Yeni Üyelik
8.
Bölüm

✴️5✴️

@handelendin

...

Alex karargahın kapısından çıktığında atını getiren yardımcıya gülümseyip dizgini eline alıp üzengiye basıp ata bindi. Tam yol alacağı sırada karargahın kapısından birini çıkıp ona doğru yürüdüğünü gören Alex. Bekledi. Yanına geldiğinde " Haklı olabilirsin aramızdan bir casus göndermek makul ama ustalar buna karşı çıkıyor " demişti. Alex farkındaydı neden bu kadar tepki gösterdiklerini. " İzin vermezlerse onlara karşı çıkmak istemem işimiz kanunlara saygısız gösterenleri yok etmek " demiş ata yön verip kasabanın içinden ilerledi. Etrafa bakınarak yavaş yavaş ilerledi. Ormana adım atmak istemese de tek giriş yolu olan ormanın içine giden patika yolunda at yürüttü. Ben bu yolu hiç sevmiyorum nerede o yeşil huzur dolu orman, yolum üstü olmasa girmek tercih değil. İçinden demişti istemediğini. Ağaçlardan gelen hırıltı sesleri tüyleri diken diken etmişti. Korkmayan biri olsa da Alex ürpertici hissi kanunda hissetti.

Çıtırtı seslerini kulak kesilmişti. Bakışlarını gelen sese çevirdiğin de burada bir tavşan bulacağını düşünmezdi. Acaba sığınağa giderken ormanın içinde zehirsiz mantarlar var mı diye düşünmüş. Attan inip yürüttü dizgini tutup ağacın kuru dalına bağladı. Ne kadar sağlam olabilir ki. " Sen beni burada bekle " atla konuştu. Atın kişnemesini olumlu cevap olarak algılayan Alex. Akşam yemeği için eyerin cebinden küçük bir torba çıkarıp ağaçların dibinde biten mantarları inceleyerek yerden çıkan otları koklayıp ayırt ederek yemek için malzeme toplamaya başladı. Meyve bulmayı hedefledi. Böğürtlen ya da yaban mersini kurumuş çalıların içinde hayatlarını devam edenler olabilir mi diye. Telsizden ses gelmişti. Alexi çağıran ekip arkadaşları bulduklarına dair elinde olan bilgileri taslak geçtiler. Alex " Tamam orada olacağım akşam yemek için ormandan bir şeyler alıyorum vio bu iş senin zehrini ayırma işi " demişti. Violetta kabul etmişti. Alex buraya yakın bir yerde dere görmüştü orada balık var mı kafasından geçirdi ama zamanı yoktu. Topladıklarını bakıp gülümseyip ata doğru ilerleyip eyerin kemerini bağlayıp bindi. Patika yolunda takip etti. Eskiden burada seslerin varlığını hatta burada dolaşan insanları görürdü. Gölge ormanına gitti aklı. Orası bu kasvet dolu ormandan bin kat daha iyi. İç çekti.

Kasvetli ormandan çok çıkmak istiyordu. Açıklığa doğru at sürerken ustalarını anlamıştı neden karşı çıktıkları ama ellerinde ne vardı ki. Bir kaç işi yaramaz bilgiden başka. Belki kızın yerine bir kimliksiz girerse sarayın haritasını çıkarırdı. Bir sonraki plan ilgili aşamalar tamamlama şansları olabilirdi. Güvenlik sorunu için çözümü bile vardı. Cadının anlamayacağı bir dilde gölgelerin alfabesinin bir sırrı ise eğer gizli olacaksa harflerin yerlerini değiştirip haberleşme olabilirdi. Göğe baktı. Hareket eden bulutlar pek iyi değildi. Yolu fazla uzatmadan ormanlık araziden çıkmayı çalıştı. Arkada gelen sesler bir hayvan olacağını düşündü. Dizgini iki kez vurdu. Kuru yapraklardan çıkan ses tüm ormanı yankı yaptı. Bir an önce çıkmalıyım diye düşündü. Düz gitti sola döndü. Patikayı takip ederek evleri görmüştü içinden şükretti çıktığı için. Şimdi kaldı en karanlık sokaklardan geçip sığınağa doğru yol almak ama burada yakında masmavi bir dere bulduğu için biraz geç kalsa ne olurdu. Yok olmuş bir ormanın içinde yaşayan bir dere bulduğunu şaşkındı. Attan indi ve yürüttü. Atı, kuru ağacın kuru dalının sağlamlığını güvenmedi bile. Atını bıraktı. Ayakkabılarını çıkarıp dereye doğru ilerledi. Ayakları suya değdi soğukluğu hissetti. Bir arkasını baktı bir önüne, farklılığı o kadar net ki. Biraz sakin kafayla düşünmesi gereken şeyler vardı. Kimse yokken belki akşam yemeği için balık bulurum düşüncesiyle dere yatağına oturmuş bacaklarını bağdaş kurup avuç içlerine su doldurdu. Başından aşağıya suyu döktü. Gölge halkında öğrendiği diğer ders ise huzurun sesini dinlemek olacak ama burada ne mümkün kraliçe sinirini gökyüzünden çıkarıyor. Alex burada huzuru bulacak mı bilmiyor. Gölge ile ilgili hiçbir kitap bulamadı. Gölge lordu ise hakkında hiçbir şey anımsadı. Bu Alex'in canını çok sıkıyordu. Ne kendisi hakkında gerçeği ne de gölgenin kim olduğunu bulamadı. Birde kraliçenin planı ne olduğu hakkında. Tüm bunları anlam veremiyordu. Küreyi eline getirdi. Kızıl renkte olan küre ile göz göze geldi. Gökten yağan yağmur su şiddetli esen rüzgarı hissetti. Kürenin üstünde su damlalarını görmüştü. Küreyi havada tuttu ellerini kürenin üstüne koydu.

