Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm FISILTI

@handemonet

Gün ışığı, perdenin arasından gözlerime sızıyordu içimde tuhaf bir heyecan ve sevinç vardı sanki. Uzun zaman sonra belki de en rahat uyuduğum, kabuslar görmediğim bir geceydi. Tavanımda asılı olan yıldızlara bakarken bir an geceyi hatırladım içime ürperti girdi acaba rüya mıydı her şey? Kafamı yataktan halının üstüne doğru uzattığımda şok geçirdim dün akşam kırdığım aynanın parçaları yerde değildi içimden yalvarmaya başladım “lütfen lütfen rüya olmasın lütfen” bir süre yatağın içinde telefonumu aradıktan sonra onu da bilgisayar masamın yanında buldum. Yataktan hızla kalkıp masanın üzerinde duran telefonu kavradım, mesajlara girdim ve derin bir oh çektim çünkü bilinmeyen numaradan gelen mesajlar orada duruyordu ve tüm yaşanılanlar rüya değildi. Ancak bir sorun vardı o da odamın biri tarafından toplanmış olması. Hemen odamdan dışarı fırlayıp koşa koşa merdivenlerden aşağı indim. Mutfaktan annemle kardeşim Luna’nın sesi geliyordu. Derin bir oh daha çektim çünkü odamı toplayan annemdi ve şehir dışından geri dönmüşlerdi. Merdivenin ucunda kendimce sevinirken Luna’nın sesiyle irkildim. “ Linda! Özlemedin mi bizi” hemen arkasından annem geldi “kızlar kahvaltı hazır haydi” annemle Luna’ya sarıldıktan sonra mutfaktaki beyaz ahşap masamıza oturdum. İkisinin yüzünde de tuhaf bir gülümseme vardı fakat aramızda derin bir sessizlik dolaşıyordu. Bu sessizliği bozan ilk annem oldu “Linda, kırdığın aynayı neden toplamadın? Ya bir yerini kesseydi?!” “Gece uyumadan önce kırdım sabah toplarım diye düşünmüştüm” diyebildim hafif mahçup ses tonumla. Bu esnada gözüm tezgahta duran çiçeğe ilişti.

 

“Aa Luna! Erkek arkadaşın çiçek mi gönderdi sana yoksa” Luna kafasını sağa sola sallayarak ağzındaki son lokmayı yutup “Hayır canım bana değil” dedi. Şaşkın bir ifadeyle anneme baktım ve resmen bıyık altından gülüyordu ve çatalındaki peyniri tabağına geri bırakıp tezgahtaki çiçeği aldı, bana uzattı. “Bunlar sana geldi Linda’cığım” “Ne?! Bana mı?” Şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Bir süre annemin elinde tuttuğu ve bana doğru itelediği çiçeğe baktıktan sonra elime aldım üzerinde not filan var mı diye bakınırken Luna kahkaha atarak “bakma boşuna biz not göremedik” dedi. Çiçekle birlikte koşarak odama çıktım aslında güzel bir hediye sayılabilecek çiçek benim kabusumdu. Önce numaram sonra ev adresim resmen biri beni bu saklandığım yerde bulmuştu. Çiçeği kendimden uzaklaştırmak için yatağa doğru atarken kayıp yere düştü ve içinden küçük bir not çıktı. Evet, dışına değil çiçeğin içine saklamıştı çünkü sadece benim okumamı istiyordu öyle de oldu.

 

 

Sevgili Linda;

 

Sana hiçbir şeyin imkansız olamayacağını söylemiştim ama korkmanı istemiyorum. Bana dün gece attığın son mesajda şimdi ne yapacağını sormuştun o halde söylüyorum. İlk olarak kendini sakladığın bu fanustan bir an önce çıkmalısın bugün kendini toparla yarın okula gidip kaydını yenileyeceksin ve kaldığın yerden devam edeceksin. Merak etme ben senin yanında olacağım sadece biraz cesaret”

 

 

Kalbim az sonra göğüs kafesimden çıkacak ve yere düşecek gibiydi. Yatağıma sırt üstü uzandım ve ne yapacağımı sorguladım. Bu kimdi? Benden ne istiyordu? Gerçekten amacı bana yardım etmek miydi? Peki ben başarabilecek miydim? Kafamdaki sorularla boğuşurken odaya Luna girdi, hemen yatakta doğrulup elimde tuttuğum kağıdı arkama sakladım.

