@handelendin
|
Karl Alexi dürttü. Ürperip sağına baktı " Kalk buradan çıkıyoruz " demişti elini uzatarak. Karl etrafı süzerken Alex ' Tamam' deyip uzattığı elini tuttu, Karl kendisine doğru çekip Alexi kaldırdı. Alex altını çırparak Kârl'la eşlik etti. Çevreye bakınarak yavaş yavaş ilerlediler. Kalabalığın sesini işittiler. " Bizi görürler neden bir hayalet gibi aralarından geçmiyoruz vatandaşların içinden hep sabah gözlemi yaparız, gece başka gündüz ne olacak " demişti Alex. Karl bunun nasıl olacağını söylemişti. Alex gölgelerin nasıl görünmez olduğunu Karla açıkladı. Deneyimden bahsetti. Gölge ormanında karanlıktan yararlandığını gündüz ise nasıl olduğunu açıkladı. Hayalet gibi olacağını kimse orada olduklarını fark etmeyeceklerini açıklamıştı. Karl bu hayalet işinden pek iyi fikir olarak gelmemişti ama Alexi güveniyordu. Akıllı ve lider olduğu için kabul etmişti içi hiç rahat değildi. Kalabalığa doğru bir adım atmıştı Karl ormana kadar bunu yapsak demişti. Alex kabul etmişti ve ormana doğru kalabalığın arasından gözlem yaparak ilerlediler. Süvarilerin masumların kapısını çalıp vergi ödemeleri için baskı yaptıklarını, ödemeyenleri kolundan tuttuklarını gördü. Oraya gidip masumu onlardan kurtulmayı çok istemişti ama hepsinin bir sırası vardı. Beklemek ne kadar zorlasa da Alexi. Bekleyip sırasını geldiğinde bu yapılanları hesabını ve bedelini soracak. Şimdi değildi şimdi bir şey yapsa sonu gelmeyecekti. Alex'in aklına bir fikir gelmişti " Karl içeriye yani tutsakların yanına ajanımızı gönderip ne yaptıklarını öğrensek nasıl olur " " Seni neden lider seçtiğimiz çok net hatırlattın dahi bir arkadaşımız olduğun için ajan olarak kimi tercih ediyorsun " dedi Karl. Alex isim vermedi ama bu işi ehliyle yapacak bir kimliksiz biri olacağını emindi. " Toplantıda kimliksiz sınıfını çağırsak iyi olur " öneride bulundu. " Olabilir " dedi yürümeye devam etti Karl. İnsanların ve türlerin içinden sıyrılarak ormana kadar geldiler. Gördüklerini aklına yazmıştı. Sığınağa giden yol uzundu. Ormandan geçip patikadan yürüyerek ulaşacaklar. Sığınakta durum Alex'in söylediği kesik cümleyle tartışma ortamı yarattı. Liana kız için endişeli Violetta duyacak diye korkuyor. Andrea ise takmıyor kafasına. Liana tırnak kemirerek olta atıp durmuştu. Sağ salim sığınağa ulaşmalarını can gönülden istedi. Kız hakkında kafasına takılan sorular vardı. Kıza sorarsa kız telaş yapar kaçar diye geçici önemsiz bir korkudan ibaretti. Başlarına bela açacağını düşündü. Sıkıntıyla nefes bıraktı. Violetta " Kız uyuyor şu an sessiz konuşalım " Liana konuşacak bir şey olmadığını dile getirdi. Yarım bir cümleden sözden ibaretti. Liana derin nefes alıp verdi " Yarım bir söz kız cadının sarayından kaçmış zulmünden kurtulup özgürlük için can verdi sonra süvari gelip kızın ailesini esir al bu da ne konuşulacak emin değilim " Violetta bir yandan kız için üzülüyor diğer yandan bu sorun onların başını ağrıtacak diye korkuyor. Andrea konu dışarısında Alex ile Karlın şu anda nerede olduğunu sormuştu masaya. " Uzun yoldan geliyorlar açlardı kahvaltı hazır mı " diye sordu Liana. " Hazır Lia masa. " demişti kapı tıklanmıştı. Haberci mi yoksa beklediği kişiler mi gelmişti. Andrea kapıya doğru yürüyüp delikten baktı. " İki su lütfen ve doktor iki hastamız var " yine şakalarına devam eden Andrea. Liana ve Violetta Andreanın iki hasta sıfatını kimler için dediğini çözmüştü. Şakasını devam ettiren Violetta " Hemen doktor Andrea iki su getiriyorum " demişti. Gülerek kapıyı açtı Andrea. Soluk soluğa kalmış Alex ile Karl su istemişti. Violetta onlardan çabuk davranmış elinde iki su dolu kupayı onlara