@handelendin
|
Alex, Lord Ahter'in sözünü mü dinleyecekti yoksa dinlemeyip kara topraklarları mı basacaktı bilmiyordu. Ama merak ettiği bir şey vardı ikiz lordlara ne olduğuydu yine gölgeyi atlamıştı ve tekrar ve yeniden. Önce benim geçmişimi hatırlamama yardım et ne için geldik buraya Alex gölgenin haklı olduğunu biliyordu ama nasıl gidileceğini bilmeden gölgenin hafızasını mı yoksa diğer lordların ne olduğu konusunda bilgi edinmek istiyordu. Yok olan ikiz doğa lordlarının başına ne geldiğini ama en çok şu yasağın ne olduğu hakkında bilgi sahibi olmayı istediği için ikiz lordları ve kara toprakları en son gitme kararı almıştı ve önünde upuzun bir yol vardı. Haritaya açtı işaretlediği yere bakış attı " Acaba senin geldiğin yer olabilir mi. Geldiğimiz yer bizim asıl yuvamız olur " demişti Alex. " eğer doğru yola gidersek anka kuşu gibi uyuyan bir muhafız yok gölgelerde saklanan bir baykuş olacak belki o doğru yolu gösterir " Gölge gülümsedi. Alex sıkılmamak için alakon ile sohbet etmişti ki telsizden ses gelince elini alıp açtı " Evet konuşsun. " diye emretti. " Alex Nora'dan kötü haberler geliyor." Alex oraya Norayı sokmak iyi fikir diye düşündü Nora korkusuz şekilde görevini yerine getirmişti ve devam ediyordu. " evet duralım kötü haberi !" " iki kötü haber var birincisi mavi gölge seni takip ediyor " bunu biliyordu ışık kentinin muhafızları mavi pelerinli gölgenin zorluk çıkardığını. " ikincisi mavi gölge yine yapacağını yaptı ama nasıl bildiği muamma " Alex ne olduğunu çatlatmadan söyle dedi. Karl " Saraya ajan gönderdiğimizi söylemiş ki kraliçeden melez bir meleği buraya ajanı bulması emri vermiş" Lanet okudu. Mavi gölgeyi eline geçirirse yapacağı ilk iş sürgüne yollamak olacaktı bunu kafasına koymuştu bile. Sinirlerini hakim oldu telsizi parçalamamak için derin derin nefesler alıp sakinleşti. " ne zaman geleceğini söyledin mi Nora " " hayır ama bir tahminin varsa 2 gün süresi var adaya uçmasına " " neden melezi buraya getiriyor ki zindanda çıkmayanları da mı yapacak " " bence değil melez , geçmişi ve kim olduğunu anlayan bir gücü olduğunu duydum oradaki arkadaştan " " yani iki gün sürem var oraya gelip onlara kurtarmam için, bunu bilerek onlardan yardım istedim ben " dedi. Alex kötü haberleri duydukça sinirlendi. ' Başka haberler var mı oradan, karargahtan durum ne, buldular mı peki " Alex'in kulakları daha ne kadar kötü haberi duyacak merak etmiyordu ama iyi haberi duyunca tam iyi haber olup olmadığı kestiremedi. Her yer gölgesizler kaynayan bir adada bir türlü aradıkları adamın varlığını hissedip alamamışlar bunu sevinmesi gerekiyordu ama hala nora için endişeden sevinemedi. Birde başlarına o melek olayı çıktı melez olan. Alex daha kötüsüne düşünüp adaya geldiğinde ya da burada karşılaşacağı mavi gölge için kendini hazırladı. Telsizi kapatıp yoluna baktı, sakinleşmek için bir yerde durup attan inerek kimsecik olmayan boşlukta ağzına yakışmayacak laflar edip kahrolası düşmanların canını okuyacağını ant içerek kılıcı kınından çekip hıncını karşıdaki ağacı kestirip uzaktan mesafe ile ağacı ikiye ayrılmıştı kılıcın son ışığı sönmüştü bu yüzden daha da çok sinirlendirdi Alex'i. Kınına geri sokup derin nefes alarak Alakon'un yanına yürüdü, eyerin üstüne binip yürüttü. Alex uzun uzun patikada ilerledi. Pusulayı baktı bir yanda da haritayı bakıyor yolun neresine kadar ya da ne kadar kaldığını hesaplamaya çalıştı. " Gölge, baykuşu nasıl göreceğiz peki ya da sen yolu nasıl hatırlayacaksın?" Alex en çok nasıl kütüphaneye uluşacaklarına merak etti. Tamam harita ve pusulaya bakarak ilerledi, bundan sonra planı ne olacaktı. Alakon düz yolda ilerlemeye devam ederken Alex yanında getirdiği kitabın işaretlediği sayfaya açarak baykuşun neye ve nasıl bulacağı hakkında kafasında bin türlü soruyla kitaba bakarak ilerledi. " Gölge sen hissediyor musun baykuşu " dedi uzun bir yoldan ilerlediler ağaçlık dağlık olan bir patikada düz ilerledi Alex. Hiçliğe doğru yol aldı.
