@handelendin
|
Andrea batı bölgesine geldiğinde belli talihsizlikler bitmek bilmedi ama bu çırak Stefan için uygun bir eğitim ortamı olacağı biliyordu hep eğitimleri görev sırasında yaptıkları için ustalarına teşekkür etmişti. Andrea bir kaç gün batı kanunsuz sığınağında kalacaktı. " Ben işe yarayım diye geldim ama sana eğitim ortamı yapmış oldum " Stefan dudağına ısırdı. Başarısız olacağım korkusunda görevi geri itti. Andrea güldü " Stefan bacağım iyileşirse casusluk görevi yapacağım ama seninki sokak sanatçı rolüyle içeriye sızmak ama direk olamaz " Stefan " Nasıl direk olamaz batı kanunsuzlar beni oraya alamazlar " öyle olmasını o kadar istemişti ki hayal kırıklığı uğradı encem pezir istemişti ama burada kalacağı günleri hatırlayınca buradan çıkış yapamayacak olmasını. " Merak etme boş boş durmayacağım bir arkadaşla burada yapılması gereken şeyleri el atacağım sen sadece resim yeteneğiyle çizmeyi unutma ama ilk kargaların dikkatini çek doğal davran lordun önüne çıkmanın en iyi yolu " dedi andrea. Stefan ne yapacağını bilmiyordu nasıl dikkat çekileceği hakkında fikri olmaması daha beterdi. " Stef korkma sadece sana kolay bir görevle eğitim veriyorum gibi düşün sıradan bir ressam olacaksın sende o yeteneği görüyorum bana o karga büyücüsünün neye benzediğini çizip göndereceksin hatta lordun kalesini haritasını çizmeye bana yol açacaksın bacağım iyileşsin ben zor kısmı yapalım " dedi Andrea. Stefan bu mu kolay görev zoru merak ediyorum senden geleceği deyip kendinde güç toplayıp kanunsuz olmak için korku duygusunu yok sayacaktı. Yutkundu ve korkuyu unutup cesur olmayı başa koydu " Ne zaman başlıyorum bu görevi " Andrea gülümseyip " Hemen şimdi sokak sanatçısı olarak beleş insanların manzaraların resmini çiz hatta bu bölgeyi taramış olursun " dedi. Stefan hemen şimdi göreve başlayacağını düşünmedi. " Peki nasıl hazırlanacağım defter falan yok üstüm başım uygun değil " Batı bölgesinden kanunsuzlardan biri konuştu " Elimizde boş sayfalar olan bir resim kağıtları var ayrıca kalem üstüne uygun haline getiririz " dedi. Stefan inanamadı ellerinde bunların hazır bulunmasını ama konuşmadı. İlk koyafetleri uygun hale getirdi. Ressam şapkasıyla bol bir beyaz bluzle pantolon ile elinde defter kalemle tam hazırdı. " Şimdi ben seni sokaklara kadar eşlik ettikten sonra istediğin şeyleri çizmeyi başla ki insanlar merak edip sana resimlerini çizdirsin " Stefan ilk resmi görevini almıştı. Yabancı kılıklı ressam oynuyordu. " Benden başka bir rol oynayan var mı peki sizden " " Lider adımızı lekeleyen ve kralın ve bizim ipucunu kaçıran şerefsiz soylu insanların arasına göçmen gibi girdi şu an ne yapıyor Allah bilir " dedi andrea " En azından tek ben değilim " dedi batı ekibinden biriyle çıkarak kalabalık sokakların kasabalının içinden geçerek ekip üyesi ortadan kaybolduğu sıra ağzı açık kalmıştı. Bir başına kalmıştı. Ne yapacağım diye düşlerken gözüne boyanmış