@handelendin
|
Alex çırpınarak çıkmayı çalışırken kitaplığın altında kalan kolunu hissetmiyordu. Mavi gölge çoktan uzaklaşmış olmalıydı. Yetişmesi lazımdı ama yapamıyordu. Kolu acıyla sızladı. Alex dudağını ısırarak kolunu hasar vermemek için gücüyle denemeler yaptı ama olmayınca pes etmişti.
Gölge Lordu Amelius kütüphanede bahsettiği anlaşmayı tekrar denemesinde bahsetti.
" Mavi gölge kaçıyor ne anlaşması ?"
" Eğer bir bedene sahip olursam ben onu engellerim Alex." demişti yarım kaldığı anlaşmayı yıkılmış kitaplıkta devam ettiler. Zaten anlaşma yapacaklardı. Gölge Lordunu yeniden doğması için göz yumdu.
" Bir can bir beden, ben kızıl gölge olarak gölgenin beden bulması için acıyan kolumu veriyorum. " dedi Alex.
Gölge Lordu Amelius " Bir beden bir cana teslim aldım ben Gölge Lordu Amelius, kızıl gölgenin sağ çıkamayan kolunu beden karşılığında anlaşma yapıldı." anlaşma yapılmıştı.
Alex'in sağ çıkamayan acıyan kolu yavaş yavaş gölgeye dönüştü. Gölge lordu Amelius bedeni bedel karşılığında vücut bulmuştu.
Gölge Lordu gölgeden çıkıp Alex'in beden karşılığında verdiği bedeli gölgeye çevirdi koluna demir bir zırhla kaplamıştı. Gölge Lordu gölgesinden çıkıp canlı canlı boşlukta can bulmuş haliyle, ilk baş kısmı oluşmaya başladı.

Yavaşça kara dumanın içinden gölgenin siyahı bir göz, burun, ağız ve bir kulak belirdi. Kara duman saça dönüştü Gölge Lordu gözlerini kapayıp oluşumun diğer kısmını bedeni siyah gölge pelerinin içinden kolları bacakları gövdesi şekil bulmuş haliyle Alex'e baktı.

Gölge Lordu Alex'ten gözlerini çevirip kendini çeki düzen verir. Tamamen kendi bedeninden farklı birini dönüştüğünden kendini başka bir beden ve kişilikte bulduğu için garipser.
Alex'e yardım etmeye gitti, üstündeki kitaplığı çekip kenara fırlattı " Güzel çalışma odamı bozan o gölgeyi "
" Eğer yakalamasan o gölge senin defterini cadıya verir."
Amelius kütüphanesini mi üzülecekti yoksa sakladığı gizli defteri açmanın yolu imkansızdı.
" Defter sadece bende açılır kimse açamaz!"
" Bende açıldı ama, "
" O zaman senin gölgenin içinde izim kalmıştı!"
" O zaman özgürsün, onu buradan çıkmasını engelle!"
" Çıkamaz baykuş kapıyı açmadığı sürece çıkamaz. " demişti.
Alex hatırlamıştı baykuş bir anahtar kapı ancak kapıyı kanatlarını açtığında açılır.
" Doğru ama merak ediyorum gölgenin kim olduğunu? "
Gölge Lordu Alex'i kaldırdı olduğu yerden, Amelius elini bir uzattığında etraf karardı bir gölge bulutu her yeri dalmıştı.
Gölge uzaklaştı ama karanlık bulutu etrafına saldığında kaçacak bir yer bulamadı.
Arkadan izini takip eden Gölge Lordu gölgenin içinden çıkıp defterini tanıyıp gölgenin elinden alıp " teşekkür ederim defterimi bulduğu için " demişti gölgenin içinde gülümsemeyle kayboldu.
Mavi gölge " Sen kimsin? " demişti. Alex gölgeden çıktığında onunla birlikte defteri tutan gölge lordu Amelius gülümsedi.