Sonunda gölge yaklaştığını belli eden bir his doğdu sanki baykuşla iletişime kurmuştu. Alex sonunda o kadar yolu gelmelerinin bir amacı varmış gibi hissetti. Gölge Alex'e " benle iletişime geçti benim iznimi aldı bir bağ kurdu benle " " ne dedi neredeymiş orman " " bir bilmece söyledi bana ya da bir geçit olduğunu " demişti gölge Alex'e. Alex geçit ve bilmece ikilisini anlam vermeyi çalıştı bunlardan hangisi ormana girişi açacaktı. ' Gölgelerin yayıldığı bir vakit yıldızların aydınlattığı yolda ilerle orada baykuşu takip et ' Alex düşündü bilmece bir geçidin yolunu tarif ediyorsa yaklaştığı anlamında geliyordu. " gölgelerin yayıldığı vakit ne olabileceği bilmiyorum ama yıldızlar akşamdan başlar sabaha kadar bekler baykuş bir gece hayvanı o zaman burada biraz dinlenelim gece yola devam ederiz " Alex attan inip boşluğa çadırını kurup alakonu susuzluğunu giderdi sonra kendi susuzluğunu giderip sandviç ve elma çıkarıp sandviçi kendine alıp elmaları Alakon'un önüne bırakıp açlığını doyurdu. Gölge Alex ile konuşmaya başladı ' şu mavi gölgenin casus olduğunu biliyoruz da nasıl öğrenmiş olabilir cadıya ajanı yerleştirdiğini ya da seni lordların anıtına gideceğini biliyor ' " bende anlamıyorum aramızda bir hain olduğunu biliyorum " ' Alex şimdi dostunu kötülemek istemiyorum ama Mike olabilir mi hep yanınızdaydı hatta bir kere şu karargah bulma meselesinde cadıya söylediğinde bulamayınca ne yaptığını biliyorsunuz. Mike hiç yatmadı hep dikildi koltukta acaba o olabilir mi cadının cezalandığı casus ' Alex gölgenin saçmaladığını düşünmüştü. O olamazdı tamam bir süre gün yanında olabilirdi şimdi ama geçen süre hep ormanda prensesin yanında duran kimdi diye düşündü. Bu düşünceyi kafasından atıp içi rahat olamıyordu. Karl bile onu tanıdık geldiğini yani pelerini tanıdık geldiğini söylemişti bir an onu hatırladı. O olmaması için dua etti içinden, biraz kestirmek için çadırın içine girdi hava soğuktu. Gözlerini kapattığında kalbi de gözünde Mikeyı uzak değilde yakınında varlığında hissetmesi gibi tuhaf gelmişti. O kadar mavi gölgenin o olmamasını umarak gözlerini kapatmıştı. Bir süre çadırın altında akşama kadar uykusunu almıştı. Dışarıdan küçük baykuş 'hu hu ' diye konuşarak çadırın olduğu yere konmuştu. Etrafı incelemişti. Gölgenin izini arayıp çadıra kadar kendini sokmuştu. Alex'i fark etti ve kalbin içinde yatan gölgeyle laneti görüp uyandırdı. Gagasıyla sürtündü baykuş. Alex diğer tarafını döndü, baykuş pes etmeyip diğer tarafa giderek bu sefer gölgeye mesaj yolladığında. Gölge Alex'e vakti geldiğini söylediği anda yattığı yerden fırladı. Baykuşa dönüp başını okşayıp çadırın içinden çıkıp kollarını açarak baykuşun çıkmasını bekleyerek çadırı kaldırdı, çantaya koyup atının eyerine bağlayıp alakonu uyandırdı. " hadi gidiyoruz dostum baykuşu izleyeceğiz yıldızlar aydınlattı yolu bize kapıya göstermeye " demişti Alakonun eyerinin