Yeni Üyelik
27.
Bölüm

✴️23✴️

@handelendin

Alex bir şeyi fark etmişti. Böyle işaretledi ama hepsi farklı bir boyutta oldukları acaba orada bir kapı var mıdır diye merak etti. " Sanırım bir şeyi yanlış anladık dostum ilk anıtlığa gidelim orada bir geçit kapısı olmalı herkesin kendi bölgesi olmalı bu ıssız yerde kim hükümet kurar ki ?"

Yanlış tarafta bakmak gibi değil mi

Alex gülerek başını salladı. Aynen der gibi ilk anıtlığı olacak işaretli yere doğru pusula yardımıyla ulaşacak.

Kuzeye doğru yol aldılar anıtlığa giden yolda her yer yeşillik yapraklar anıtlığı kapatmıştı giriş kapısını.

Anıtlığı bulmuştu sonunda ama yeşillikler sütunları kapattığı için anıtlık olup olmadığını bile göremiyordu. Sütun taşları daha yaklaştı attan inip sarmaşıkları kenara çekti.

Zorlanıyordu çekmekten öyle sertleşmişti ki sonunda elle çekmeye pes etti. Geriye gidip gölgeyi kınından çıkarıp alevi yaktı.

" infaz yapalım biraz yakalım. " dedi işaretli olan kolunu açıp kılıcı o eline alıp dik tuttu. İçinde akan alevi hissetti kolundan işarete doğru akan sıcaklığı kapı açmıştı. İşaretle kılıç bir oldu ağaç, köklerini saldı. Alex gözlerini açtığında göz bebekleri kıvılcım çarparak alev aldı.

Kılıcı yana alıp gülümseyip alakona geri çekilmesini emretti. Koşar adımlarla sarmaşıkları aleviyle kesip kül etti. Hepsini anıtlığı temizledi. Hiçbir sarmaşık belirtisi bırakmadı aleviyle her yere yıkıp geçmişti. Alex kılıcını kınına koydu, sarmaşığa doğru ilerledi.

Anıtlığın kapısını aradı, ölü sarmaşığı kenara çekip kapıyı açacak boşluğu eliyle arayıp taradı. Bir ümitle kalkıştı ve eli galip bir şeye denk gelmişti.

“ sanırım bulduk alakon” dedi Alex. Alex duvarı boşluktan tutup kendine doğru güçle zorlanarak sert taş duvarı kenara çekerek açtı.

Alex Alakona bakış attı ve önden içeriye aşağıya doğru merdivenlerden indi. Alex karanlık ortamda kılıcının aleviyle yolunu aydınlattı. Alakon onun arkasında takip etmişti, sonu bitmek bilmeyen merdivenlerden dört lordun taş heykelini görene kadar indi.

Durdular, uçurumdu ucu uzun bir köprünün ortasında taştan yapılma bir mimari masa duruyordu üstünde anlaşılmayacak bir dilde yazılmış yazıları uzaktan fark edebiliyordu gözüyle kenarlarda dört lord birşey fark etti iki küçük lordun heykelini fark etti. Alex kitapta okuduğu kısmı hatırladı bir varmış bir yokmuş hesabıyla bir şey olmuştu onlara ama ne olduğu bilinmiyordu ve neden kayboldukları hakkında fikirleri yoktu.

Alexin burnuna pis kokular geldi bunun içinde kesin beklenmedik bir kötünün ortaya çıkmış olacağını hissetti içinde. Alex yavaş adımlarla kırılmaya yüz tutmuş taş köprünün üstünde ilerlemişti Alakona yavaşlattı ve durdu daha da yakından görebiliyordu taş heykelleri.

Lordların atası olan kehanet lordunu ismi okunmuyordu dürbünle baksa bile ismi silinmişti ama diğerlerini okuyabiliyordu.

