@handelendin
|
Arabada iken bir yola bir bana bakıp durdu. Kaza yapacak haberi yoktu, kıkırdadım. "Ne oldu?" diye sordu. "Yok bir şey," dedim, yola döndü. Fabrikanın önüne vardığımızda ona neden buraya getirdin diye sordum. "Girince anlarsın," dedi. Kapının önüne geldiğimizde kapıyı tıklattı, bekledik. Neden beklediğimizi anlamadım. Birden kapı açıldı, adım attım, ışıklarla birlikte ses yükseldi: "İyi ki doğdun Miray!" Ben doğum günümü unutmuşum. Kısaca unutmadım, kutlamıyorum. Geçmişte olanlarla ilgisi yok ama beni doğuranı kaybettim, bu yüzden hatırlamak istemiyordum. Annemi ve babamı çok özlüyordum. Dalmış gitmişim, kendime geldiğimde Demir'i yanımda bulamadım. Bir ses geldi, kafamı çevirmemle onu gördüm. Sahneye çıkmış, elinde mikrofonla konuşma yapıyordu. Kulak kesildim. "Evet millet, artık ben Miray'la sevgili olmaya yakınım ve bu özel günde onun bana verdiği görevleri o göremese de ben video çekip izlemesini istedim," dedi. Benim için mi kayda aldı? Ben bu adama deli gibi çılgın oluyorum. Video açılınca dövmeciyi konuşmasını sonra bana seslendiğini duydum. Daha kısaca görüntülü arasaydın iyi olmaz mıydı ama neyse izleyeyim. "Bunu sana özel seçtim, tam istediğin yere, kalbime yapacağım," dövmeyi gösterdi ve koltuğa oturdu. Gözlerini yumduğunu şahit oldum. Tam bir fiyoşka, korktuğunu bu kadar belli etme derim. Sonra o görevi hatırladım, güvenimi kazanmış olabilirdi. Yanına çıktığımda dostlar alkışladı, sarıldım ona. "Görmeden inanmam," dedim. Güldü, merakımdan açacaktım ki elimi vurup engel yedim. "Herkes gidince," dedi. Anlamadım, sonra kulağıma öptü, huylandım. Bu adam kaç gün benimle birlikte oldu sayamadım. Of çekip bıraktım, kabul ettim. Pastayı yedik, herkese dağıtıldı, sonra hediyeler verildi. Güle "Kesin senin parmağın var," dediğimde bana " bunu düzeltip verir misin " benden çıkmadı ben sadece senin kutlanmadığı doğum gününü söyledim o planladı o kadar" dedi omzunun üstüne elime koyup sıkıp gülümsedim bana baktı " ama teşekkür" dedim çektim omzunu ovarak sorun değil dedi geri sarıldık. Ama pastanın ilk hali benim ölümleriyle doluydu çok güzeldi ben bu adama deli gibi hastayım.
Herkes bu özel geceyi bize bırakıp gittiler - fabrikada biz vardık ona göstermesi için ısrar ettiğimde - bluzunu çıkarmamı istedi çıkardığımda kalbindeki taç simgesini gördüm " çok mu acıdı söyle" yok o kadar acımadı dedi erkeklik gururu var bu adamda - eğilip dudağıma bastırdım dudağını ısırdı canı çok yanmış sanırım " ailenin haberi var mı peki yaptırdığın için" dedim geçici dedi demek bu kadar değerim var diye üzüldüğümde " kraliçem bu bir resim ama kalbim sana ait üzülme" dedi romantik kral seni gidi!
Yanımdan gitti dur dedim " bir şeyler alıp geleceğim ." dedi peki deyip oturdum yatağa - geri geldiğinde içi dolu iki kadehle yanımdaydı birini bana uzatıp diğerinden yudum aldı " seni o kadar çok özledim sabrettim doğru vaktin gelmesini" o kadar mı çok istemişti beni. Bardağı masaya bırakıp yanıma oturdu - kulağıma eğilip memesini ısırdı elleriyle uzandı küpelerimi çıkarıp kenara koydu hepsini sırayla yaptı. Elbisemin sırasını geldiğinde arkama geçip fermuarını indirdi altımdan çıkarıp kenara attı sonra beni yavaş yavaş yatırdı beni. Bozmayacaktım o yüzden istediğini yapmasını istedim bende bu anın tadını çıkaracaktım.
Dudaklarımı öyle güzel öpüyordu dili dilimle dans ediyordu - kulağıma yanaşıp yaradı sonra bir şeyler fısıldadı " Sen kayan yıldızım sın bu gecede bile kayıyorsun gökyüzümde," bu sözleri nerede bulmuştu hepsi çok güzeldi.
" Senin için her şeyi katlanırım ben" öyle mi diye bakış attım - dudaklarımı dövmeyi değdirip küçük öpücükler bıraktım - huylandı.
...