üstüne oturup üzengiye basıp bir kez vurup dizgini tuttu. Baykuş sağa doğru uçtu Alex dizgini sağa doğru çekip Alakonu sağa yöneltti ve yürüttü. " Vakti gelmişti artık değil mi ortak bir lordsun ama hakkında ne olup bittiğini öğrenme fırsatın elinde keşke bende geçmişi öğrenseydim " diyerek iç çekti. Gölge ' Yakında ilk adamı atacaksın gibi geliyor ' demişti çok emin konuşmuştu. " Bu kadar emin olma sebebin ne gölge " demişti Alex baykuşta bir gözü. Baykuş hafif sağa süzüldü Alex dizgini hafif sağa çekip yürüttü. ' İçimdeki sese kulak verdim ' Alex gölgenin içindeki sesini merak etmişti. Gölge kendisinin içindeki ses ise gölgenin içindeki ses ney ve nasıl bir şey olacağını dair şüpheleri vardı. Baykuş nereye Alex o yöne yürüttü en sonunda bir boşluğa yürü- boşluk mu kafası almıyor nerede bu kapı ya da orman boşluk arazi gibi bir yerde durdurdu baykuş. Baykuş kapının önünde durdu. Alex'e kapı gibi görünmeyen boşlukta yani. Küçük gibi görünen baykuş büyük formuna geri girmişti. " Kapı muhafızı gölge baykuşu boyut değiştirme özelliği tabi ya görmüştüm " baykuş kanatlarını ikiye açarak kanatların arasında olan geçidi onları açmıştı. Alex ilk başta şaşırdı neden orada büyümediğini belki burası baykuşun yuvası olma olasılığını düşünerek kanatlara doğru yürüttü. Mavi gölge kanatları kapanmadan Alexin arkasından içeriye girdi.
Beyaz adanın eski beyaz sarayında olaylar karışmıştı. Kraliçeden istenen melez meleği adaya getirttirdi cadı. Mavi gölge cadıya tüm öğrendiklerini gitmeden önce anlatmıştı. Tüm planlarını ve saraya yerleştirmiş casusun ama kimliğini söylememişti. Cadı ajanın kimliğini öğrenmek için meleği yanına istedi. Nora başına geleceklerini önceden fark etmişti eğer mesajı yakalarsa cadı diye ikinci yardım mesajı hazırda bekletti. Cadı ilkini ilgilenirken diğeri Karl' a gidecekti yardım mesajı ve ne olup bittiği ilgili. Melez Melek cadıyla birlikte mahzene esirlerin yanına indiler. " Ben neden buraya geldim cadı " demişti cadı her zaman sevecen ve tatlı ifadelerle melezi yardım etmesini sağlayacaktı. " Aramıza bir ajan koymuşlar belki bu ajan hedefimizi yaklaştırır " Soytarı arkada melezle cadının konuşmasını izledi. Cadı melezi kaçak olup ajan olarak giren Nora'nın karşısına getirdi. Gölgesizlerden kapıyı açmasını emretti. Gölgesiz kapıyı açtığı sıra tam o sırada Nora mesajı yollarken yakalandı. Cadı ajanı bulmuş gibi örtünün altında gözlerini kıstı. " gel meleğim bu kızın anılarına bak kim olduğunu söyle bize " demişti cadı. Melek melez, Nora'nın önüne gelip karşısına oturup bileğini uzatması istemişti " Üzgünüm ama zorluyorlar " mırıldanarak söyledi Melek melez. Nora bileğini uzattı, melez bir şeyler gördü anlaşmaları hatta kızıl gölgeyi ilk defa görüyordu onla dostluğu kim olduğu ve halkını. Geri çekildi. Nora söyleme bozma bu oyunu der gibi bakmıştı, melez bir şeyler söylememek için yalana başvurdu. O da