" Bu soruyu ben soracağım. " demişti kılıcı kınında tuttu çekmek için doğru zamanı bekledi. Alex yavaş yavaş adımlarla mavi gölgenin pelerini açmak için önüne doğru yürüdü.
Mavi gölge kıpırdamadı olduğu yerden dondu. Ayakları gölge boyunun etkisiyle kıpırdamadı. Alex pelerini açmak için zırhlı olan elini kaldırıp pelerini açtığında mavi gölge gözlerini kapatmıştı. Olacakları düşünemedi bile.
Alex pelerinin içinden mavi gölgenin şokunu yaşamıştı. Hiçbir şey anlamak ve duymak istemedi. Tüm deliller ona gösterirken o yapmaz demişti.
Sevdiği güvendiği adam onun hayatının şokunu yaşattı.
" Bunu yapmayacaktın Mike bana bize bunu harbi ki aşkı sevme duygusunu öğrenmişken senden bunu -" Alex çok kötü hissetti, rüya olmasını hala yıkılmış kitaplığın arasında kaldığını görmek istedi, yüzünü görmeyi değil ona bıraktığı hayal kırıklığı değil hatta ihaneti bile değil. Onu sevmeyi yaklaşmıştı yokluğu acı vermişti ama Alex'e yapılan ihaneti unutmayacağı emindi.
Mavi gölge Mike " Yanındaki gölge kim? " diye sormuştu.
Alex konuşmadı onun yerine Amelius gölge lordu yürüdü " Sen bir gölge değilsin, sen kardeşim tarafından yapılan uzun zaman önce benim halkımın yaptığı hatanın aynısısın ama lanete dönüşmedin bile anlam veremiyorum, Douglas seni nasıl gölgeye benzetti. Kurala göre gölgeyi ancak ve ancak lord yapar seni nasıl yarattı?"
Mike Alex'e seslendi hala aynı soruyu sormakta inat etti.
" Ortağım senin ihanetin yüzünden sustu ama ben kendimi tanıtayım bozukluk, ben Gölge Lordu Amelius aslında bir şekilsizim her şekle sokabilecek biriyim diğer gölgeler gibi. Hep dişi kara elf diye bilinir olduğum için Kainat Tanrısı beni öyle kabul etti neyse ben dört lorddan biriyim ve bura benim evim. "
Mike gölge lordun önünde durduğunu idrak edemedi.
Konuşamadı bile eğecekti başını ama izin vermedi. Alex'e baktı Mike duymasını ve gölmesini için ama Alex hala ihanetin şokunu atlatamadı.
Alex'in kolundaki zırhı ilk defa görüyordu bir an durdu " koluna ne oldu Alex ?"
Amelius " Sayende kolunu kaybetti ama merak etme bir bedele bir can verildi ben gölgemden çıkmış eski halime döndüm." dedi.
Alex yutkundu. Şok uzun sürmüştü ama sindirdi. Gözyaşlarını silmişti.
Mike Alex'e baktı ona seslendi, zor olsa da Mike gölge boyunun etkisini kurturmuş Alex'e doğru yürüdü.
O sıra Alex kılıcını çekmiş ona doğrulttu " Bir adım yaklaşma mavi gölge! "
Mike ağzını açtı elini uzattı " Görmezden mi geleceksin beni! "
Alex hala sessizliğini korudu, Mike bir adım yaklaştığında kılıç boğazına değmişti " Beni dinleyecek misin Alex? " diye seslendi. Duymasını istemişti ama Alex sessizdi.
Alex yutkundu çok sert bir cevap vermişti " Seni dinlemek istemiyorum. " dedi.
Mike olduğu yerden konuştu " Açıklamamı neden izin vermiyorsun? " demişti.
Nedeni mi merak ediyor diye kendi kendine sorarak " Benimle çocuk gibi oynadın eğlendin!"
