Yeni Üyelik
35.
Bölüm

✴️29✴️

@handelendin

Liana güney yönünün tersinde ilerlemişti kasabanın aşağısına doğru güneyden at alıp kuzeye doğru dağlık araziye doğru. Onu neye beklediğinden haberi bile yoktu.

Pusulaya bakarak at sürdü. Kuzeyde saklanan kanunsuzlar olduğunu biliyordu ama neresinde olduklarını söylememişti. Kendisi bulacaktı onları, yolda haber verdi tek bir şey söyleyip kapattılar kuzey kanunsuzları.

' bir dağ tünelinden geçeceksin ' liana bundan ne anlamalı bilmiyordu, bilmediği bir yönde ilerlemesi.

Kasabayı arkasında bırakmıştı. Neyle karşı karşıya kalacağını söyleselerdi belki hazırlıksız yakalanma riski olmayacaktı.

Kimse hangi düşmanla karşılaşacağı söylemediği için olanları tek tek saydı.

" Dağ canavarı cüceler bu saçma oldu orada zaten cüce kalıyordu dağ canavarı peki daha da tehlikeli gözü kulağı olan bir düşman kuzeyde ağaç ve dağlık arazi olduğunu var sayarsam dağda bir şey olmadığı için acaba ağaçların gözü kulağı mı var ormanı hükmeden kargalar dışında bir ağaç mı ama ağaç olsa ne ağacı olacaktı ki " diye yol boyunca kafasını bunla meşgul etti.

Pusulaya ve haritaya bakış attıktan sonra daha iki günlük yolu vardı.

Karnı guruldayınca bir yerde durup çantadan hem atını hem kendisi için yiyecek çıkarıp attan inip elmayı uzattı. Liana hazır ve bozulmayacak sandviç poşetini açıp bir ısırık aldı. İyi gelmişti.

" İki günlük yolumuz var daha yeni çıktık acaba iki aşık ne yapıyorlar " dedi telsizi eline alıp Andrea çaldırdı.

 

Andrea ve Nora o sırada batı ormanına giriş yapmıştı bilindik bir yol olduğu için daha kolaylıkla bir iki saat sürmüş batı ormanının içindeydi işin tehlikeli kısmı kargaları dikkat çekmemeyi çalışmak ki telsizden ses gelince kargalar kulak kesildi.

Telsizi eline aldı sesini kısarak " Dinliyorum" diyerek fısıldadı.

" Yanlış bir zamanda aradım ne yapıyorsunuz diye merak ettim geldiniz mi batı bölgesine " diye sordu liana pek yaklaşamadı kuzeye ulaşamadı bile.

" Bilindik yol ormanın içindeyiz şu an " demişti kargaları çaktırmadan bir ağacın gövdesinde saklandı Andrea. Nora gölge olup kayboldu.

" Yarın batı kanunsuzlara buluşacağız sen ne durumdasın "

Liana bu soruyu nasıl cevaplayabilirdi ki. Kuzey kanunsuzların saklandığı yerde çıkamadıkları için daha yolun başında olduğu gerçi ve bilmediği bir yönde ilerlemesini nasıl anlatabilirdi.

Derin sıkıntılı bir nefes çekip " Bilmediğim bir yolda nasıl ilerleyebilirim batı bölgesinde en azından nasıl bir tehlikeyi baş edeceğimi söylemeyi unuttular için ilerleme yavaş " dedi liana.

Andrea liananın sözünü katıldı ve kapatmak zorunda olduğu kargalar her yere dağıldığını söyleyince liana daha fazla ikisi için tehlikeye çekmek istemediği için kabul edip telsizi kapattı.

Bu böyle olmaz deyip atı olan şimşeğin sırtına binip dizgine tutup iki kez vurup şimşek yürüdü.

Biraz daha hızlanması için bir kez dizgini vurup şimşeğin hızı bir kata çıktı. Yavaş yavaş ilerlerse üç güne çıkacak yol ve yolun yarısında bile değildi. Bir eliyle haritaya bakıp pusula takılı eliyle yöne bakıp sola çekti dizgine sola doğru koşturdu atını.