istemedi. Aynı şeyleri söyledi. Cadı ikisinin arasındaki iletişimi fark etti. Melezin bileğini tutup işkence ettiği yeri gösterdi ona tercih yapmasını söyledi. Melez yutkundu. Nora'ya bakış atıp beni anla der gibi baktıktan sonra anlattı. Cadı kim olduğu ve orman ile anlaşmadan bahsetti. " Douglas gölgesizleri ormana gönder kralı buraya getirmelerini söyle oradan hiçbir kuş çıkmasın anlaşıldı mı " Nora görevini yerine getirmişti kısa sürse de. Diğer mesajı arkasından gönderip kanunsuzlara yolladı. Gerisini onlara bıraktı, babası için endişeleniyordu.
Gölgesizler geçitten geçip gölge ormanın içine korku sarmıştı. Tüm gölgeler kenarları koşturdu. İki gölgesiz geçidin önünde nöbet tuttu diğerleri ise cadının dediği emre yerine getirdi kralın ağacını girip yasağa uymadıklarını söyledi hatta prensesin elinde olduğunu söyleyerek kralın bileklerine ip bağladılar. Ağaçtan çıkan gölgesizlerle birlikte kral, halkına " sorun yok geçecek bunlar " demişti güven vermişti. Norayı ne ala buldular ajanı o olduğunu derken Alex'in dediğine geldi casus olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştı.
Cadı prensesin saçını tutup " kendi haline dönün prensesim " demişti daha fazla bu şiddeti dayanamadı. " Eğer yasağa ve anlaşmayı uyup kızılın sözünü dinlemeseydin başınıza bunlar gelemeyecekti bak yakında baban burada seni yalnız bırakmayacak. " Nora kırık bir gülümsemeyle cevap verdi " Bir şey unuttun gölgeler birbirine sırt çevirmezler cadı kızıl gölge dostum olur bize söz verdi bizi kurtaracak. " " şu an nerede dur tahmin edeyim bir ajanım kanunsuzlardan biri anıtlara gittiğini söyledi sanırım o kişi kızıl gölge olmalı. " Nora şoka uğradı. Cadının nasıl haberi olabilir. Bunu onlardan başka kim bilebilirdi. Cadı tekrar güldü " sizi kurtaramaz çünkü casusum onu orada engel olacak onu orada öldürecek" Nora'nın gözleri korkuyla açıldı. Arkada gelen babasını fark etti. Kral kızının saçını tuttuğu elini görüp çekmesini emretti. Cadı güldü ve çekti sırf kral istediği için değil işi olduğu için çekmişti.
Kralı prensesin yanına hapsetti. " Anlaşma sizin bu yaptığınız şeyle feshedildi cadı " Cadı kahkaha attı " Hayır gölge kralı kızın sayesinde anlaşma çoktan bozuldu " Kral prensese göz iletişimi ile mesajı yollayıp yollamadığını emin oldu.
Sığınağa gelen mesaj ile dona kalan Karl, yutkundu. Andrea ne olduğunu sorar. Karl Alex'in sinirleneceği şeyi söyleyerek Andrea'ya durumu açıkladığında Andrea dizlerinin üstüne çöktü. Andrea yıkıldı. Çok sevmişti. Karl Andrea'yı kaldırdı oturttu sandalyeyi kızdan su istemişti. Kız suyu uzatıp durumu duyduğu kadar bilerek " Keşke ben gitseydim şüphe çekmeden yapardım " " senin suçun yok ama gölgelerin içinde gölge prensesin orada olduğunu söyledi o mavi gölge şimdi Alex'in peşinde " " ne yapacağız peki Karl. Alex'i mi çağırsak" " çağıracağız ama o işini halledir halletmez bu olacak " dedi Karl.