uzattı. Alex kupayı elini alıp yavaş yavaş bitirdi suyu. Karl bir dikişte içti. Kupayı geri verdi Alex. Masaya yürüdü, yürüdü. Oturağı çekip oturdu. Liana " Anlat hadi olup bitenleri valla söyleyim delirmek üzereyim " Alex güldü. Liana neden güldüğünü sormuştu " Anlaşılmıyor değil çocukken başladın tırnak yemeyi hala devam ettiriyorsun " demişti. Liana anlamamıştı bile elini baktı sırıtarak geri çekti " tamam be farkında bile değildim neyse söyle hadi " demişti. Alex gülmeyi kesip ciddiye bölündü " pek iyi kalpli değiller kızın akrabasını götürdüler zorla zorbalık yapanları bile gördüm sabahları. Tek dikkat çeken dört büyük lordun birinin askerleri demek oluyor ki cadının yanında karanlık başsız süvari olduğu " Andrea şu dört lordu düşündü sonra aralarında olan bir lordu anımsadı. Olabilir mi diye Alexe döndüğünde " Ne oldu " " Alex dört lorddan bahsettin acaba gölge o lordlardan biri olabilir mi " Liana Andreanın söylediğini ve gölgelerden bir ipucu çıkmadığıyla birleştirmiş ki Andreaya " Harikasın And. Haklı olabilir gölgelerden önce yaşamış olabilir " Alex " Ama hiçbir kitapta ismi geçmez mi arkadaş anlamıyorum bundan nasıl emin olacağız " demişti. Karl konuyu değiştirdi " Bunu boşverin Alex sarayın içine bir casus ajan yollamayı düşünüyor " Liana ağzındaki suyu püskürttü " Bundan emin misin peki kim yapacak " dedi. Alex emin değildi " Kimliksiz ekipten biri ama becerikli olan ve şekil değiştiren " dedi. Merak ettiler o gruptan ekipten o derece yetenekli olan biri olabilir olacağına tartışıp durdular kendi aralarında. Liana " Kimliksiz gruptan şekil değiştiren diyorsun ama peki cadı kızın anılarını bakarsa eğer ajan olduğunu öğrendikten sonra ne yapacaksın " demişti. Alex bunu düşünmüş ama cevabı bulamadu. Nasıl kimliksiz birini kızın anılarını hafızasında doldurabilirdi. Aslında cevap basittti. Silicileri çağırıp hafıza aktarımı yapabilirdi. Violetta kızı kontrol etmeye gitmişti dördü bu konuda tartışırken. Kapıyı tıklattı, ses gelmeyince yatağa yürüdü. Yorganın altına baktı. Kız yoktu, kaçmıştı. " Arkadaşlar ortada kız yok kaçmış " demişti. Dördü Violettanın yattığı odaya damladılar. " Buradan kaçması imkansız yolu bilmiyor kesinlikle kaybolmuş olmalı " dedi Karl. Alex " Gözleri ve bilinci kapalı ne sığınağa gideceği yolu ne de kasabaya çıkan yolu bilmiyor buraya geri döneceğini emin değilim " dedi. Violetta " Umarım dışarı çıkmamış olur " odadan çıkarken konuşmuştu. Liana " Kuzeye giden yolda seni takip edebilir miyim benim sıram çünkü " Karl " Oraya ulaşmak iki gün sürer buradaki gibi Ağaçlı yol gibi değil. Dağlardan geçeceksiniz sonra ormanlık alan " Alex " Şimdi kafam karıştı biz güneysek o taraf kuzey ama bence siz yanlış yöne kabul ettiniz biz kuzeyiz onlar güney. Kapı kuzeyde yani. Uf kafam karıştı neyse " deyip güldü. Liana " Kendi kafanı yordun ama boşver " Karl " Aynen plana gözden geç-" telsizde istila haberi gelmişti. Cadı adamlarını bu hale getirenleri bulma niyetinde olduğu gerçeği hakkında. " Tamam gece olay yarattık peşimize gelen soytarı ve süvari ile birlikte geçip gitmemizi izin vermeyince gölge keşisi kullandım " dedi Alex. Liana " Tamam konu bu değil " deyip ilk açan oldu anonsu cevap verdi " Evet anlaşıldı " dedi. Bir sonraki adım ne olacağını düşündü. Aklına ne bir fikir ne de yol gelmişti. Boşboş düşünüp oturacak mıydı. Alex " Böyle oturup duramayız planı dursun yerinde ama burayı diğer adaları barışa getirmek için onların güvenini kazanacak bir şeyler yapmalıyız. Bir lonca bulup diğer işleri aksatmak olmaz. İlk işimiz burada bir lonca bulalım oradaki işlerle para kazanıp gelir gider yapalım " Liana " Doğru