Mike, bunu yapmak istemediğini mecbur bırakıldığını anlattı ama Alex bunu inanmadı. Daha doğrusu gölge lordunun ona bozukluk ve lanet dediğini duydu. Gerçekte o Mike mı diye şüphe duymuştu.
Oyunu son vermesini sağlayacaktı " Artık oyun bitti, aramızda bir şey kalmadı. " demişti çok acı bir sözdü. Her duyguyu yeniden öğrenmişti ama aşkı o ihanetten sonra kimseye aşık olmayacağını yemin etti. Ne kadar salak olduğunu düşünmüştü.
Salağım diye kendini kızıyordu. Gözünün önündeki şeyleri görmediğini inanamadı.
Eğer burada görmeseydi gerçek yüzünü hiçbir zaman öğrenemeyecek olması.
Mike bitmeyeceğini emindi " Hayır, bitmesini istemiyorum."
Mike ile Alex aynı anda geçirdiği güzel günleri hatrına:
" bunlar güzel günlerdi,
bu bir veda,
bundan sonra yollarımız ayrılıyor. Herkes kendi yoluna!" demişti ikisi. Alex kılıcını sokarak arkasını dönmüştü ne yaptıklarını dile dökmek için yapacağı yüz ifadesini görmemek istemiyordu.
Mike ne yaptıklarını biliyordu ama bunların mantıklı açıklaması olduğunu söyleyip Alexi ikna etmeyi çalıştıkça daha da batmıştı. Alex en pis işlerini planlarını teker teker anlatmıştı, Mike gözyaşı döktü, çok acı çekiyordu bu kalbine ok gibi saplanmıştı.
Alex gölge ormanına ne durumda olduğunu merak etmişti gölgeler şu an nasıllar, zarar verilmiş mi diye korkuyordu onlara güven sözü vardı. Eğer öyle birşey olduysa canını verirdi.
" Hiçbir anlam veremiyorum arkadaşlığımız bir yalan mıydı !" diye sormuştu.
Ardına " Gölgelere ihanet edip cadıyla anlaşma yaptın." dedi ama en kötüsü aralarında hain olduğunu bilip ama en yakının hain olduğunu sanma ması, öyle yapmadığını düşünüp aptallığın tutması, derin nefes aldı onun yüzüne söyledi.
" Aramızda bir hain olduğunu biliyordum ama onun sen olacağını düşünemedim." demişti Mike tokat yemiş gibiydi bunu Alex düşünmesi.
Daha beterini söylemişti Alex, kişiliğini sorgulatmıştı, bunu söylerken Alex gözyaşlarını tutamadı, sesi bile bunu söylemeye gitmemişti, parmağıyla gözlerindeki yaşlarını silip burun çektiğinde Mike, Alexin ne kadar canını yandığını farkına vardı.
Alex burnunu çekip dudağını ısırarak söyleme cesareti almıştı " Sen gerçek bir gölge bile değilsin gerçek adın mike bile değildir!" demişti.
Mike hala aynı şeyleri ikna etmeyi bunları yapmaya mecbur bırakıldığını söylemişti.
Mike " Bunu Nora biliyor mu peki?" demişti Noranın haberi yoktu o şimdi düşmanının ininde ne durumda olduğunu tahmin etmek istemiyordu.
" Hayır bilmiyor ve sen bir yere gitmiyorsun benimle birlikte sığınağa geliyorsun Noraya mesaj yazarım o son durumu sana ne olacağını düşünür yapar."
Alex gölge lorduna baktı " Bir kapı açabilir misin Amelius anıtlara giden ve o çölden kısa yolda geçide açılan"
" Gücümü kavuştum sayılır gölge geçidi açabilirim." dedi defterini açıp yazdığı o sayfayı açmıştı hafızası yeni yeni gelmeye başlamıştı. Boşluğa elini uzatıp bir daire çizdi " Gölge boyu süren geçit kapısı bize anıtlığa açılan geçide açıl!" demişti. Gölge boyu uzayıp bir kapı oluşturmuştu ilk Mike geçti arkasından Alex sonrada Amelius geçitten geçip ilerledi.