Işık lordunun ismi Ahter saflığı temsil eden lord olarak bilindiğini yazıyordu görünüşü taştandı ama nasıl birini benzediğini çok net gördü. Elleri birleştirmişti çevresinde beyaz iplikler tozlanmıştı ve alnında ışığın sembolu kıvrak ye işareti vardı onun yanındaki lord ise zırh giymiş olduğunu fark etti Alex kara lord olduğunu anlamıştı ismini baktı Dauglas onun yanındakinin heykeli yarısına kadar yıkılmıştı ama altta yazan yazıya dikkat etti. Gölge lordu mu dedi aralarında ne geçmiş olabilir ki ona sormak istemişti ama o da kendisi gibi hafızası silikti. Alex rahat bir nefes alarak diğer iki lordun isimlerini baktı ama onlarda silinmişti. Ama ne lordu oldukları çok belliydi birinin elinde kuş tutuyordu diğerinin elinde bitki bunlar doğanın lordları olduğu açıktı. Alex dikkatli şekilde mimari duran masaya doğru ilerleyip yazılanları anlamaya çalışmıştı bir kısmını çözmüştü ama pek net yapamadı.

Nasıl açılacağını bulmaya çalıştı masanın her yerine didik didik aradı bir sırrı olmalı açılması için ki eli yanlışlıkla bir düğmeye basmıştı ve aşağıya doğru uçurumun dibinde ne olacağı belli olmayan boşluğa doğru gidiyordu. Alex neyin bekleyeceğini bilmek istemediği için kılıcını çıkarıp karşı duvara saplayıp çantadan hızla bağlanmış olan halatı atın beline dolayıp duvara tutunarak dengede kalmayı çalıştı. Atın ağırlığı aşağıya doğru çekiyor Alex dayanmaya çalışmıştı.

Ortağından bir istek istedi çantasından görev sırasında aldığı fenerlerin neye benzediğini anlatıp açıp yakmasını söyledi.

Gölge nasıl açılacağını bilmeden duvarı çarptı ve parlak ışık gözünü kör edip aşağıya düşürdü " Affedersin Alex "

" Zaten aşağıya atacaktık dipte ne olduğunu görelim diye " demişti ve uzunca giden boşlukta gür bir ses duyuldu. Sonu varmış ama bir iki kilometre kadar olduğunu hesaplamıştı. İlk alakonu dikkatle indirip yere toynak sesleri duyulana kadar ipi gevşetti aşağıya doğru itti ve basma sesleri duyup ipi elinden sarıp kılıcı duvardan çekip aşağıya doğru çekildi.

Uzunca saf karanlıktan sonra Alakonun kişneme sesini duydu ve hazırlandı.

Yakınına doğru geliyordu alakonu fark etti alakon alexi gördü düştüğü yerde durdu.

Alex fark etmişti ama Alakonun yanına dizlerini kırmış yere dokunur vaziyette doğrulup alakona baktı.

" biliyorum benim için yaptın ama gerek yok."

Seni rahat ettirmek bu kadar mı zor Alex

Alex Alakon'un sitemini gülüp yoluna baktı.

" sence gölge ilk senden mi başlayalım yoksa teker teker gidip bir daha uğraşmak yerine zorunda kalmamak için tüm lordların gizemini çözelim ne dersin ? "

Kararı gölge ortağına bırakmıştı. Sonuçta onun geldiği doğduğu yerdi anıtlık ya da hatırlamak onun hakkındaydı.

Kapıdan geçmeden biraz bekledi sonra diğer lordları merak eden ortağına bakış atınca ilk durağı olan ışık kentini orada çıkıp oraya hükümet kuran gökyüzünün ışığı olan ışık kulesine rota olarak belirledi.

Eğer ben lord isem ablalarım abilerim varmış bir ailem.

Alex " Sen aileni buldum benim ailem var mı onu bilmiyorum " dedi kapıdan hüzünle geçti gökyüzündeki adaya doğru geçitten ilk adımını attı.

Uçan gemileri olan hala yaşayan ışık kenti olduğunu bilmiyordu.

Yaşatmayı bilmiş olduklarını inanamadı.

" Ben daha eskimiş düşünürdüm." dedi sonra gölge ormanı da aynı canlılığı sahip olduğu soyundan gelenleri hatırladı ki birden karşılarına dev bir dağa çıktı.