söyledin bugün nöbete devam edin açık olan bir yer varsa hatta ben ile Karl gider bakarız değil mi " onay almayı çalıştı " Tabi ki " bunu zorla demiş olan Karl sırıttı. Ya bu adada ya diğer adalara dolaşıp oradan buradan para kazanma umuduyla bilgiyle birlikte evlerine geri dönecekler. Burada bir adam bırakıp eve göz kulak olacak ve idare edecekti yerlerine. " Hadi bunu yapalım millet " birbirlerini üstüne elini koymuş üçe kadar sayıp aynı anda ' kanunsuzlar ' diye bağırdılar. Kahvaltılarını yaptılar. Kaçan kız hakkında düşünüp durdular. Şimdi canonu söylemeye lüzumu yoktu. O kız bir yere gidemez evin içinde bir yerde saklanıyor. Alex evde kalmıştı Violetta açık havaya çıkmak istemişti. Andrea ile kasaba halkına gidip yaralarını tedavi edecekti. Karl ile Liana açık bir lonca binası bulma umuduyla arayışa çıktılar. Alex masa başında düşündü. Ne nasıl olacaktı. Kitaplığın önüne yürüdü. Hem gölge yeteneği ile ilgili aldığı kitabı ve eski lordların isimleri ve hakkında olan kitabıda alıp masaya geçti. İlk şu gölge lordu ile ilgili hatta diğer üç lordu hakkında bir şeyler öğrenmek için kapağını açıp sayfa sayfa okudu. Hatta gölgeyi bile sordu gölge lordu olma olasılığını veya bir şeyler hatırlama ihtimali var mı diye ama hep hüsrana uğramıştı. Hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Alex bu durum hakkında düşünürken dışarı çıkan iki tarafa ayrılan dört arkadaş bir lonca binasını aramaya devam ettiler. En sonunda bir mola verdiklerinde Karl isyan etmişti. Soluğunu ararken " Hiçbir yerde bir açık lonca bulamadık ne yapacağız " dedi Liana aynı fikirdeydi. Sığınakta olan Alexi ne söyleyeceğini emin değildi. Derin bir nefes aldı ve bıraktı. " Burada olmazsa diğer bölgelerde durum nasıl ya da dost adalarda kraliçe daha gelmemiş olabilir o yüzden devam edelim " dedi Liana. Karl liananın bu azmine hayran kalmıştı alexten sonra Lianaya. " Tamam pes etmek yok " demişti Lianaya katılarak su molasından sonra tek tek lonca yazan tabelaları yazan binaların önüne gidip kapıları çaldı. Tek tek kapıları çaldı. Açık bir lonca bulma umuduyla devam ettiler. Kapı kapı gezen Violetta ve Andrea evlerin içine girip yaraları kendi gücüyle iyileştirmeye devam etti. Arada dolaşan bilgileri vatandaşlarının ağzından çıkanları kafasına yazmıştı. " Ya demek öyle oluyor sizi böyle zarar verme nedenleri neydi " dedi Violetta. Yaralı konuştu " Bilmiyorum efendim. Cadı ne emrederse onu yaparlar. " Violetta işini bitirmişti. Ayağa kalktığında adam borcunu ödemek için hayvanlarını satmaya teklif etti. Violetta kabul etmedi. " Bizim için siz daha önemlisiniz " dedi Andrea kapıda bekçilik yapıyordu. İnsanların içinden geçen garip varlığı görmüştü. " Vio buradan çıkalım geliyorlar " demişti. Violetta buranın arka kapısını sormuştu. Adam ahıra giden arka kapıyı açtı çıkmaları için müsaade etti. Violetta gülümseyip sıradaki eve doğru yola çıktılar. Karl en son bir hancı ile konuşmayı karar vermişti. Liana onayladı. Bir hancı bulmaya çalıştı. Karl, yanlara bir yasak ya da yemin konusunu geçmediğini iyi düşünmek istedi. Yolun üstünde bir han kapısını açık olduğunu görüp sese doğru yaklaştılar. " Valla bundan haber çıkmazsa kendimi keseceğim " demişti Karl. Hanın kapısından geçtiğinde tüm gözler onlara dönmüştü. İkisi önlere dönmüş onlarla göz göze gelmeden hancıya doğru ilerleyip. İlk dostça muhabbet ettikten sonra hancı onlara içki isteyip istemediklerini sormuştu. Onca yoldan geldiler bir iki kupa istediler. Konuşan taraf Liana olmuştu " Dostum işin nasıl gidiyor ailen iyi mi " balehenk* bir ortam yaratt, dost canlısı gözükerek hancı ne görüp görmediği soracaktı