Yeni Üyelik
3.
Bölüm

|Kurabiyeli Kahve |

@handelendin

Kahve bardağı önümüze koyulduğunda yanında iki kurabiye duruyordu.
Birini elimi aldım ve yemeden önce kahvenin içine bandırıp parçalayışının seyrettim. Dalmışım ki bir sesle kurabiye elimden kahveye düşürdüm " ne ne oldu söyleyin "
" Ne diye daldın, aklında ne kurguluyorsun. " ne kurgulayacaktım bilemedim sadece olan şeye düşündüm. Kendimi düşünüyordum yangını ve diğer şeyleri bilmiyorum. Of ya içim huzursuz " Yok bir şey, "

Kahveyi elime alıp kendimi çekip bir yavaş yavaş içerken gök gürledi birden üstüme dökülme ihtimali vardı ama dökülmedi. Masaya koydum ve derin bir iç çekip dışarıya seyrettim " Yağmur yağması kötü oldu, ne yapsam bilmiyorum kızlar. " verdim cümlenin sonunda.
" Aynen öyle hadi Berk’i ara " dedi Merve derin bir nefes çekip, elimi uzattım " ne " dediler " telefonunu ver benimkini şarjı yok o yüzden, " telefonu elime bıraktı.
Şifre aynıydı değiştirmemiş hala aşık bir kızımız daha uyanamadı bir türlü.

" Berk beyin telefonu kimsiniz ? " bir sevmediğim konuşma tarzıydı. Derin nefes alıp " kraliçe dersen anlar Berk beyin " bitirdiğimde verdim kızın sesi yankılandı " Berk, kraliçe diye isimli biri seni soruyor telefonda! " dedi bir kapılma sesi ile 'kraliçe mi ver konuşacağım! ' diye seslenişle geri döndü bana " Kraliçe neden Merve'nin telefonunda aradın? "
" Telefonum kapandı anlarsın ya neyse o kız kimdi söylesene ve önemlisi dosya var mı gidilecek " dedim " yok o mu bir arkadaşım, " diğer taraftan biri ıkınıyor gibi geliyor bora sen nereye gittin böyle. Tövbe tövbe ettirdin ya " arayıp sordum açığa çık anlaşıldı mı -

' berk aşkım hadi ' O seste neyin nesi bora şu an - susuyorum ama sağlığım için hepsi bu kapat telefonu " dedim önce ben kapattım sonra da Merve’yi geri uzattım " gül bul şu salağa basmaya gidiyoruz! "
" Bu havada olmaz hem ne yaptı ?"
" Ne mi yaptı karının kızında koştuğu yetmez gibi iğrenç sesleri işittim arkada kesin deponun birinde dolanıyor kesin " dedim " biraz dur düşünelim olmaz mı ?" dedi Gül tamam dedim en mantıklısı bu deyip telefonu odaklandı " Yeri belli düşündükten sonra, gidelim? "

Kahvemden bir yudum aldım arkamı yaslanarak yağmurun yağışını seyrettim. Ne güzel asil yağıyor değil mi ve yağmurun içinde koşan bir adet adam buraya doğru koşarken gördüm.
İçeri girdiklerinde ne konuştuklarını bilmiyordum duyamıyorum çünkü üst kattaydık.
" Hadi gidelim! " diye ayağa kalktım kahvenin son yudumunu içip önden indim. Konuşma sesleri yakınlaştı iyice " O kim ki sevgilimi beni ayrılmamı ister ?" bir adam konuştu diğeri lafa girdi " bilmiyor musun o kraliçe herkes ondan tırsıyor hatta senin kızın bile korkup kaçtı " dedi ya öyle miyim.