Alex kitapta gördüğü muhafızı hatırladı.

" Işığın anka kuşu buranın güvenliğini sağlıyor. " demişti

Telsiz burada çektiği için aramadığı haberi şimdi alıyordu. " Alex biri Alvini burada olduğunu cadıyı söylemiş her taraftan gölgesizler didik didik arıyor "

Kim söylemiş olabilir ki ya da nereden duymuş olabilirler bilmiyordu.

" Karl prensesten haber geldi mi ? "

" Alex arama emrini prenses duymuş bana kuşla haber verdi nöbete çıkayım dedim her yerde gölgesiz ordusu! "

Alex küfür edecekti veya lanet edecekti gerçekleştiği olayların sebebiyle.

Karşısında dev dağ yıkılmayı başlamıştı. Kanatlarını açan kuşa dikkat kesildi. Tüyleri o kadar parlak ve temizdi ki hayran kalmıştı.

Asil gibiydi.

Alex telsizde sonra konuşalım diyerek kapatıp kuşun güzelliğini baka kaldı. Alakon dürttü Alex kendini gelip kuşa bakarak iç benliğini kuşa gösterdi. Bir yerde okumuştu ışığın anka kuşu içimizi bakar okur diye.

Işığın anka kuşu Alexte ışığı görmüştü, Alex'e yaklaştı gagasını Alex'e uzattı. Alex ne olduğunu kavramaya çalıştı.

Gözlerini korkarak açtı Alex. Gagasını eline değdirdi, Alex gözlerini açtı, kuşun gagası avucunun içini huylandırdı elini kaşımak istemişti ama yapmadı kuşun başını okşadı tüylerini sevip gülümseyip kabul ettigini anlamıştı. Işığın anka kuşu kanatlarını açarak havalandı. Alex anka kuşunun kanatların arkasında koruduğu kenti gözler önüne serilmişti hayran kaldı. Alakon Alexi hayal aleminden çekip ayrılmıştı ki Alex kendine geldi. Yoluna baktı Alakonun tüylerini sevip yürüdü, yürüttü.

" bence biz kaybolmadan önce temsilcisi kralı bulup ondan izin alıp ışık lordunun geçmişi öğrenelim" dedi şu an nerede olduğunu derken ışık muhafızları Alex'e zorluk olmuştu.

Yabancı olduğunu biliyordu ama buraya geçici süre gelmişti.

Tuhaf içinde sürekli bir yere kapılacağı dair bir his gelmişti.

Parmaklıların arkasında kapatıldı.

Alex seslendi ışık muhafıza " Beni yabancı olarak gördünüz anlıyorum ama turist gibi düşünün o bile ki anka kuşu içimdeki iyiliği gördü görmese girmemi izin vermezdi. "

Işık mıhafızı birden " koruyucu muhafız yaşlandı artık ki bir yabancıyı içeri aldı ."

Alex sinirden gülmemek için dilini ısırdı.

" bakın benim amacım kralla konuşup bir konuda yardım ve izin almak "

Muhafız birden ona döndü " Ne konuda kralı söylerim"

" hayır bu konu kralla aramda olacak beni kralı götürün "

" O öyle olmuyor kızım kraldan özel izin almamız lazım mahkumu serbest bırakmak için "

Alex güldü. Alex mahkum değildi turist bir vatandaştı.

" Krala şey deyin ben bir gölge vatandaşını tutuklandım. Herhalde ışık lordunun kardeşi soyundan gelen vatandaşı tutukladığınızı duyarsa ne olur bilin bakalım "

" sana nasıl inanalım ki kandırıyor olabilirsin " Alex ha sesini çıkararak ağaç olan bileğini açarak muhafızı gösterdi " Beni vatandaşı olarak gördüler orada kaldım eğitim gördüm ve beni ailede saydılar "

Muhafız Alex'in bileğindeki ağaç işaretini baktı sahte mi gerçek olduğunu anlamak için parmağını ıslatıp bileğindeki işareti silmeye kalktı Alex'in midesi kalktı bileğinde temiz mi kirli olmadığı birinin ağzından çıkma parmağı bileğinde hissettiği için midesi bulandı.

