@handemonet
|
Ne zaman başıma daha kötü ne gelebilir desem, daha kötüsü hemen sanki bir köşede bunu bekliyormuş gibi çıkagelir. Bu durum asla şaşmadı ve ben her defasında türlü şeylerden ders çıkartmayıp kendime hep daha kötü olanı seçtim. Ne yapayım? Ben de biraz böyleyim işte. Evet, kısa bir süre önce sevgilimden ayrıldım. Kısa süre derken dün gece. Yalnız öyle böyle ayrılık değil, dostça hiç değil. Rayına oturmuş üç senelik bir ilişki yer yer parçalı bulutlu, yer yer güneşli, yer yer insana kafayı yedirtmeli ama güzeldi. Neticesinde her şey yolunda sanıyordum meğerse yoldan çıkmışım ve hatta gözden çıkarılmışım. Bunu dün gece ansızın sevgilimin telefonundan bana atılan konumla öğrendim. Kendisi bana en son evdeyim yazdığı için ilk ciddiye almadım "yanlış oldu herhalde" dedim içimden. Sonra içime doluştu tüm kurtçuklar bir hışımla fırladım yerimden. Konum çok uzak bir yerde değildi o yüzden koşmayı tercih ederek bir yandan koşup diğer yandan onu aradım ama sanki bir kaç dakika önce konum atan o değilmiş gibi telefonu kapalıydı. Kesin dedim, kesin başına bir şey geldi. Ben koştukça beynimde de sorular ve korkular da koşuyordu. Ara ara durup konuma bakıp haritadan çıkmamaya çalıştım. Konuma geldiğimde zaten tek katlı müstakil bir evdi ve kalbimi yerinden hoplatacak kadar gürültülü müzik sesi vardı. Kızların kahkahaları, erkeklerin kaba sesleri bana nereye gitmem gerektiğini zaten söyledi. Ne olduğu belirsiz olan o evin kapısını tıklattım, zile bastım duyan olmadı tekrar dışarı çıkıp bahçeyi aradım ve buldum. Ahıra girer gibi bahçe kapısından daldım eve, yüzünü daha önce görmediğim bir çok insan deli gibi eğleniyordu. Genç bir adam yanıma gelip "yolu şaşırdın herhalde, pijama partisi burada değil" dedi küstahça. Üzerime baktım aslında haklıydı, ben sevgilimi kötü insanlardan kurtarmak pahasına çicekli böcekli pijamam ve bir ucu kopmuş terliğimle çıkmıştım evden. Çocuk bir cevap bekler gibi karşıma dikildi hem beni süzüyor hem de boş boş yüzüme bakıyordu. "Yok ben bir arkadaşa bakıp çıkacağım" dedim ve kahkaha atmaya başladı o güldükçe ben daha çok sinirlendim, onu elimle kenara doğru itip salona doğru ilerledim ama ne mümkün o kadar çok insan var ki aralarından geçerken karınca gibi eziliyordum. Salonla antre arasında ayaklarımı kaldıra kaldıra bakıp durdum ve göremeyince olmamasına kendimce sevinerek çıkmak için kapıya yöneldim. O esnada tanıdık bir ses "hayatım gel biz yukarı geçelim, müzik beni sarmadı" dedi. O an içimden o kişinin olmamasını temenni ederek arkama döndüm, gözlerim fal taşı gibi açıldı az sonra içimden çıkacak olan boğayı durdurmaya çalışarak burun buruna geldiğim herife bakakaldım o da beni görmüş olacak ki sözlüye kalkan öğrenci gibi hazır ola geçti. Yanına uzun boylu, kumral kısa saçlı bir kız geldi ve yanağına busecik kondurdu. Hah! Cidden mi ya, beni hapse sokacak kendileri mezara girecekler birazdan haberleri yok. "Volkan?" "Pelin?" "Volkaaann!!" "Pelin senin ne işin var burda nerden çıktın sen?" Utanmadan bana bu soruyu sorabildi inanamıyorum! Yumurtadan çıktım, dün civcivdim şimdi tavuk oldum birazdan da tavuk şiş olacağım. Hiç bir şey demeden kalabalığı itekleyerek çıktım evden. Deli danalar gibi koştu peşimden sonra neden orada olduğumu fark etmiş olacak ki telefonu eline aldı ve o muhteşem aydınlanmayı yaşadı. Evet! Konum! Sabaha kadar mesajlar attı aradı hiçbirini açmadım, dönmedim sadece ağladım ağlamaktan mor olan gözlerimi de yanıma katarak ve başıma gelecek ikinci felaketi de bilmeden işime gittim. Daha kapıdan içeri girer girmez insan kaynaklarındaki Sude, "Adnan Bey seni bekliyor Pelin" dedi. Bari terfi alırım da kötü geçen gecem telafi olur umuduyla patronun odasına geldim. Kapıyı tıklatıp usulca odaya girdim, o da ne?! Yanında dün Volkan'ın "hayatım" dediği kız duruyordu. Nasıl yani? Bu kızın ne işi var burada? İçimdeki yangını söndürmeye gözümden akan damlalar yetmemiş olacak ki patron yanına körüğünü de alıp gelmiş iş yerine aman Allah'ım! "Pelinciğim, seninle uzun yıllardır çalışıyoruz bize katkıların çok ama artık yollarımızı ayırmamız gerekecek." "Sebebi nedir Adnan Bey?" "Senin pozisyonuna, kızım Yasemin'i alıyoruz çok üzgünüm" Kızım mı dedi o? Olaya bakar mısın ya hem sevgilimi aldı hem de işimi? Hem daha önce bilgilendirmesi gerekmiyor muydu? Dün gece ansızın ilk defa gördüğüm kızın nasıl patronun kızı olduğunu düşünemem ki ben? Ayrıca madem kızı neden daha önce hiç görmedim? Resmen kötü bir kabusun içinde dolanıyorum. Benden bir yanıt bekler gibi ikiside suratıma bakıyordu. Kızın yüzündeni o avam gülümseme sinirlerimi daha da bozmaya yetmişti bu yüzden konuşmaya tenezzül bile etmeyip kapıyı vurup çıktım odadan. Normal şartlarda yeri yerinden oynatırdım ama ona bile lüzum görmedim fakat bir sorun var ben nolucam şimdi? |
0% |