" Sıradan bir kız kesin benden hoşlandığı için yapmıştır. " ya öyle miyim bir bakmam lazım duygu defterime bir senin ismin yok ve seni tanımıyorum iki senden hoşlanan annen olsun kim ki köpek seni seveceğimi biri derse çıkıp gülerim yine de gülerim " şu salaklar benimle ilgili konuşuyor ne yapsam diye düşünüyorum " dedim Gül " Gidelim Merve öde sen biz dışarıdayız. "
" Yağmurun altında dışarıda, " dedim " kavga çıkarma diye yapıyorum. " ne kavgası yok canım kendimi tanıtacaktım da daha önemli bir işim var bizim süzme salağımız borayı basmaya.
" Bekle beni bir saniye " kasanın yanına gidip peçete ile kalem istedim " bu mesajı ona verin kimden derseler ki ölüm meleğinden diye söyleyin " dedim peçeteye ' Beni bu kadar mı merak ettin belki yakında nasıl bir kız olduğumu anlarsın diyorum canım ha sen benim tipim bile değilsin' parmağımla gösterip onay aldım " hadi gidelim " dedim kapıdan çıkar çıkmaz yağmura yakalandık biliyorum çünkü, çantamı yanıma aldım mı diye bakındım almışım nefesimi rahatlıkla bırakıp kaffenin camına doğru göz attım. Ayağa kalkmış beni bulmayı denedi ama ümidini yetirdi.

Yağmurlu bir günün öğlen vakitlerinde boranın ne haltlar yediğini öğrenmeye doğru yürüyorduk.
" Orası şifreli bir yer herhalde yorumlarda şifre nedir diye sormuşlar. " dedi şifre çok basit o tür yerlerin tek bir şifresi var nick adınız söyleyin yeter sizi tanıyan var mı görürsünüz.
" Peki biz nasıl geçeceğiz içeriye bilen var mı ?"
" Benden yararlanın lakabımı söyleyeceğim oraya gitmedim ama şifreleri hep bir isim tanınan isimler" dedim hım sesleri ile düşündüler " okey " yürüdük. Yürürken sohbetin arasına kahkaha sesleri ile oranın depo bölümüne geldik aşağı kat herhalde.
Basamaklardan inip kapının önünde durduk. Sanki kapı biraz ceza evindeki gözleri benzemiyor mu bilmem ama - kapıyı sert vurdum - göz açıldı " şifre! " net soru iyi net cevapta vereyim size " kraliçe bunlardan arkadaşlarım " dedi göz kapandı kilit açıldı içeri aldı " hoş geldin kraliçe " ne dedim takma isimler bilmek istiyorum Berk beyin takma ismi ne ve nasıl girdi buraya.
Görevliye resmi gösterdi, yolu işaret etti " sağ ol. "

Gösterdiği yere kadar yürüdük ve karşısında durdum " ne haltlar çevirdin sen Berk efendi karı kız peşine koşmazsan olmazdı değil mi ?" Dedim " sen de kimsin " yine aynı ses " telefondaki kişiyim! " dedim " Berk efendi bu yere ne söyleyip de girdin acaba takma ismin ne söyle bize! " dibine yaklaştım " Tamam açıklayacağım kraliçem. " dedi elleri indirmeden kızları uzaklaştırdı.

" Açıkla bekliyorum "

" Görevimi yapıyorum, " bana yok derken vay çakal Berk demek böylesin " kay ve açıkla görevi " diye ona emir verdim kayıp açıklamaya başladı anlaşıldı bu görevi bende sevmedim ona be kendini rezil duruma düşürmekte nedir be " İyi yap bakalım görevini bekliyoruz " dedim peki dedi yutkuna yutkuna gidip o çiftin yanında kendini rezil etti.
Biz katıla katıla gülüyoruz o bize sinirli ve mutsuz yanımıza gelince sustuk " ee görev başarılı mı " bunu derken bile gülmeye devam ettim " Değil hadi gidelim işim bitti burada! " dedi ona " Sen git biraz daha kalacağım burada! " dedim " Bu iş böyle yapılır. "

" Bakar mısın şu masaya benden bir viçki!" kalem aldım çantadan peçeteye not bırakıp " Bunu da o adama uzat viçki ile, kim derse ikramiyemiz dersin not da şarkıcı özel istek alıyor diye cevapla. " dedim para sıkıştırdım avucuna göz kırptım " peki efendim " dedi ve gitti.
" Gidecektim ama izlemek geldi içimde, " dedi ve geri oturdu. Arkamı yaslanıp kendime soda istedim. Gelince bir yudum aldım sodadan keyfimi baktım.