" sanırım doğru söylüyorsun sen gölge halkı vatandaşısın ama unuttun gölge lordu kardeşlerine ihanet ettiği için lordluk vazifesinden alındı "

Alex sinirlenmeye başladı " Alınmış olabilir atılmışta ama bunu doğru olup olmadığını bilemezsin ayrıca kardeşlik ten atıldı o hala lord bunu hiçbiri değiştiremez sende bizde. Kehanet lordu anneleri lord olarak seçti o hala lord " demişti.

Muhafız duymamazlıktan gelmişti " Buraya kalıcı olarak gelmedim bir şeyi bakıp gideceğim o yüzden kralla görüşmemi sağlayın bak izin isteyerek bakacağımı söyledim " dedi ama muhafız sessizce kapıda görevde tutuyordu.

Alex tükmüğü kolundan silip attı bileğini örtüp öylece oturdu. Alakona baktı iç çekip pencerenin dışarısına bakıp muhafıza derdini anlatmaya devam etti boş duvara konuşuyormuş gibi hissetti.

" benim amacım dört lordun geçmişini bulmak ve ortağım olan gölgenin kim olduğunu öğrenmek ne olduğunu. Kitaplarda beş lord olduğu yazıyordu ha.

İhanet yapan tek gölge değil ışığın bir kardeşi daha var kara lord gölgeden daha çok ihanet yaptı ailesini "

Işık muhafızı " kara lord ne yapmış olabilir ki "

İlgisini çektiğini sevinmişti. " Beyaz adadan geldim ben kanunsuz tarikatın güney cephesinin lideriyim. Beyaz ada eskisi gibi değil. Kraliçe kardeşini öldürdü beyaz adaya cadı ve ona bağlı olan kara lord hükmediyor. Gölge lordun ne yaptığını bilmiyorum ama ihanet yarışması yapmak istiyorsan yap ama ihaneti uğratan kara lorddan başkası değil "

Muhafız duydukları karşısında ağzı açık kalmıştı.

" o yüzden kralla görüşmemi izin verin işimi halledip sizi rahatsız etmeden gideyim dört lordluğu gelmek için zahmet ettim yoruldum "

Muhafız en sonunda kralla görüşeceğini söyleyip boşta kalan arkadaşlardan kralın yanına gidip misafir kabul edip etmediğini söylemesini emretti.

" bana söylediklerini ışık kralını anlat seni dinler "

Alex sevinmişti kısa süreli hapis hayatından kurtulduğunu derken saraydan gelen muhafız kralın meşgul olduğunu burada bir gün daha misafir edeceklerini söylemişti.

Neyse bir gündür bir gündür deyip eyere bağladığı çantasından acıktığı için gıda çıkarıyordu muhafız elinde kılıcı tam çekecekti ki Alex elindeki gösterip " uzun yoldan geldik açıktık siz vermiyorsunuz diye yolculuk için aldık " dedi alakon için elmayı yere koymuştu elmaları doya doya midesini attı.

Alex ise soğuk sandviçin poşetini açıp midesini indirirken muhafız " Nasıl buraya geldin peki "

Alex yutkundu çantadan su makarasını çıkarıp bir iki yudum içip yutkundu.

" terk edilmiş çölde bir iki gün geçirdik sonra sütun köprüde geçip anıtlığı vardık orayı temizlemeyi unutmadık şarmaşıklardan içini girdiğimizde mimari duran herhalde lordların masasını yanlışlıkla bir yere dokunduktan sonra buraya vardık "

"Lordluk ve burası başka boyut nasıl ve kaç gün demek istedim "

" adada bir geçit tasarladılar gölgeler biz o geçitten yarar sağlıyoruz "

" Beyaz ada beyaz kraliçenin hüküm sürdüğü ayrıca ışık lordunun halefesini olduğu ada olur "

Alex başını salladı bunu zaten biliyordu. Karnını doyurduktan sonra biraz kestirmek istemişti alakon yere oturmuş Alex Alakonun karnına başını koymuştu eyeri kenara alıp biraz kestirdi.

