Yeni Üyelik
33.
Bölüm

✴️27✴️

@handelendin

Cadı, çatı katına çıktı Alex’i uyandırmak için kapıdan sert giriş yapmıştı. Alex istifini bozmadan uykusunu devam etti. Cadı Alex’in takmamazlığından bıkmıştı artık ve kolunu kırbaç yapıp üstüne atacaktı ki Alex kırbacı eliyle tutup gülümseyip elini çekti.

“ Çok kendini önemli ve şanslı sayıyorsun kızıl gölge ama öyle değilsin, bakıyorum soytarı sana iyilik yapmış yemek getirmiş ama yemedin.”

Alex sizden birşey yiyecek kadar düşmemişti onun sizden ne gıda ne de iyilik isteyeceğini sanıyorlarsa onun amacı size zaman kaybettirmek arkadaşlarına zaman kazandırmak için oyalamak.

Cadı ona bir ders vermek istemişti ondan sonra da melekle geçmişini göz atacaktı ama bilmiyordu Alex’in bir geçmişi olsa göremeyeceklerini çünkü Alex küçükken hepsi silinmiş bir anılardı, kimin anılarını gördüğünü bile çözememişti.

“ Aşağıya zindana indirin biraz ders alsın!” dedi gölgesizlere cadı. Alex’i duvara bağladığı zincirlere çözdüler ve aşağı salkan bileklerine bağlı zincirler sarayın içinden yankılandı, tam çözmediler çözerlerse Alex’ten korkmaları gerek ama Alex gücünü şimdi harcamayacak her şeyin bittiği cadının bölgelere koyduğu adamlardan desteğini çekildiği an cadı güçsüz olacağı zamanı beklemişti ve o günler uzakta değildi. Sarayın en alt kata indirdiler, herkesin gözü Alex’in üstündeydi.

Gölgesizler işkence bölümüne kadar kollarından sürükleyip üst demire bağlayıp çekildiler, cadı kötü enerjisiyle Alexin arkasından belirip “ Bana itaat etmeyenler burada kaçanların cezasını bu kızdan nasıl çıkardığımı görün!” demişti.

Alex parmaklıkların arkasında duran kızları fark etti, çaresizliklerini, korkularını davranışlarını ve gözlerinde okumuştu, onları kurtarmanın bir yolu olmalıydı ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Şu cadıdan kurtulma yolları düşünmesi gerekecekti. Birde kara lord olan Douglas olan başsız süvariden ama kara lordu seve seve intikam alacağı kişiyi biliyordu.

Cadı sinsi bir gülüşle kolunu kırbaca dönüştürüp alexin sırtına doğru fırlattı, Alex her kırbaç darbesini içine attı, çığlık atarsa istediği şeyi alacağını düşüncesiyle içine attı bağırma isteğini yuttu. Cadı o zevki almayınca kırbaçların sertliğini vuruşlarını artırdı, sırtı paramparça olmuştu pelerini yırtılmış sırtına kadar o izlerle doldurdu, onu da yetinemeyen cadı tek kolunu kaybettiği için diğerini parçalara ayırmak istedi bileklerine doğru kırbacı yedirdi, ağrıyan yeri ağrıttı, Alex çığlığı ve acısını gözyaşlarını tuttu içinde.

Cadı vurmaktan yoruldu ama Alex acı çekmekten yorulmadı.

“ Meleği buraya getirin ve ne yemek ne de bakım yapın yaraları mikrop kapsın acısını çeke çeke yasağı çiğnemenin cezasını canlı canlı çeksin!” demişti cadı.

Alex’in tek bileğini bağlı zincirin bağlantısını çözdüler, meleği zemin kata getirtti, Alex gücünü bilincini kaybetmemeyi çalıştı.

Melek, cadının Alexe yaptığı zülmü gördükçe korkuları yerine gelmişti. Gözlerini baktığında acı neymiş ki bakışları içinde saklanmış o öfkeyi gördü.

Melek Alex’in hizasına çöküp ondan özür diledi ilk önce, Alex meleğe duyabilecek bir tonda kısık sesle bir şeyler mırıldandı ‘ gelecekte ne gördüysen yansıt gerçekten uzak olacak şekilde ama bazı şeyleri söyle ki kara lord ondan korksun’ demişti.

Melek şaşırmıştı bu teklifi duyunca ‘ tamam ama beni buradan onlardan çıkar kurtar.’ diye yalvardı.

‘ Kurtaracağım buradaki herkesi ve adada olanları hatta sen bile dahilsin.’ onayı olan Melek Alex’in dediği şeyi yapmaya özen göstererek Alex’in alnına kendi alnını elini koyduğunda Alex tekrar vizyon görmüştü ama meleğin işini yapması için sabretmeyi çalıştı.

O vizyon diğer gördüğü anılardan daha korkuncu, mağarada olduğunu ve silicilerin onun anılarının sildiğini fark etti. Kendisini görmüştü nereden biliyordu çünkü o mağara ona tanıdık gelmişti ve gölgeyle konuştuğu mağaraydı. İlk defa kendisi hakkında bir vizyon gördü acı çekerek.

Melek tüm olanları görmüştü şahit olmuştu, çektiği acıların çoğu melek kendisi de çekti.