Konuşmayı dalmışsım ki biri bardağı masaya vurarak koyduğunda dikkatimi topladım " bu iki oldu çocuk kızımla uğraşma " bir baba kızını böyle yerlere getirsin ki acaba kız derken sahipleyici bir manitası mı.

" Affedersin ama biz uğraşmadık sizinle ve siz çat kapı dalıyor masamıza. "
" Konuşan kişi sevgilin mi çocuk ? " ben bu salakla çıkacak ne boktan bir hayal gücüne sahip.
" Çekil, Berk bu iş bende! " dedim arkasına yaslandı beni gördü ve susup yerine geçti.
" Ne oldu şimdi kraliçe? " dedi " bende anlamadım ama numara mı tuttu bira daha onla uğraşmaya devam edeceğiz ama " esnedim " Benden bu kadar kalkalım "

Masadan kalkıp parayı bardağın altına koyup. O adamın olduğu masanın yakınında kapıdan çıktık.

SAAT: 20.05

Evimin kapısından geçtiğimde dışarıya rahat bir nefes bırakıp ana kapıdan iç kapıya kadar yürüyüşten sonra iç kapıyı açarak " sonunda evimdeyim " diye şükrettim. Çantayı kenara fırlattım, ayakkabılarımı elime alıp içeriye geçip kapıyı arkamdan örtüp ayakkabıları yere bıraktım.

İçimden ben geldim canım ailem demek geldi ama ev boştu. Desem bile yankılanan sesimden başka bir ses yoktu. Derince iç çekip resimlerin yanına yürüdüm. Şöminenin üstünde ailece çekilmiş benim geçmişte bıraktığım kızla birlikte çekilmiş fotoğraf vardı. Elime alıp fotoğrafı bakarak koltuğa oturdum.

Benden ne istediler, ailem kimseyi acı ve üzüntü vermedi ki onlardan ne istediler. Görüyorsun tanrım bunların eseri bendim, beni bu hale sokan o yangını çıkaranlardı, kendimi ne kadar tutsam da içimde. Yeni filizlenen bir bitkiydi ölüm. Yeni açan çiçek gibi açan sonra da alev alıp yanan çiçektim ben.

İç çekmelerim devam ederken, yanağımdan süzülen yaşı elimin tersiyle silip ayağa kalktım. Dünde iyi uyayamadım bu günde o yüzden telefonu alarmı kurup kendime papatya çayı hazırlayıp odama çıkıp uyumak istiyordum. Ne bir şey hazırlamak ne de yemek istedim tek ihtiyacım bir uykuydu. Acı mı üzüntümü bıraktığım tek omuz uykuydu.

Kendime papatya çayı yapıp merdivenlerden odama çıkıp girdim. Bir elimde resim diğer elimde ise çay ve yanağıma akan acılarımla yalnız kaldım.
Çayı komedine koyup yatmaya hazırlandım. Değiştirme zahmetini bulunmadım direk üstümle yattım yatağa. Kulplu bardağın içine hazırladığım çayı besmele çekip bir içişte yarısına kadar getirip komedine bırakıp çerçeveyi sarıldım. Sanki babamla annem ve aramızda pelin ile yattığımı hayal kurdum. Bir hayaldi bu dediğim bir rüyadan başka bir şey değildi. Gerçek olmayacak bir şeyi hayal etmekti benim günahım.