ve çizilmiş bir ev görmüştü karşısında bankları görüp oraya doğru yürürken kalabalıkta zorlandı. İnsanlar omzuna çarpıp duruyordu. Korkuyu unutmayı çalışsa da kendini ön plana çıkaran duygu belirdi. " Korkma bu bir görev " sürekli kendini hatırlatıp durdu bunu. Sonunda kalabalığın içinden sıyrılıp banka oturup önünden geçen insanları yok sayıp renkli gördüğü binaya çizdi siyaha boyadı. " Çok renkli ama kağıda yansıyan tek renk siyah olması üzücü " Stefan renklere boyanmış evi taslağını çizerken biri meraklı gözlerle karşısına geçip ne çizdiğini bakmak için öne eğilmişti " Önüme geçiyorsunuz lütfen çekilin " " Çok üzücü değil mi deftere siyah kalemle çizip boyamak " " Aynen öyle renklerle süslenmiş bina - ben ne diyorum lütfen hanımefendi önümden çekilin bu ressamın işine yapmasını sağlayın " dedi Stefan. Kız samimi gülümseyip " Benim resmimi çizersen belki " " Çizerim ama şu evi çizdikten sonra " Kız burun kıvırdı şimdi istiyordu evi sonra çizmesini rica etti. Stefan dışarıya sıkıntılı bir nefes bırakıp kabul etti. Stefan yeni sayfayı açarak kızı oturttu ve kendisi boş bulduğu kimsenin geçmediği bir yerde ayakta durup kızın portresini çiziyor. Kız konuşmaya devam etti stefan hareket etmesini yoksa bozulacağını söyleyerek susturdu. Yüz kısmı en sona bıraktı alt tarafı ve oturağı üstündeki kıyafetine kadar her detayını çizerek yukarı çıktı mimiklerini göz çevresini dudak şeklini saç boyutunu renngini boyamak istemişti sadece siyahla gölgelendirme yaptı. Kollarını çizdi ellerini tutuşuna kadar ince ince çizip son düzeltmeler ve gölgelendirme olacak yerleri yapıp bitirdi. Defterden o sayfayı düzgünce koparıp kıza uzattı. " Çok güzel çizmişsin sende yetenek var resim konusunda bu arada ben Gale senin ismin ne " Çok konuşkan çıkmıştı Gale. Stefan samimi görünerek " Ben stef " demişti sadece. Gale gülümseyip kendi portresini bakıp " Seni soranlara ne deyim yani resmini görenler için " Stefan yarım kaldığı binanın resmini çizmeye devam etti Gale yanına oturmuş ona arkadaşlık ediyordu. " Ben her yerde olabilirim yani sabit bir yerim yok sadece gezgin bir ressamım o kadar " Gale karşıya bakarak kalktı " Ben gitsem iyi olur annem endişelenir geç kaldığım için ama tanıştığımıza sevindim stef " Stef önüne bakarak işine odaklanmış " Bende sevindim " demişti Galeye. Gale sırıtarak ayrıldı stefanın yanında.
Andrea sakat bacakla ne gibi yardımı dokunacaktı ki biraz yürüyebiliyordu ancak yeteneğiyle bir kaç kişinin yardımını dokundu uzaktan onların yükünü hafifletti yük taşıyanların hayvanı sırtlayan insanlara yardım etmişti. Binaların onarımı yardım etti uzaktan en azından bir işe yaradığı için sevinmişti. Alex ne durumda olduğunu merak etti ama Alexi aramak yerine Karl'ı aradı Alex'e arasa oyunu bozulacağını bilerek aramadı. Karl'ı arayıp şu an nerede ne durumda olduklarını merak etti. " Karl benim Andrea " Karl'ın sesinde gariplik olduğunu sezdi " Efendim And ne oldu " Sanki Alex'in başına kötü bir şey geldiğini düşündü aptalca. Violetta da rüyalarında Andreanın başına gelenleri görmüştü. Andrea konuşmaya devam etti " Alex'e bir şey mi oldu " " Alex'e ne olacak ki And saçmalama " Andrea salak değildi kafası pek iyi çalışmasa da ses tonu herşeyi açıklıyor. " Karl ses tonun bana hiç iyi gelmiyor farkında mısın yoksa Alex kralın sadık adamını bulamadı mı " Karl sadık adama bakarak o konuda andraeya olumlu cevap vermişti " O konuda içiniz rahat olsun onu bulduk " Andrea sonunda bir ipucu bulduklarını sevinerek Karl'ın az önceki ses tonunda korku ve endişeyi sezmişti. " Karl ben salak değilim biraz kafam geç basıyor olabilir ama ses tonundaki gerginliği anlayabilecek kapasitem var o yüzden Alex dediğim sırada ses tonun değişti farkında mısın " Karl çaktırmayı çalışmıştı ama fark edildiğinde artık Alex ile kötü durumu söylemek zorunda kaldığını anladı. " Olgunlaştın And ve haklısın kamptan herkes çıktı ama Alex çıkmadı içimde kötü bir his var. Lider orada küle çevirecektim ama korkuyorum bir şey olursa " " Lider sana mesaj yolladı değil mi bana bir şey olmaz demiştir eğer Alex öyle diyorsa bir şey olmaz o aramızdaki en yetenekli kaybolmayı başlayan kişi eğer Alex o adamın elinden kaçmayı çalışmadıysa bildiği vardır değil mi " Karl Andreaya hak vermişti " Haklısın bence Alex o adamdan kaçmadığı sebebi iyi biliyorum " Gülerek ikiside aynı anda söyledi " Gölge, sahibini işkence çektirenlere bin katını öder " demiştiler kahkaha atarak. Karl " Sende durum ne görevde misin " Andreanın durumu pek iç açıcı değildi " Ben buradaki işleri hallediyorum bizim çırağı ilk görevi verdim basit tarafı onun görsel zekası iyi olduğu için Alex gibi rollü bir göreve teslim ettim * " İyiymiş ne yapıyor peki " diye sordu karl. " Sokak sanatçısı ressam oldu buradaki kargaların dikkatini çekerek lordun yanına yanaşıp düşmanın bize portresini çizip getirecek görevi şimdiden istekli şekilde başladı " Karl " Usta And ilk çırağını görev verdi neyse Alex benden bir isteği vardı kralı fazla baş ağrısı vermeyelim kampı çürütüp gölgenin bize getirdiği adam uyanmadan sadık dostu teslam etmek * Andrea yine zekasını konuşturdu " Bence iyi fikir değil ilk adamı burada hallet sonra kasabaya git " Karl güldü " Merak etme o adamı Alex'in orada edindiği esir arkadaşı olan Aylin'i teslim edeceğim onu saraya kasabaya götürmek yerine yakın bir yerde kamp kuralım " Andrea " Gölge gemisinde esirler için zindan yok muydu biz öyle ayarladık orada daha güvenli olur " Karl " Haklısın bence ama nasıl yolu bulacaklar Andrea " demişti. " Neyse ben o işi sana bırakıyorum ya da Aylin'i kamp alanında bırak eğer Alex o adamı işini bitirip oraya gelirse " " Bence en iyi çözüm adamın işini şimdi halledip sonra yola çıkmak " " Bilmiyorum Karl o konuda kafam geç basıyor şimdi kapatmalıyız bence göreve devam " deyip telsizi kapatıp kenara koydu.