 

 

Bir gün daha geçmişti yorgunluğu üstüne attığı gün sayısı kadar uyudu. Sabah olduğunda muhafızlar demire vurarak Alex'in ödü koparak yere fırladı.

Muhafız " Kral seni görmek istiyor"

Alex gözlerindeki uykuluğu eline su döküp gözlerini yıkamıştı. Eyeri alakonun sırtına koyup bağladı ve muhafız kapıyı açtı ve arkasından önden eşlik edip uzun yol olduğu için atlarına binip yürüttü.

Saray diğer saray yollarına hiç benzemiyordu açık mekan ve lordun heykeli yeşillikler sarmalamış renksiz heykelden daha renkli bir ışık lordu görmüştü. Gölge ormanda heykel bir koymamış olmaları garipsemişti. Neden ormanda değilde bu kentte acaba gölge lordu geldiği yere sahiplenmek istemedi amacı farklı olabilirdi ya da halkını ormana yerleştirip kendisi başka bir işle mi uğraşıyordu, kafasında bin türlü sorular esip geçti.

Sarayın kapısı açıldı Alex'in ışıktan gözleri körleşti. Zaten ışık halkın türünü anlam veremiyordu. Başka boyuttan gelme canlılar gibiydi uzaylıya benzeyip benzememeleri. Alex'in kafasını karıştırdı.

Rahat bir nefes bıraktı kralın gerçek yüzünü görebilecekti ışıktan dolayı başına ağrı girdi.

İnce kadın bir ses Alex'e doğru yürümüştü.

Kraliçe mi diye düşünüyordu çünkü kralın sesi böyle ince çıkamayacağı ( incecik ) biliyordu.

Alex muhafızları bedenleri göremiyordu sadece zırh giymiş formlarını fark etmişti.

" Işık kralı sizin türünüz hiç bir kitapta yazmıyor "

Işık kralı güldü " Yazmazlar uzun zamandır saklandığımız için ayrıca ama ışık lordu de " tamamın arkasından ne diye ağzı açık kalmıştı. Işığın altında çıkan kraliçeye baktığında heykelde benzeyen yansımayı görmüştü.

" sen yaşıyorsun uzun zamandır hayattasın "

" Yaşıyorum ve şimdi senin burada olma sebebini öğrenelim " Alex ışık lordunun geçmişini öğrenmek istemişti ki karşısında dikili durduğu lordu görüp donup kaldı.

Alakon dışarıda kalmıştı onun yerine gölge dürttü.

Alex kendine gelmişti. " Benim buraya gelmem lordlar hakkında bilgi edinmek istedim ve bir dostumun hafızasını geri kazandırmak "

Işık lordu konuştu " Şu eski dostun kim söyle "

Gölgeye çıkmasını söyledi. Işık lordu geri çekildi muhafızlar kılıçları hazır bekletti.

" hepiniz gölgenin hain olduğunu sanıyor değil mi. Ben ışık lordunun yani senin halefinin olduğu adadan geliyorum şunu söylemeliyim orası artık eskiden olduğu ada değil değişti. Bunun sahibi kar kraliçesi oluyor ve beyaz adaya kime bıraktı dersiniz. Cadı ile işte en can yakıcı nokta gölge eskiden ne yaptığını bilmiyorum ama gelecekte kara lordun ne yaptığı olmuştur "

Işık lordu şaşırdı iki kardeşini ihanete uğradığı için sarsıldı.

Alex devam etti " Bir şey olmuş ki gölge de benim gibi hafızasını kaybetti. Ona söz verdim hafızasını geri kazandıracağımı bunun için lordluk anıtını gitmek zorunda kaldım"

Işık lordu " hafızasını kaybetti dedin az önce "

Alex şaşırdı nasıl haberi olmaz, ablaları her şeyin haberi olması gereken şey hiçbir şeyin farkında olmayaşı ve haberi olmaması onu çok şaşırttı.