Gözlerini yumdu. İçinde akan kırmızı enerjiyi hissetmişti. Damarların içinde gezen rengi kucak açmıştı. Ölmüş bile olsa orman ve adada bir hayat enerjisi olduğunu o kadar emindi. O kadar güveniyordu bu ormanı yaşadığını. Ellerini kürenin üstünde gezdirdi. İçine çekti. Etrafta bulunan her türlü canlıyı hissetti. Avuçların içinde olan küreyi döndürdü. Gölgeyle bağlantı kurdu. Onun ve kendi hakkında bir şeyler hatırlamayı çalıştı. Tek bulabildiği bir boşluktu. Eli boş dönmeyi istemedi. Balıkları göl yatağından çıkarıp çuvalın içine bıraktı. Küreyi yolladı " İkimiz hakkında gerçek bir sır olarak kalacak " demişti Alex. Gölge Alex'in dediğine katıldı. Alex devam etti " Eğer lordlardan biri isen en eskiye doğru yolumuz var ama orada seninle ilgili bir şey yazmıyor silinmiş olma ihtimali beni şüphelendirdi yani anlayacağın bir yolculuk yapma zamanı " demişti atına doğru yürüyüp atladı. Ormanın içinden açığa doğru ilerleyip kasabaya ulaşmıştı. Güney kapısından içeriye adım attığında ahırcıya atını bıraktı " Atıma göz kulak ol ahırcı " demişti. Ahırcı baş salladı. Eyerin içinde olan çuvalı eline alıp ahırın kapısından çıktı ve kayboldu. Alex ara ara kasabanın içinde belirdi, tekrar denedi gölge adımını kullandı. Kendini gösterip ortadan kayboldu. Sürekli bunu yapıp sığınağa ulaşmıştı. Sürekli farklı yerlerden çıkıp kaybolmak Alexi yormuş ki duvarı dayayıp kapıyı şifreyi yarım yamalak vurmuştu. Andrea kapıya doğru yürüdü. Bu saatte kim gelmiş diye konuşmaları duyan Alex soluğunu alıp " Benim kapıyı açın " dediğinde. Liana emin olamadı. Alex genellikle böyle vurmaz düşüncesiyle Andreanın yanına gidip gizli gözden baktığında Alex ile göz göze gelen Liana gülümseyip kapıyı açmıştı. Elinde torbayı gördü " Bu ne " der gibi parmağıyla işaret etti. Alex torbayı uzatıp " Akşam yemeği balık meyve ve mantar ormandan hediye " demişti. İçeriye geçer geçmez oturağı bıraktı. Violetta Alexe su uzattı. Liana torbayı Violettaya verdiğini gören Alex uyardı " Zehirli olabilir o iş sende " Violetta anlamıştı. Başıyla onayladı.

Torbanın içindekileri tezgaha çıkarıp tek tek bakarak zehirlerini temizlemeye koyuldu. Liana merak etmişti. Ustaların onayı almış mı diye " Durum ne ajan olacak mı olmayacak mı " Alex kupayı masaya bırakıp " Beklemekte hala düşünmeleri gerek varmış peki sizden loncalar onay verdi mi " Liana ve Karl birbirine baktı. Haberi kim söyleyecekti ki. Karl mı yoksa Liana mı. Karl pes etmişti artık. Liananın bakışları üstünde olmasından, derin nefes aldı ve " Tüm loncalar liderimizin gelmesini istiyorlar " dedi. Alex parmağıyla ben mi kendini gösterdi. Başlarını salladı " Ben ya da usta Canonda olabilir bir gider bakarız. Onları da anlıyorum kanunsuzlar bu zamana kadar sessiz kaldı ama şimdi dışarı çıkıyoruz. Onları korkutma olmadan akşam herkesin evlerine çekildiği vakit görüşelim yarın " dedi. Andrea neden aydınlık yerine karanlıkta çıkıyoruz diye sormuştu. Liana anlamıştı nedeni Alex'in yerine Andreaya anlattı " Alex bir kanunsuz olarak gidelim ama ayrıca müşteri kılıkla yani kılık değiştirme yapacağız " demişti. Andrea tam emin olmadan ' ha ' anlamış gibi ses çıkarmıştı. Alex " Gemiler hazır mı eski topraklara yolculuk yapıyoruz gölgenin kimliğini bulmaya belki bir lord olabilir belki asker kimsenin oraya adım atıp sileceğini sanmam diye düşünüyorum " dedi.

Başlarını salladılar. Violetta zehiri yok etmede başarılı olmuş ki yemek işini kıza devretti. Violetta " Mantarlı balık pişirmeyi biliyor musun " hayır olarak salladı. Violetta iç çekip anlatmaya koyuldu. Liana " Atlı gelmedin mi nasıl yoruldun " Alex " Atı ahıra bırakıp bir gücümü denedim işe yarıyor gibiydi. Kaybolup çıkma hariç " demişti. " Anladım odak sorunu sen istersen odana git biraz odaklan " demişti bir anne edasıyla liana. Alex gülümseyip odaya çekildi. Üstünde ağırlıkları çıkarıp yatağa oturdu. Biraz antrenman yaptı odaklanmaya çalıştı. Liana masaya geçip bir sonraki plan ya da aşama ne olacağını düşünürken Karl " Bence biz kapanmaya başlamadan bir saat erken gidelim müşteri olarak sonra kapandığı sıra bizi göndermeye çalışacak " demişti. Liana " Bende aynısını düşünüyorum. Meleklerden haber yok değil mi peki biz eski tapınağa nerede bulacağız " diye sormuştu. Andrea " Alex ya da gölgenin geçmişini bulmak o kadar mı önemli " diye sormuştu. Violetta " Eğer Alex'in içindeki gölge dört büyük lord ise önemli onlar birer halef seçti. Bildiğim kadarıyla başsız süvari bir karanlık lord olduğuna göre halefi cadı olabilir " Liana katıldı " Olma olasılığı yüksek. Yanından ayrılmadığını söylüyorlar. Cadının neye benzediği hakkında fikriniz var mı " demişti.