Stefan çizimlerine devam etti. Daha da yakınlara gidip evlere dolaşıp resimler yaparak ücretsiz vermişti çizimlerini. Tek amaç dilden dile dolaşıp kargaların dikkatini çekmekti. Bakışlarını hissedebiliyorum ama yanıma bile yaklaşmıyorlar bile. Stefan ne kadar duracaktı duracaktı ne zamana kadar kargaları hiç istemediği kadar istemişti ve en iyisi diye düşünerek sokaktan kalkıp dolaşıyordu. Pazarcıların yanına uğrayıp resimlerini çizmek için izin aldıktan sonra kalemini eline alıp ilk tezgahı bastırmadan çizdi ayakları üstündeki meyve sebzelerini ince ince çizip sonra pazarcının pozu onu güldürmüştü biraz kendini toparlayıp pazarcının sanki birisine malzemeyi uzatıyor gibi görünüşü çizmek o kadar zor değildi ama komik oluşu çizimi zorlaştırması gerçekten yormuştu. İnce çizdiği resmi kalın kalemle üstünden geçerek kalemin mürekkebini dağıtarak son düzeltmeleri oynayıp bitirmişti. Dikkatli çizerek imzasını atan Stefan kağıdı düzgünce koparıp manavcıya uzatıp bedava olduğunu söyledi ama kabul etmedi. En azından kağıt kasenin içine sevdiği meyveyi sorunca Stefan direk cevap verdi. Manavcı sevdiği meyveyi onu uzatarak " Bu da bedava " diyerek şaşırttı. Kabul etmeyecekti ama ısrar edince almak zorunda kaldı. Elinde poşetle sıra sıra farklı yerlere giderek resimlerini bedava olarak verdi. Ama elinde ne kaldı hiç. Kargaları bile rastlamadı artık yarın bir sonraki güne kalmıştı. Bir gözükmek istiyor bir istemiyordu. İstemediği zamanlar sığınağa gittiği zamanlar olduğu için gizli bırakırlar. Sığınağın kapısından geçtiğinde elinde sevdiği meyveleri masaya koyup raporu Andreaya sundu. " Kargalar ya görmüş olup önemsiz sandılar ya da görmediler yani gözükmek için sokakta durdum dükkan dükkan gezip resimlerini bedava sattım " " Sokakta sen sıradan birisin şimdi içeriye girmen lazım bir yer var ama hazır olmalısın genellikle oraya soylu aileler ziyaret ediyorlar " Stefan " Orası neresi peki " Andrea neresi olduğunu çözmüştü ve dikkat olması için tembihledi. " Soyluların girdiği büyük davetten bahsediyorsun değil mi oraya nasıl girecek peki " " Davetli olmasına gerek yok ki sanatçılar genellikle direk giriş yapabilir " Andrea " ama sadece lordun izniyle yapabilir değil mi " Batı kanunsuzu başıyla onayladı. Andrea " Yine bir imkansız bir görev " demişti. " İmkansız değil aslında ama giriş izni nasıl alınacağını bulmamız gerek " dedi batı kanunsuzu Nasıl bulacakları konusunda hiçbirinin fikri bile yoktu. Andrea yine " Acaba korumaların gözünden kaçarak giriş yapsa ne olur saklanarak " " Aslında hiç kötü fikir değil garson kılıklı ressam olman lazım ya da orada çalışan biri olmalısın " Stefan bu fikirden hoşlanmamıştı, kurallara aykırı davranmayacağını söyleyip durmuştu ama yarın olduğunda davetli olmadığı bir davete garson kılıklı bir ressam oynayacağını hiç mutlu değildi. " Merak etme bacağım biraz daha iyi sen bir iki gün bana istediğimiz bilgileri getir ondan sonra sana basit görevler vereceğim " dedi Andrea. Hala karşıydı bu kurala uymadığı için. Andrea yine komikliğine konuşturdu " Biz kanunsuzuz kanun dinlemeyiz değil mi? Ortada kocaman bir sessizlik vardı. Sessizlikte anlamıştı komiklik yapamadığını üzülmüştü. " Neyse hazırsın bir arkadaş seni oradaki kapıdan geçirecek mutfağa sen sadece oradan izinlerini alarak resimlerini çizmek " " Anladım " dedi Stefan. Kapı çalındığında ekipten biri gelmişti. " Adamımız bu değil " dedi ekipten biri. Andrea " Evet çırağın ilk görevinin devamı inine doğru girmek olacak " dedi Ekipten biri " Sana ne oldu Andrea" her kanunsuz birbirini tanımıştı. " Yolda küçük bir sıkıntı " Stefan araya girip " Hiçte küçük bir sorun değil kendisi tuzak olan evin içine girip patlattı kendisiyle birlikte " " Çıkabilseydim çıkardım değil mi neyse konumuz bu değil sen burada benim gözüm olacaksın ben bu işi bitirir bitirmez güneye gidip rapor sunacağım bizimkilere " diye çakıştı. Stefan " Senle tartışıp durmak yerine görevi odaklanayım " Andrea anlamamıştı bu atarı siniri kime ve neye ona görev verdiği için mi böyle sinirlendi.