Yüzüne hava çarpsa da saçları ağzına gözünün önüne gelse de bu işi bitirmeyi çok istiyordu. Yolun yarısına geldiğinde bir dinlenme molası yapacaktı. Ama şimdi ne yeri ne sırasıydı yolun başında çimenlerin üstünde yolda ilerledi. Güneyden ne kadar uzaksa ölmemiş toprakları görmek biraz sevindirdi burayı el sürecek cesareti bulunmamış bölgeler vardı.

Sol patikadan devam ettiğinde yol ayrımını görüp dizgini çekip durdurdu.

" Hadi bu yol ayrımına nasıl geçeceğiz dostum "

Bende bilmiyorum liana ama kokusunu alırım

Liana güldü " Yolları koklamak tam sana göre şimşek ama biri kuzey dağlarına giden yol diğeri başka bir yere. Koku alacak bir koku olmadığını söyleyim "

Şimşek kişnedi. Liana farkına varmıştı. Şimşeğin sırtından inip harita ile pusulayı yanına alıp iki yolun yönüne baktı. Sabit kaldı haritada nerede olduğunu çözüp pusulayı o yöne doğru tuttu ve sonunda üstün yetenekle nereden gideceklerini bulmuştu.

" sağ taraf bizi dağları gösteriyor. " dedi haritayı dörde katlayıp pusulayla birlikte eyer cebine koyup üzengiye çıkıp oturdu.

Dizgini sağ tarafa çekip aklına gelmişken haritayı açıp kalemi alıp yönlerini bir daha gidilir diye işaretleyip geri koydu.

" yolumuz düşer " demişti sağ patikadan düz ilerlemişti ağaçları fark etti sanki canlı yaşıyorlar gibi hareket edişleri buranın düşmanını tahmin etmesini yardımcı oldu ve nasıl bir düşman olduğunu.

" Ağaç perisi buranın düşmanı cadının dostu ama nasıl buraya kadar taşınmış olabilir" diye söylenmişti. Sessiz sessiz yürüttü şimşeği.

" Ağaç perisi ise tohum olarak koyulmuş ve zaman geçtikçe büyümüş olabilir ya da kuzeyin ağaç perisi cadı sayesinde kötüye dönüşmüş olabilir " diye kendi kendine konuştu şimşek duyuyor ama ses çıkarmıyordu.

Liana düşüncelere dalarak sağ patikadan çıkıp dağları gördüğünde doğru yolda olduğunu gördü.

Haritayı çıkarıp tünel olan dağı bulmak için bir bakış attı ve dağ tünelini fark etti.

" Bize bilindik adres vermişler ama bunu onlar bilmiyor olabilir mi ya da biliyor "demişti.

Şimşek cevapladı Öyle de olabilir belki bu sadece kanunsuzlara sizi verilene göre konum attıysa kestirme olan yollar.

" valla hiç düşünmedim " dedi haritaya bakış attıktan şimşeği yürüttü.

" acaba ustalar ile kral ve eski kralın sadık dostları beyaz adanın kralının nerede olduğunu buldular mı " diye merak etmişti bu merakı kendi kendine konuşmasını sebep oldu.

Ağaçlardan ses gelince ağaçlara baktı köklerden ayrılma sesleri duyduğuna emindi.

" sessiz bir hızlanma zamanı şimşek bu ağaçlar canlı " demişti şimşeği koşturdu ağaçların sesleriyle aynı anda koşturdu şimşek. Yorulduğunu anlayabiliyordu ama burada durmak pek iyi fikir olmayacaktı.

Olabildiğince koşturdu aynı anda hareket ettirdi atını. Sağa yöne doğru yürüttü bundan sonra düzdü uzakta kuzey dağlarını görebiliyordu. Ağaç perisi kuzey dağlarının yakınında olmalı diye düşündü.

Bir yandan Alex'in durumunu merak etmişti. Şu yürüyen ağaçlardan kurtulduğunda Karl'dan durumu öğrenmek istedi.