Alex baykuşun kanatların arasından geçmişti ki gördüğü bir ormandı sadece sırf bir orman diye düşünerek atıyla karşıda duran büyük yapıya doğru atıyla ilerledi. Gölge Alex'i ağaçlardan süzülerek takip etmişti. Alex attan inerek kulübe evine doğru koşup kapıyı tıklattı kimse var mı diye yani yardımcıları var mı diye tıklanmıştı. İçerden ses gelmeyince Alex'ten günah gitti. Kapıyı gücüyle çekerek açtı. Hiç böyle bir tasarımı görmemişti hayatında. Dışı sıradan bir kulübe ev görüntüsü bile olsa içi büyülü bir ortam gibi görünüyordu Alex'in gözünde. " Bu nasıl bir kütüphane ya da çalışma odası bir adım atarsam düşecekmiş gibi hissetmek elde değil " demişti. Alakonu dışarıda bıraktı. Alex bir adım attı yer çekimi sıfırdı, uçma garantili. " Gölge süzülerek gider değil mi o yüzden böyle yüksekte bir çalışma odan var " Gölge omuz silkti. Hiçbir şey hatırlamıyordu derken burada yaşanan şeyler hafızasına geldi. Yaşadığı huzuru ve kardeşleri tarafında olan tüm tartışmaları kafasına ağrı ve acı gibi saplandı. Gölge kaybolma anını anımsadı, ne olup ta kaybolduğunu bilmiyordu ama bir defter tuttuğunu anılarını o deftere yazdığını hatırladı. " Defter bulmalısın Alex. Bilmiyorum ama içimdeki ses o defter bana her şeyi hatırlatacak" demişti gölge.
Alex, gölgenin içindeki sese merak etmişti. Çok bilen ses peki defterin neye benzediğini biliyor muydu peki.
Bir adım attı ve ayakları yere basmadı. Gölge olarak süzüldü rafların yanına, mavi gölge çaktırmadan etrafa bakındı belki o defteri eline geçirirse cadı sevinecekti.
Alex tek tek lafları baktı ama öyle bir defterden iz yoktu. Gölgeye sordu hissediyor mu diye henüz bir şey hissetmediğini söylemişti.
Alex raflara bakındı, eline tozlu kitaplara alarak üfleyerek üstünde yazılan gölge diliyle okumaya çalıştı " baya çok meraklı biriymişsin gölge,"
' Daha kim olduğumu bilmiyorum bana ne diyorsun anlamıyorum' demişti gölge, Alex tabi tabi gözüyle ona bakış attı içinden, çalışma masasında gezindi orada da bir şey bulamayınca pes edecekti ki gölge, defterin varlığını hissetti. Hep olmadık anlarda bir şey hissetmesi var ya Alexi çıldıracaktı ki bu güzel haberi duyduğunda sakinliğini takındı.
" Nerede peki bu defter" diye sormuştu Alex, mavi gölge o defteri alex'ten önce almayı düşündü.
Gölgenin hislerini güvenen Alex, nerede çok basıyorsa o yöne doğru gölgenin ağzından çıkan tarafa yönelmişti ki dolap çıkana kadar ' hissediyorum bu dolabın arkasında bir yerde.'
" Sana güveniyorum ama çok saçma değil mi gizli dolap arkası kim defteri saklar ki" demişti herhangi bir kitabı eline ala ala açmayı çalıştı dolabı ama olmayınca pes edecekti ki yine pes etme hissiyle arkasını döndüğünde ki o olay yaşanır- gözüne anahtar burada diye parlayan kitabı uzattı ve kendine doğru çekmesiyle kapı gözler önünde açılmıştı.
