Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Ölüm Fısıltısı

@handelendin

(Pazartesi 13.20)

Pek iyi uyudum diyemem sürekli o rüyayı görmekten tek bir rahat uyku çekmedim.
Sınıfta esnemekten çenem çıktı. Gül elindeki bardağı bana uzatmış " Al iç açılırsın. " demişti. Pek açılacağımı sanmam daha çok uyuyacağım gibi geliyordu. İlk derste bile uykum gelmişti dersler nedense bana ninni gibi gelmeye devam ediyordu.
Sınıfa hoca girdiğinde kalkmadım kalkacak gücüm ve istek yoktu.
Meltem hocaydı bizim fizik hocamız ve o dersi hiç sevmezdim.

Girer girmez ilk sözü " mayısın son haftası final sınavınız olacak " demişti sınav mı gireceğimi sanmam hocam. Final son sınav ama tüm dersleri kaplıyor bölümle ilgili dersler tabi ki. Okulun bitmesine az kalmıştı sanırım bir de bu sorun çıktı. Ben evi nasıl yürüteceğim. Bu döneme kadar hep beni yengeç okuttu yani maddi durumum yoktu onun desteğiyle buradaydım birde zeki bir kız olduğumdan dolayı bu okula kabul edildim puanımla.
Şimdi ise ondan para isteyemem iki çocuğu bakıyordu.
Bir of çektim. Sonra hıncımı almak için şu Merve'nin eski sevgilisi ona sarkıntılık yapıyordu değil mi ondan çıkarmak istedim tümüyle.
Güle " depoya götürün kağan özü haddini bildireceğim çıkışta " dedim başını salladı.
Derse döndüm ne kadar dinleyebilsem sınavı çalışmalıyım değil mi az kaldı birde sınava. Not alabildiğim kadar aldım.

Teneffüs çalınca başım sıranın üstüne düştü. Uyuklama ma az kaldı. Neyse ki teneffüsteydik. Bundan sonraki dersten sonra çıkış zili çalacaktı. O yüzden hazırlayın demiştim. Onlara.
Ayağa kalkıp temiz hava almak için dışarı çıktım. Sakin ve sessizle temiz hava ne güzel oluyordu.

Bir ses duydum arkama döndüğümde bana doğru yürüyen demiri görüp önümü geri döndüm.
" Ne güzel değil mi hava Miray güneşli ve sakin bir de son sınıfız ben yeni geldim ve çok çabuk mezun oluyorum çok garip. " o senin sorunun benim değil bana sorma.


İlgilenmedim " Cumartesi akşamla ilgili," o akşam ne oldu derken dank etti. Onunla yapacaktım saçmalama sakin ol kızım. Durdurdun aklın öyle söylüyor.
" E o akşamla ilgili devam et. " dedim pek istekli gibi göründüm.


"Bir şey olmadı o akşam diyecektim" sanki söylemeyi çekiniyordu - derin nefes alıp bıraktım " benden korkmadığını emin misin demir çıkışta depoda bir adamı öldüreceğimi söylesem ne söylersin hala korkmaz mısın söyle ya da şimdi gidip polise uçurmaz mısın ?" ona sordum sorumu cevabını pek umursamıyordum ama ne yapacağını merak ediyordum.

İkileme girmiş gibi kendiyle çekişiyor gibiydi. Anlarım bende öyleydim eskiden - derin bir soluklanıp nefesini dışarıya çıkarıp bana döndü " ben hala seninleyim gidip söylemem biliyorum bunun yapmanın amacını iyilik olduğunu düşünüyorum çünkü arkadaşının eskisi ve ona rahatsız ediyordu şimdi ise onunla oynayacaksın" çok saçma bir şey söyledi - ben bu oyuncaktan nasıl kurtulacaktım " korkmuyor musun aynı kadere paylaşıyorsunuz ikinizde oyuncağım sınız"

" Ben öyle görmüyorum bunu - zil çaldı içeri geçelim." son dersin son ders zili olacaktı ondan sonra çıkış zaten şimdiki ders ise bölümüm ilgili koca bir iki saatlik dersi dinleyecektim ( derin derin nefesler alarak sınıfın içine girdim) ekip bana baktılar sonra hafifçe başlarını salladılar işareti almıştım.