                                                                 S

Hayalimden bölen kapı ziliydi telefonum değil dur şimdi hatırladım. Şarjı takmadığım için alarm bile kurmadığımı hatırladım.
Uykumdan uyanıp odamdan uyku sarhoşu olan kafamla aşağıya inip kapıyı açtım.
" Bu halinde ne kızım okula geç kalıyorsun çabuk değiş! " hala uykum var çok içmedim çayı ama iki günün uykusu var diyebilirim ya da dünün acısı bilmiyorum. Elimi ağzımı götürüp kapatarak esnedim " okula gitmeyeceğim bu gün " dedim yarım ağızla, bana güldü Gül " ciddi misin hasta mı oldun sen " İyiyim ciddiyim. Hoca da bana bir şey demez ve yapamaz yani rahatım " dün onların yüzünden mi gitmeyeceksin anlamadım bir şey de " Ne dememi bekliyor. Öylece elimdeki çerçeveyi gözlerimin önüne getirip ailemi bir kez daha baktım " o zaman şöyle hayal et kraliçe, ailen burada ve sen hasta falan değilsin sırf istemiyorsun diye aileni üzecek misin " Üzmek bile istemiyorum ama onlar beni bırakıp gittiler.
" Gül yalnız kalmak istiyorum " dedim iç verip " Kal ama okula da gel yoksa o çocuk sırf bize gelip seni sorup şunu derse neden gelmediğini sorunca ne diyecek olduğumu sen düşün " ne diyecekti - dank etti kesin bir yalan uyduracaktı hem de ... Getirmek istemiyorum korkmuyordum onda ama Gül'ün sözleri hakkını verdiği için yutkundum. Tekrar aile resmimizi bakıp gülümsedim " saat kaç ? " dedim " Okula daha var erken geldim biraz şarjın bittiğini hatırlayıp uğradım. "
"İyi ettin takmayı unuttum yalnızlıktan yanıma şarjı da alır gelirim. " Böyle arkadaşlarım vardı beni düşünen tipteler, bir an modum düştü " Gül şu Berk salağı okulda değil mi ?" sordum " bilmem " cevabıyla ona beddua okudum bir gün karı kız koşmadan durmuyor. Kim bilir şimdi nerede.

Odama çıkmadan şöminenin üstüne resmi koyup çıktım basamaklardan. Lavabo sonra odama girdim. Sıradan şeyleri giydim pantolon ve yarım bluz ile tamamladım.
Çantamı içine bir şey daha ekleyip kapatıp telefonla birlikte Gül'ün yanına indim.

Kapıdan aç aç çıktım resmen alelacele geç kalıyor muşuz bana " Ben sana kantinden bir şeyler alalım kız çabuk " demesiyle kapıdan montumu ve ayakkabılarımı sonra anahtarı çekip çıktım. Aklıma arabanın anahtarı geldi. Tinleme sesi duydum yakından " Ben aldım al. " deyip bana fırlattı.

Arabayı ben sürüyordum. Müzik açmak istedim rastgele bir kanalda durdum. Ne iyi ki şarkı sevdiklerimin arasındaydı.
" Miray iyi uyuyabildin mi düne göre. " iyi uyudum çay ile yaradı ama aynı kabusları görüyorum Gül. Hep aynı rüya beni rahat ettirmiyor.
" Düne göre iyi uyudum derse dinlerim hatta çocukla ilgili plan kurarım - gül çimenlerin üstünde otursak ders zili çalana dek " dedim bakamadığım için olur dedi.