Tüneli fark etti arkasına baktığında fark ettirmeden geçtiği için sevinmişti. Artık şimşeği yavaşlattı.

Yolun yarısına gelmişti ve tüneli yaklaştığında havanın karardığını fark edip tünele doğru ilerletti.

Bir süre tünelden geçmeyi yarına erteledi. Dinlenme sırası gelmişti ve şimşek dizlerini büküp oturdu.

Çantadan suyu çıkarıp atını içirdi ilk sonra kendi suluğunu alıp su içip geri koymuştu. Ateş yakarsa fark edileceğini biliyordu ve tünelin soğukluğu üşümesini sağladı.

Alex'in getirdiği uzun kışlık için aldığı kalın sahte kürklü pelerini üstüne örttü. Yıldızları görebiliyordu buradan güzel gözüküyordu. Atın kürkün üstüne başını koyup biraz kestirdi ama hala aklı Alexte olduğu için.

Telsizi eline alıp esnedi.

" Karl orada durum nasıl Alexi görebildiniz mi " dedi Alexi nasıl görecekti ki düşünürken Karl acı haberi söylediğinde liana uykusundan uyanmıştı.

" Lia Alex kötü onu halkın içinde kütüğe astılar o da kaç gün işkence çektiği yüzünden anlaşılıyordu ve ve bileğinde ve sırtında yara izlerini göremiyorum ama acısını içine atıyor birde gölge lordu amelius bir kötü haberden bahsetti saklı kalması gerektiği yerden kaçan enerji Alex'in içinde can bulduğunu ve ilk kilidi açtığını "

Enerji derken diye bahsetti liana anlamadı ama fazla sormadı kötü bir şey olduğu açıktı.

" ben yolu yaraladım iki aşık batı ormanına ulaştılar yolumuz az kaldı ayrıca iki hafta müddet bu iş bitecek Alexi oradan kurtulacağız "

Alex'in sesini duydu liana " o Alex mi ' diye sorduğunda.

" Evet Alex o seni istiyor " dedi Karl telsizi Alex'e doğru yaklaştırdı lianaya seslendi " Liana benim için endişelenme ben gölge lordu için yolu hazırlıyorum sizde cadının sonunu hazırlayın " diye emretti.

Alex'in sesini duyduğu için sevinmişti. " tamam şu an bana bahsettiği tünelde geceliyorum yarın yola devam edeceğim ayrıca haritada işaretleme yaptım bir daha yolu düşersek haberimiz olsun " dedi.

Alex buruk bir gülümsemeyle boğazında kurulukla mücadele ederken Karl yanında getirdiği suluğu Alex'e uzattı. Alex biraz olsun su içmiş rahatlamıştı.

" Herkes işine hadi sizde gidin sabah olmak üzere "

" burası biraz geç sabah oluyor "

" Kuzey akşamı çabuk olur sabahı geç olur çünkü ama işinize bakın " demişti gülümsemesi yarım yamalaktı.

Liana Alex'in sesini duydu biraz rahatlasa da ona yapılan her kötülüğü için canı acımıştı. Ama Alex sabrediyorsa liana bile sabredecek.

Yıldızları izleyerek uykuya daldı.

 

✴️

Gözlerini açtığında karşısında küçük bir cüce ona bakarken fark edip doğruldu. Kalın pelerini eline alıp çantaya koymuştu.

" Sen Güney kanunsuzu olmalısın " cüce lianayı nereden tanıyabilir ki güneyden geldiğini.

Cüce devam etti " Kuzey kanunsuzların yardımcı cüceleriyiz bize iş verdiler " deyince çaktı olayı.

Tünele kadar gel dediğinde cüce sizi karşılayacak anlamına geldiğini veya öyle bir şey demediğini hatırlıyordu.

" Sizin şu iş verenler bir doğru düzgün yol tarif etmiyorlar " demişti liana. Şikayetini dile getirdi. Şimşeği ayağa kaldırıp çantayı eyere bağlayıp uykulu haliyle atın sırtına binip esneyerek cücenin küçük atının peşine takıldı.