 

“Neler oluyor Linda umarım bu çiçeği kendine gönderecek kadar delirmedin?”

 

“Saçmalama Luna henüz o kadar delirmedim”

 

“Ee kim o zaman? Yeni evimizin adresini eski dostların bilmediğine göre bu yeni biri mi?”

 

“Imm şey.. Evet. Üye olduğum bir topluluk vardı bazen böyle sürprizler yapıyoruz birbirimize”

 

“Hah! Tamam hadi inanmış gibi yapacağım ama şimdilik hahaha”

 

“Luna çık odamdan kafamı dinlemek istiyorum” dedikten sonra kapıyı usulca kapatıp çıktı. Telefonu elime alıp ona mesaj atmaya karar verdim.

 

 

Linda Erdemli

 

Teşekkür ederim fakat beni korkutuyorsun.

 

 

Saatler geçti, odamda oturdum, kalktım, yattım annemlerle sohbet edip yine telefonuma koştum ama saatler boyunca mesajıma geri dönmedi. Belki de cevap vereceği bir mesaj değildir diyerek ikinci mesajı attım.

 

 

Linda Erdemli

 

Sence başarabilecek miyim?

 

 

Bu soruma da bir yanıt gelmedi sanki zaman geçmiyordu bir mesajla beni ölümün kıyısından kurtaran adam o an sanki hiç olmamış gibiydi. Düşünmem için uzun bir zamanım oldu, bana gönderdiği fotoğraflara durup durup tekrar baktım. Öfkem artık içimden taşıyordu ve kararımı verdim. Kendime 1 yıl boyunca kestiğim bu cezayı bitirip bana bunu yapanları bulup onları cezalandırmalıydım. Korkusuzca bilinmeyen o adama güvenmeyi tercih ettim.

 

Uyumak üzereydim saat 00.30’u gösteriyordu yastığımın altında gelen titreşim sesiyle irkildim ve heyacanla mesaja baktım.

 

 

Bilinmeyen Adam

 

İyi geceler şarkısı dinlemeden mi uyuyacaksın?

 

 

Tam “neredesin sen” yazıyordum ki vazgeçip;

 

 

Linda E.

 

İyi gecelerin şarkısı mı olurmuş?

 

 

Bilinmeyen Adam

 

Hemsaye’den fısıltıyı dinlemelisin.

 

 

Bilinmeyen Adam

 

 

Sır bu çığlığın fısıltısındadır

 

Uykunuz derin, rüyanız hatırlanmadı

 

Ben vurulduğum masalın ortasındayım

 

Prensesler de kalp söker, hiç yanılmadın :)

 

 

Linda E.

 

Dinleyeceğim. İyi geceler.

 

 

Hemen şarkıyı açtım ve dinlemeye başladım. Yüzümde nedensizce tebessümler oluşmuştu fakat her insan aynı şarkıyı dinlese bile kendine daha yakın hissettiği nakaratı seçiyor mesela ben o şarkının;

 

“Ben deniz yazmayı sizden öğrendim

 

Elimde mavi kalemler bir poyraz çizmişim

 

Kıyındayım da aklımda ufkunuz var

 

Yüzümde eskiyen bu hazineyi bul, kaçır da

 

Sakla derinde

 

Rüzgar benimle

 

Kerteriz aldığım yıldız bu göğün en tepesinde” sözlerinde kendime rastlamıştım.

 

Şarkıyı sabitleyip, yüzümde kocaman gülümseme ile uykuya daldım.

 

Loading...
0%