulaştılar ellerinde poşetlerle girip öğlen yemeği için sandviç yapmasını ve yanına süt ısıtmasını istedi. Kız hemen deyip paketleri çıkarırken Liana " fakir insanlar içinde sandviç ayarla artarsa eve geri getiririz, yarın sabah Vio dağıtacak geçtiği yollara giderek. "

Kız " Çok iyi fikir hemen bizim için sonra biraz elim meşgul edeyim sandviçleri yapmayı başlarım. "

Violetta gülümseyip Ahsa'nın yanına oturdu " Açız bir şeyler yedikten sonra silme işlemini bitirip olduğun kişiyi dönüştürelim yoksa seni geçirirken tehlikeye sokarız ustana "


Ahsa baş salladı.


Kız dört kişi için salatalık domatesi masaya doğrayıp yumurtayı haşlayıp soyup taze olan ekmekleri kesip tabağın içine bırakıp bardakları yeni ısıttığı sıcak sütle ikram etti.


Buralarda hava durumu pek sıcak değildi. Sürekli rüzgar esiyor kraliçe sinirini bu adada çıkardığı için sıcak ve soğuğu pek alışamadılar.


Ahsa, Violetta ile Liana ve kız masaya oturmuş karınlarını doyururken bir yandan Vio gördüğü şeyleri tedavi ettikleri ailelerin son durumunu söyledi.


" Karnımız doydu artık iş başına " demişti Liana.


Violetta bunu da şükretti. Biraz sindirsin diye bekleyip ellerini yıkamaya sonra da kaldığı yerden iki işi yapmaya başladı.


Hem dün konuşanların bir kısmını hem de kızın anılarının kalan kısımlarını hepsini hafızasından silip işin en zor kısmına gelmişti.


" Bugün son gün baya zor olacak. Ahsa kendini hatırlıyorsun değil mi nasıl bir yüzün ya da kişiliğin olduğunu, "


Ahsa görev rolünü o kadar benimsemişti ki kendini unutuverdi.


" Bir şey söyleyim, benliğimi unuttum ben, "


Violetta şaşkındı.


" Rolüne bölünmek bu olur o zaman şu görev rolünü sildikten sonra anılarını görmeyi çalışalım, bu işi Alex yapar ama yapmayı deneyeceğim nasıl biri olduğunu bulduğumuzda fiziksel özelliklerini geri yaratırım. "


Ahsa fikri beğendi ama kendisi hakkında sevmediği özellikler olunca " Violetta bir şey soracağım beğenmediği özelliğim varsa onu baştan yaratsan bir sorun açılır mı ? "


Violetta neyi beğenip beğenmediğini anlamadı ama sorun olur mu diye sorusuna böyle unutkanlık yaşandığı için büyük karmaşa olacağını yaratacağını biliyordu. Bildiği gibi Ahsa'ya söyledi " Şimdi yapmasak daha iyi olur kaybolmuş benliğini bulmaya çalışacağız ama bir vakit beğenmediğin özelliğini unutmazsan yakın bir zamanda değişim olabilir "


" Benliğimi oturtmayı çalışıyorsun değil mi ?"


" Aynen öyle benlik oturmazsa hatalı çıkar kim olduğun ya da ne olduğunu boşluğu sebep olur. "


Ahsa bu sorunu başa çıkacağını sanmıyordu. Dediği gibi bir zamanda denk gelirse o özelliği unutmadan hatırlatacaktı.


" Neyini sevmediğini anlamıyorum güzel bir kızsın neden özelliğini değiştirmek istiyorsun. "


Ahsa sevmediği özelliğin ne olduğunu unutmuştu sadece değiştirmek istemişti " Bende unuttum biliyor musun o sevmediğim yeri, "


Violetta güldü " O zaman düşün ve cevapla hem bana hem kendine. Kendine sevmek güzel bir şey "


Ahsa peki dedi. Violetta görev rolünü ilgili her şeyi silmişti hatta kendisi hakkında söylediği şeylerin yarısını sildi.


Zor kısmı gelmişti. Yanına oturup bileğini parmağını koyup Ahsa'nın bilinçaltına ziyaret etti.


" Anılarını hatırlıyor musun orada olduğun zamanları düşün mesela sana ilk göreve verdiğimiz günü aklına getir. "


" Getirmeyi düşünüyorum ama başım ağrıyor. "


" Yavaş yavaş fazla zorlama yoksa bulanık birini dönüşürsün."