Bölümün bitmesi için saati bakmaktan boynum acıdı " Çok sıkıcı bir bölüm seçtiğimi anladım. " diye mırıldandım kendi kendime.
İyi ki bu gün 3 dersim vardı öğleden sonra bitiyordu. Tüm iki ders boyunca sonunda o beklenen çıkış zili çaldığında bir rahatlama gelmişti içime. Şimdi kraliçenin yeniden sahaya çıkıyordu yani o ben oluyordum bu sıkıcı bekleyişten sonra sonunda çıktım ya sıkıcı modumdan.

Murat kardeşi için her şey yapardı çünkü onlar duyguları bile aynı olan çift yumurta ikizleriydi. Kardeşi üzülürse o da üzülen tiplerdendi.
Yanına gidip ikilinin " seni üzen biri sonunda mezarına kavuşacak merak etme! " dedim gözyaşı aktı yanağına - göz yaşını silip uçurdum " Mutlaka seni anlayan biri çıkacak karşına ? "

" Senin gibi mi dibinden ayrılmıyor her ne olursa yanında. " sonu saçma ama öncesi doğru ne yaptım ettim beni yalnız bırakmadı bu nasıl bir tutulma böyle.
Çantamı toplayıp sınıftan çıktık. Arabaya bindiğimizde Merve " Dediğin deponun adresini yolladım ona orada buluşalım diye ekledim." dedi " Burak bizi orada bekliyor " Burak grubun sistemi oluyor her işi onla başlayıp bitirdik.

Deponun önünde durdu gül ben çıktım sonra arkasından ikizler çıktı. Merveye baktım derin derin nefesler alıp verirken yanına yürüyüp omzuna omuz atıp " Bu iş burada bitiyor. " dedim gülümsedi birazcık olsun.

Önden gül ile Berk girdi arkasından ben girdim karanlık deponun içine " sandalyeyi oturtun! " emrimi uyguladılar o daha ne olduğunu anlamadan elleri ve ayakları sandalyeyi bağlı şekilde duruyordu.

Yürüdüm sonra ışıklar tek ikimizi açıldığında gözleri büyüdü " Kraliçe senin burada ne işin var ?" benim burada ne işim var düşüneyim senin için geldim " seçilmiş oyuncak. " konuşmayı başladım eğilerek göz hizasına girdim " benim içim mi neden değersiz biriyim ben sırf Merve için buradayım "

"Merve kim biliyor musun değersiz oyuncak söyleyim benim yakın bir dostum onun üzdüğünü duydum sürekli sık boğaz ettiğini," inkar etti ben öyle bir şey yapmam gibi zırvalıklarla dolu bir sürü sözler. Bahsetmişken o sözlerden benimde senin için o sözlerim var duymak ister misin bence istersin.

" Sende de hep boş sözler var içi bir doldurmadın gittin be kağan ama bende senin ilacın var iyi gelecek hemde çok iyi gelecek." dedim bir gözüm demire bakıyordu beni izliyordu. Göreceği şeylerden dolayı kusura bakmasın ben buydum.

" Benim bıraktığımı düşündüler bu işleri ama yanılıyorlar sessizliğimi yanlış değerlendirdiler ben geri döndüm kraliçe yeniden dirildi. " diye başladım devam ettim " sana bir şey soracağım ?" sorumu sordum ona sormamı bekledi sordum " Ölüm fısıltısı diye bir şey duydun mu ? " dedim başını hayır olarak salladı tüh dedim kulağına yanaşıp " Ne demek olduğunu açıklayım her kime böyle kulağına yanaşırsam ve kulağına bir söz söyleyip onu vuruyorum bu benim ölüm fısıltım olur. " geri çektim gözleri titredi korkunun sesini duyuyordum korkmuş " tabi eğer süreyi eğer değerlendirip sözümden anlam çıkarırsan kurtulma şansın yarı yarı düşer en az bir yerin gider o yüzden iyi değerlendir " dedim.

Söz direk aklıma gelmişti kulağına yanaşıp fısıldadım " önce hayaller ölür sonra insanlar... " geri çekilip süresini söyleyip bulmasını bekledim. Sürenin bittiğini Merve söyledi tabancanın sürgüsünü çekip alnının ortasına tuttum " Bulabildin mi peki ? " dediğimde bana hayır bulamadım sonra yine boş zırvaladı ve tam alnının ortasından vurdum.