Liana. Kupaları dolduran hancı Liananın oyununa gelmişti " İyi yolcu ailemde iyi siz peki efendim " dedi. Liana gülümsedi " Biz de uzun bir yoldan ticaret yapmaya başladık duyduklarım doğru mu acaba " soru yoluyla sohbet etti. Hancı neye doğru olduğunu soracak ki Liana ağzından kaçırıp hancı ona cevap verecek. Aynen öyle olmuştu. Hancı kupaları içecekleri doldurup uzatırken sormuştu " Ne doğru olup olmadığını sormuştu " Karl bu sefer lafa geldi kupadan bir yudum alıp masaya koydu " Cadı tüm loncaları kapatmış peki hiç açık lonca yok mu burada " demişti. Han içinde olanlar bir bakıp geri önlerine döndüklerinde sohbetlerine devam etti. Hancı sorunun cevabını vermedi. Karl sinir olmayı başlamıştı. Liana elini tuttu ve sohbet içinde sordu " Yanlış anlattı. Biz birinden yardım almak için lonca arıyoruz ama buraya geldiğimizde tüm loncaları yasak veya kapalı olduğunu gördük açık olan bir lonca var mı acaba " bir yolcu gibi konuştu. Hancı " Anladım, cadı, kraliçenin emriyle kapattı ama bir lonca birliğini arıyorsanız hana ya da mağaraların içine kaçanlar bile oldu " dedi. Liana mağara mı demek hala devam ettiklerini öğrenince gülümsedi. " Teşekkür ederim yardımcı olduğun için ha bir de burada etrafta dolaşan bir haber ya da söylenti var mı " dedi Liana kupasını içerek * Aslında kuzey cephesinde bir dostum buraya gelmişti orada bazı şeyler döndüğünü hatta oranın bir ormanında garip sesler duyduğunu söylemişti. " garip sesler ha demişti birbirine baktılar. Karl detayını merak etti " Şu garip ses derken nasıl bir sesten dolayı bahsettin " dedi. Adam etrafına bakındı " Bende bilmiyorum ama arkadaşım garip sesi duyduktan sonra tuhaf davranmaya devam etti " Liana şüphelenmeye başlamıştı. Emin olmak için " Arkadaşının son durumu nasıl peki hancı -" sorusu yarım bırakılmış ve cevapsız kalmıştı. Karl, hancının gözlerinde korkuyu gördü. Arkasını çaktırmadan omzunun üstünden bakıp tam onları bakacağı sıra gözlerini çekip gülümsedi. Kasenin içinden son kalan akçelerin bir iki tanesini masaya bıraktı " Sağol biz yolumuza bakalım " dedi. Kapıdan çıktığında bu bilgiyi vermek için sığınağa doğru yol aldılar. Karl onlara gölgesiz demeye layık görmüştü. Havanın kararması onun için avantaj olmuştu. Orman yolunda violetta ile Andrea ile karşılaştılar. Yol boyunca bildiklerini tartıp sağınağın kapısını tıklattı. Alex yürüyerek kapıyı açtı. Yemek olup olmadığını masaya bakarak anlamıştı. " Birileri çok çalışmış " dedi içeriye çekildi Alex. Karl " Kız ortaya çıktı mı " dedi Alex başını olumsuz olarak salladı. Kapıyı kapattı. Yanlarına ilerledi. Masada kitapları çekip muşamba laflarını koydu. Masaya geçti. Violetta sığınakta kalan yemekliklerin kulladı. Karl bulduğu bilgileri Alexe anlattı. " İlki aradığımız şu loncalar binalar kapatılmış ama kendileri farklı yerlere dağılmışlar ve hancının dediği gideceği kuzey cephesine giden ormanlarından birinde gizemli sesleri duyan biri olduğunu söyledi. " Alex " İlginç gittiğim gün bakarım orayı şu loncaların dağıldığı yerler ne peki " " Farklı yerler mağaralarda olabilir ve hanlarda gizli " demişti Karl. Violetta güzel kokan avladığı hayvanın etiyle son kalan sebzeleri kullandı. " Tedaviyi devam ediyorsak kesin tedavi rüşveti çiftçilere gidelim sebze ve meyve kalmamış neyse ne zaman söyleyeceksin konseye " demişti Alex " Tam bilgi olduğunda Liana ben senle yarın hanlara bakmaya gidelim lonca var mı yok mu diye " Karl tam siz gidin diyecekken Liana durdurdu " Alex yarın sen konseyle konuş biz başladığımız işi bitirelim " Karl kaderini boyun eğdi. " Peki kabul edelim kaderimiz bu " dedi " Peki kız hakkında ne yapmayı