Ahsa söz dinledi. Kimliksiz yurdunu düşündü. Ustası ona söz verdiği anı hayal etti. Kapıdan bulanık birini girdiğini gördü. Sesini duydu. Seve seve kabul ettiğini. Bulanık resim biraz daha netleşti.


"Görüyorum siyah kısa saçlarım var. "


Violetta aklına yazdı.


Ahsa resmi daha da netleştirdi. Tüm fiziksel özellikleri söylemişti.


" Tamam o resmi aklına getir ve unutma çünkü birlikte yapacağız bunu, " dedi Violetta.


Ahsa kaçıp gitmesin diye o görüntüyü aklında kilit altında tuttu. Violetta tuttuğu bileği bırakıp ayağa kalkıp ilk saçlardan sonra yüz hatları kaş, kirpik dudaklardan devam ederek, sesini değiştirip vücut simetrisini baştan yarattıktan sonra son düzeltmeler yaptı.


" Sana görev bir hafta aynada kendini bak ki kendini unutma neye benzediğini gör. "


" Öyle yapalım sağ ol yardım için,"


Violetta yorgunluktan ölüyordu. " Bir kahve olsa iyi olur kahvemiz var mı peki ? "


" Tek o stokta var sütlü mü olsun. "


" Fark etmez ama suyla yap süt kalsın bir süre, " dedi.


Kız derhal dolaptan kahveyi çıkarıp sandviçleri yarıda bırakıp bir kaç dakikalık kahveyi ocakta su ısıtıp kupanın içine ilk kahveyi iki kaşık koydu koyarken Ahsa'yı sordu.


" Bana da yaparsan makbule geçer. "


Kız hay hay deyip bir kupada çıkarıp içine iki kaşık koyup ısıttığı suyu kupaların içine boşaltıp karıştırıp masaya bıraktı.


" Ustanın kahvesi güzel olur ."


Ahsa gülümseyip kupayı uzanıp bir yudum aldıktan sonra dili yandı.


Violetta güldü " Daha yeni koydu suyu dikkatli iç. "


Ahsa utanarak küçük küçük yudumları içip gülümsedi " leziz sütlü olsa güzel olurdu. "


" Bir süre böyle idare ediyoruz. "


Ahsa başını bir aşağıya bir yukarı sağlayıp anladığını söyledi.


Liana tek tek evleri gezerek bakıma ihtiyaç olan evleri işaret etmişti. Akşam saatleri kimsenin olmadığı bir zamanda evleri bulabilmesi için aydınlıkta mum ışığı yapmalarını rica etti.


Onlarda bakım hizmeti aldıkları için kabul ettiler.


Kız yemekte tavukları ayırıp akşam yemeği için sebzeli tavuk yapmayı seçti.


Yine ziyafet vardı. Bu tedavi işini girdiği ilk günün ganimetleri.


Yine gözü handaki gölgedeydi. Alex gitmeden onlara bu sorumluluğu vermiş açık denize çıktı.


Hanın karşısında tezgahın arkasında o yöne bakış attı.


Mavi gölgenin zor durumda olduğunu fark etti " Takip ettiğin delikten bizi bulamadın ha gölgeler gölgeleri takip eder ama sen tam gölge değilsin, bunu Alex bize söylediği iyi oldu. " volta atışları hoşuna gitmişti. Böyle zor duruma sokmaları işine gelmişti. Yarın öğlen dikkat etmeyi unutmamak için aklına kazıyıp ışık sönene kadar bekledi. Söndüğü ve pencereyi kapatmadı.


Liana saklandığı yerden çıkıp gölgesizlere denk gelmemek için çabaladı çabaladı. Denk gelmemek için. Az kalsın görünüyordu ama paçayı kurtarıp sığınağa doğru koşup kapıdan içeriye girdi.


Violetta ve Ahsa'nın kahve içtiklerini rastladı.


Violetta işi tamamlamıştı. Gülümseyerek neden bende içmeyim diye kıza sipariş vermişti.


Kız tavuğu ateşe koymuş Lianaya kahve yaptı.


" Son durak olarak hana baktım volta atıp duruyor ,ha Vio eve görmen için mum yaktırdım pencerenin önünde sabah saatleri fark edilmez güneş olduğu için. "


Violetta bardakta kalan son yudumu içip dudaklarına bulaşan kahveyi diliyle temizleyip baş salladı.