Okulun kapısından geçip park yerine park edip arabadan indik. Çantamı ve anahtarı alıp kapıları kapattım. Merve aklımızı mı okumuştu bilmem ama yanına gittiğimde çantayı çimene bırakıp karşısına oturdum " medyum Merve yine okudu düşüncelerimi arabada iken güle bahçede oturalım demiştim bir baktık sen çoktan geçmişsin - gül çay kap yanında yiyecek al beni aç aç gelmemi sağlasın cezan olsun."
" Kabul Merve sen, '
" Yok çay yeter!" dedi sonra " Bizim oğlan bir bildirim paylaşmış senle ilgili ve çokça yorum almışsın Miray. " dedi telefonu bana uzattı. Elinden kapıp bildirim ile yorumları inceledim.
Bazıları yalan söylenti diyorlar bazıları benim aşık olamayacağımı söyleyip sonra da tebrik ediyorlar şaşıran bile var gibi duruyordu. Telefonu sahibine verip o çocuğun hesabına girip bir yorum da ben yazdım " inanmayın öyle bir durum yok olsa bile ihtimali bile olmaz " diye yollayacaktım ki aklıma sanki var gibi gösteriyorum üste çıkmayı çalışıyorum gerçekten öyle bir durum yarattım. Sildim tekrar yazdım " Peh kendince uydurduğu bir durum neyi inanmak istiyorsa inansın ama yalan olan şeyleri paylaşmasa kendi iyiliği için iyi olur 😒" emoji ekleyip paylaştım.
Bana bakıp bravo dedi böyleyim kendimce yöntemlerim vardı.

Elinde tepsiyle gelen Gül’e baktım o başka bir yere bakıyordu. Yanımıza geldi tepsiyi ortaya koyup oturup " Sakın bakma dur foto çekiyorum ama şu dün gördüğümüz ve iki kızı kavga ettiren adam değil mi ? " deyip çektiği resmi bana gösterdiğinde aynı anda " aranızda kraliçe kim ayağa kalksın ve göstersin yoksa arabasını biliyorum çizerim " güldüm ama içimden duymasın yazık olur kendisine.
" Çizecek kızım. " dedi Merve omuz silktim " Çizerse bende onun raconu kesip karizmasını çizerim. " sessiz konuştuk.

Kimseden çıt çıkmadı benden tırsıyorlar böyle devam edin. Gıcırtı sesi gelmeye başladı. Cesareti varmış baya ama kör gözünün önünde duran birini görmedi.
" Harbi arabana yazık oldu. "
" Biraz sabredin kızlar asıl onun için karizma diye bir şey kalmayacak. " dedim.
İki kızı birbirine düşman et sonra onların kavgaları beni rahatsız etsin sonra kâffe de bana laf et sessiz kalıp dinleyim seni daha sonra okuluma gelip bir cesaretle kalkıp bana racon kesmeyi kalk. İyi izle beni kendini bir şey sanan çocuk ben sana alemin en iyi raconu keseceğim.

Çayımı içerek " Baya kraliçeye bulaşma gibi bir niyetin cesaretin var ama unutma genç adam sana fazla gelir o yük altında kalkamazsın. "
" Kim dedi aranızda kim benle konuştu ? " kendisi konuştu bebe aradığın ve seni rezil edecek olan bir kişiyim.

" Ha buradasın demek Miray. " dedi anladım oyuncak beni arıyor da tam adam derilmek üzereydi. Kendisi yanıma gelip oturdu, çayımdan bir yudum alıp " şu an ben seni öpmüş oldum dolaylı yoldan değil mi ? " dedi şokun etkisinde kaldım iki arkadaşımla o bana gülümsüyordu.

Kendimi gelmiş tosttan bir ısırık alıp ayağa kalkıp ona döndüm " bir aradığın kraliçe olan benim iki söyleyende bendim üç ise kendinin güvenin tam ama düşer, iki kızla oynayıp benim hakkında konuşup burada racon kesip arabamı çizdiğin gibi bende senin karizmanı çizip yerli bir edelim aklına kazı bunu bebe " tehdit ettim biraz.
" Senin lafın bana sökmez kraliçe benden özür dileyeceksin! "
" Ama güveniyorsun kendini neden senden özür dileyeceğim yaptığın hataların yüzünden mi söyle bana boşu boşuna bu lakabı takmadılar ,takmaların bir sebebi var çocuk. "
" Bence boşuna kraliçe demişler sen sadece bir kızsın kraliçelik bir şey görmüyorum. " dedi ciddi mi bu salak.
Omzunu çırpıp yakasını düzelttim.