Kapıyı kapattı anıtlığa gelmişti. O dev mimari masaya dokundu kendi elleriyle buraya ellerini koyduğu anları hatırladı.
" Buraya kraliçe gelmişti benden çocuğuna halefim yapmam için ısrar etti." Alex durdu yoksa bu o gölge lordsa kendisi prenses olabilir miydi diye düşündü. Saçmaladığını düşünmüştü.
" Alex hani sana mağarada abin seni bıraktı demiştim ya,"
Alex evet olarak başını salladı.
" Alex kapıyı böyle açıyoruz bir lord ve halefi açar geçit kapısını bu bir yansıma masası istediğin yere hayal et ve heykelin içinden geç" dedi konuyu değiştirdi.
" Amelius prensesin varlığını hissediyor musun?"
Amelius bu soruyu nasıl cevaplayacağını emin değildi. Prensesin varlığı çok yakından hissediyordu ama anıları kayıp olan Alex'in kafasını karıştırmak istemiyordu.
" Bilmiyorum ortak, hadi buradan çıkalım" dedi atını unuttuğunu hatırladı neyse ki Alakon çok zeki olduğu için arkalarından takip etmişti. Baykuşla birlikte.
Bir yansıma kapısı açıldı beyaz adaya açılan geçidi gördü, kırık heykeli Amelius bir eliyle düzeltti ve kapı açtı.
Alex sığınağa Mike ile geldiği o sıra Violettayla Liana ile aynı anda sığınağın kapısına girdiklerinde korkunç bir sessizlik ölüm sırrını saklamıştı. Alex bu sessizliğin tedirginliğin ne olduğunu çözemedi.
" Ne oldu böyle size" diye sormuştu herkes Alex'in koluna göz dikmişti. Bu konu sonra deyip bu sessizliğin anlatmak istediği ne diye sormuştu.
Birbirine bakan Karl ile Andrea sonunda bombayı patlatan Karl olmuştu " Telsiz çekmiyordu orada herhalde bu arada arkadaki kim?"
Gölge lordu Amelius öne çıkıp " Gölge Lorduyum,Amelius diyebilirsiniz ortağın ekibi."
Karl ve Andrea. Violetta ile Liana diz çöküp selamladı.
" Kalkın sadık hizmetkarlar ve durumu ne olduğunu açıklayın!" demişti.
Alex Liana'nın yanında getirdiği adamı sordu " Çok zor uğraşlarla bulduk baya kendisi kralın yerini biliyor ayrıca tacın nereye saklandığını!" demişti.
Güzel haberleri duymayı seviyordu
Daha da güzel haberleri beklemişti Alex, Andrea kötü haberi vermeden çırağından aldığı bilgiyi söyledi.
" Alex Stefanı orada bırakmam iyi olmuş, telsizden haber getirdi. Karga bozuntusunun kullandığı o sıvıyı ne için kullandığını biliyoruz ama stefan maskesiz halini görmüştü, bana anlatırken tırsarak anlattığına göre yüzü yokmuş gibi demişti gözleri ve ağzı var derisi soyulmuş olduğunu altına çizerek söyledi"
" Yani olay ne sıvının amacı ne?"
Violetta gitmeden önce annesiyle konuştuğunu ekip arkadaşlarını söyledi " Annemle konuştum o tür sıvıyı alan birini olduğunu söylemişti şifa dükkanında ona benzer birini geldiği ayrıca o sıvı yenileme gibi bir nevi gözü tazelemek için iyi geldiğini söylemişti"
Andrea anlatmaya devam etti " Kargaların gözü gibi düşmanın gözü de aynen onun gibiymiş maske kapattığı için öyle görünmeye sebep oluyor."
