Azat Deniz Erdemir'in anlatımıyla:

Yorgun hissediyordum. Vücudumu hissedemeyecek kadar hem de. Uyku ile uyanıklık arasında bir yerde gidip geliyordum. Gözlerimi açmak için beynime komut versem, gözlerim beni dinleyip açılırdı büyük ihtimalle ama ben gözlerimi açmayı değil; yavaş yavaş uykunun beni kolları arasına çekmesine izin verdim...

Hala uyuması normal mi doktor bey? 2 gündür gözünü açmak şöyle dursun yattığı yerden kıpırdamadı bile. Ölmediğinden emin misiniz acaba? Sakin olun Kayra Bey. Korkulacak bir durum yok. İlk geldiğine nazaran durumu hızla iyileşiyor. Tahminimce gece olmadan uyanacaktır bugün. Yine de uyandığında kendini zorlamadığına emin olun. Zira dikişleri daha oturmadı, her an tekrar patlayabilir. Peki, siz öyle diyorsanız. Oğlum doktor beye eşlik edin. Yanı başımda bazı sesler duyuyordum. Sanırım duyduğum sesler Kayra'ya aitti. İyi de Kayra kimle konuşuyordu? Doktor demişti, sanırım ben öyle anlamıştım. Yavaşça gözlerimi aralayarak açmaya çalıştım. Kirpiklerim birbirine yapışık durumdaydı sanırım. Birkaç defa daha zorlamayı deneyince nihayet gözlerimi açmayı başardım. Etraf son derece bulanık görünüyordu. Görüşümü netleştirmek için birkaç kez kırpmayı denedim. Hala hafif bir bulanıklık vardı görüşümde. Uyandığımı gören Kayra hızla yanıma geldi. Azat! Sonunda! yavaşça kalkmaya çalıştım yattığım yerden. Sanırım Kayra'nın evindeki odamdaydım. Karnımda hissettiğim hafif bir ağrı ile elim karnıma giderken Kayra beni yattığım yatağa daha da fazla batırıp elimi de yanıma koydu. Hareket etmeye çalışma Azat. Doktorun yeni gitti. Hatta belki gitmemiştir, dur geri çağırayım ben. Kayra'nın elini tuttum. Dur, gitme gerek yok. İyiyim ben. Kayra gözlerini kıstı bana inanmayarak. 2 gündür ölü gibi yatıyorsun. Seni buraya getirdiğimde çok kan kaybetmiştin Azat. Öldün sandım o an. Beni çok korkuttun. Ağlasaydın bide arkamdan. Yüz ifadesinde kırgınlık oluştu. Dalga geçme deniz katili. Çocuk muyum ben senin arkandan ağlayacak? Değil misin? Ne saçmalıyorsun? Kayra? Belki birazcık üzülmüş olabilirim arkandan. Ağlamadın mı yani? Hayır gözyaşlarımı mezarına sakladım. E, artık ölmediğine göre başka bir zamana artık. Kayra ile konuşmayı bırakıp kendime ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. En son ormandaydım. Kış çiçeği ? Doğru O kadın? O kadını hafife almakla hayatımın hatasını yapmıştım. Onu ilk gördüğüm haliyle değerlendirmiştim ama karşımda gördüğüm kadın narin bir kış çiçeği olarak karşıma çıkmak yerine kahraman lakabındaki seri katil sıfatıyla bana yüzünü göstermişti. Hafifçe gülümsedim. Neye gülüyorsun sen? Ölümden döndün ölümden bilmem farkında mısın? Kayra'ya döndü bakışlarım. Beni sen mi kurtardın? Başka kimi düşünüyordun, tabii ben kurtardım seni. Bana bakmayı bırakarak az ilerideki tekli koltuğa bıraktı kendini. Yorgun gözüküyordu. Hiç uyumadın mı sen? Yalandan güldü: Uyudum uyudum çok güzel uyuttular beni. Kızın peşinden gönderdiğim adamlarım vardı ya. Kızın peşinden giderken onları bir güzel halletmişler. Kız mutlaka birine çalışıyor olmalı ama adamlarımı hallettikleri için kızın kimle çalıştığını öğrenemedim. Adamlarını hallettiklerine göre yer altından birileri olmalı. Haklısın. Beni nasıl buldun. En son polis sirenleri geliyordu kulağıma. Orası biraz karışık. Kolay olmadı elbette seni kurtarmam ama anlayacağın bir şekilde anlatayım sana. Telefonunda bir uygulama var hayati değerlerini gösteren. Bu uygulama benim telefonuma bağlı. Kızın yanına giderken telefonun cebindeymiş Allah'tan. Kız seni bıçakladığında telefonuma düştü hayati değerlerin. Bende sana bir şey olduğunu düşünerek