" Bak bana fazla bulaşma arkadaşım kendi işine dön iyi biri ol tek kızla ilgilen. "
" Bir kez daha diyorum kızım bana lafın sök-
" Ne demiştin güzel arkadaşım," omzunu sıktım yutkundu " sana ne geçmez koçum laf mı iyi bizde laf etmeyiz olur biter mesela arabamı çizdiğin gibi temizleyip yara san laf etmeyiz sana yoksa, " dedim " hemen kraliçe " dedi omzunu bırakıp rahatlamış gibiydi.

Söz dinleyeceğine sanmıştım. Dinlemediği açıktı beni, bana bıçak çekmişti eğer onun elini tutmasaydım bir yerime bir şey olacaktı tam zamanında tutup bıçağı elinden düşürüp ittim. Elini ters çevirdim " illa laf söyleteceksin değil mi kendine iyi ilk lafım bir daha hatırlatıyorum sana bir daha iki kızı birbirine düşürürsen sana gerçekten kim olduğumu unutmazsın iki -" yüzümü tükürdü. Çok ayıp ama. Elimle silip yere attım tükürüğü.

" İğrençsin bildiğini sanıyorum şimdi sana daha kötü bir haberim olacak çocuk bulaştığın kişiyi iyi bak rüyalarını girip hepsini kabusa çeviren olacağım en kötü kabusun " dedim " kızlar sizden küçük bir iyilik teneffüste isteyeceğim ama şimdilik bu çocuk arabamı çizdiği gibi silmesi gerekiyor "

" Anlaşıldı Miray! " dediler ve elini rahat bıraktım.
" Sen delinin tekisin. "
" İltifatın için sağ ol ama ben deli olan değilim, ben en kötü olanın ölümüm koçum. "

Gülerek çantamı yerde aldığımda ders zili çalmıştı. Ona arkamdan bakıp " Ne de olsa işsizin tekisin bale arabamı temizle! " kapıdan girdim.

🔥
Sonunda teneffüs diye sıraya başımı dayayıp rahat bir nefes alabildim.
Yanımdan ayrıldılar işleri vardır mühim işler.

Kalktım biraz temiz hava almak için dışarı çıktım.
Onu gördüm öylece gökyüzüne bakarken sakin gibi duruyordu. Onla konuşmaya yanına yürüdüm ve göğe bakıp derin bir iç verdim.
" Ne güzel değil mi sakin bir gökyüzü ama bazen bir şey olur sakinliği bozulur senin o sıra bozduğun gibi Demir efendi, "
" Öyle mi yaptım adama yazık olurdu seni bulacağım diye herkese ' sen kraliçe misin ' diye sorup hayal kırıklığı uğrarsa, ben sadece biraz kolaylaştırdım işini o kadar, " güldüm bu oyuncakla oynamak eğlenceli olacak.
" Hayırdır benle konuşmazsın diye düşünüyordum ama konuştun. "

Ne deyim oyuncağım olmak senin için büyük bir onur ve ben oynarken sende sıkılma diye yapıyorum işte.
" Neden o çocukla bu kadar uğraşıyorsun? "
" Benim başımı dün okulda şişiren birbirine yiyen kızları durdurmak emek sarf ettim birde o anlamsız kavganın sebebi bu sersem olunca baya sinir oldum "
" Kötüyken iyi olabiliyorsun demek, "
" Olmadım hayalleri kapılma sersem sadece benim gibi acı çekmesinler diye durdurdum. "

Arkamı dönüp çimenleri oturdum, geriye yaslanıp temiz havayı içime çektim.
Ne güzel bir gün böyle. İsmimi duydum dışarıda tek Miray olan ben değilim değil mi, bu seslenmeler yanımda durdu. Gül ile Merve bana bakıp soluklandı " Seni arıyorduk duymadın mı bu arada dediğin gibi yaptık dostum diğer teneffüste rezil oldu. " gülümsedim. Ona ne dedim benle uğraşırsan rezil olursun ama beni açığa çıkaran iki arkadaş duruyor " peki sizi görmedi mi o çocuk kim yaptı? "
" Merak etme biz değil kandırılan kızlar senin borcunu böyle ödemeyi seçtiler hatta kendi istediklerini söyleyecekler. "
Masum kızları kurtarmak çok güzel bir his benim eski halim gibi olmayacaklar bunu izin vermem ben.

