Kimliksiz ustası Alex'e oturmasını söyledi ama Alex ayakta iyiydi. " Ben böyle iyiyim " dedi. Kimliksiz ustası kapıyı arkasından kapattı. Masasına yürüyüp sandalyeyi geçip oturdu.

" Evet Alex duyduğuma göre bizden bir kimliksiz almaya geldin öyle değil mi "

Alex başıyla evet olarak salladı. Kimliksiz ustası konuşmaya devam etti " Nasıl bir kimliksiz istiyorsun aklında var mı bale "

Alex bunu da başıyla onaylayıp söylemişti " En yetenekli yakalanmayacak kadar iyi oynayan biri…." Diye kim olduğunu açıklamıştı. Kimliksiz ustası gözde çırağını bu göreve göndermeyi isteyecek miydi emin değildi.

Kimliksiz Ustası " Emin değilim Alex gözde çırağımı tehlikeye atacak kadar yürek yok bende "

Alex " O yüzden yetenekli ve iyi oynayan istemiştim kimliksiz ustası " dedi.

Kimliksiz ustası biraz düşünüp başlarında olan belayı def etmenin tek yolu demişti Canon.

Ayağa kalktı kapıya kadar yürüyüp açmadan " Bekle biraz Alex " demişti ve kapıdan çıktığında beklemişti. İzin vermesi zor bir seçim olacağını iyi biliyordu. Onca acıya katlanmak zorunda kalacaktı. Cadının adamları kaçtığı için şiddet uygulayıp işkence çekmesini sebep olacağı için fikrini değişmesini muhtemelen bir şeydi.

Kimliksiz ustası kapıdan gözde çırağıyla birlikte içeri girmişti.

" Çırağımı da fikrini aldım Alex, istediğini söyledi yeni şeyler deneyip denemek istediğini ayrıca her zaman b planı olsun Alex. Ani bir karar değişimi olabilir " dedi kimliksiz ustası.

Alex başını salladı " Var efendim ama b planı oldukça riskli bir sınıfa çıkıyor "

Kimliksiz ustası " Gölgeleri mi çıkıyor o plan " evet olarak salladı başını Alex.

Usta devam etti " Sen ne yapar ne eder bulursun yol. Alex zarar göreceği bir göreve çıkıyor tedavi işini sana bırakıyorum ama emin değilim buraya sapasağlam getir " dedi. Zamanı söylemedi nedeni belli bir zamana kapsamıyordu.

Kimliksiz arkadaş " Beni nasıl götüreceksin " diye sormuştu. Alex elini uzatmış " Gölgemle " dedi kimliksiz Alex'in uzattığı elini tuttuğu an kayboldu.

Kimliksiz ustası " Nereye sakladın " dedi Alex gülerek gölgeme demişti.

Alex merak ettiği bir soruyu sormuştu " Adanın farklı yerlerde sanki cadının eli değmemiş gibi bunu nasıl beceriyorsunuz "

Kimliksiz ustası " Büyüyle tabi cadı tahta geçtiği an ilizyon yaptık dışarıdan yıkık gibi görünen ama içerden eski güzelliğini kaybetmeden koruduk "

Alex " Tahtın gerçek sahibini bulduğumuzda böyle büyüler kalmayacak onu da geçtim adayı cadının etkisinden kurtarıp eski haline dönecek " dedi.

Kimliksiz ustası iç verdi " O günler uzak değil bence duydum ki anıtlara gidiyorsun peki nasıl ilgileneceksin bu işle "

Alex " Cadı istediğini alsın ki içerden bilgi alalım bu arada şekillenme yaparken eski yırtık ve zarar görmüş bedeni olacak bize geldiğinde öyleydi vio sağolsun yepyeni yaptı "

Kimliksiz ustası " vio dediğin sağlıkçı mı " diye sordu.

Alex yanıtladı " Öyle denilebilir gerçi neyse gitmem gerek beni bekleyen gölgesizler olunca dikkat çekmek istemem "

Kimliksiz ustası gözü korktu " Takip ettirmedin değil mi buraya gelirken "

Alex " Yok. Benim kim olduğumu ya da nereye gittiğimi bilmiyorlar onları kandırdım. Akrabaya giden birini canlandırdım " dedi.

Kimliksiz ustası rahatladı " İyi yapmışsın fazla oyalanma ve tekrar bekleriz " dedi Alex olumlu başını sağlayıp karargahtan ustayla çıkıp konuştular.

