@handsimy
|
Azat Deniz Erdemir'in anlatımıyla: Asaf'ın yanından ayrıldıktan sonra arabama binip bir sahilde arabamı park ettikten sonra denizin arkasında bir banka oturdum. Kulağımdaki kulaklıkta çalan Evgeny Grinko'nun eseri olan "Valse" eseri ile gözlerimi kapatarak anın tadını çıkardım. Küçüklüğümde bir müzik dükkanında işe girme deneyiminde bulunmuştum. Çalıştığım dükkanın sahibi çeşitli öğrencilere ders verirken onları dinlerdim bende. O günden bugüne alışkanlık olarak kalmış işte. Ne zaman böyle kafa dinleyecek olsam bunu piyano eşliğinde yaparım. Hatta bazen cinayet sırasında ya da sonra ceset incelerken kulağımda piyano sesi olur. Evde bazen Melek kız çalar bana. Bende onu dinleyerek ona eşlik ederim. Melek kız aklıma gelince yine gülümsedim. Muazzam bir çocuktu Melek kız . Pek çok yeteneği vardı. Spordan tutun da resim, müziğe kadar her şeyi çok güzel yapardı. Mesela çok hızlı koşardı. O koşarken beyaz saçları rüzgarda savrulur ve ahenkle dans ederdi. Çok iyi yüzerdi ki bu en sevdiğim özelliğidir. Denize olan tutkumu bildiği için yüzmeyi öğrenmişti. Öğrendikten sonra da ilk iş bana göstermişti. Onunla yüzmek bu hayatta en sevdiğim şeyler listesinin başında gelirdi. Bunun gibi daha bir çok şey vardı, onun güzel yapabildiği. Onu çok seviyordum. Uğruna ölecek kadar hem de. O bana bu dünya üzerine emanet edilen bir melekti. Bunu, onu ilk gördüğümde anlamıştım... Oturduğum bankta 2 saate yakın bir süre boyunca denizimi izledikten sonra Melek kızı okuldan almak için yola çıktım. Arabama binip onun okuluna doğru sürdüm. normalde şuanda bulunduğum konum ile Melek'in okulunun arasında 20 dakikalık bir mesafe olmasına rağmen İstanbul trafiği şu anda önüme bir engel koymuştu. Saate baktım. Melek kız okuldan çoktan çıkmış olmalıydı. Yan koltuktaki telefonumu elime alarak Melek kızı aradım. 2. çalışında telefonun diğer ucundan onun sesini duydum. Abicim, neredesin? Ben okuldan çıktım. Biliyorum Melek kız. Yoldayım, trafiğe yakalandım. Orada bekle tamam mı? Tamam abicim. Hemen gelmeye çalış olur mu? Tamam hemen geleceğim yanında Melek kız. Seni seviyorum abicim. Bende seni. Telefonu kapatarak tekrardan koltuğa koydum... Ahhh! Lanet İstanbul trafiği. Tam 1 saattir yoldaydım. Bulunduğum konumda trafik sıkışmıştı ve ben Melek'e ulaşamıyordum! Kafayı yemek üzereydim. O ne olursa olsun aramalarıma cevap verirdi. Şimdiyse telefonu kapalı çıkıyordu. Şarjının bittiğini umarak yolda kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ve bir yandan da hala Melek'i arıyordum. Aradığınız numaraya ulaşılmamaktadır. Lütfen tekrar den- Telefonu direksiyona çarparak parçaladım ve yan koltuğa attım. Önümde upuzun bir trafik vardı ona gitmemi engelleyen. Son kez kırık telefonumu alıp onu tekrar aradım. Bu sefer telefonu çalıyordu. 