planlıyorsun. " Dedi Liana Alex Liananın sorusuna güzel cevap verdi " Bizi duyacağını eminim. Masada yemek bırakalım bakalım hala burada çıktı mı çıkmadı mı sabaha kadar yemek bitmiş olur hiçbir insan aç kalamaz " dedi. ' tamam ' dedi Violetta. Kaldıkları konu hakkında devam etti. Devam etti Alex " Şu kuzey ormanda cadı ile ilgili ne olabilir " " Onu da sorduk ama o sıra gölgesizler hana girdiğinde sustu fazla dara sokmak istemedik o yüzden çıktık "dedi Karl. Bugün onlar için yorucu geçmişti. Alex yemek masasından kalktı, yatağa yöneldi. Yorucu bir gündü. Odaya yürürken ekip arkadaşları " Nereye böyle biz yorulduk sen kızın nöbetini tut " isyanları başlamıştı. Alex güldü. " Ben değil içimdeki gölge nöbet tutsun o derin uykuda iken benim beynim çalıştı " dedi Alex. Yine böylece işten kaçmıştı. Gölge lordu " İyi peki ortak öyle diyorsa buöyledir siz uyuyun ortağın yolu uzun " demişti sesli bir şekilde odaya girdi. Kılıcı kenara koydu pijamaları giydi yatağa yattığımda gölge Alex'in bedeninden çıkıp tüm sığınağı kapladı. Kız, saklandığı yerden çıkmıştı. Sığınağın kiler deposuna saklanmıştı. Kaçtığını düşünüp arkalarından kaçmayı planlamıştı ama hayali suya düşmüştü. Buradan çıkamayacağını anlamıştı. Kaçmayı planlamadı ama konuşanları duydu ve korktu. Tekrar o kötü yeri gitmek istemiyordu ama ailesi cadının elinde olacağı için ne yapacağını şaşırdı. Alex'in seslendiğini duydu ve güzel kokan yemeğe doğru kilerden çıkıp mutfağa ilerlemişti. Gölge lordu ayak izlerini fark etti. Uyuyan Alexe fısıldadı " Alex kız masada yemi yiyor " Alex sırıttı. Kız korkarak açlıktan gururduyan karnını doyurdu. Uykusu gelmişti. Koltuğa ilerleyip kıvrıldı. Gölge lordu Alexe rapor etmişti. Alex gölge lordu gidip dinlenmesini izin vermişti. ----- *¹ neşeli, hoş sohbet ✴️ Kızı koltukta uyuduğunu gördüler. Koltuğun etrafında kolları bağlı kıza bakıp konuşup durdular. Liana Alexi haklı çıkarmıştı söylediği cümleyle " Haklısın kaçamaz buradan ama neden saklandığı hakkında fikrin var mı " dedi Alex omuz silkti " Bunu bana değil size sormalı biz yoktuk o sıra belki konuşmanızı duymuş olabilir " dedi. Liana omuz kaldırıp indirdi " Olabilir duymak istediği şeyleri " dedi. Violetta yanlarından ayrılıp sofraya hazırladı. Dolapta ve kilerde ne varsa demişti mutfağa tezgahın üstüne koyup bir şeyler hazırladı. Domatesleri soyup küp küp doğrayıp tavanın içini koydu yağ koyarak kavurdu yumurta koydu tuz ekleyip karıştırdı. Çay demledi Violetta. Alex tuvalette gitti diğerleri masada oturmuş Violettanın koymasını beklediler. Alex tuvaletten çıkıp elini yıkayarak masaya geçti. Onu hiç beklemediklerini gören ekip arkadaşlarını bozulmak istemişti ama yapamadı. Yanlarına geçip onlara katıldı. Kız burnuna gelen güzel kokuyla gözlerini açtığında masada oturanları görmüştü. Bir süre uyuma numarası yapacaktı. Liana " Uyuma numarası işe yaramaz uyandığında gel bir şeyler ye " demişti. Alex omzundan arkaya bakıp sırıttı " Senle konuşacağımız mesele var ama karnını doyur " demişti. Kız ayağa doğruldu masaya geçecekken uyardılar " Elini yüzünü yıka uyanırsın ' tek bir ağızdan dediler. Kız elini yüzünü yıkayıp masaya geçtiğinde Violetta, kızın tabağına hazırladığı yumurtayı koyup yanına çayı verip oturdu. Liana " En son sen çık Alex biz çıktıktan sonra " konuştu. Alex baş salladı. Kız merak etmişti. Nereye gideceklerini sormak istemişti ama onları çıkardığı zorluğu farkına varıp sormaktan vazgeçti. Alex anlamıştı. Sormadan küçük bir özet geçti " Ben karargaha gidiyorum. Liana ve Karl hanlara gidiyor Andrea ve Violetta kasabadaki yaraları iyileştirmeye tabi sende evde kalıyorsun " Kız " Beni