Başlarını salladı. Liana Alex'in ajan yollama fikrini hak veriyordu. Planları ne olduğunu hatta nasıl biriyle karşı karşıya olduklarını öğrenme şansları vardı. Ustaları buna izin verir mi bilmiyordu. Karl Alexin nerede olduğunu sormuştu. Liana " Odağını bozma odada çalışıyor güçlerinden birini " dedi. Karl başıyla onaylamıştı. Violetta kızı yemek yapmayı öğretti. Fırını koymasını hatta ısısını söylemiş arkadaşlarının yanına gidip konuşmalarını devam etti. Yemekte mantarlı balık güveci yapmıştı. Violetta " Diğer ada ve ülkelerden gıda alışverişi yapalım bize para yerine gıda versin bir arabayla ya da gemiyle " dedi. Liana " O günler gelirse tabi. Hayat maraton oldu. Görev yok. Eğlenceli çatışma yok ayrıca sıkıcı ne yapacağız " dedi. Karl " Alex kuzeye gidecek mi " diye sormuştu. Liana evet olarak baş sallamıştı. Ne zaman gideceğini sormuştu. " Buradaki işi biter bitmez kuzeye haber verecektir " dedi Liana. Karl " Kuzeyde durum nasıl bildiğime göre orada kuzey lordu hala duruyor olmalı " Violetta " Kaç lord var dört büyük lord ile birlikte " dedi. Liana " Dört büyük lord dünyayı yaratan lordlardan biri ama kuzey gibi küçük bölgelerin lordu sıradan bireyler " dedi Liana ha deyip anlamıştı. Andrea " Umarım bulduğunuz loncalar Alexi görüp bizimle anlaşma yaparlar yoksa elimizde bir şey yok belki görevlere çıkar bilgi edinme şansımız olur " demişti. Üç arkadaş andreanın bu kadar zeki olduğunu bilmezdi. Liana, eğer ustalar kabul etti sonrası ne olacak. Kalenin içine nasıl gireceklerdi. Önünde koskocaman hisar yolu vardı taş duvarlar oraya girmek için hisardan geçip cadının adamlarından geçmek lazım. Ayrıca nasıl mesajı yollayacaktı. Tekrar aynı sorunla karşı karşıya kaldı. Ustalara hak veriyordu. Onlarda sorunun ne olduğunu bildiklerini. " Ustaların endişesini anlıyorum koca bir sorun vardı hisar ve nöbetçilerden nasıl geçireceğiz ajan dostumuzu " konuştu Liana. Karl " Ustalar her zaman haklıdır " sözüyle destekledi Lianayı. " Bizde ajanı kapının önüne kadar getirip çekiliriz geri kalanı ajanın işi bizi sarayın haritası ve planları aktarma görevinde olur. Bir konuda haklısın adamlardan nasıl geçireceğiz mesajı " demişti yanlarında beliren Alex. Dört arkadaş ne ala Alex'in yanlarına geldiğini fark etmemişti. " Çok sıkı konuştuğumuz için duymadık herhalde " demişti Andrea. Alex gülmüştü " Hayır gücümü yeni yeni alışıyorum " Liananın aklına bir fikir gelmişti " Mesaj işi sende olsun Alex. Senin şu kaybolma geri çıkma gücün mesajı iletip iletilmesine yardımcı olur bize " Alex " İyi peki öyle oldu diyelim yazdığını nasıl bileceğiz " demişti. Haklı bir noktaya değindi. Alex gidip gelse peki mesaj yazıp yazmadığını nasıl anlaşılacak. Sonra Alex kıza baktı. Olabilir mi diye düşündü. Bağlantı kurulabilir mi diye.

" Bilmiyorum işe yarar mı ne bunu gölgede öğrendim ne de buradan kitapta yazıyordu. Zihin paylaşımı. Kız bize mesajın yazdığını söyleyecek iletişim halinde olacak " Liana bunda emin değildi. Tek o da değildi Karl bile tehlikeli olacağını biliyordu. Andrea ve Violetta kız için endişeli. Violetta " Daha masum bir yöntem var mı mesele biz zihin paylaşımı yerine rüyasına girme kullanırız daha masum olur " dedi.

" Onu da çözüm listesini kullanırız " demişti Liana. Gölge sessizliğini bölmüş onlara bir çözüm yolunu sundu " Alex gölge paylaşımı ne dersin " Gölge paylaşımı nasıl olacağını bilmiyordu. Alex gölgeye sormuştu " Nasıl olacaktı sen bunu nasıl biliyorsun hafızan eksik " demişti. Gölge nereden geldiğini bilmiyordu. Kafasına esiyordu. Bunu söyledi ama nasıl yapıldığı hakkında bilgi sahibi değildi. Alex'in kafası gerçekten çok karıştı. Herşey tamamdı ama bir sorun biten herşeyi yeniden başlatılmasına sebep oldu. Kız " Yemek hazır " diye seslendi yakından. Düşünceleri dalan beş kişi kendilerine gelip masaya doğru yürümüştü. Kız cadının yüzünü hatırlayabildiği kadarıyla onlara açıkladı. Alex " Yani cadı bir türlü yaratık gibi bir şey " Liana " Karanlık lordu neden onun halefi seçtiğini anlıyorum güvenceye almış olabilir yerini de diğer lordlar şu an nerede ışık lordu gölge lordu hatta diğerinin ismi dilimin ucunda ama söyleyemiyorum " dedi. Violetta " Eğer dediğim gibi Alex'in içinde olan gölge o lordlardan biri ise kaldı iki lordu bulmaya " dedi. Yemeklerini yerken konuştular ama Alex'in aklı başka yerdeydi. Nasıl iletişim halde olacakları konuda hatta cadı bir çeşit yaratık ise yakalanma olasılığını düşündü. Liana " Öyle yaptık diyelim cadı anlayabilir bir tuzak olduğunu kızın tıpış tıpış ayaklarına geldiğini. Sanki zorla götürüyormuş gibi davranması lazım " Alex sessizliğini bozdu " Haklısın Liana. O yüzden herkesin evlerine girdiği bir vakit ajan dışarıda dolaşsın. Ben onun gölgesinde dururum sarayın planını inceler harita çizeriz " dedi. Violetta " Böyle cadı tuzak olduğunu anlamayacak. Tek gereken iki madde biri ustaların onayı diğeri iletişim ağı olacak bir madde " dedi başlarını sallayıp kabul ettiler. Alex masadan erken kalktı. Yoruldu. Karargah ve sığınağa giden patikadan git gel yapmaktan. Üstünü çıkarıp yatağa kendini bıraktı ama bir türlü gözlerini kapanmıyor. Kafasında bin türlü düşünceye el sahipliği yapmış, o düşünceler ne gözlerini kapanmasını yardımcı oluyor ne de uyumasına izin vermişti. Gölge lordu Alex'in durumunu farkına varmıştı. " Mutlu olduğun ya da olacağın şeyleri düşle uyumana yardımcı olur " demişti. Alex gülümsedi ama mutlu olduğu bir an oldu mu ki. Gölge ormanda yaşadığı eğlenceli vakitleri düşündü ve gözlerini kapayıp yana döndü.

