Yeni Üyelik
34.
Bölüm

✴️28✴️

@handelendin

Gürültülü şekilde giren cadı Alex'in son halini görüp şunu dedi " Bizi düşürmeyi denedin ama başarısız oldu "

Alex yarı uyanık haliyle gülümsedi " Anlaşılan kara lord sana bazı gerçeklerin yarısını anlatmış ve kural koyduğunuzu söylüyorsun ama mühim kuralı çiğneyen kara lord başınıza ne bela açtığını söylememiş "

Cadı sinirlendi. Alex'in çenesinden tutup gözlerinin içine baktırdı " Ne kuralı bu zavallı kızıl " gölge eki kalkmıştı.

" Kuralı merak ettin " demişti Alex tatmin olmuş şekilde devam etti " Gölgelerin hatta kardeşi olan Ameliusun koyduğu mühim kural, sadece gölge lordu gölgeyi çevirebilir cadı ve kara lord kardeşine ihanet etti- " cadı daha fazla duymak istemedi Alex'in kızıl saçlarından tuttu, diğer eliyle örtüsünü kaldırıp göze bakmasını sağladı.

Alex de işe yaramadı, direnci vardı daha doğrusu içindeki kara enerji onu koruyor gibiydi başka bir kötünün elinde.

" sende işe yaramıyor neden " demişti daha da derine gidince cadı ona gülümseyen bir varlık görüp geri çekildi.

Saçlarını bıraktı kapıdan çıkarken Alex cadıya " Bozukluk yapabilmiş şanslıymış bedeli büyük olduğunu biliyor olmalı " diye alay eder gibi cadıyı gülümseyerek istediğini vermedi.

Cadı " Aç susuz kalacaksın zavallı yaralı kızıl " Alex bu ikinci kez gölge dememesini şaşırmadı. O kutsal ırkı , kokan ağzından duymak istemedi, istemeyecekti.

Alex burada tüm yaşadığı onca iskenceyi önceki yaptığı gibi ödetecekti. Yavaş yavaş içlerinden geçip kanlarını zehiri bırakacak.

 

Cadının şu an kara lorddan hesap soracağı emindi çünkü en büyük korkularının kıvılcımını söylemişti.

 

Cadı çatı katından inerken adamlarına efendilerin çağırmasını emretti. Cadı uyarmıştı benden gizlediğin bir şey var mı diye sormuştu. Kara lord ise hayır demişti. Ama varmış meğer, cadı sinirli haliyle Douglas olan kara lordu bekledi.

" beni mi çağırdın cadı "

Cadı sakinleşmeye çalıştı, sakince arkasını döndü " emin olmak istiyorum kara lord dün söylediğin şeylerden başka sakladığın geçmişin yok değil mi "

" ne diye soruyorsun ki cadı "

" kuşlar beni sakladığın şeyler var mı diye uyardı " dedi.

Douglas kuşların kim olduğunu merak etti.

Sormak istedi ama cadının siniri gözlerinde anlaşıyordu.

" Yok valla cadı söylediğim kadar "

Cadı artık kara lordun söylediği şeyleri inanmıyordu daha fazlası olduğunu seziyordu.

İnanmış gibi yapmayacaktı. Cadıya şaka gibi gelmişti yalanları sinirlendi etrafı yıkıp geçti.

Çatı katına kadar sinirleri duyuldu. Alex bu kaosun sesini çok sevmişti.

" Gerçekler acıtır kara lord ihanetin bedeli kardeşinin elinde olacak " demişti sesli bir şekilde güldü.

" Bana yapılan onca tehdit ve işkence sizin sonunuz olacak "

Alex'in kalbin etrafında dolaşan kötü enerji Alex'in öfkesini içine çekmişti. İlk zincirin kırılmasına az kalmıştı yeni bir rengin doğmasına. Biraz daha öfkeyi ihtiyacı vardı onun.

 

Cadı " Bana şu lanet geçmişini doğru düzgün anlat DOUGLAS " sinirlendi gözler kırmızıya döndü. Douglas korkusunu gizlemedi.

Cadının öfkesini tatma hevesi yoktu zaten ağzına açtı geçmişi anımsattı " Ben kardeşimin hafızasını hatta lordluğunu elinden aldım o ihanet etmedi ben ettim. Hatırlamak istemediğim bir geçmiş şimdi ise gölge lordu yeniden canlandı bedeni oldu. Kardeşimin defterinden gölgeleri yapılışını çaldım "

" Kızıl bana dedi ki başınıza büyük bela açtınız ve hatta gölgeyi ancak gölge lordu çevirir dedi bu ne demek " douglas geçmişi hatırlatan o kızılı işini cadıdan önce bitirecekti.