" muhafızlar özel misafirimizle özel konuşacağım " dedi ellerini kılıçtan uzaklaştırıp odayı boşalttılar.

Işık lordu uşaktan içecek istedi. Uşak çekildi Alex ile başbaşa kalan ışık lordu.

" Beyaz kraliçe yaşıyor hissediyorum ama bir şey olmuş olmalı "

Alex ışık lordunun konuya başlayaşı şaşırttı.

" ağzım bile açılmadı nasıl yaşadığını biliyorsunuz "

" Lordlar ile varisler arasında bir bağ oluşur her nerede olursa ne olup bittiği yaşayıp yaşamadığı anlarlar " dedi ağzı açık kalmıştı nasıl anlayabiliyordu.

" bir şey soracağım kara lordun gerçek varisi kim gerçek halefi kim "

" küçük bir kız olduğunu hatırlıyorum ama neye benzediğini unuttum "

" yani cadı kara lordun halefini kopardığını söylüyorsun bunun gerçekleşme olasılığı kaç ikinci bir halef seçme gibi bir şey olabilir mi "

Işık lordu başlarına bir şey gelirse ilk haleflerin ağzından bir sözle bir sözle bağlılık anlaşması mest edebileceğini söyledi Alex'e.

" ben merak ediyorum gölge lordu size nasıl ihanet etmiş olabilir "

" Gölge lordun suçu yok onun halkından birileri yasağa çiğnedi "

" eğer suçu yoksa neden atıldı aranızda "

" Ben bu gerçeği çok geç öğrendim kızım, kara lord bize yasağa kardeşi onlara verdiğini söylemişti "

Gölge lordu konuşanları duyuyordu. Kısa kısa kesikler halinde geçmişi hatırladı.

Ama kesik kesik.

Alex bu ağrı geçecek mi başım çok doldu

 

" ne oldu dostun iyi mi "

" iyi olmayı çalışıyor oda benim gibi geçmişin vizyonunu görmeye başladı "

Gölge lordu derin bir nefes aldıktan sonra iyi olduğunu Alex'e bildirdi.

 

" Şimdi daha iyi. Işık lordu şu yasağa merak ettim eğer söylenmemesi gereken bir şeyse bana gösterebilirsin "

" Ne yaptıklarını açıklayacağım; gölge halkı şimdi nasıllar bilmiyorum ama bizim zamanımızda yanlışı doğru sanan bilim insanlar vardı. Bilmiyordular tabi" dedi devamını gölge Alex'in ağzıyla ışık lordu aynı anda söylemişti " Gölgeyi ancak ve ancak lord yapar " ışık lordu şaşırdı nasıl bu kuralı biliyor olabileceği hakkında.

Alex ışık lordunun bakışların hangi soruya denk geldiğini " Ben değil benim ağzımla bunu gölge söyletti "

" hatırlamaya başladın kardeşim Amura biraz bile olsun " dedi ve kapıdan acil durum diyen muhafız içeri girdi.

Ahter ayağa kalktı Alex'i dış kapıya kadar eşlik edip davetsiz misafir olan bir başkası için savunma aldıklarını gördü.

Muhafız peşlerine takılıp " Pelerinli biri mavi renginde" dedi Alex o anda durmuştu.

" sen onu tanıyor musun kızım "

" hayır tanımıyorum beyaz adada onu sık sık cadının ve kara lordun adamlarıyla takıldığını görürüz biz ona casus diyeliz isterseniz sizinle birlikte savaşalım"

" bir kişi bize ne yapar ki " sarayın bahçesinde durdular. Alakonun sırtını atlayıp bir muhafız görevlendirdi Ahter.

" Kara lordun geldiği yere gitmemelisin oranın halini bilmiyorsun o gittiğinde ne oldu bilinmiyor bir sonraki durağın dostunun kardeşimin ait olduğu çalışma odası olmalı "

" orası neresi ki "

" muhafız seni sizin dediğiniz yaptığınız gibi kapıdan geçirecek. Bize nerede olduğunu söylemedi bizi hiç o yere götürmedi en iyi kardeşim yolu hatırlayınca söyler. Işıklı günler dilerim "

Alex ışıklı günler ne demek olduğunu anlamamıştı ama muhafızı takip ederek geçit kapısına kadar eşlik ettikten sonra davetsiz gelen misafiri kovmaya gitti.