                                                                   ✴️

Andrea rüya görürken aklına süper bir fikirle güne merhaba demişti. Elinde kahve dolu olan kupalarla Andreanın konuşmasını bekleyen ekip arkadaşları ağzındaki baklayı çıkarmasını bekledi .Bu sinir sessizliği sinir olan Liana " Artık söylesen dahiyane fikrini insanı sinir etmeden " Andrea elleriyle sakin olmalarını ister gibi oynatıp söylemişti " Çok basit bir çözüm posta güvercini ile iletişim geçsek nasıl olur. Küçük bir not kağıdı ile senin bahsettiğin alfabe ile iletişim geçse " dedi. Bu onlara yakalanma riskleri yüksek olduğu bir seçim yapmak zorunda bırakıyordu. " Aslında yakalanma olanağı yüksek bir şey orada uçan bir hayvan bulunması imkansız cadı fark ederse ne olacak " Andrea " Onu hiç düşünmedim olabilir ıssız bir yerde yaşayan canlı bir kuş " demişti. Dahi ama sonrasını düşünmeyen bir aklı vardı. Alex ayağa kalktı. Bir yerde okuduğu bir şey vardı. Ama hatırlamadı neydi adını tam çıkaramadığı için masadan kalkıp odasına giderek tahtadan yapılmış lafların yanına gidip gölgelerden aldığı kitabı bulmayı çalıştı. Ne yapmayı çalıştığını anlamayan ekibinden Karl " Ne alıyorsun öyle " Alex gülümsüyordu " Orada geçirdiğim zaman sırf eğitimle uğraşmadım orada ustalar ve kütüphane vardı ben orada yazmayı okumayı hatta eğitimi bile almıştım. Ödünç veya bana hediye edilen kitapların birinde gölgeyle iletişimi sağlayan bir yöntem olduğunu okumuştum ama unuttum " dedi tek tek kitapların içeriğine bakarak bulmayı çalışmıştı ki eline aldığı kitapta görmüştü. Buldum diye sevinerek içeriye doğru ilerledi. Arkasından takip ettiler. Alex kitabı masaya koymuş ekibine göstermişti. Liana " Ne anlatmaya çalıştığını anlamıyoruz biraz daha açıklayıcı ol " demişti. Alex neden gösterdiğini bilmiyordu anlatmadan önce. Alex arkadaşlarını ne işe yaradığını ve nasıl oluştuğunu açıkladı. Violetta " Bunun olması için bir canlıya ihtiyaç duyacak ve gölge kendi isteğiyle hareket edecek çok riski değil mi sabahları ve öğlen gölge gitmiş olacak " Alex konuşmaya devam " Cadı o saatte odasına gitmiyor mu onlara serbest bırakmıyor mu " Kız konuştu " Bizle işi bitince gidiyor odasına çekiliyor zaman tanımıyor bazen gündüz bazen gece " Liana " Nasıl yapacağız peki bu iletişim haberini " Alex " Önce Ustalardan haber gelsin sonra iletişim halini düşünürüz " dedi " Bunu geçelim şu merak işi nasıl olacak fikriniz var mı orası hakkında ne yapacağız " Ekibi de aynı düşüncede. " Sabah nöbeti çıkalım üstümüzü değiştirip kasabanın içinde dolanıp ilk gideceğimiz yerde takılıp duralım " dedi Liana. Haritaya çıkarıp ilk işareti olan hanı gösterdi " her güne bir han yapalım müşteri kılıklı " " Zaman kaybı olmaz mı sürekli aynı yere nöbet turu yapmak " demişti Andrea. Violetta " Haklı zaman kaybı olur sürekli aynı yerde dolanıp durmak akşam vakti bir ya da iki hana uğrayıp soralım en sonunda o handa o sözü duyacağız kapanıyoruz diyecekler " dedi. Alex " Eğer beni kabul etmezlerse ustayı çağırma vakti gelmiş demektir " Liana " Anlaştık hadi saklı limana gidip geminin son durumunu öğrenelim elinde sonunda öyle bir görev çıkacak hem de senin şu gölgenin kimliğini bulmaya gidiyoruz " Violetta " Gitmeden önce terziden pelerinlerimizi alalım" dedi ekip baş salladı. Masayı kıza bırakıp sığınaktan kasabalı olarak çıkış yaptılar. Karanlık dar sokaktan çıkıp kış güneşinin altında yavaş yavaş kasabanın içinden geçip terzi yolunda çevreye göz attı. Gölgesizleri fark etti, sabah sabah bu saatte neden nöbete çıktıkları hakkında fikir sahibi olmadığı tamamen yalandı. Onu arıyordu Alex ortalığı karıştırıp kaçmıştı. Ekibine gözüyle çaktırmadan gösterdi.