oraya götürmeyecek misiniz " demişti. Alex güldü. " Ne kadarını duydun acaba konuşmalarını " sormuştu Liana. Kız utanmıştı " Şey beni vereceğinizi başınıza bela olduğumu sanıyordum " dedi. Alex bunu kim dediğini merak etmişti ama kızın moralini ya da korkusunu fazla büyütmek gibi niyeti olmadığı için " Üzülme senin yerine kimliksiz birini göndereceğim anılarını kimliğini bölünecek senin yerine gidip bize bilgi verecek " dedi. Kız rahat bir nefes almıştı. Alex fazla geç kalmayı sevmezdi. Uzun yolu vardı büyük ormandan geçip karargaha uğraşması lazımdı. Violetta " Bundan sonra sen bu sığınağın yardımcısı olacaksın yemekleri yapıp temizliği senden sorumlu hatta biz dışarıda iken sığınak senden sorumlu " demişti. Kız sevinmişti. Hizmet konusunda sıkıntı yaşamazdı. Sıcak bir evi ve sıcak kıyafetler ile yemek yemişti. Onlar için yardım etmek istemişti. Liana, Karl, Andrea ve Violetta hazırlanmış Alexi en son bırakmıştı. Alex son hazırlığı yapmıştı. Kız Alex'in odasının önünde durdu gülümsedi. Alex kıza bakıp gülümsedi. Kılıcını beline takıp saçlarını düzeltti. Kontrol etti. Odadan çıktı. Kız dış kapıya kadar Alexi eşlik etti. Alex kapıdan çıkıp kıza " Sığınak senden sorumlu dikkat et " dedi Alex atını bindi ve karanlığın içinden ormana doğru ilerlemişti. Liana ve Karl hanlara doğru yol aldılar. Aralarında son durumu konuştular. Bir han gördüler. Hana doğru yürüdüler kapıdan içeri geçti. Kimse bakmadı. Liana etrafa bakındı Karl hancıya doğru ilerleyip samimi sohbete başladı " Hancı işler nasıl gidiyor var mı bir sorun sıkıntı " dedi hancı " İyiyim efendim işler iyi " " Buralarda lonca var mı ya da burada " diye sordu Karl. Hancı etrafına bakınıp yaklaştı " Yok efendim " demişti. Kolay gelsin deyip çekildiler. Her gittikleri handa samimi bir konuşmadan sonra loncaları sorup durdular. Hiçbir yerde loncaya ait iz bulamadıkları için küfür etmek istedi ama kendini tutmuştu Karl. Liana ümit etmekten bıkmadı. Bir han ya da birkaç handa o loncaya ait bir iz bulacaklarını. Violetta sokağın ortasında çaktırmadan gücünü kullanmıştı. Etrafta yayılan acı enerjiyi hissederek kapıları çalıp tedavi etmeye koyuldu. Alex ise daha yeni orman yolunu girmiş kurumaya yüz tutmuş ağaçların arasından ilerledi. Ne bir canlı belirtisi bile yoktu. Göğe kaldırdı başını yüzüne doğru yağan yağmuru fark etti. O kadar ıssız ve sessizdi orman, bu sessizliği hiç sevmemişti. Tüyleri diken diken eden hava hiç hoşuna gitmemişti. Cadının varlığı her yerdeydi. Atın hızını artırdı. Yavaş yavaş ilerlemek zaman kaybı olacağını farkında ve bu atmosfer içini hiç sinmemişti. Karargaha doğru ormanın kuru toprağın üstünde at koşturdu. Etrafına bakmadan önüne odaklanmıştı. Bir mola vermek için Karl ile Liana gözüne kestirdiği bir hana doğru hızlı yürüyerek kapısında soluklanıp içeriye doğru adım attılar. Yine kimse bakmadı. Bakmadıkları için sevinip rahat rahat adımlarla hancıya doğru ilerleyip biraz ağızlarını ıslatmak için iki kupa su istemişti Karl. Aynı muhabbet ettikten sonra burada lonca olması için duaları sonunda gerçek çıkmıştı. Onca aramadan sonra yüzleri gülmüştü. Ama bir sorun vardı. Sorunu duyan Karl ise bu işin içini edecekti. " Kahretsin peki şu lanet olası şifre " demişti seslice. Gözler sesli söylediği için onun üstündeydi. " Pardon farkına varamadım işinizi dönün " demişti. Farkında bile değildi. Burada cadının casusu olma ihtimali hiç aklına gelmeyen Karl. Liananın uyarısı sayesinde geri çekildi. " Hancı şu şifre ne ile ilgili acaba kim olduğumuzu söylesek bize ipucu verebilir misiniz " ricada bulundu. " Önemli biri değilsiniz değil mi yoksa cadının adamısınız " sormuştu. Başına