Alex güzel haberleri duydukça sevinirken Karl daha fazla tutamadı kötü haberi " Alex telsiz çekmediği için haberin yok ama gölge kral ile Gölge Prensesi Nora şu an cadının elinde," demişti Alex bir şoka daha uğradı.
Andrea ilk defa Karl'a kötü kötü bakıp zamanı mı diye söyleyince, söylemese duramayacağını söylemişti.
Gölge lordu Amelius " Alex ortağım iyi misin, ajanı kim olduğunu casusu yani onlara söylemeyecek misin?"
Alex yüzüne bir soğuk şok yedikten sonra yutkunup Mikeyı öne çekti oturttu kolları ve bacakları bağlı şekilde koltuğa, omzundan tutarak sıkıca kırılacak düzeyde sıkarak sıkmıştı. Mike acıdan inledi.
" Bu dostum sandığım bozuntu aslında hainin kendisi olduğunu çok net, gölge kütüphanesinde beni öldürmeye kalkıştığını ve defteri elinden alırken kim olduğumu bakarken pelerinin içinden ilk şokumu yemiş olduğum kişiymiş. Mavi gölge Mike, bir gölge bozukluğu!" dediğinde sığınaktaki herkes ağzı açık kalmıştı.
Alex devam etti konuşmaya " Her planımızı bu arkadaş anlattı ve daha bir düşmanı tanımışken cadının yanına teslim olmaya gideceğim." sözünün arkasından herkes hayır gidemezsin diye haykırışları kulaklarını çınlattı.
" Gitme sebebim onlara söz verdim can güvenliği için kendimi feda edeceğimi öyle anlaşma yapmıştım hem gölgeler birbirine sırt çevirmezler biri hariç!" demişti Alex mike yan gözle bakarken.
" Tamam o zaman prensese haber ver Alex!" dedi Liana.
Alex küfür etmek istiyordu daha cadıyı indirmeyi başaramadan başlarına bunun gelmesi hiç olmadı.
Liana " Alex plan devam etsin birimiz kuzeyde uzunca süre kalsın kralı bulma işi senin çıkışında yapalım kralı düşmandan temizlenmiş bir ada bırakalım"
Alex Liana'ya gülümsedi ve onaylamıştı " Tamam parşömen kağıdı verin bana mesaj yazacağım." demişti.
" Vio o iksirin zehri var mı yani değiştirirsek gözleri kör olur mu?" demişti Alex.
" Olabilir ama onu buradan buraya getirmek zahmetli olacak Alex."
Andreaya baktı başka bilgilerinin varlığını seziyordu çoğu tahminden ibaret.
" O yaratıkları gelirsek onları zehirleme gibi bir yöntem varsa kolları ve bacakları çalışmaz." dedi Andrea yine zekici bir yöntemle gelmişti.
Violetta başlarına sallayarak " Zehiri ben yaparım ama batı bölgesi saklanarak buraya uğraşması gerekecek." dedi. Onu nasıl halledeceklerini düşünmediler.
Alex parşömen kağıdını eline alıp mürekkep ile sihirli mesajı yazmıştı üstte çok açık şekilde onları bırakmasını söylemiş beni al yazmıştı karışık harf sistemi yazmıştı Cadı mesajı bulamasın diye mesajı karıştırmıştı ama alttaki mesaj çok açıktı. Harfleri karıştırarak yazıp son kez bakmıştı altta yatan kelime ise onlara beklediği biri olduğu. Alex yan gözle Mike bakış attı.
Mike duygulu gözlerle Alexi seyretti, Alex bakışlarını Mikeden çekip bakmadan " Nora senin casus olduğunu tahmin etmiş olabilir ama o da benim gibi olmadığını hayal etmiş olabilir.Nora benim duygularımı farkında ben hayal kırıklığına uğrarım diye endişe ediyor." dedi bir gölge baykuşu yarattı ve dışarıya sarıp bunu Nora'ya iletilmesini söyledi.