Batı ekibinden biri yol boyunca böyle atar yapıp sinirlenmesini doğru bulmadığını açıklamıştı. " Kuralları kanunları çiğnemek kötü biliyorum ama bazen çiğneyecek durumlar çıkabilir şimdi gibi kötüyü yaklaşıp bitirmenin yolunu bulmaya çalışma gibi " Stefan boşluğa nefesini bırakıp yaptığı durumu kendisine yediremedi. " Seni bu işe sokmak gibi bir niyeti yoktu ama yaşadığı durumlar açısında böyle yapmak zorunda kaldı onun üstüne bu kadar gitme " demişti. Stefan, nasıl ve nereden anlayıp tanıdığını merak edip sordu " Andreayı nasıl tanıyorsun " Gülümsedi " Nasıl mı ben güneye gidip ziyarete ettiğim zamanları biliyorum görevlere gitme hevesi olmadığını fark etmiştim ama şimdi Alex yerine Andrea buraya seninle gelince yük değil yardımcı olma isteğini gözlerinde görüyorum " dedi. Stefan şu Alex denilen kızı merak etmişti " Alex kim sürekli adını duyuyorum " " Alex güney bölgesinin lideri oluyor " dedi batılardan eşlik eden biri. Konuşa konuşa o davetin gerçekleştiği mekana gelmiştiler. " İçin rahat olsun sorun çıkmayacak " arka kapısına doğru yürütüp durdurdu. Herşeyi sayılı olduğunun farkındaydı. Kapıdan bir görevli çıkmasını beklediler. Çöpleri çıkaran adamı arkadan saldırıp bayıltıp konteynerın yanına sakladılar. Stefan için hiç uygun davranış gibi gözükmedi. İsimliği uzattı, eline alıp öylece bakıp içindeki pişmanlığı bir yutkunmayla yuttu. " Sadece bir sefer olacak " demişti kendi kendine şu iş hatasız belasız biterse rahat bir nefes alacak. Mutfağın arka kapısından adamın ne için çıktığını bilerek kapıdan içeriye derin nefes alarak ellerini çırparak adım attı.
" Çöpleri attıysan…şunları 11 nolu masaya götür " dedi. Stefan gösterilen tabakları tepsiye koyup kapıya doğru adım attığında kalabalığın gülme ve sohbet seslerini konuşmaları birbirine karışmış bir ortamda 11 nolu masayı geze geze bulup tabakları masaya kim ne istemiş diye sorarak tabakları yerleştirdi. Eğer fotoğraf çeken biri varsa ondan küçük bir ricada bulunacaktı. Tepsiyle mutfağa içeriye girdi. Diğer tabakları sahiplerine verirken yine gözü fotoğrafçıya aramıştı. Bir süre kimse bir şey istemedi. Öylesine takıldı. Giden garsonla birlikte içeriye gidip bir şey isteyip istemediklerini sorarken fark etti. Makineyi ayarlayan arkadaşın yanına gidip masaya sordu içecek bir şey isteyip istemediklerini. Onlar için her şey hoştu. " Şey bakar mısın ben ikinci bir iş arıyorum kısacası hobi olarak bedava benim paramı sen alabilirsin yani demek istediğim burası benim için bir deneyim gibi bir şey olacak belki resmimi beğenen diğer insanlar olabilir neyse demek istediğim sen parayı al ben bedava çizeyim ne dersin " sessizce söylemişti. Fotoğrafçı düşündü. Bu geleceği parlak olan Stefan'a iyi bir deneyim olacağını karar vererek anlaşmayı kabul etti. " Bu masanın resmini çiz önce onlardan izin al " Stefan başını hevesle sağlayıp sakince " Bir süre fotoğrafçınız ben olacağım karakalem çizeceğim kabul eder misiniz " " Değişiklik iyi olur " demişti Stefan'a tanıdık gelen o kız sesi. Gale sokakta yanına gelen kız değil miydi. Stefan yüzünü göstermeden gülümseyip getirdiği defter ve kalemini çıkarıp toplu masada bir hatıra portre çizimini hatasız ve el çabukluğuyla dikkat ederek çizerek kağıdı düzgünce koparıp onlara vermişti. " Gerçekten çizim yeteneğin var kızım demişti bu bölgede böyle güzel bir oğlandan bahsetti o sen misin " Gale bu soylu hanımefendinin kızı mı ?