Gözlerimi kısarak açtığımda - etrafı incelediğimde ben evimde değildim. Fabrikada olduğumu hatırladım. Başımı çevirdiğimde demiri gördüm - dün özel bir gün geçirmemi sağlayan sevdiğim adamın kendisiydi. Ama biraz kalabilseydim birazcık kalabilirim sınavı çalışırım eve gelince bir gün daha bu gün kalsam bora ile görüşme yapabilirim bir defa daha demiri bakıp bir gün daha okula eksem diye düşündüm gece yola çıkarız hem neden uzağa seçtik ki fabrikayı bilmiyorum uzaklık derecesi kötü beş saatlik yol fabrika bizsiz olunca ne yapacağız bilmiyorum.
" Günaydın sevgilim, " dedi gülümsedim " şey düşünüyorum bu akşam mı yolculuk etsek eve çok geç olmadan hatta geç olursa hepiniz benim evimde kalın " dedim alnımdan öptü " seninle yatabilir miyim peki şu çınarı nasıl yapacaksın " " Nasıl olay şöyle olacak onla görüşüp bir kaç gün Merve denetlemesi için bırakıp en sonda ölüm günü ayarlayacağım ailesi benim elimde güvende olacak boşanmış olsa da seviyordur " dedim dudağıma öpücük kondurdu devamını istiyorum diye kolumu boynuna doladığım sıra deponun kapısı açıldı ve dona kaldık - öksürük sesiyle kapıya döndük sultanım ile üç arkadaş içeri girerken bizi yakaladılar " siz devam edin " dedi gül örtüyü üstüme çekip son kararımı söyledim " bu akşam yola çıkacağız okula ektik bir gün daha " dedim güldüler arkalarını döndüklerinde üstümüzü giyindik ve geri önlerini döndüklerinde masaya yerleştirdiler kahvaltılıklar koyup taşınabilir ocakla birlikte böreğin kokusu enfes kokuyordu böreğin. Yanlarına gidip börekten bir lokma aldım ağzımın tadı geldi. " Pelin hakkında bir bilgi yok dedektiften umut bekliyorum umarım bulur. " dedim telefonum çaldı kim diye bakarken dedektif yazıyordu gözlerim açıldı " ne oldu Miray?" diye sordular "Dedektiften bahsederken o aradı kesin bir haber var. " dedim açmamı istediler açıp sesi dışarı verdim " dedektif bende sizden bahsediyordum " " Miray hanım,konuya gelirsem kardeşiniz nerede olduğunu bulduk ." bulmuşlar nerede olduğunu sordum söyledi Berk not aldı " size nasıl teşekkür etsek az bile ne isterseniz benden, " " Bir şey istemem Miray hanım siz mutlu olmayı hak ediyorsunuz bu bizim görevimiz, " dedi sonra bir ad geçti Murat diye birini hatırlamıyorum kim olabilir derken ben hariç herkes Demir’i bakıyordu kafamı çevirdiğimde yine aynı şey oldu tanıyormuş gibi görünüyordu beyaza döndü - tanıyor musun diye sorduğumda aynı şey eskiden tanışıp ayrıldım demişti. Bu adamda garip şeyler vardı anlamıyordum gerçi onun bu hallerini. Bu ismi bir yerden duymuş ya da görmüş olabilirim eve gidince deftere bir göz atmalıydım kim bilir bir sonraki şanslı isimdir Murat ismi bir çok kişide mesele benim murat ağabeyim gibi o yüzden soy ismi önemlidir tabi " biri bizi arıyor " diye söz geçirdi Berk ,bizim arkadaşları unuttuk tabi ya masaya koydu çağrıyı yanıtladı. Kahvaltı bitişinde eve bırakıldık fabrikayı kilitlediler bu akşam civarı yola eve geri dönüyoruz beş gün dört gece kaldık bizimde okulumuz daha önemlisi final yaklaşıyor 🔥
Sonunda köy evinin önünde inmiş kapıyı açan sultanımdan önce biz girdik. Dağınıklığımızı toplamalıyız çünkü yemekten sonra yola çıkacaktık belki daha geç işte. Ama benim yapmam gereken bir şey vardı elime defteri alıp masada oturdum. O ismi bir yerde gördüğüm ya da duymuş olmam lazım diye defterden arayıp parmağımda durdum bak bak burada kimin ismi yazılı - ilk güldüm sonra kahkaha attım benim için sıkılmak yok valla buna çok sevindim. " Ne oldu kahkaha attın az önce, " yanıma geldiler parmağım nereye koyduğumu görüp Berke verdiğim görev iptal oldu yeni bir göreve seçildi çünkü " buldum çünkü kim olduğunu valla millet sıkıntı sıfır " dedim " listede yazılı olduğu göre bir ölüm daha olacak topu topuna 3 ölü insan ilk çınar bir sonraki bu sonuncusu bilinmeyen kişi " dedi gül bilinmeyen şahıs kim peki bilmem ama " çocuklar akşamdan sonra yemekten sonra çıkıyoruz anlaşıldı mı " dedim başını salladı akşama daha çok vardı Berki durdurdum " bu