İnsanların arasından kaybolup gölgesizler ordusundan uzaklaşıp açığa çıkmıştı. Alex iyiydi ama ekip arkadaşları soluklanmak için durmuş nefeslerini düzeltti. Karl doğrulup " O gün öyle bir karmaşa yapmayacaktın ki bizi boşuna yormayacaktın" Alex " Formlarınız düşmüş sizin bu kadar çabuk yorulduğunuza göre, hem ben bir şey yapmasam onlar bizi esir alacaktı" dedi " Diğer lordların havalileri nerede acaba merak ediyorum mesele ışık lordu sonra gölge lordu ive diğeri adını getiremiyorum her neyse" Gölge, Alex'i daha fazla yardımı dokunabilmeyi çok istemişti ama tüm anıları toz bulutunda ibaretti. Alıp götürmüştü rüzgar. Gölge kim olduğunu hatta anılarını silen kişinin kim ya da bunu yaptığı için arttan yatan sebebini ne olduğunu sormak istemişti. Alex ile birlikte çıkacağı yolculukta ona bir şey hatırlatmazsa diye korkuyordu ki. Gölge, umut ediyordu Lordlar anıtı bir şey çağrıştırması için en küçük bir şey hatırlasa ona bile razı gelmişti. Terzi dükkanının kapısından içeriye adım atmıştı, kapıya asılı olan zili çaldı. Terzi kapıya yöneldi ve tanıdık yüzleri görüp gülümsedi. Yanlarından geçip kapıyı perdeleri çekip onlarla ilgilendi " Her yer kaynıyor sayenizde ama sanırım yeni pelerinlerinizi almaya geldiniz" dedi onlara perdenin arkasındaki odasına doğru eşlik edip perdeyi arkasından kapattı. Dolabı açıp " Pelerin denmez yarattığım bir tarz diyelim her şekle sokar size ilk kim deneyecek" demişti terzi. Birbirine bakıştılar, Terzi onlara beklemişti. Kimse adım atmayınca Alex gönüllü olmuştu. Kılıcını Lianaya emanet edip diğer silahları kıyafetinden çıkarıp terziyi bekledi. Terzi en çok beğenerek yaptığı pelerinli kıyafeti dolaptan çıkarıp giyinme perdesini kadar yürüttü ve arkasından perdeyi kapatıp gülümsemişti. Alex incelerken içindeki gölge konuştu " Gayet işe yarar gibi görünüyor " dedi Alex gülümseyip üstündeki kıyafetleri çıkarken konuştu " Terzici bir kıza kıyafet dikmeni istiyoruz tabi sığınağa kadar gözü kapalı getireceğiz" Terzi " O kız mı kaçan" demişti. Diğerlerine baktı, başlarıyla kabul ettiklerini dile getirmişti. Terzi iç bıraktı dışarıya " Başımı belaya sokuyorsunuz ama kabul sizden akçe istemiyorum bana yeter ki üretecek kumaş bulun sizinle çalışırım" Liana " Göreve çıkarsak diğer efendiler bizi hem akçe hem kumaş vermelerini isteyeceğiz" dedi. Terzi " Daha giyinmedin mi Leydi Alex " demişti. Yakışmayan bir unvandı Alexe göre. Alex üstü başını düzeltip kafasına pelerinin şapkasını geçirip kendisini aynada baktığında hiçbir şey gözükmüyordu sadece kızıl rengi gördü. Alex gülerek önüne dönmüş perdeyi çekip arkadaşlarını ve terziye bakış attı. Karl " Alex yok nerede acaba bu kim" ciddi ciddi sormuştu. Alex Lianadan kılıcını istemişti. Liana tam verecek sırada Karl durdurdu " Yabancıya veremezsin " demişti. Alex, Karl'ın şaka mı yoksa ciddi olduğu konusunda kuşkuya düştü. " Şakaya fazla uzattın artık Karl, Liana artık kılıcımı bana ver" demişti sinirlenmişti. Karl bir an Alexin sesini duyar oldu. Liana " Harbi şakayı bitir pelerinin içinden kızıl gözleri görmüyor musun. Al Alex " demişti kılıcı uzattı. Kılıç bile gölgeyi tanımıştı. Andrea " Hadi işimiz var giyinelim" demişti. Liana en son girmişti odayı silahlarını verip terziden kıyafetini aldı. Terzi " Bu pelerinlerin bir özelliği var tabi ama siz keşfedin onu bir yere giderken" dedi. Alex pelerinin şapkasını kafasından indirdi " Tanınmayacak hale sokar demiştin harbiden işimi çok yarayacak kızıl gölgeyi tanık olacaklar" demişti perdelere bakarak. Ekip arkadaşları pelerinlerin içinde kaybolmuştu " Harbiden beni kayıp gören Karl'ı anlıyorum" demişti. Terzi " Kıyafetlerinizi bende kalsın yenileyim aldığınızda geri veririm" dedi Alex teşekkür etmişti. Pelerinin şapkasını başını örttü perdenin arkasından çıkıp kapıdan çıkardı yandan ilerleyip uzaklaştı. Terzi kapıları perdeleri açıp işin başına döndü. Kimse pelerinin içinde saklanan kişileri merak etmiyordu. Gizlenmiş Limana giden patika yolunda ilerlediler. Gölgesizlerin yanlarından geçip gittiler, fark etmediler bile onlar olduğunu. Terzinin dediği bir özellik olabilir diye birbirine bakıp düşündüler. Liana Alexin yanına yaklaşıp " Terzinin bahsettiği özellik olabilir mi acaba" Alex " Olabilir gölgemizi göremediler" dedi. Andrea duymuştu son cümleyi yanlarına yaklaşıp " Gölge tanınacak bir şey mi" dedi. , Alex " Normal insan tanımaz ama iki farklı tür tanır bir gölgeler diğeri gölgesi olmayan başsız süvariler " demişti ciddiye almıştı Andrea. Liana Alexin çok net şaka yaptığını biliyordu, dürtmüş. Alex " İnanma şakaydı.