" Dikkatli olmam lazım mavi gölgeyi görünmeden Ahsa'yı karargaha götürmeliyim. "

" Haklısın ama dikkatli ol ki, karargahın yerini bulmasın. "

Uzun yoldan ya da kestirmeyle bile olsa mavi gölgeyi o yola getirmeyeceği açıktı.

Liana kahvesini alıp bir yudum aldı sonra arkasını yaslanıp kendini dinlendirdi.

Violetta yorgunda hem tedavi için evleri gez hem gel kızı eski haline getir yemek hazır olana kadar biraz uzanmayı gitti.


Mavi gölge cadıya burada olan şeyleri anlatacaktı ama dişi değecek önemli bilgileri topladıktan sonra bunu yapacaktı. Tek öğrendiği birkaç gün hiç üç kanunsuzu göremediği, nereye gittiklerini öğreneceği zaman kaybolup gittiler.


Kızıl gölgeden ses yoktu ne de görüntü. Yanındaki arkadaşıyla nereye kaybolduğu onun için muamma. Peki diğeri diye düşündü batıya doğru yol aldığını fark etti.


Peki şu iki kız bir gelip ona görünüp kaybolmaları saçmaydı. Sanki liderleri giderken bir bakış atmalarını mı istedi hana.


Gözlüklü kızı düşündü eli boşken dolu gelmesi acaba bir şeyler mi çeviriyordu bunu bile çözemedi.


Derin bir nefes alıp lavaboda yüzünü yıkayıp kendini gelmişti. Son bir işe yarayan bilgi bulduktan sonra cadının yanına gidecekti.


Meyhane kısmında sabah kahvaltısını yapıp görev için dışarı çıktı.


Kalabalığın içinden geçilen yerleri yokladı.


O sırada tekrar gözlüklü sarışın kızı gördü pelerini kapatmış elinde poşetle bir yere gittiğini arkasından iki pelerinli birini rastladı. Hangisini takip edeceğini şaşırdı ama bir tercih yaptı. Gözlüklüyü sona bırakıp ikisinin peşine görünmeden takip etti.


Arkalarına döndüğü sırada gölgeye dönüştü. Bu handa konuştuğu kişiye çok andırıyordu peki yanındaki kim merak etti. Yüzünü görse anlar mıydı anlamazdı. Bilmediği ve hiç görmediği biri olacaktı.


İzlerini kaybetmeden kalabalığın içinden geçip boşluğa çıktılar. Bir at ahırına geldiklerini gördü.


" Ahırca atımı alabilir miyim bir teslimatımızda varda."


" Hemen getiriyorum, görev iptal mı Liana "


Kızın ismini duydu. Liana mı çok tanıdık bir ismi duydu ama nerede duymuş olabilir ki.


" Evet Kimliksizler korkup kaçtıkları için fikirlerini değiştirdiler "


Kimliksiz mi ilk defa duyuyorum dedi kendi kendine. Ahırcı Liana'ya atının dizginlerini eline uzattı çekinmeden tutup gülümsediğini fark etti. İlk kimliksizlerden birini bindirdi yüzünü gördü ama kim olduğunu ya da kimliğini bilmediği için pek bir şey ifade etmedi.


Atın peşine takıldı. Kesin karargaha gidiyorlar belki inlerine bulursam cadıya dişe değen bir haber vermiş olurum diye düşüncesiyle takip etti. Kurumuş ormana doğru gidişlerini eşlik etti gizliden gizliden.

İzlerini kaçırmadan gölge formuyla takipte kaldı. Liana arkaya bakarak atla ilerlemişti. Sağa doğru yöneltti atı Mavi gölge sağa yönelik ilerledi, kuru yaprakları ve dalları basmamayı dikkat etti ve karargah yazan tabelayı fark etti sandığı gibi karargah ormanın içinde saklamışları tahmin etti. Atı takip etti, düz ilerledikçe yeşili korunmuş alanı gördü. Liana ve yanındaki kimliksiz attan inip atı serbest bırakıp sırf ağaçlığa doğru yürüdükten sonra ortadan kayboldular.

Mavi gölge arkalarından o ağaçlık yolunda geçerken sert duvarı tosladı. Geçiş izni yoktu sanki bilerek korunma büyüsü yaptıklarını düşündü. Bu yeri gizli işaretle işaretleyip cadıya söylemeliyim diye geldiği yoldan çıkıp saraya doğru koştu.

Loading...
0%