Kimliksiz ustası " Çırağımı ne zaman çıkaracaksın gölgende "

Alex " Güvenli yere sığınağa gelip içeriye girdiğimde gölgemde çıkacak ayrıca dar değil gölgem bir dostumu gölgemi aldığımda geniş demişti " dedi kimliksiz ustası güldü.

Alex kimliksizlerden birini atını getirdiğini gördü. Yaklaştı yaklaştı ve dizgini uzattı. Tuttu dizginleri mağaraya kadar yürüttü. Arkalarından el sallamıştı.

Gözden kaybolduğunda kıza seslendi " Orada durum nasıl rahat mısın "

Kimliksiz kız " Gayet rahatım harbi geniş ve gölgeyle oyun oynuyoruz "

Alex güldü. Her anı değerlendiren bir kız olduğunu unutmuştu.

Alex " Seni hemen yollamayacağım cadının sarayına ilk şekilleneceksin sonra sana haberleşmeyi öğreteceğiz mesaj yazacağın alfabeyi sonra sana eşlik edeceğim sen zindana girdiğin an ben saraya tur atacağım en kısa yol giriş yerini bakacağım " dedi.

Kimliksiz kız " Süper plan peki ben nerede yatacağım"

Buda büyük sorundu. Acaba diye düşündü neden kızla birlikte yatmıyorlar ki tanışıp kavrar diye düşündü.

" Sığınağa gidince buluruz yatacağın yer " demiş devam ettirdi cümlesini " Adın ne peki senin yani bir ismin olmalı "

" Benim isim ahsa " demişti o kız. Alex gülümsedi pelerini başına geçirip atını binip tünelin içinden yürüttü atını. Tünelin içinden geçip ormandan geçti ve kasabaya görüyordu. Gölgesizleri göremiyordu, ne iyi ki diye geçip kasabanın içine yürüttü ahıra doğru ilerlediler. Ahıra geldiklerinde attan inip ahırcıya atını verip " Teşekkür ederim " dedi.

Dizgini eline alan ahırcı " Önemli değil " deyip ahırın içine doğru yürüttü atı. Alex fazla oyalanmadı. Yürüyenlerin arasına girip gözle görünmeyerek sığınağa doğru yürüdü. Etrafı bakmak için başını kaldırdığında göz göze gelmişti gölgesizleri direk gözlerini kaçırıp yavaş yavaş gözden kaybolup iki duvarın arasına girip karanlığın içinden sığınağa ulaştı.

Kapıyı çalmıştı. Kapı gözüktü ve içeriye giriş yaptı.

Violetta Karl ve liana aynı anda Alex'e bakmıştı. Alex'in dediğini gelmişti. Alex pelerini çıkarıp kapıyı kapattı.

Gölgesinden nazikçe ahsayı çıkarıp " Emanet edildi bize "

Ahsa ayağa doğrulup selam verdi. " Umarım görevimi iyi yapalım arkadaşlar " dedi. Gülümsediler.

Kız geldi içecek bir şeyler getirdi. Ahsa kıza işaret etti. Alex kıza bakıp " Bence birlikte yatın kaynaşın Lia ile Vio ikiniz tek odada kalacaksınız şimdilik misafir olarak bir gün geçireceksin ahsa ama yarın ilk sana yeni kimlik aşılayacağız " dedi.

Ahsa " nasıl istersen kızıl gölge Alex " dedi Alex gülümsedi. Diğer işe döndü.

Ahsa ne yaptıklarını merak edip sormuştu Alex ise " Haritayı çıkarmayı çalışıyoruz sen hiç gölge alfabesi duydun mu "

Ahsa başını hayır olarak salladı. Alex " O zaman bir süre bu alfabeyi anlamaya çalışacaksın sana öğrettiğimde " dedi. Ahsa yeni şeyleri öğrenmeyi seviyordu.

Violetta " Bizi de anlat senin yokluğunda biz bakarız "

Alex gülerek " tamam tamam " deyip Ashayı yanına çağırdı. Kitabı önüne çekti boş bir kağıdı önüne alıp kalemle arkadaşlarını çağırıp harfleri teker teker teker gösterdi kitapta. Nasıl yazılacağı ve içinde saklanan şifre yöntemi hepsini anlattı.

​​​​​​ ✴️​

Görevli olan iki gölgesiz süvari saraya döndüklerinde kara lorda rapor vermişti.

Douglas " Ne demek kaçırdınız hemde iki kere "

Bir gölgesiz süvari konuştu " Bekleyelim demiştim ona ama dinlemedi komutan "

Douglas, cadı bunu bir duyarsa olacakları düşünmek bile istemedi ki taht odasına öfkeli adımlarla gelen cadıyı gördüğü an geri çekildi.