Bizi neden tanımadılar bilmiyorum ama bir tahmin yürütürsem terzinin bahsettiği özellik diyebilirim biri" demişti. Andrea " Aslında benimde tahminim var çok açık pelerin bizi gizlediği bizi görünmez yaptığı gerçeği " demişti. Konuşmayı bitirdiler. Uzatmayı gerek yoktu. Özellik vardı yakında neyi sakladığını bulacaklardı o yüzden uzatmadan kasabadan uzaklaşmış denizin kokusunu aldıklarında martıların çığlık çığlığa bağırma sesleri kulaklarına geldi. Alex arkada kalmıştı bir lider olarak önde olması gerekirken arkadan takip ediyordu. O yolu bilmediği için önderliği onlara bırakmıştı. Andrea " Geminin ismi sana şok yaratacak " Alex sözün arkasında geminin ismini merak etmişti. Liana sert sert sürprizi söyleyen Andreaya bakmış Alexe " Sana sürpriz olacaktı ama biri ağzını sıkı tutsa iyi olurdu " demişti. Alex şimdiden yorulmuştu " Gelmedik mi sesleri duyuyorum ama kendileri yok " Violetta olduğu yerde durdu. O durunca birbirine çarparak durdu. Andrea öne geçip geçidin kapısını açıp kenara çekildi. Geçitten geçide atlayıp durmuştu şimdi önünde limana açılan kapıdan bir adım attığında saçlarını uçuran rüzgarı ve tenine denen esinti hoşuna gitmişti. Gülümsemesini sebep oldu. " Hiç değişmemiş eskisi gibi, nerede bizim gibi dostlar " dedi Alex. Liana önderlik etti. Yine arkadan takip etti. Gemileri bakarak isimleri özellikle " Buranın sır olarak bilindiğini söylediniz ama burada bir süre gemi var onlar kimin "

Karl " Kasaba biliyor ama kraliçe ya da cadıya söylemediler. Yemin ettiler ama bu güzelliği kaybetmemek için acıyı katlandılar " dedi. Alex bu acımasız davranışları katlanamıyor. Tek tek gemilerin önlerinden geçti sonra durdu. Liana önderliği Alexe verdi. Alex öne doğru ilerledi ve geminin kaptanı ve tayfasını görmüştü. Alex iskeleye doğru adım attı. Kaptana seslendi " Kaptan yelkenleri indir " Kaptan kim seslendiğini bakış attı. Alex kızıl gözlerle bakış attı sonra pelerini kafasından indirip kaptana baktı. " Gölgenin sahibi gelmiş. " adamlarından birini aşağıya inmesini söyledi. Adam indi zinciri açıp kenara çekildi. Alex bir adım attı arkasına döndü " Harbi şok bir isim kimden çıktı bu fikir " Liana " Hepimizden çıktı gölge vatandaşı olduğun için eğer kanunsuz koyarsak bizi hiçbir yere sokmadıkları açık o yüzden kanunsuz kimliği yerine gölge kimlikte olması mantıklı " Alex " Akıllıca arkadaşlar " dedi sallanan köprüden geçerek güverteye ulaştı. Kaptan aşağıya inip geminin sahibine karşıladı. " Kızıl Gölge namın her yerde neyse sizi tanıtayım gölgeyi " dedi tanıttı. Alt katta çalışanların odası üst katta ekip ve liderin çalışma odasını gösterdi. Diğerleri bilinen şeyler. " İyi iş çıkardın kaptan göreve çıkarsak inşallah uzak diyarlara gemi hazır olsun " dedi Alex. Kaptan baş salladı.

Alex liderin odasını merak etmişti. Kaptan ve ekip arkadaşlarıyla ortadaki kapıya doğru yürüyüp kapıyı açma şerefini vermişti. Kolu tutup çevirip kapıyı hafif itti. Alex kaptanın çalışma odasına doğru yürüdü. Masaya dokunarak yerine doğru sandalyeye ilerledi. Çekip koltuğa oturdu. " Kaptanın çalışma odası ama bu geminin kaptanı sensin kaptan nasıl benim olabilir ki " diye sormuştu. Kaptan güldü " Ben yardımcı kaptanım ama bu gemi sana ait baş kaptan " demişti. " Etkilendim güzel bir gemi özellikle kaptanın odasını çok beğendim. Hayal ediyorum denizde birileriyle karşılaşıp beni soruyor ve bu odaya geliyor beni görüyor fantazi işte " dedi. Kaptan " Aynen. Her birinizin yatak odası var. Kaptanın yatak odası çalışma odasıyla birleşik şu kapıdan giriyorsunuz diğerleri yanlarda misafir odaları var gemiye konuk aldığınızda aşağıya katta mürettebat en altta kalıyor konuk ise girişte " dedi Alex az çok anlamıştı karışmış konuşmasından. Andrea " Peki yemeğe nerede yiyeceğiz yardımcı kaptan " diye sordu. " Toplantı odası iki amaçlı yapıldı Özel veya yemek yemeniz için koca bir masa var mutfak ise depo katında ha eğer esir tutarsınız diye altta depoda yataklar var eski modaya beğendiğim için " dedi kaptan. Tüm sorular bitmişti. Alex, kaptan ile ekibiyle odadan çıkıp diğer odaları göz atıp aşağıya indiler. Depoya baktılar sonra iskeleden karşıya geçip selam verdi. " İyi iş çıkardınız gerçekten. Bir deniz görevi çıkarsak ya da anıt mezarlığa doğru yolculuk başlarsa bu gemiyle gideriz " dedi Alex. Liana " Anıt mezarlığa denizle mi " dedi. Alex nerede olduğunu bilmiyordu. Geçitten dışarıya adım attılar pelerinin şapkasını başlarına geçirip kasabaya giden patikadan yol aldılar. " Denizle mi kara yoluyla mı emin değilim haritada o anıtları o yere bulmak zorlu " dedi Alex. Karl " Epey zorlanacağız desene bilinmeyene yolculuk " demişti. Alex " Meleklerden haber var mı casuslardan mesaj geldi mi bilmiyorum oraya gizlice girmemiz gerekiyor " dedi. Liana " Nasıl olacak bilmiyorum orası apayrı bir dert " dedi.