Uzaklaştı, gördüğü şeylerin sindirmesi gerekiyordu bir yandan cadının isteğini vermesini.

“ Ne gördün kızıl gölgede,” demişti.

“ Geçmişi yok cadı ama gelecekte bazı anları şahit oldum.”

“ Nasıl geçmişi yok melek beni kandırmıyorsun değil mi?”

Melek cadıyı sakinleşmesini bekleyip konuştu “ Gerçekten geçmişi yok sanki silinmiş cadı ama gelecekte birini gördüm - Alexin dediğini söylediğini söyleyecekti - bu kara lordu biraz üzecek hatta korkutacak.” demişti.

“ Ne demeyi çalışıyorsun melek beni hiçkimse korkutamaz.” demişti kendinden bu kadar emin şekilde, alex konuşmaları duyuyor ve sırıtmış şekilde kara lorda bakış atmıştı.

“ Duyacak olduğun şey bile mi ?“ demişti meleğe söylemesi için onay vermişti Alex.

“ Kara lordun korkacağı biri her şeyi hatırlayan bir lord kendi formunda, gölge lordu Amelius!” lafı geçmişti cadı o lord ne yapabilir derken Kara lordun ne hissettiğini göremeseler ama bu sessizlik onun korktuğunun belirtisi.

Cadı sessizliği bozup Alex’i çatı katına çıkartmalarını emretti. Çatı katına bir kolunu tutan gölgesizlerin elinde sürüklenerek çıkarken Alex, Kara lord ve cadının tartışma seslerinin duydukça kaosu kampta çıkardığı gibi bu sarayın içinde çıkartarak oyalama işini başlattı.

 

 

Cadı sinirden köpürdü. Kara lord olan Douglasa hesap sormuştu. Verileceği hesabı neden o ismi duyunca sessiz kaldığını.

Douglas yutkundu cadının sinirini geçmesini bekledi sonda geçmişin bir kısmını anlattı. Özellikle böyle yaptı ki gölge lordu suçlu olarak görsün diye kendisini yaptıklarını anlatmadı bile.

" o zaman neden senden intikam alsın ki benden bir şey saklıyorsun kara lord? "

Douglas " Yok cadı senden ne saklayacağım ki, " birçok şey saklıyor ama cadıyı çaktırmamayı çalıştıkça cadı daha da şüpheleniyordu.

" Bana gerçekleri doğru düzgün anlat douglas! " demişti cadı.

" tamam ben kardeşimi ihanet etmiş gibi gösterdim ablama ve anneme ve lordluktan azat ettiler. " hepsi bu kadar değildi ama cadı bir kısmı bilirse iyi olur düşüncesiyle kısa kesmişti.

" eğer daha fazlası varsa ben onu senden değilde başka birinden duyarsam kötü olur !" demişti yutkundu kara lord.

Duyacağı kişi kendisi olmasını diledi.

" inanamıyorum kardeşinden korkan bir lordsun ayrıca sen bile bile kardeşlerinden ihanet ettin benim yanımda olarak. " dedi devam etti " gölge lordu sana ne yapabilir ki sen ondan üstünsün "

" bana bir çok şey yapabilir bir şey daha var kardeşimin içinde sakladığı bir sır cadı."

Cadı iyice sır bilinen sözleri duymaktan bıkmıştı ama aklına kızıl gölgenin içindeki gölgeyi düşündü sonra da hafızasını silik olduğunu hatırladı.

" Aklıma silik hafızalı bir gölge geliyor. Kraliçe Amelia dediğine göre ablası kızını Gölge Lord ile anlaşma yapıp halefi olarak kabul ettirmiş bu demek ki prenses kızıl gölge olabilir ama emin bile değilim olmayabilir. " diye düşünmüştü.

Douglas" kızıl gölgeyi burada esir tutmaya devam edelim. " diye fikir önerdi.

Cadı öyle yapacaktı ama hala kara lordun ondan sakladığı şeyler olduğunu seziyordu.

    

Alex büyük bir kaosu bu sarayın içinde başlattı ama kısa sürmesini kötüye yorumlamadı çünkü asıl kaosu yaklaştıran bu kısa sürmüş olan kıvılcım olacağını emindi.

Alex bileğinin acısı ve sırtının yaranın sızlamasını içini attığında sanki kalbinde bir ağrı hissetti. Hiç yaşamadığı bir ağrıydı sanki bir şey çıkmaya hazırlanıyordu ama engelleri olunca zorlanıp Alex'in kalbini sökülecek gibi olmasına alışık değildi. Gölgelerden öğrendiği yöntemi denedi. Kalbi hissetme hiç yapmayı gerek duymadığı bir şeydi. Mana akışını hissedebilse sorunu ne olacağı dair fikir sahibi olabilirdi. Ağrıyan bileğini kaldırıp kalbinin üstüne elini koydu. Derin derin nefesler alıp verdi ve kalbin çevresinde temiz mana ile farklı bir şey gördü. Kalbin çevresinde dolanan gölgenin renginde bir mana sezdi.

Anlamayı çalıştı o neydi ve şu an Alex'in kalbi içine zorla girmeyi çalışıyordu ama zincirlenmiş olduğunu fark edince rahatlasa mı yoksa rahatlamasa mı bilmediği bir enerji zorladıkça kalbi o kadar rahatsız etmişti.

 

Loading...
0%