" Peki ne zaman gitmeyi teslim olmayı düşünüyorsun bizde ona göre hazırlık yaparız!"
" Siz hazırlığınızı yapın, Amelius artık benden ayrısın o yüzden," dedi kılıcı Ameliusa uzatıp " Bu sende kalsın ayrı olsak da bağımız var vakti gelince verirsin bana, bana buna benzer sahte kılıç verin cadı elbette kılıcımın yokluğunu anlamayacak, hep kılıçla gezdiğimi biliyor." dedi Alex.
Gölge Lordu gölgeyi alıp gölgesinde kopyalayıp kopyasını Alex'e verir.
" Ben biraz onlarla oynayacağım tabi kötü bir oyun olacak ama size vakit kazandırmış olacağım, Andrea sen batıya git orada kal Liana kuzeye git doğu bölgesi adada ayrı olduğu için cadı oraya karışamaz ama ne olur ne olmaz diye. kuzeyde baya incele nasıl bir düşman olduğunu araştır. Büyük ihtimal cadı iletişimi bozacak ama Amelius gölgemle iletişim kurabiliyor bana o bilgileri aktaracak."
Liana ve Andrea başlarını sallamıştı, Alex bugünlük paydos yapmıştı kafası yoğun ve ağır şokla yorulduğu için kendi yatağına döndü.
Liana şifa defterini açarak bu sürecin hızlanması bir yandan sevinirken bir yandan sevinemedi çünkü elindeki tüm vakti ve kozu değiştiren bir unsurla karşılaştığı için.
Andrea gitmek bile istemeyeceği batı bölgesinde tüylerini ürperten karga bozuntusuyla tekrar bir araya geleceği için mutsuzdu.
Karl ise haini bakış atıp durdu " Senin pelerini bir yerden tanıdık geldiğini farkındaydım ama Alex her gölgenin rengi aynı deyince sustum ama sonunda kendi yüzünü pis yüzünü gösterdin ya bir tokat yapıştırmak istiyorum, kim ne derse desin haini tokat atmak bir suç değildir" demişti ve elini yumruk yapıp yüzüne vuracaktı ki kendini tuttu.
" Senin sonunu, Ne alex ne ben getirebiliriz Gölge Kralı buraya geldiğinde o emri vermeli!" dedi " Gölge işaretini bileğinden silmeli ki gölgeden sayılma diye." diye devam ettirdi. Boşta kalan yumruğunu duvara vurduğunda sığınak sallandı.
" Kendini şanslı say bozukluk sana yumruk atmadığım için yoksa daha da bozulursun" demişti yatağa gitmişti. Misafir için yer yatağa açan Liana Karl'ın odasından çıkıp Mike ile göz gelip bakışlarını çekti.
Cadı Nora ile kralın önünde beklemişti. Baykuşun sesini duyduğunda baykuşu alması için Noraya bakış attı.
Baykuş noranın eline mesajı konup kayboldu.
" Ne yazıyor oku prenses!" demişti cadı.
Nora mesajı okumuş altta yatan gizli mesaj stilini anlamıştı.
Nora Alex'in yazdığını buraya geldiğini hemencik anlamıştı ve cadının verdiği soruyu cevapladı mesajı onlara iletti seve seve.
" mesajı yazan kızıl gölge ve teslim olacağını bize bırakmanız karşılığında. " dedi Nora. Kral neden kızını gülerek söylediğini anlamayı çalışmıştı ki göz temasıyla olanı anlattı.
Kral içinden demek haini bulmuş demişti.
Cadı gizli mesaj var mı diye kağıda bakmak istemişti ama karışık random harfler yazmıştı Alex ve cadı hiçbir şey anlamamıştı.
" Sonunda soytarının sesi kesilecek ve ona istediği daveti vereceğim. " deyip " Çatı katını ayarlayın özel odası " diye ayrımcılık yapmıştı.