Kasaba evlerini uzaktan görüyorlar, yavaş yavaş yürüdüler " Bence ne yapalım üç hana gidip soralım ne dersin en sonda kapanış saatine denk gelir hem acıktım " dedi. Alex gülmüştü. " Kuzeye en sonra gitmeyi düşünüyorum yakın olan Doğu ya da Batı bölgesine gözetleme yapacağım " dedi. Liana " Olabilir kuzeye en son yapmamız iyi olabilir. Doğuda durum nasıl merak ediyorum " dedi. Alex " Bende merak ediyorum. Doğu ya da Batı bölgede durumlar nasıl olduğu " iç çekti. İnsanların içine karıştılar. Birbirinin görüş alanından çıktılar. Sakin bir yerde karşılaşıp ilk gidileceği Han'ın nasıl bir yer olduğunu açıkladı Liana. " Biraz tatlı yemeye ne dersin buranın turtaları ve kahveleri şahane " demişti beğendiğini söylemeyi bile ihmal etmedi. O hana doğru yürüdüler. Kapıdan geçerken " Duyduğuma göre doğu tarafı ile bir anlaşmazlık yaşanmış toplantıda bahsedildi. O yüzden beyaz adanın bir bölgesi parçalandı " " Nedeni çok açık değil mi altında olmak istemediler bence batı bölgesi de aynı olacak kuzey de aynı davranışta bulunduğu açık " Karl " Kim bilir " demişti hanın kapısından içeri adımları attığında bir sessizlik sonra kendi önlerini dönüp konuşmayı başlamıştı. Bir masaya geçip oturdular. Garson ne istediklerini sormuştu Liana söyledi " Beş elmalı turta yanında güzel kahve lütfen " Garson pelerinin içine bakıp kim olduklarını bakmaya çalıştı. Alex Han'ın sahibinin gözlerinin içine baktığında kızıl gözleri görüp kim olduğunu gördü. " Hemen getiriyorum bekleyin " demiş mutfağın içine girip siparişi söyleyip en aşağıya kata inip kapıyı çalmıştı.

Alex adamda tuhaf bir şey olduğunu anlamıştı. Gölgesine takip etmesini söylemişti. " Sanırım hanın gizli odasına nerede olduğunu biliyorum " demişti. Liana " Bizde biliyoruz orada görüşme yaptık " dedi. Alex " Ben liderin odasından bahsediyorum ama neyse bizi kabul edecekler " demişti. Han'ın çalışanı masaya turta ile kahveleri masaya bırakıp " Bizden size ikram " deyip çekildi. " Bizi kabul ettiklerini mi ima ediyorlar " diye sordu Andrea. Alex " Bu ikramın iki anlamı var ya kabul edip antlaşma yaptılar ya da beni lider olarak saymadılar. Ustayı bahsetmiş olabilirler " demişti ki hancı gelip Alex ile görüşmek istediklerini söylemişti. Gizli olarak. Ekibine burada kalmalarını söylemişti. Mutfaktan bir aşağıya kata indi karanlık koridora aydınlatan meşale ışığı hariç tek bir ışık yoktu. Koridorun sonunda bir kapı gördü. Gölgesi o kapı olduğunu göstermişti. Kapıyı vurdu. İçeriye bir kadın sesi duydu. Sevinmişti kendi gibi bir yönetici ile buluşacağı için. Hancı kapıyı açarak önden girmesi için yol verdi. " Sağdaki ilk kapı " demişti. Sesi yakından duymuştu herhalde yankı yoluyla iletişim geçtiğini düşündü. Konuşmadan sağdaki ilk kapıyı doğru yürüdüğünde gölge lorduna görev vermişti. Etrafı bakması için gölgesinden ayrıldı. Sağdaki ilk kapı tam karşısındaydı. Kapıyı tıklattı. Kadın sesini yakından duymuştu. Kolu çekerek açtı. Kadın konuştu " Bahsedilen lider sensin geç otur " demişti. Kapıyı arkasından kapatıp yürüdü. Karşısında dikildi. " Böyle iyiyim " dedi. " Kanunsuzlar genellikle hiç dışarı çıkmaz biz onlarla bağlantı kurarız ama durumlar değişti değil mi " dedi kadın. Alex " Evet durumlar bizi dışarıya çıkmaya zorladı " Kadın tekrar konuştu " Pelerinin başlığını çıkar senin kim olduğunu göremiyorum " Alex iç bırakarak elleriyle pelerinin şapkasını indirip kadına baktı. " Gölge ormanından buraya gelen biri olmalısın " dedi evet olarak baş salladı. Kadın ayağa kalktı. " Sizi cadı ya da kraliçe için çalışmadığını nasıl anlayacağız peki güveneceğiz " diye sormuştu. Alex " Eğer onlarla birlikte olsak bir plan için uğraşmayız ayrıca ben buraya bir kaç gün içinde döndüm. Durumların ortaya çıktığı zaman yoktum ve gölgeler beni düşman olduğumu fark edip beni eğitme zorluğu girmezler " dedi. Kadın " Haklı bir konuya parmak bastın " Alex " Paraya ve bilgiye ihtiyacımız var eskiden krallık bize ödeme yaparlardı şimdi ise krallık diye bir şey kalmadı " dedi Alex devam etti "

Bana sorular soruyorsunuz anlıyorum ama size biz nasıl güveneceğiz merak ediyorum. " Kadın " Sende bir gölgesin, beni düşman olup olmadığımı biliyor olmalısın neyse bir anlaşma imzalamak istiyorsun bizimle çalışmak istediğini söylediniz bir düşünelim bu konuyu. Sizle iletişime geçmek için bir adres belirtin " dedi. Alex karargahın posta kutusunun numarasını yazıp geri çekildi. Kadın " Şimdilik bu kadar " dedi kapıya gösterdi. Kapıdan çıkana kadar ağzını sıkı tutmuştu pelerini başına takıp mutfağın kapısından çıktı masaya doğru yönelik biraz daha müşteri gibi turtasını ve tazelenmiş kahvesini içip yemeye devam etti. " Düşünmeleri gerek olduğunu söyledi kadın lider. Onu bekleyecek değiliz sıradaki han nerede birde burada eski kitapları satan bir dükkan var mı diye bakalım eğer gölgenin kim olduğunu bulmak için anıtların nerede olduğunu gösteren bir haritaya ihtiyacımız var " dedi ekibi anlaştık deyip önlerini dönüp turta yemişti hatta kız için paket bile yaptılar. Diğer hana gitmeden önce şu kitap dükkanında biraz zaman geçirmek istediler. Kasabanın içinde bir hayalet gibi dolaştılar. Gölge lordu Alex'in kulağına " Bir yerde saklanmış aradığınız yeri gördüm " Alex gülümsemişti. " Bir yer buldu gölge " dedi. Alexi takip etmeye başladılar. Alex bir iki sözcük söyledi. Gölge lordun gölge izini takip etti. Nereye gittiklerini bilmeden gölge izini takip ederek bilinmeyen kimsesiz karanlık çıkışı olmayan bir yola adım atmıştılar. Alex güneyi tam kafasına kazımadığını fark etmişti. " Gizemli bilinmeyen sokakları keşfe çıkmaya ne dersiniz " diye teklifte bulundu. " Bakarız " dedi Andrea.