" Doğru söylemiş ilk gölgeyi yaratan kardeşim bir yolunu buldu sonra ise bir şey kesfetti annemiz hepimize bir güç verdi. Gölgenin renkleri doğdu. Gölge lordu kimseye gölgeye dönüştürme yapmasın diye bir büyü çemberi koydu. Büyü ters tepince bozukluk meydana gelir. Kardeşim kendi halkının bilim adamları tarafından ihanete uğradı o bozukluğu içine çekti "

" yani yaptığın mavi gölge gibi mi ama ona bir şey olmadı "

Douglas cadının cahilliğini sırıtarak karşılık verdi " şanslı sayalım kendimizi ondan daha beteri var cadı kardeşimin içinde kilitli tabi o bilgileri ben verdim " deyince başlarındaki belayı tam anlamamıştı " Nasıl bela bu "

Onun adını bile almak istemedi kimse almayacaktı. Alırsa ismini canlanma ihtimali vardı.

" Böyle öğrenmek senden can sıkıcı o bozukluk kilitli bir dakika acaba kraliçe yeğeninin durumunu daha doğrusu gölge lordunun durumunu biliyorsa yeğenini o yüzden istiyorsa getirmemizi "

Douglas düşündü cadını dediklerini katıldı sonradan.

" her yere baktınız mı prensesin olacağı yerlere peki diğer büyük yeğeni şu an nerede "

" O da bilinmiyor ama büyük ihtimalle amcasının yanında "

" onu da sıra gelecek " demişti cadı.

 

 

Soytarı ümidini kesmeden sürekli gizli gizli yemek tepsisiyle çatı katına çıkmıştı. Hala Alexten gölgesini getirmesini isteyecekti.

Tepsiyi önüne bırakıp " Gölgemi istiyorum " dedi inatla.

Alex soytarının saflığına gülmüştü " Gölgeler hep en rahat olduğu yerde güvende hissettiği yerde kalırlar bunu bir düşün " demişti sonra sustu.

" Cadı görmesin olur mu sana yemek içme yasakladı ama hepimiz yaşıyoruz bu dünyayı o yüzden lütfen ya ye ya da sakla bir yere " demişti.

Soytarının bu iyi yapısı onu şaşırttıyordu.

" sen neden bu kadar iyisin düşmanına karşı "

Soytarı gülümsedi " Ben iyi biriyim anlamadın mı ben sadece doğru anı bekliyorum ben aslında bu halde değildim cadı beni bu hale soktu. Eskiden ne şapka takıyordum ne de böyle bir üstüm vardı "

" eskiden nasıl biriydin cadı seni nasıl buldu "

Aşağıdan soytarı diye bağıran cadının sesi duyuldu.

" ben gitsem iyi olur o da başka bir günün sohbeti " Alexi güldürdü.

Dediğini yaptı tepsiyi bir yere sakladı. Görünmeyecek yere ne cadının iğrenç laflarını duymak istemiyordu sadece. Kimseye acıdığı falan yoktu veya yardım ettiği.

Sadece başına yeteri kadar iş açtı kaos yaratmak için hala da yaratacak fikri değişmedi ama küçük bir şey için ağrımayacaktı başını.

Alex boşluğa pencereye doğru bakıştı sanki birisi Alex'e sesleniyordu.

Etrafına bakış attı kimse yoktu ama havada süzülen mavi bir alevi fark etti. Sağ kalan kolunu kaldırdı parmağını mavi alevi dokundurdu ve ağrıları bir an geçmişti acısı izi kalmıştı.

' Beni almak istiyorsan olmayan kolunu gölgeye çevir elini küreye çağır ' ne demek istediğini anlamadı.

" Peki bunun geri dönüşü var mı eğer yaparsam saklamanın çözümü "

' Zamanla gerçek kolunu kazanacaksın hem merak etme gölge lorduna kolunu verdiğin gitmeyecek kertenkele kuyruğu gibi düşün yenilenme olacak '

Alex bunun bedelinin geçmesini nasıl sağlayacaktı kendisini bulucak. İşler onun için zorlaşıyordu ama bir renk eklendiği için kendini şanslı sayarken o küre bir nevi olumsuz havayı topladığını bilmiyordu.

Lanetin ilk evresi olan yarı gölgeye dönüşmenin ilk adımı bilinmeyen bir mavi alevin sözlerini kabul etmekte geçtiğini düşünemedi.

' Kızıl gölge Alex bir süre kolun olmayacak zamanla kol yenilenecek " bilmediği bir mavi alevin başına ne açacağını düşünmeden hareket etmişti.