Alex son kez arkasını bakarak geçitten geçmişti.

Neden kara lordun inine girmediğini merak etmişti. Lord Ather neden girmemek daha iyi demişti. Tehlikeli olduğu için miydi ya da o da bir şey sakladığı için mi ama en çok merak ettiği şey ikiz lordlara ne olduğu ve kara lordun doğduğu yeri.

 

 

Beyaz adada durumlar karışmıştı. Cadı, adamlarını adanın her yerinde o adamı bulmaları için yollamıştı. Şimdi ise büyük sorunu olan melezi buraya geleceğini öğrenmişti. Cadının ağzından ne için böyle bir şey yapacağını anlamaya çalışmıştı.

Neden yapıyor yoksa ajanın varlığından mı şüpheleniyor ama nasıl demişti. Kimseye çaktırmamıştı neden şimdi olduğu bilgisi yoktu. Direk bir mesaj yollaması gerekecekti. Tüm konuşmalarını netleştirmesi gerekecekti.

Cadı bir an burada olmayan casusu Alex'in yanına yolladığı duyunca nora şaşırdı.

Tekrar kendine gelip oradaki tehlikelerini göze alması gerektiğini hatırlayıp kırık bir gülümsemeyle tüm alacağı bilgileri kavuşmuştu.

Baykuşu çağırdı büyülü mesajı baykuşu çaktırmadan uçurup ikinci anlaşmacını bul ve ilet demişti baykuş duvardan geçerek gökyüzüne süzüldü. Çaktırmadan sırıtmıştı ve eğer Alex'i engel olmayı çalışırsa Alex'e değilde o casusun başına bir şey gelmesini istemişti ki bir an durdu.

İçinden düşündü bizden başka Alvin'in yerini bilmiyordu bu adaya geldiğini sonra Alex'in göreve çıkacağı yine bilen kişiler azdı bir düşünmeyi çalışayım. Bizim yanımızda kim olabilirdi. Babam olamaz o önceden biliyor Alex'in göreve çıkacağı ayrıca ihanet edemezdi gölgelerin hiçbiri ihanet etmez göldaşını* ama nasıl olabilirdi. Alex dedi bir casus olacağını. İyi ki Alvin beyin güvenli yerin adresini vermedi verse yanardık ama kim olabilir. Mavi gölgelerden kim? Bizim yanımızda kim vardı iyice düşündü ama tek bir isim geliyordu ve o olmaması için dua ediyordu.

O olursa Nora ve Alex artık kimseye güvenmez olurdu.

Özellikle Alex için üzüldü. O olduğunu öğrenirse ya da fark edilirse ilk defa öğrendiği hissettiği duyguyu çöpe atıldığını, çok ağır geleceğini biliyordu o yüzden mavi gölgenin o olmamasını ümit etmişti. Hayal kırıklığı yaşamamak için.

Çok derindi bu acı.

 

✴️

 

Baykuş varacağı yere zorluklarla başa ederek ateşin içine düştüğünde Andrea ateşte yanan kağıdı görüp Karl'ı çağırdı.

Karl ne olduğunu sayıklayarak Andreanın yanına gitti. Ateşin içindeki kağıdı yanmayaşını fark edip ne olduğunu anlayıp hızlıca ateşin içindeki kağıdı çıkarıp Noranın yazdığı mesajı okurken gölge Alexi takip ettiğini ve kraliçeden melez kızı ne için getirdiği hakkında bilgi sahibi olmadığını ama içindeki kötü hissi kağıda yazmıştı Nora.

Andrea Nora için üzülürken Alex için endişe duyuyor. Bir o kadar gölgenin oraya nasıl girdiği hakkında fikri yoktu. Alexin oraya zorlukla girdiğini düşünüyor gölgenin eli kolu sallayarak dalması tuhaflarına kaçmıştı iyice.

 

Loading...
0%