murat kırıcı adlı ölü adamın çalıştığı yeri bul bana " " Hay hay, " dedi tableti açıp bulmayı denedi. Artık eve dönme vakti gelmişti. Dört günlük tatil benden bu kadardı artık bir daha ki sefer geliriz kim bilir. Çınarla bir görüşme ayarladım bu hafta değil önümüzdeki haftanın bir gününde Merve'nin uygun gördüğü bir güne aldık çınarda kabul etti tabi o güne. Arkamı yaslanıp televizyondan bir kanal açıp seyrettim. Akşama kadar demir yaparım deyince kabul ettim benim ayakçım oldu. Yanıma atladı kolunu omzuma atıp bana yanaştı tabi yanaktan bir öpücük yoluyla dudağımda durdu - göz göze geldik bakıştık güldük kıkırdadık bir sesle çekildik " öhö öhö aile var ama çocuklar " Berk yine berkti kıkırdadım sana verdiğim iş ne ne oldu diye soruma hala yapım aşamasında dedi. – hazır mısın peki valizin ne durumda – hazırım topladım ve şu an verdiğin zor işe hazırlık yapıyorum. Öyle olsun peki deyip demire döndüm gülümsedim bir daha öksürdü " Hadi ama sonra romantizm yapın. " of deyip koltuktan kalktım dışarı geçip koltukta oturdum temiz hava iyi geldi. …. Valizleri arabayı yerleştirdim herkes binmişti. Sultanıma vedalaşıp arabaya yürüyüp bindim. Motoru çalıştırdım yemekten sonra çıkıyorduk belki herkesi evine bırakabildim onlara sordum " bana mı gelmek isterseniz yoksa evlerinize bırakayım mı " diye üç kişi benimle olmak istedi iyi peki dedim ama demir kapının anahtarı demirin evindeydi ne yapabiliriz arabayı dışarı fark edip demir kapıdan yürüyeceğiz mecburen. Dinlenme tesislerden İzmir'den çıktık akşam gitmek iyi diye düşündüm uyku yoktu ve erken varacaktık. Araba kullanırken telefonum çaldı demire söyledim açıp elinde tuttu arayan avukat neydi " alo avukat bey " dedim sesi güzel geliyordu " neden bu kadar mutlusunuz " dedim bir yandan arabayı sürüyordum " kardeşinizin okulunu ve evini bile bulduk " dedi bu iyi haber " şu an neredesiniz Miray hanım " "Yoldayım avukat bey eve doğru gidiyorum. " dedim " sizi mesajla atarım adresi " dedi iyi olur sonra o işi bakarım bana iyi akşamlar deyip kapattı ona iyi akşamlar diyecektim o sıra. Mola verdik bazılarımızın yani dördümüzün de gelince benzinci de durduk yer değiştirdik demir sürüyordu gül konuştu bir şey söyledi bana " yerlerimiz hazır mı " anlamadım ne yerinden bahsettiğini sonra köfteyi çaktım " çoktan iki erkek koltukta üç kız benim odamda " dedim baş parmakla tebrik ettiler gülümsedim. Kum saatindeki kumlar akıp bittiğinde bizde bitmiştik daha sabahın erken saatlerinde kalkıp herkesi evine götürüp onların hazırlanmalarını bekleyecektim. Ama güzel evimden başka bir yer yoktu. Kapının önünde durdu el frenini çekip kontağı indirdi aşağı indik. Ben önden gidip evin anahtarını almak için çantayı bekledim elime attı cebinden çıkarıp insan girişinden girip yokuştan çıkıp dış kapıya ulaşmış eve girmemiz için bir adım gerideydim ki o ilerleme sesi duyunca kendimi eve attım arkamdan geldiler odama doğru basamaklardan çıktım bir oda vardı ailemin odasıydı kilitli oda yaptım. Üstümdeki giysilerden kurtulup temiz pijamalarımı giydim- odadan çıkıp aşağı indim çarşaf ile yastık verdim ikisini yukarı geri çıkıp yer yatağa yaptım hemen yanıma serdim odama girip koşarak serdiğim yatağa atladılar. " Sonunda evdeyiz kahvaltı yapıp çıkıyoruz evden sizi evin önünde bekliyor olacağım o yüzden çabuk hazır olun sen Merve Murat'ı ara giysini hazır bulundu sun ve çantanı da ikiz olmanız iyi avantaj " dedim başını salladı yukarıdan seslendim iki erkeğe " zıbar uyuyun sabah erken kalkacağız ışığı kapatmayı unutmayın " Odama geçip yorganın içine girdim Merve " bora meselesi ne olacak gittiğini biliyor mu? " dedi omuz silkip yana döndüm ve gözlerimi yumarak bu gece rahat bir uyku çektim birileri olunca uyuyabiliyorum ama yalnız iken olmuyor hep aynı kabusu bozuk bir plak gibi görüyorum. Yangını ve yanmış anne ve babamın cesedini yorganı daha da sıktım. Onları özlüyordum ölmüş olmamalıydılar benim saçma isteğim yüzünden onları kurtaramadım.
|
0% |