O masadan ayrılıp isteyen masaların çizimlerini çizip parayı fotoğrafçı aldı. Bir soylu sonunda istediği bir teklifle gelmişti " senin resim çizimlerini lordu götürüp sana bir dükkan açmasını rica edeceğim " dedi en azından kargaların gözüne girmeye çalışmayacağını belliydi. Garsonluk rolünü geri dönmüştü. Akşama kadar oturup bir konu hakkında tartışıp duran soyluları dilinde ne dolanıyor acabayı hiç merak etmedi bile.
Uzun yorucu bir günden sonra hayatında ilk kez bu kadar yoruldu. Sığınağa doğru yürüdüğünde kargaları gördü ama saklanacak mecali kalmayınca sığınağa giden yolu biraz uzatarak ilerledi kargalar arkada kalana kadar yolda ilerleyip arkasında ve gökyüzünde karga görmeyince bir yıkanmak istiyordu. Sığınağa adım attı koltuğa attı kendisine " Ne yorucu bir gün geçirdim bu arada kargalar iş başında ihbar ettiler beni ama kim olduğunu bilmedikleri için ve bir soylu beni lordu yanına götürecek böylece görebileceğim ondan sonra sende " dedi Stefan. " Tamam son kez görün lordun yanındaki düşmanı çiz kopyala " dedi Andrea devam etti " ayrıca benim girebileceğim bir boşluk görmen lazım " dedi. Stefan daha iyi bir fikir gelmişti aklına " herhangi bir günde bana söyle bir hizmetçiye söylerim o pencereyi açık bırakır " Andrea ayağa kalkıp yürümeyi çalıştı. Ağrı ve acı hafiften geliyor ama idare edebilecek bir acısı hissetti ama idare edebileceğini düşünüyor. " Açık bırakmasını rica et çaktırmadan ya da seninle birlikte gelirim ben odaları bakar bir sonraki gün için bir bakış atarım " " Tamam birlikte gideriz andrea ben oyalarım ama sonra girersin ben çıktığımda neyse " " Anladım senin ustan olduğum için bu görevi ben veriyorum sana ilk lordu ile kralı oyala o gün gelince ben açık pencere var mı diye bakarım…" anladın mı diye sorunca Andrea. Stefan görevini anladı. " Banyo lazım bana var mı " diye sordu Stefan. Batı dostu kanunsuz stefanı banyoya götürüp kapıya çekip bir şeyler hazırlattı. Artık gerçek bir görevi başlama zamanı gelmişti Andrea için. Batı dostu kanunsuz tüm malzemeleri çoktan hazırlamıştı. Kemerin bölümleri tüm tırmanma aletlerini getirmişti. " Stefanı tehlikeye soktum o yüzden ben bu görevi bitirip çıksın ben akşam onun yol tarifine göre gidip tırmanıp bulabileceğim kadar bilgi toplayıp güneye gitmem lazım " dedi Andrea. Stefan konuşanları duydu. Sıkıldığını fark etti Andreanın o yüzden endişelenmiş bahanesiyle söylediğini anında anladı. Güzelce rahatlayan Stefan banyodan çıkarken konuştu " Bence de sen buraya göreve geldin ben öğrenmeye geldim " deyip espriyi vurdu. Biraz morali bozuktu olduğu durumdan nedeniyle hiç gülmedi ama morali bozulmasın diye zorla gülümsedi. Midelerini doyurup günü bitirmişti.
|
0% |