Yanına gittim burnundan nefes geliyor mu diye baktım sonra eldivenli elimi nabzını bakmak için kullandım ölmüştü bir ölüm daha yaşandı. Ve bu tüm o sıkıcı hayatımı geride bırakmıştı.

Eldiveni çıkarıp poşete koydum eve gidince yakıp kül edecektim.
Kapıdan çıkar çıkmaz duraksadım " Berk polisi ara ve ihbar et tek ismimi söyleme bir ölü bulduğunu söyle gezinirken olur mu ? " dedim başını salladı rahatladım.

Berkin konuşmasını duydum " alo 155 mi evime yürürken fark ettim deponun kapısı açıktı göz attığımda bir ölü gördüm" dedi ne inandırıcı konuştun adresi söyledi sonra telefonu kapattığını emin olunca ne olur olmaz başını salladı. Bu iş tamam olduğundan arabayı bindim Berke burada olmasını söyledim polis memura anlatacaktı yansıtarak neler olduğunu tabi.

Demire " O hak etti dostuma sık boğaz edersen sonucu bu olur. " dedim tamam dedi ama Murat'ın aklına " Şu hayal ve ölüm o nasıl geldi ki aklına " diye sorunca " bilmem duruma göre geldi onun hayali Merve'nin onun affetmesi ama gerçek olan şey bir ölüm. " dedim.

Gül ve diğerlerini evlerini bırakıp kendi evimin büyük kapıdan içeri geçip evin önünde park edip arabadan indim. Sonunda içerideydim. Direk üst kata çıkıp üstümde ne varsa çıkarıp kabinin içine girdiğim an ve soğuk suyun varlığıyla bir rahatlama çöktü. Duşumu alıp çıktım çeşmeyi kapatarak üstümü havluyu sararak şimdi en hassas ve yapılacak bir şeyim vardı tabancadan iz bırakmamak özellikle fırlamış kan lekesi el izi olsa bir şey olmaz sürekli talim yapıyorum gibi yalan söyleyebilirim benim tabancam ve ruhsatım vardı ama kan lekesi ince detay gerekir ve eldiven yakılmalı ne iyi ki tek kullanımlıktı. Onu yaktım mutlakta ve su döküp çöpe attım.

Mutfakta bale kendime bir şeyler hazırladım. Televizyon karşısına yarı çıplak şekilde yemeğimi yiyordum. Sonra tabakları makineyi koyup bulaşıkları yıkadıktan sonra rahat bir uyku için telefondan alarmı ayarlayıp kendime papatya koyup odama çıktım. Üstümü giyinip saçlarımı kurutup bağlayıp çayından bir kaç yudum içip yatağıma girdim.

                    🔥

Çayın etkisi çabuk mu geçiyor yoksa sürekli telefon sesi benim başımı mı ağrıtıyor bilemiyorum ama. Uyanıp telefonumu masanın üzerinden alarak yatağa geri uzandım. Yine çalıp durdu neden uykumu bölüyorsun lanet okumayacağım. Sakin ol kızım sakin ol ve aç.

" Ne istemiştin kimsin ? " dedim ekranı bakmadan açmıştım " Uyandırdın mı seni Miray ama nasıl uyuyabiliyorsun. " demir sen numaramı neyse bunla uğraşmayacaktım " mışıl mışıl uyuyorum git zıbar demir efendi " diye emir verdim. Bana uyuyabilsem uyurum ama gördüğüm şeyi tanık olunca uyku tutmadığını söyledi ne yazık benimle gelmeseydin. Asıl soruyu sordum " eğer uyumak istiyorsan demir efendi benim peşimden gelme ve sorum bırakacak mısın beni "
" Tabi ki hayır bırakmayacağım ama yanımda olursan uyurum. " Benden ne istediğinin farkında mısın sen ?" git zıbar bak bu sana iyiliğim olsun papatya ve alarm yap sabahcık bir şey olmaz bende öyle yaptım tabi yaptığım şey için değil geçmişim için sana ne anlatıyorsam uyu Demir uyu! " yüzünü kapatıp telefonumu aramaları sessize alıp uyumayı denedim neyse ki papatyanın süresi henüz geçmemişti.


Loading...
0%