" Çok nadir çıkıyorlar buralarda ağaçların canlandığını gördün "

" onu anladım illa ben bulmak zorunda kaldım düşmanın kimliğini bana söyleselerdi hazırlıklı olurdum "

" diğerleri söyledi mi "

" batı söyledi kargaları dikkat edilmesi gerektiğini ama sizin kanunsuzlar söylemedi " dedi liana.

Cüceye uzun bir yoldan takip ettikten sonra kuzey dağlarının üstünde kök salmış bir ağacı gördü diğer ağaçların arasında " Peki bu ağaç perisi nasıl burada bitti ya da kötü oldu "

" ağaç perisi mi buldun düşmanı hayır peri değil bu ağaç cadısı ağaçlanmış bir cadı figürü" dedi tüh ya tam bulmuştum tam tersi çıktığını hayal kırıklığı yaşattı.

Dağların arasından geçip küçük bir dağ mağarası da durdu.

Attan indi ve Lianayı bekledi. Şimşekten indi atın dizginini demire bağladılar sonra küçük mağara girişinden içeriye geçtiğinde kanunsuzları rastladı.

" Liana gelmişsin " dedi kuzey kanunsuzları.

Cüce kayboldu.

" evet ne yolu söylediniz ne de düşmanın kimliğini hazırlık yapmamı sağlayacak bilgi vermediniz kendim görmek zorunda kaldım " dedi liana sitem etti.

Güldüler ama tek bir yanıt vermediler. Liana onların gülümsemesini garip bulmuştu.

Liana durumu izah etmek için öksürüp konuya geldi " Operasyonu hızlandırıyoruz sebebi bir hain tüm planı haberdar etmiş Alex oyalanmak için cadının ininde tutsak tabi bunun bir sebebi daha var planda gölge bir ajan kullandık "

" neden gölge ajan için kendini riske atsın ki "

" gölge ajan prenses Nora olur hem dostu hem gölgelere söz verdi yardım edeceğini " dedi liana.

Kuzey kanunsuzları başlarını salladı " size olan biteni anlatmak isterdim ama neler yapıldığını tek tek söyleyim birincisi Andrea ile Nora batı düşmanını orada biterecekler ben kuzeyde buranın ağaç cadısını zayıflığını öğreneceğim gölge kralı ve ustalar ayrıca eski kralı bulmak isteyen dostları yolculuğa çıktılar " dedi.

Hepsini tek tek anladılar. Bildiklerini tek tek anlattılar. Cadı ağacı nasıl bir şeye benzediği hakkında bilgileri yok ama ne yaptığı ilgili tüm bilgileri hepsini lianaya anlattılar.

" Ben işareti bekleyene kadar sizlerle birlikte düşmanı bitirme yolunu arayacağım "

" yardımcı oluruz Alex'in durumu nasıl "

" iyi değil Karl orada onu kütüğe asmış beklettiğini söylediler ceza olarak bir cadı bir lorddan işkence gördüğünü söyledi " dedi bunu söylerken kalbi ağrımıştı.

" merak etme kurtaracağız onu orada " dedi kuzey kanunsuzlardan biri olarak Melih.

" Sağ ol Kuzeyin melihi " liana ona öyle sesleniyordu arada sırada telsizde.

Melih gülümsedi ağaç cadısını yanaşma fikirleri sıralayıp durdu en mantıklısı olarak bir çalı kamuflajı yapmayı mantıklı görüldü.

 

Liana nasıl ve nereden ulaşacakları hakkında uzunca bir konuşmadan sonra çalıya uyuyacak yeşil uzun pelerinleri ve şapkasını takıp hazırlandılar.

Fazla vakit kaybetmemek için hızlıca cücenin yardımıyla yeraltı mağarasına doğru ilerledi kuzey dağlarının altından geçen maden ocağından dağın tepesine ulaşan taş duvarları ekipmanla yükseğe doğru tırmanmaya başladılar. Liana tek giderdi ama bir sorun çıkarsa yardım edebilecek biri olması işini gelirdi. İlk iş nasıl bir varlığı benzediğini yakından görüp zayıflıkları ne olabilir diye gününü geçirmesini gerektiği açıktı.