Nora Alex için hiç üzülmüyordu çünkü Alex buraya geldiğinde cadı ve adamlarını kötü son beklediği açıktı. Cadı Alex için kötü kötü planlar yapıyordu ama Alex onların planlarını alt üst etmeye geliyordu, bekleyecek miydi yoksa direk öldürecek mi olduğunu bilmiyordu.
✴️
Alex sabah kalkmış silah değiş tokuşu yapmıştı. Plan belliydi ve bu sefer cadıya haber uçuracak biri ya da bir durum olmadığı için artık işi içten halledecekti. Kolu yok olacaktı çünkü Alex gölge lorddan ayrı hatta kılıçtan ayrılacağı için kolundaki zırh yavaş yavaş kayboldu.
" Yaptığın seni tatmin etti mi beni tanımış vaziyette o kitaplığı üstüme atmayacaktın." demişti Mikeya Alex.
Tüm silahlarını dışarı çıkardı, tek kılıç o da cadı şüpheye düşmesin diye yaptığı bir ilizyondan başka değildi. Gerçek gölge kılıcı lordda saklıydı.
Alex hazırlıklı bir şekilde çıkmıştı, prenses ile kral gelince ayrılma olacaktı.
Sığınaktan çıkmış saray yolunu Liana ile yürümüştü. Liana kapıda bekleyecekti, serbest bırakıldığını görmek istiyordu.
Uzunca yürüdükten sonra demir kapıda durup " Cadıyla takas işi için geldim" dedi iki gölgesiz Alex'i aradılar, ilizyon kılıcı elinden alıp sarayın gelişine kadar kollarından tutarak yürüttüler, istemedi kendi yürümek istemişti ama izin vermeyip cadının önüne atıldı. Bu yaptıkları her şey için onları pişman edecekti.
" Sonunda planlarımı mahveden gölge sensin sanırım mavi gölge işini tam değil yarım yapmış ama olsun bir kolla ne yapabilirsin."
Alex içinden bir çok şey yapabilirim demişti. " Gölgeleri serbest bırak demiştim." diye direltti.
" Onları ormana kadar eşlik edecekler."
" Gölgeler bizimle gelecek cadı beni aldın onları ve halkını özgür bırak"
" Benimle takas yapacak durumda değilsin" dedi gülerek. Alex sen öyle san demişti içinden.
Cadı daha fazla çileyi çekmek istemedi ve onları Alex'in dediği gibi serbest bıraktı.
Nora ve kral saraydan sonunda çıktığında Liana'yı gördü. Gölgesizlerden biri " Siz artık serbestsiniz gidin!" demiş onlardan ayrılmıştı.
Liana yanlarında belirlip kral ile prensesi sığınağa kadar eşlik etti.
" Şu hain kim merak ettim ve neden Mikenin elleri bağlı"
Karl sinirlenmemek için kendini tuttu. Andrea yanına gitti Nora'nın ellerini tutup " Hain o Nora Alex'in kolunu ve planlarımızı hatta senin hayatını riske atan kişi mavi gölge"
" Mavi gölge demeyin artık onu o bozukluk" Gölge Lordu Amelius ortaya çıktığında kral ve prenses lordun önünde eğilip selam vermişti.
" Gölgeler birbirine tanırlar." dedi Amelius. gülümseyerek.
Liana " Alex size bıraktı eğer infaz edilecekse ona söyleyin ama ilk işareti almanız lazım?"
Nora yediği şokla Alex gibi kurtulamadı, çıkamadı.
Biliyordu ama doğru olmaması için dua ederken doğru çıkma olasılığı yüzüne soğuk su yemişti.
--------- Şimdi ne olacak ne yapacaktı ?
Not : Bir beğeni bir yorum altı bir bölüm metodu artık lütfen... Tahminleriniz ne olacak. |
0% |