" Güzel bir haber var mı Douglas o kanunsuzu gölgeyi buldunuz mu "

Douglas " Sen neden bu kadar sinirlisin acaba cadı " demişti.

Cadı konuştu " Soytarı başımın etini yiyor gölgesini istiyor çocuk gibi " demişti.

Douglas sırıttı içinden içinden ' yandık şimdi ' demişti. Başlarına koca bir bela vardı. Kızı ellerinden kaçırdılar soytarının gölgesini kesen gölgelerden biri sır gibi yok. Kraliçenin planını aksatmaması için elinden geleni yapmaya çalıştıkça bozulması sinirini dokunuyor.

Cadı, gölgesiz süvarileri ve Douglası baktı. Beceriksiz iki gölgesizi gözünden yok etmek istedi.

" Bir kez kaçırdınız tam yerini götürmüşken diğeri ise birini beklemeyi unuttunuz diye istediğim bir şeyi yapmadınız " demişti cadı.

Bir şans dilediler. Onlara iki şans vermişti bir daha batırmaları göz yumamazdı. Cadı kara lorda baktı " Bu adamla işim bitti senin " diye sormuştu.

Douglas sustu. Cadı suskunluğun yanıtını almıştı. Hiç yapmayacağını düşünüyordu. Örtüyü kaldırdı iki gözünü onlara baktırdı. Çığlıkları sarayda yankılandı. Douglas arkasını dönmüştü. Cadıya iyi gelmişti onları küle çevirdiğinde, örtüyü geri kapattı ve gözleri kapadı. Cadı gözleri kapalı olsa bile her yeri görebilme gibi bir yeteneği vardı. Duyu organları gözün görevini yapıyordu.

Cadı " Yetenekli iki adamını bölgeye koy Douglas bir daha verdiğim işi batırma " dedi yürüyerek çıktı. Zindana indi. Tek bir kızla yetinmeyecekti. Zindanda olanları ya kolay yoldan ya zor yolla kırbaçla prensesle ilgili bilgi alacaktı. Artık oyalanmak istemiyordu. Kraliçe deliye dönmeden prensesi bulup kraliçeye teslim etmek için elini çabuk tutması gerektiğini düşündü.

Zindana indi sinirden kükredi cadı. Arkada duran soytarı olan biteni izlemeye seçti.

Cadı esirleri sinirden kükredi. Korkudan ağızlarını bile açamadılar. Cadı, esirlerden ses gelmediğini öğrenince herhangi bir zindanda rastgele bir kızı istedi.

Kız gelmek istemedi. Gölgesizler kızı zorla bile alsa cadının önüne attı.

Cadı kızın saçlarından tuttu ve konuştu " Sen prenses alexxa mısın acaba kraliçenin kayıp yeğeni " dedi

Kız korkuyordu. Korkudan kekeledi " Ha-yır efendim " dedi

" Hepiniz değilsiniz ve ben burada boşa kürek çekiyorum. Douglas kraliçeden merkezi buraya getirmesini söyle o bunun için alındı " dedi cadı.

Douglas kraliçe ile konuşmaya gitti.

Cadı " Prenses değilsiniz peki nerede olduğunu bilen var mı acaba ya da söylemeyi korkuyorsanız cevabımı söyleyim " dedi. Kızın sırtına açmalarını söyledi cadı.

Cadının kolu uzayıp kırbaca dönüştü . Kızın sırtını kırbaçlayıp iskence çektirdi. Kız acıya dayanamayıp zindanda çığlıkları yankı yaptı.

Kraliçeyle konuşmadan dönen Douglas cadıya " gereksiz hiçbiri prensesin kim olduğunu bilmiyor cadı, bunlarla işimiz bittiğinde ne yapmayı düşünüyorsun "

Cadı örtünün altında gülümsedi " Kraliçe bizi buraya huzursuzluk yapmak için koydu biraz rahatsızlık verelim değil mi Douglas " demişti.

Douglas cadının aklından geçeni ne olduğunu az çok çözmüş gibiydi. Cadı " bence biliyorlar ama bilmiyormuş gibi yapıyorlar bunu geçtim acaba kanunsuzlardan gölgeyi kullanan birini görmüşler mi sorsak işimizi yararlar " dedi.

Douglas" Bu olabilir ama bir süre burada oldukları için bilmiyor olasılıkları var "

Cadı " illa büyümüş halini sormuyorum öncesinden gölge ormanına giden kızdan bahsetseler kim olduklarını belki soytarının başımın etini yemesi biter " dedi Douglas gülümsedi cadıyla birlikte.