bela açmak istemedi hancı. " Bize bir masa ayarla burada konuşmayalım bizi izleyen gözler var " dedi Karl. Hancı çırağına bıraktı barını kendisi Liana ile Karl'a boş masaya götürüp oturttu. Sipariş alıyormuş gibi yapıp dikkat çekmek istemedi. Yanaşması için eliyle gel gel yaptı. Hancı kulağına yanaştırdı " Kanunsuzlarız biz " Hancı gözlerini açtı. Kanunsuzlar açığa çıkmayı sevmezler diye bilinirdi burada. " O olduğunuzu nasıl bileceğim. Genelde bizi görünmezler " demişti haklı bir sebebi vardı. Liana " Güvenmemekle haklısın ama son olan olaylar yüzünden dışarı çıkıyoruz. Cadı ve kraliçe " dedi. " İsimlerinizi şu kağıda yazın lonca başkanını göndereyim eğer kabul ederse haber veririm " demişti hancı sessiz söyledi. Liana kalemi alıp adını yazmıştı sonra arkasından Karl adını yazıp yolladı. Bir süre etrafı sezmiş Lianaya bir şeyler söylemişti " Bulduk bulmasında şimdi şu şifre meselesi " " Sabırlı ol Karl. Alex sabırsız olması gerekirken kendini tutuyor ama sen küçük bir şifre yüzünden cinnet geçirmeye ramak kaldın " dedi. Karl Alex'in durumu nasıl idare ettiğini merak etmişti. Eve gidince ona bunu soracaktı. Öğretmesini isteyecekti. Hancı ikisinin oturduğu masaya yanaşıp onlara bir not bırakmış çekilmişti. Notu okuma işini Lianaya verdi. Liana notu çaktırmadan açıp göz gezdirdi. Notta şu yazmıştı " Liderinizle görüşeceğim" Liana neden tedbirli davrandığını anlayışla karşıladı. Nota cevap bile yazmıştı " Lonca lideri nasıl isterse yarın bu saatte gelecek " yazılı nota hancıyı iki gümüş parayı uzatıp oradan ayrıldılar. " Sığınağı mı gidiyoruz " dedi Karl. Liana hayır olarak başını salladı " Tek birle yetinmek yok belki kabul etmez elimizde yedek olsun değil mi " Karl bundan korkmuştu. Zoru seven birisi olarak bu zorluğu katlanamıyor oluşu. Lonca arayışa devam etmişti. Kasabaların aralarından geçerek hanlara sorup soruşturmalar devam etti. Alex sonunda ormanın içinden çıktığı için minnet duymuştu atını. Işığı görüyordu oraya doğru yürüttü. Ormanın içinden çıkıp açığa doğru adım atan atını okşadı. Şimdi geri dönmesi olacağını hatırlayıp morali bozuldu. Neyse dedi işine döndü. Karargaha daha çok yolu vardı. Evlerin arasından geçip varacak. Aklındaki konuyu Canon ile tartışıp karar vermesi lazımdı. Liana ve Karl'ın bir lonca bulup bulmadığını merak etmişti. Onlardan haber gelmedi. Anons bile geçmedi. Derin bir nefes aldı. Kraliçenin amacı ne olabilir. Prensesi ele geçirip ne yapmayı planlıyor, bu adaya iyi bir kraliçe olmayıp ne için tahta geçtiğini anlam veremedi. Göğe kaldırdı yüzüne doğru yağan yağmur sanki acı çeken buluta baktı. Gök gürültüsü onu anlatmıştı Alexe. Evlerin arasından geçip açığa yürüttü. Orman gibi bir yerden yeşillerin arasından ilerledi. Yere saplanmış şifreli yol tabelasına takip etti. Sağ yöne düz ilerledi. Sola döndü... Sonunda karargaha giden yolda yavaş yavaş yürüttü ağaçların arasından odundan yapılmış sığınağın girişinde attan inip yürüttü. Kapıya gelene kadar ustaya ne söyleyeceğini düşünerek kapıya ulaştı. Atın dizgini direğe bağlayıp yürüdü yürüdü. Kapıyı tam vuracaktı kapı açıldı. Karşılarında Alexi gören kanunsuzlardan biri şaşırmış kenara çekilmişti. Alex izin istedi. Canon gelmesini rica etti. Alex yanından geçip içeriye girerken kapının kapanmasını bekledi. Canon'un yanına doğru ilerleyip masanın karşısına götürdü. Aklını topladı. Diyecekleri kafasından geçirirken ustasını ne diyeceğini düşündü. Ya kabul etmese onu da geçti tek Canon yoktu karargahın içinde ondan başka diğerleri ne diyeceğini bilmiyordu. Kendinden emin şekilde kafasında dolaşan düşünceleri kenara koyup konuştu " Ne diyeceğinizi