 

 

 

Batı ormanında durum aynıydı. Kargaları kandırma işini yapan Andrea ve Nora bir şekilde ormandan çıkmıştı.

" Hele bin şükür çıktık şu lanet ormandan" dedi Andrea şaşırdı Noranın ağzında duyduğu kelimeleri duyunca.

Şimdi gelelim asıl meseleyi dediler çıktılar ama nasıl ilerleyecekleri tek Andrea bilmesi Noraya rahatsız etmişti.

Bunu Andrea ile konuşup derdini döktü. Andrea atlarına bindiler ve bildiği kasaba yolunda düz ilerleyip devam etti.

Onları karşılayacağı Stefan diye bir çırak kanunsuzdu.

Nora batıyı böyle görünce bir an sevinmişti. Cadı güneye el sürmüş olacağını ve burayı bir anlaşma ile adamınu yerleştirdiği hakkında bilgileri Andreadan almıştı.

Ormandan daha düz alana ilerlediler. Her yerde kargaların gözleri olduğu gerçeği yüzünden pelerinleri başlarına geçirdiler

Nora oraya gidince ne yapacaklarını bir daha duymak istemişti Andrea da nasıl yapılacağı hakkında bilgi duymak.

" peki söyle and bu elimizdeki iksiri nasıl dökeceğiz " demişti.

Andrea bile nasıl yapacağını bilemedi şu an.

" Bir şekilde yada dökmemize gerek yok bence kendisi almalı şişeleri değiştireceğiz renkleri aynı yapmıştı değiştireceğiz ama ilk kargalardan kurtulacağız "

 

" Hepsini birden kurtulsak "

" bu zehir o kadar etkili değil anca yavaş yavaş içini alır ayrıca gözleri yok etsek bile kolu bacağı olan mahzende gördüğüm o mutant kargaları görünce onlardan kurtulmak lazım " dedi Andrea.

" Peki onlarla nasıl kurtulmaya başlayacağız biliyor musun " diye sordu Nora.

Andrea bile bu sorunun cevabını bile bilemedi bile.

Kasabaya gelmiştiler. Kanunsuzların yerini gösteren bir çırağını bulmaya odaklandı ki karşısında bir atla duran çırak stefanı görünce gülümsedi.

" Bahsettiğim biri vardı ya karşıda Nora benim çırağım olan çocuk Stefan " demişti gülümseyerek kargaları çaktırmadan yanına kadar at sürdü.

Dikkatini çekmek için dürttü. Stefan iki atlı insanı baktı tanımadı.

" Ustanı tanımamak olmaz değil mi " diye konuştu Andrea.

Stefan, Andreanın yanındaki arkadaşı merak etti " Bir dostum sığınağa doğru gittiğimizde söylerim " demişti.

Stefan sığınağa doğru yol aldılar. Durumu konuşarak at sürdü üçü.

" Burada durum nasıl kargalar ile bir durum var mı " dedi Andrea.

" Andrea kollarını bacaklarını zayıf yönünü bulmaya odaklandım kaç gündür mutantların yanına çıkıp durdum kaç gündür resim çizmekten bunaldım ama işimi yaradı yaratığın resmimi çizmemi istedi o karga bozuntusu ama kopyala çizdim nasıl bir yaratığı çizdiğimi öğrenince tüylerim diken diken oldu "

Nora konuşanları dinleyerek lafa girdi " Şu mutant canavarları merak ediyorum " dedi

Stefan direk Andreanın yanında konuşan kişiye baktı " Kız mı getirdin "

Parmağıyla susturup yukarıda uçan pencerelerin taşlarını konan kargaları gösterdi " Sığınağa gidince tanıştıralarım size " demişti Andrea.

Stefan ,fark etti yaklaştıklarını sola doğru yöneltti atını Andrea ile Nora takip ettiler.

" Yaklaştık zaten " demişti Stefan.

Loading...
0%