4. çalışta telefonu açıldı. Merhaba Azat. Kimsin lan sen! Kimsin! Kimsin de Melek'in telefonunu açmaya cüret edebiliyorsun! Ahh... abin şuanda bayağı bir sinirli gibi ha Melek? Melek! O nerde? Telefonu Melek'e geri ver! Melek, abin seninle konuşmak istiyormuş. Sende ister misin? Melek! Melek cevap ver! Melek iyi misin ! Me- Bir anda telefonda ağlayan Melek'imin sesini duydum. Abi. Melek! Melek neredesin! Abi yardım et! Tamam, tamam abicim geleceğim ben korkma. Sen sakın korkma tamam mı Melek kız. Abi çabuk gel çok korkuyoru- Abi! Melek! Ne yaptınız ona! Neredesiniz lan piç kuruları! Bugünkü kurban seçildi deniz katili. Bugünkü kurban Melek Erdemir. Kendisi 9 yaşında bir ilkokul öğrencisi. Ahh. Sanırım onu tanıyorsun zaten değil mi? Buz kestim. o an. Kardeşim ? Benim Melek kızım bugünkü kurban mı seçilmişti? Nasıl ? Olamazdı. Melek'im öldürülüp benim denizimde yerini alamazdı. O daha çok küçüktü. Ne istiyorsunuz lan! Ne istiyorsunuz o kızdan! O bu gecenin kurbanı seçildi deniz katili. Buna karışamazsın, elinden bir şey gelmez. Ne demek gelmez lan! Ne demek elinden bir şey gelmez! Melek! Melek beni duyuyor musun? Melek! Boşuna çabalama deniz katili. O seçildi. Kim? Kim seçti? Ki- Asaf... Asaf bu gece için başka bir kurban seçeceğini söylemişti bana. Asaf! Asaf! Seni orospu çocuğu! Ya yapmazsam? Kızı öldürmezsem? Sonuçlarına katlanırsın. Durduğum yerden yavaş adımlarla yürüdüm ve önünde durdum. Yüzüne doğru eğilerek gözlerinin içine baktım. Katlanacak bir şeyim yok. Unuttun mu? Bundan yıllar önce ben neye katlanmam gerekiyorsa katlandım ve bitti. Benim kazanacağım ya da kaybedeceğim hiçbir şey yok bu hayatta. Tıpkı bundan sonra da olmayacağı gibi. Şimdi akşama kadar başka bir kurban bul denizime. Bulmuştu. Başka bir kurban bulmuştu denizime. Sonuçlarına katlanırsın demişti ve sonuçlarına katlanmamı istiyordu şuan benden. Melek. Bana Melek'i verin. Telefonun diğer ucundaki ses bir süreliğine kesildi ve Melek'in sesini duydum. Abi... Melek! Meleğim dayan! Dayan güzelim. Dayan geliyorum yanına bir tanem. Abi... Söyle Melek'im, söyle nefesim. Abi... sana... neden "deniz katili" diyorlar ? Yavaşça gözlerimi kapattım. Ben sustum. Verebilecek bir cevabım yoktu çünkü ama o susmadı. Abi? Cevap ver sen o musun? Sen... "deniz katili" misin? Ağlıyordu. Konuşurken titriyordu. Onun sesini duyduğum an rahatlamam gerekirken ben her konuşuşunda bitiyordum. Melek'im bunları sonra konuşsak? Şimdi sen neredesin onu söyle bana. Geleyim seni alayım. Söyle neredesin Melek'im? Abi bana cevap ver! Sonra değil; şimdi bir cevap istiyorum senden! Sen " deniz katili" misin? Konuşmak istiyordum ama kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Abi! Sen "deniz katili" misin! Abi sen- Evet. Ona yalan söyleyemezdim. O anlardı çünkü. Bizi en iyi biz tanırdık. O yalan söylesem beni anlardı; ben yalan söylese onu anlardım. Hissederdik biz birbirimizi. O yüzden kendimi zorlayarak da olsa ona cevap verdim. Evet? Ne demek evet abi? Ne demek evet! Nasıl yaparsın böyle bir şeyi? Nasıl bir katil olursun? Nasıl bir cana kıyarsın! Ağlaması konuştukça şiddetlendi. O ağlıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. En kötüsü de onu ağlatan bendim ve bunun için kafama sıkabilirdim. Melek'im ne olur sakinleş. Söz veriyorum bunları sana sonra anlatacağım. Yalvarırım ağlama. Söz vermiştin hatırlıyor musun ? Dün gece bana bir söz vermiştin abi. Söyledikleriyle dün geceki konuşmalarımız zihnimde canlandı: Bir katil