" Gölge lordun müthiş fantastik oda tasarım zevki var." demişti Alex biraz uzakta duran masayı fark etti ve üstünde camdan korumaları kitabı veya defteri fark etti. Masaya doğru adım adım ilerledi ilerledi. Üstünde şu yazıyı okudu " Buraya ancak gölge izinde doğanlar ve lord girebilir dokunabilir" uyarısı yazılmıştı. Alex gölgeyle aynı anda dokunduğunda bir şey olmamıştı, cam gölge lordun izniyle açılmıştı, Alex defteri eline almış kapağını açarak birkaç cümle okuyarak gölgeye hatırlatmayı çalıştı geçmişini.
Alex başlattı gölge lord devam ettirdi sanki dün gibi hatırlıyordu en sonunda " Hatırlıyorum kim olduğumu ne olduğumu ben dört lorddan biri olan gölgeyim ve beni bu duruma sokan kardeşimi çok net hatırlıyorum."
" Bende seni bu hale getiren kim olduğunu merak ediyorum." demişti.
' Alex ben hatıraları mı aldım ama büyük bir olay olacak.'
" Ne olaydan bahsediyorsun Gölge Lordu"
Gölge lordu kim olduğunu söyledi ve içine nasıl bir tehlikeyi hapis tuttuğunu diye.
Alex nasıl dönüşümleri ilgili bir şey yazıyor mu diye günlüğe uzunca bir bakış atmıştı ki gölgenin beden bulmuş halini gördü. Çok incelemiş olabilir ne olup bittiği ve ihanetin sebebini.
Gölge lordu Alex'e beden oluşumu ile ilgili uyarıda bulundu.
" Bir beden anlaşmaca için riskli bir tercih Alex eğer gölge oluşumuna durdurabilirsin kendi bedenimi dönebilirim eğer istemezsen böyle kalırım"
Alex hep tehlikenin içinde yaşadı, bu risk onun için bir hiçti. Gölge lordunun suçlamalarını geri çekmek için tek şansı bu olurdu.
" Bence yapmasak iyi olur çünkü içimdeki o lanetin uyandırmanın ilk zinciri benim bedenimi geri kazanmak oluyor."
" Şu lanet ışık lordunda geçti ağzında senin halkının deli doktorları bilim adamları yüzünden sen çekiyorsun, merak etme umarım onu yenmenin bir yolu vardır"
" Yani istiyorsun" diye emin olmak için sormuştu Alex başıyla onayladı ve gölge lordunun yazdığı o sayfayı açarak Alex'in içinden çıkıp istediği bir organını sunması gerekecekti. Alex başına ne gelecekleri hakkında hiçbir fikri olmadan dövmenin olmadığı tek kolunu gölgeye sundu.
" Bir beden bir organ anlaşmayı sunanı can ver" demişti ve gölge lordu eski bedenine geri döndü. Gölge lordu bir hiçlik gibiydi.
" Beni bu halimle daha çok seveceksin" demişti ki tam oluşumun sırasında kulübe evi yabancı alarmı geçmiş devlerle yıkılmayı başlamıştı. Alex defteri pelerinin içine koyup dolabın arkasından çıkıp kulübe evinden çıkarken koca laflardan biri onun üstüne düşüp yıkıldı.
" Bu ne şimdi sen buraya koruma gibi bir büyü mü yaptın"
" Gizli çalışma odam benim izimden gelen olmasın diye yabancıların dokunmaları için belgelerimi korumak istemiştim"
Alex güldü, eliyle defteri ararken pelerinden düşen defteri karşıda durduğunu fark etti. Mavi gölgeyi fark etti dur bir dakika dediği mavi gölge, gölgeden gelmiyordu yoksa neden alarma geçsin diye düşünmüştü.
Mavi gölge yoksa gözlerini açmış bir gölgesiz olabilir miydi diye şaşırmıştı... Olanları aklına getirdi fark edememesi ya da koruma al anının alarma geçmesi hepsi bir tesadüf olabilir miydi.
-------
Siz bulabildiniz mavi gölgenin kimliğini
Bundan sonra ne olacak başlarına ne gelecekti?
|
0% |