Çok bilmiş gibi konuştu. Gölge " Burası Alex gördüğüm yer " dedi Alex olduğu yerde durup boşluğa bakmıştı. " Ben burada bir dükkan görmüyorum gölge sen nasıl gördün hayal miydi " Gölge " Unutma ki gölgeler her şeyi görür çünkü -" Alex sözünü devam ettirdi " çünkü gölgeleri takip eder ve sen burada görünmez bir dükkan olduğunu duvarın ise bir kapı olacağını düşünüyorsun. Bir bakalım " demişti. Bir adım attı bir adım daha elini duvara götürdü ve diğer eli ise Liananın elini tutarak birbirinin elini tutarak duvardan gölge formuyla birlikte arkasına bir adım attığında bir dükkan yerine bir şehir olduğunu gördü. " Sen dükkanın yerine şehire mi keşfettin ama burada kim yaşayabilir ki " dedi Alex. Gölge " O kadarını ben bile bilmiyorum iz devam ediyor o izi takip et " demişti. Alex izin gittiği yola devam etti. Liana " Eğer duvarların arkasında böyle bir yerler varsa belki kraliçeden saklanıyor olabilirler " dedi. İzin sonuna kadar devam ettiğinde dükkanın tabelasını okudu. Garip bir isim bir kelime yazılı kapıya iterek içeriye adım atmıştı. Alex seslendi. Kimse cevap vermeyince belki gölge diliyle konuşunca işe yarar diye farz ederek. " Klear ropha ( burada biri var mı )" gölge diliyle seslendi. Alex buraya gelenin gölge ya da ona benzer yaratıklardan başka biri anca. " Stare mush ( aşağıya bak ) " birinin konuştuğunu duydu aşağıya bakmasını söyleyen birini. Gözleri aşağıya kaydığında bu türü ilk kez rastlamıştı. Farklı bir türdü ama adlandıramadı bir türlü. Küçük yaratığı takip edip tezgaha doğru ilerleyip küçük yaratık gölge dilinde onlara ne istediklerini sormuştu. Alex gölge diliyle eski bir haritaya aradıklarını dört lord anıta giden güzergah haritasını aradıklarını söylemişti. Dükkanın sahibi gölgece, eski bir haritanın bulunması zor olduğunu sakladıklarını söylemişti. Pelerinli birini güvenip güvenemeyeceğini dile getirmişti. Alex gülerek gölge diliyle " Ben bir gölge vatandaşıyım " diye şapkasını başından indirip dükkanın sahibinin gözlerine bakmıştı. Küçük dükkan sahibi Alex'in ruhunun içindeki katmanları fark etti. Gölge diliyle " Bekleyin getiriyorum " demişti küçük dükkan sahibi. Liana ne konuştuklarını anlamadı Alexe sordu " Ne konuştun onla " dedi. Alex " Haritaya getiriyor anlaştık ama nasıl ben bile anlamadım " Dükkan sahibi elinde yıpranmış ama işe yarayan haritaya Alexe vermişti. Gölge diliyle " Çok eski dikkat edin elinizde kalabilir " demişti. Alex başıyla onay verip gölge boyutuna taşımıştı. Gölge diliyle " Bu adada böyle bir duvar olduğunu bilmezdim nasıl oluştu dükkan sahibi " demişti. Dükkan sahibi gölge dilinde nasıl oluştuğunu anlatmıştı. Kelimeleri anlıyor olabilirdi ama oluşma sebebini kafası almıyordu. Hı hı deyip geçip bir gölge parayı uzatıp oradan çıkmıştı.

Çıkışa doğru izi takip edip birlikte el ele çıkmış pelerini başına kapatıp " orada iken zaman hızlı geçmiş olmalı ,zaman dilleri farklı " demişti. Diğer hana doğru gittiler. Orada da bir haber yoktu. Kimse güvenmedi onları. Anlıyordu bu topraklarda böyle bir tehlike varken kimse güvenmediği kişileri iş verme korkusunu göze alamadı. Rozeti gösterdi ama sahte olup olmadığını sordu. Alex güldü. Rozetin sahtesini ya da kopyasını çıkarmak emek ve zaman ister. Özel bir yanı vardı rozetin. Büyüyü tutturmak gerekir. Bunu da bir iş çıkmayınca bugünlük bu kadar deyip sığınağa doğru yol ilerlediler. Kız bir haber olup olmadığını sormuştu. Başıyla ' Hayır ' anlamda salladı. Kız hevesi kursağında kalmıştı. Ama elinde olan bir fırsat vardı. Çalışma masasına geçmiş haritayı özenle boyuttan çıkarıp açmıştı. Liana " Biz anlamıyoruz ne yazıyor Alex " Alex bile anlamamıştı. Gölgelerin eski dilinde yazılı Alex'i bile geçiyordu. " Çok zor ben bile anlamıyorum ne yapacağız bilmiyorum " demişti Alex. Devam etti konuşmayı " Şimdilik bu kadar deyip bitirelim " Gölgeye sormuştu. Alex bile çözemedi. Ekibi odalarına çekildi ama Alex eline kitap almış sayfa sayfa eski dile rastlarım düşüncesiyle okumaya devam etti. Y.Notu: Belki bir bölüm gelir gelmez.

Gelirse gelir ama sonraki bölümler gelmeyecek. Üzülerek söylüyorum o hafta derslerim başlayacağı için bu kitabı yazmayı ara vereceğim. 🤗

Loading...
0%