emin değilim ama sizden bir iyilik isteyeceğim " Canon ve diğer iki kanunsuz birbirine bakıp " Ne isteyeceğini öğrenelim ondan sonra düşünelim " demişti. Alex yutkundu. Gözlerini yumdu ağzını açıp demişti. " Şey ustam ve ustalar nöbet sırasında o kızın ailesinden birini aldıklarını gördüm. " Canon " Kızı vermek istediğini söylemeye mi çalışıyorsun Alex bize " Alex karşı çıkmıştı. Ellerini hayır olarak sallayıp ne demek istediğini telmih* yaptı. ---- *² açıklamak " Hayır usta öyle demek istemedim. Demek istediğim şey kimliksizlerden yetenekli birini o kızı çevirip ajan olarak yollasak diyorum tabi siz ne dersiniz bilmiyorum " demişti. Canon " Biraz bekleyebilir misin Alex üçümüz tartışıp kararımızı söyleriz " dedi. Alex başını salladı. Canon ve diğer iki usta kendi aralarında tartıştılar. Alex ne diyeceklerini ne karar vereceğini bilmiyordu. Akıllarından geçen ne geçtiğini okuyamadığı kötü olmuştu. Gözlerini kapadı. Dudağını ısırdı. Beklediği cevabı duymayı o kadar çok istiyordu. Canon ve diğer ustalar kendi aralarında tartışıp bir karara vardılar. " Alex senin isteğin çok riskli kimliksizlerin hayatlarını tehlike atıyorsun " Alex dik durdu " Farkındayım usta ama eğer kızı bırakıp onlara geri verirsek planımızı cadıyı anlatabilir bizi duydu. En azından cadıyı gitmesini engelleyip aramızdan birini casus olarak tutarız. " Canon pek emin değildi " Peki haberleşme konusunda cadı duyar ya da okursa bu riski alabilecek misin " Alex gölge halkında çok şey öğrenmişti. Tek güçleri değil onların kendi has alfabeleri vardı. Alfabeyi bilmeden yazıları olunamayacağını çok iyi biliyordu. " Efendim haberleşme konusunda endişe etmeyin benim fikrim var " Diğer eski usta Alexe sormuştu fikrini " Peki Alex fikrini duyalım " Alex fikrini duymak istediklerini memnun kalmıştı direk hayır demediler. " Hiç gölge alfabesini duydunuz mu ya biliyor musunuz ustalar " demişti Alex. Diğer usta gölgelerin kullandığı alfabeden bahsettiğini sormuştu. Alex başıyla evet olarak sallamıştı. " Aslında kolay bir mantığı var ama öğrenen ya da bilen çözer. Cadının etrafında o mantığa bilen biri yoksa eğer elini geçtiğinde hiçbir şey okuyamaz, bilemez " diye konuştu Alex. Emin olamayan ustalar bir süre düşünme için alexten müsaade istedi ve çekilmesini söyledi. " Siz düşünün ustalar ben her zaman cevabınızı duymaya hazırım " demiş önlerinde eğilip karargahın kapısından çıkıp atına doğru ilerledi. ✴️ Beyaz olmayan siyaha kötülüğe boyanan sarayda cadı adamlarına o soruyu sormuştu. " Soytarıyı gölgesinden ayrılan o haini buldunuz mu " Cadı daha ne olabilir diye düşünürken adamlarından biri kötü haberi ona iletmişti. " Hayır bulamadık lord cadı " Cadı sakin olmayı çalışmıştı. Sakin kafayla sesli düşündü " Gölgesinden ayrılmak bunu onlar yapabilir onların yeteneklerinden biri ama iz falan yok kim yapabilir " Başsız süvari komutanı " Geçen akşam tanıdık bir enerji hissettim. Bizden biri olan bir enerji " dedi. Cadının yanında duran karanlık lord araya girmişti " Cadı gölgelerin yeteneği demişti ve sen tanıdık bir enerji hissettin. Bu ikisini birleştirince aramızdan ayrılan çok eski bir lord aklıma geliyor " Cadı Lord Douglas'a " Bundan emin misin peki lord Douglas*o olduğuna " Lord Douglas " O olmalı halefini seçmiş olmalı. En son onu aramızda atmış hiçbir şey hatırlamıyor kendisini kim olduğunu bile bilmiyor endişe etmeyin zararsız biri artık " Cadı bundan emin değildi. Zararsız biriyse neden adamları bu haldeydi. Cadı Lord Douglas'a emir vermişti " Ölü ya da diri onu bana getir Douglas. İster zorla istersen kolay yoldan fark etmez bana getirin " son sözü söyledi. ------ |
0% |