Zil çaldı. İki arkadaşım beni ayağa kaldırdılar sonra ise popu mu çırptım içeri geçtik.
Dersi dinlemedim, kafam başka yerdeydi camdan dışarı bakar izlerdim gökyüzünü, dışarıda onla konuştuğumu düşünürdüm. Hocanın sesiyle hı dediğimde sınıfta gülme sesleri gelir bir bakışımla yutarlardı " Miray soruyu çözer misin kitapta ki " derdi hoca hangi soru diye bakınırken Gül'ün işaretiyle algılar ve cevaplar işine dönerdi hoca.

Bir teneffüs daha oldu. Herkesin ağzında dolanan şeyi merak ettim. Kızlarla koridorda pano ya bakan öğrenci yolunu görünce içlerinden geçip neye baktıklarını bakıp. Kendimi zor hakim oldum, intikam böyle olur sonuçta aferin size kızlar benden puan aldınız.

Anons " Miray Atalay müdürün odasına bekleniyorsunuz!" yine ne yaptım ben yapmadım bunu. Yine günahımı alıyorsunuz bunu yapmış olamam şahidim var demir.

Müdürün odasını girmeden kapıyı tıklattım " gir! " diye kızgın ve sinirli bir sesle dik durup girdik.
" Yaptığını beğendin mi ,eğlendin mi ?" dedi " hocam ben o sıra onun yakınında bile değildim dışarıda oturuyordum ben yapmış olamam bile "
" Kim yaptı o zaman başka biri mi? " başımı salladım " kandırma beni çocuğum senin yaptıklarını biliyorum ona tehdit ettin sonra da bu oldu "
" Hocam boş tehdit korkutmak amacıyla o bulaştı bana ben değil! " kızlar bana katıldı.

" Gir " diye bağırdı kapıya yöneldik, içeriye demir geldi " Oğlum bahsettiği saatte dışarı da mıydı söyler misin? "
Bana bakış atıp " Evet hocam dışarıda onlaydım ve konuşuyorduk o yapmış olamaz. " müdüre bana bakıp " Tamam yavrum çıkabilirsiniz "

Koridorda demire bakıp " Doğruyu söyledin kimse yapmazdı üstüme atıp kaçarlardı ama sende yürek ve cesaret varmış, kampta görüşürüz. " dedim omzuna dokunup çektim elimi. Ona dokunduğumda omzuna bir şey hissettim tanıdık gibi ama ulaşılmaz bir his aman ne diyorum. Bitti gitti.

...

SAAT: 17.22
18. SOKAK CİVARI

Arabayla evime giderken. Çocuğa verdiğim dersi hatırlayıp güldüm. Ara soka tan girip evin yakınına gelip önünde durdum.
Dış kapıyı açıp bekledim. Kapıların açıldığı an içeri sürüp boşluğa park edip indim.
İç kapıdan geçip evime girdiğim an yine sessizlik karşıladı beni ve yine açlık hissi gitti. Uyumak istedim tüm gün hatta tüm yıl boyunca annemin yanına gitmek istedim. Babamı ve annemin kollarına koşup " anne , baba! " diye seslenmek keşke onların yanlarına erken gidebilseydim ama kardeşim hayatta birde onu ablasız bırakamam o gün daha gelmedi.

Aç aç yatağa uzanıp gözlerimi kapadım.

Loading...
0%