varmış, "deniz katiliymiş". Her gün insan öldürüyormuş. Korkuyorum abi ya beni de öldürürse deniz katili. Sana asla böyle bir şey yapmaz, yapamaz deniz katili merak etme sen. Korurum ben seni. Söz mü abicim. Söz veriyorum Melek kız her ne olursa olsun seni her şeyden koruyacağım. Korurum dedin. Seni herkesten, her şeyden korurum korkma Melek kız dedin bana dün gece. Beni kendinden korumak için mi söz verdin abi. Şu anda sözünü tutmuş halin bu mu senin? Melek. Ne Melek? Senin için Melek yok artık. Benim içinde sen yoksun anladın mı Azat Deniz Erdemir? Melek! Söylediğin sözleri geri al! Hala abinim ben senin! Sende benim kız kardeşim Melek kızsın. Gülme sesi geldi telefonun diğer ucundan. Artık değil. Benim tanıdığım bir katil abim yok Azat Deniz Erdemir. Benim tanıdığım abim, saçlarımı tararken sırf acımasın diye saçlarımın altına elini koyarak tarardı saçlarımı. Benim abim, ben uyuduktan sonra yanıma gelir ve saatlerce yanımda oturarak beni izlerdi. Üstüm açık mı? Saniyesine üstümü örterdi. Kolumun üstüne mi yattım? Direk kolum uyuşmasın diye kolumu çekerdi. Benim abim böyle biriyken bir katil olamazdı. Bu yüzden sen benim abim olamazsın Azat Deniz Erdemir. Sen sadece bütün Türkiye'nin konuştuğu deniz katilisin. Benim abim değilsin. Gözümden bir damla yaş aktı o an. Uzun süredir ilk defa gözümden yaş akmıştı. En son ağladığımda Melek'i bulduğum ilk gündü. Çok ağlıyordu ve ben onu susturamıyordum. O ağladıkça bende ağlıyordum. Şimdi ise o yine ağlıyordu ve ben yine onunla birlikte gözyaşı döküyordum. Evet dedim. Evet senin abin bir katil değildi Melek kız. Senin abin sen hariç diğer herkese katildi sen bu yüzden hiçbir zaman onun bir katil olduğunu anlamadın be Melek kız. Senin abin bir katil olamazdı çünkü o öldürmektense ölürdü senin için. Sen beni öyle tanıdın. Bırakalım da o şekilde kalayım zihninde. Olmaz mı Melek kız? Affedemez misin beni? Ağlıyordu. Sadece ağlıyordu. Cevap vermedi. Ben abimi çok sevdim abi. Ben abimi sen olduğun için çok sevdim. O benim her şeyimdi. Sen benim her şeyimdin abi. Nasıl bir katil oldun ki? Nasıl öldürdün sen herkesi? Ben nasıl anlamadım ki? Bi tek seni yaşatmak istedim Melek kız. Diğer herkesi karşıma seni arkama aldım. Bu yüzden görmedin çünkü göstermedim. Telefon Melek'in elinden alındı. Güneş battı "deniz katili". Kurban seçildi ve gece ortaya çıktı. Denizin senden birini bekliyor. Silah sesi duydum arka arkaya 3 kez. Kalbimin durduğunu hissettim. Sanki sıkılan her bir kurşun benim bedenime, kalbime sıkılmıştı. Melek! Melek! Melek! Melek! Bağırıyordum ama cevap alamıyordum. Melek! Boşuna bağırma seni duyamaz. O adı gibi bir Melek oldu denizinde , "deniz katili". Onu bulmak istiyorsan denizine bak. Denizin sana yol gösterecektir. Nerde! Neredesiniz lan! Neredesiniz! Her zamanki yerinizde. Denizdeyiz "deniz katili". Hesap kapandı. Kurban verildi. Herkes bunu senin yaptığını düşünecek. Bir kardeş katili olarak bilinmek istemiyorsan bu gece teslim ol "deniz katili". Telefon kapanmıştı. Elimdeki telefon kayıp kucağıma düştü. Zaman durdu ve ben aklımdaki tek soru ile baş başa kaldım o an Melekler de ölür müydü ?
|
0% |