Kolunu hayal etti ve avucunun içinde küçük bir kürenin tuttuğunu düşündü mavi alev sağ olmayan kolunda durmuştu ve alev Alex'in içine girerek kalbine giden yolda kara enerjiye tutan ilk kilidi açmıştı.

Alex kalbinde tekledi. Sanki bir şey özgür kalmıştı.

Nasıl gölge lordunun kilitli tuttuğu o lanet Alex'in kalbine yanaştı oraya sığındı bilinmiyordu. En çok acıyı hissettiği yere nasıl haberi almıştı.

Ya da nasıl Alex’in içine nasıl girmiş olabilirdi ki.

 

                                                               

 

Tekrar çatı katına çıkan, girmeler çoğaldı. Kim diye kafasına kaldırdı Alex, karşısında görmeyi beklemediği bir düşmanı fark etti.

“ Cadı seninle oynadı, biraz bende senle oynayım değil mi ?” dedi Douglas. Alex oyuncak olmaktan bıkmıştı ama biraz daha sabrediyor çünkü ekibi için buna dayanması lazım. Kara lord adamlarına Alexin yaralı kopacak elinden tutarak indirdiler.

Douglas “ benim geçmişimin anlatma mı sağladın, eski kapanmış konuları neden açtığını bilmiyorum ama onun bedeli halkın önünde tahtada bağlanmış durmak” alex hepinizin sonunu kafadan yazdı.

Alex kara lordun duyabilecek ses tonuyla konuştu, duymasını istediği için “ kara lord, kardeşini ihanet etmek nasıl hissettirdi.” bilerek söyledi.

Kara lord durdurdu adamlarını alex yerdeydi kara lord sinirlendi ve Alex’in ensesinden tutup duvara kadar sürükledi, duvarla bakıştı Alex, kara lord Alexin kafasını duvara birkaç kez yedirtti, bıraktı elini,

Alex’in ense kökü demirin bıraktığı hisle sızladı, alnında beliren yaradan akan kan, yüzünde duvarın çizdiği çizikler, kanamayan dudağı kanatmıştı ağzına duvarın tozu gelmişti tükürdü.

Başladı sürüklemeye sarayın kapısından çıkarken cadı pencerenin önünde çıkışları izleyip yüzü kanlar içinde olan Alexi keyifle bakıp gülümsüyordu.

Alex arkaya bakınca fark etti cadının mutluluğu ama sönecek olması daha da mutlu edecekti Alexi.

Alexi idam yerine götürüyorlardı belinde bağlı olan ip süvarinin elinde atla birlikte yürüttü. Saraydan çıkıp sokağın kalabalığın içinde diğer süvari eğer itaatsiz edenleri sonu böyle olacağını söyleyip durdu ve idam alanına gitmişti ama idam edemeyecekti bir nevi ceza olarak yüksekte bağlanmış pozisyonda duruyordu kütüğe bağlayıp küçük bir duyuru yaptılar.

 

Akşama kadar bir şey yemeden insanların ağzından dolanıp durdu durumu, aç susuz kalsa bile dert etmiyordu. O sırada akşam nöbeti çıkan Karl alexi bu halini fark etmişti akşam nöbetini Amelius ile çıkmıştı karanlığı merak etti.

Donup kalmıştılar Alex kütüğe bağlı şekilde uyuyordu, midesine bir şey girmediği zayıfladığı belli oluyordu ve her yeri yara bere olduğunu görüp yumruğu sıkmıştı.

Alex seslerini duyup gözlerini açtığında onlara kırık bir buruk gülümsemeyle “ Beni merak etmeyin siz bu arada içerden seni adını duyurdum Amelius her iki şekilde ben içerden kaosu yaratıp bitireceğim”

Amelius o sıra alexin içinde tanıdık bir enerjiyi hissetti ve gözlerini alexe diretti “ Sen iyi olabilecek misin”

“ Beni içerden iyileştiren bir mavi alev var”

O anda çakmıştı durumu, kızıl o kadar renk değiştiremez idi.

“ Hepimizin korkulu rüyası nasıl senin bedenine yerleşti o bende olmalı ben içime zincirledim”

Karl merak etmişti ne diye sormuştu.

Amelius “ İlk zinciri onu kabul ederek açmış oldun. İsmini ve varlığını söylersem daha da canlanır”

Karl Ameliusa tekrar sordu alexin içinde olmaması gereken ve ameliusun içinde saklı kalan şeyi.

“ Alex biraz dayanman lazım varlığı söylersem tekler kalbin ki o daha da hazlanır”

“ Dayanırım”

“ İyi peki adını söyleyip haz duymasını istemem sadece bilin ki benim bilim adamları tarafından üretilen ilk gölgenin bozukluk bedeli bir LANET”

Loading...
0%