harekete geçtim. İyi de benim bulunduğum yer ile burası arasında neredeyse 2.5/3 saatlik bir yol mesafesi var. Bilincimi kaybetmeden önce siren sesleri duyduğumu anımsıyorum onu nasıl hallettin? Seni gönderdiğim kadının mahallesindeki adamlarımı hatırlıyor musun? Onaylamak amacıyla başımı salladım. Hah, işte onları sen fark ettirmeden peşine taktım. Onları peşime taksan kesinlikle fark ederdim. Bütün arabalarımda takip cihazı var Azat. Senin araban da benim arabalarımdan biri olduğu için adamlarım arabandaki takip cihazıyla seni geriden takip ettiler. Aranızda yarım saatlik mesafe vardı. O yüzden fark etmemişsindir. Polis sirenleri? İşte onlardan kurtulmak kolay olmadı. Peşine taktığım adamlarıma verdiğim komutla polis arabasını kazaya karıştırdım yani anlayacağın polis arabasına çarptılar. Ürettiğimiz çeşitli kıyafetler var. Bunları piyasaya sürmüyoruz. Sadece belirli adamlara satıyoruz. Normal kıyafet gibi görünen hava yastıklı kıyafetler. Dışarıdan gördüğün zaman içlerinde hava yastığı olduğunu anlaman imkansız kısacası. Bizzat ürünü ben ürettiğim için bütün adamlarımın kıyafetlerinde mevcut. O yüzden adamlarım polis arabasına çarptıkları zaman hasar almadan kurtulurken; çarpmanın etkisiyle polisler kendilerinden geçtiler. Bizde bunu fırsat bilip seni aldık ormandan. Seni bulduğumuzda bilincin kapalıydı. Dediğin gibi ev ile bulunduğun konumun arası 3 saate yakın. Seni direk eve getirtseydim ölmüş olabilme ihtimalin vardı. Bende buna karşılık Bulunduğunuz konuma en yakın tanıdığım doktorları yönlendirdim. Bu şekilde ilk müdahaleni yolda yaptılar. Eve geldiğinde durumun pek de iç açıcı değildi o yüzden sen eve gelmeden bir grup doktoru da evde hazır bulundurdum. Onlar sen gelince yarana müdahale edip dikiş attılar. 2 gündür de uyuyorsun işte. Yaran derinmiş doktorun söyledi o yüzden şu 1 hafta kendine dikkat etmen lazım Azat. Beni kurtarman için verdiğin çaba takdire şayan. İlk defa ona karşı içten bir şekilde gülümseyerek suratına baktım. Teşekkür ederim Kayra. Bu iyiliğini unutmayacağıma emin olabilirsin. Bir şey değil. Sen iyi ol, başka bir şey istemiyorum başka. Azat? Efendim. Ya, sen Allah aşkına nasıl bıçaklanmayı becerdin ya? Ben kahramanın ölüsünü getirirsin diye beklerken senin bıçaklanmış halin geldi. Nasıl oldu bu iş? Karnımı tutarak hafifçe doğruldum. Daha taze olan dikişlerim hareket ettikçe sızlıyordu. Kayra oturduğu yerden yanıma gelerek kalkmamda yardımcı oldu. Yatağımın yanındaki suya uzanmaya çalıştım. Bunu gören Kayra benden önce davranıp içmem için bir bardak su verdi. Pardon, özür dilerim konuşmaya dalınca unuttum. Aç mısın, bir şeyler hazırlattırayım mı sana? Yok şu an iyiyim. Aslında ilk başta kız beni görünce şok geçirdi. Ne yapacağını bilemedi. Onun üzerinde üstünlük kurmuştum bir nevi. Sonra beklemediğim bir anda ikimizi de yere düşürdü. Kollarını tutuyordum aslında hep. Sonra düşmenin etkisiyle hafifçe gevşettim sanırım kollarını. Onu fırsat bilip bir anda karnıma bıçak sapladı. Normalde bıçak yarasına, kurşun isabetine falan dayanıklıyımdır ama kız bıçağı derin sapladı karnıma. Gideceği an çekince de kanamam oldu muhtemelen ve bayıldım. Kızı hafife aldım anlayacağın. Bir dahaki karşılaşmamızda olması gereken yeri bildireceğim. O nasıl olacak? Bir daha nerede karşılaşmayı düşünüyorsun? Gülümsedim. Biz gitmeyeceğiz bu sefer onun yanına, o gelecek tıpış tıpış bizim yanımıza. Ne demeye çalışıyorsun? Kahramanın zayıf noktasını bildiğini söylememiş miydin? Öldürdüğü kişilerden mi bahsediyorsun? Aynen öyle. Kahraman anladığım kadarıyla kendi başına polisçilik oynayıp kendi adaletini yaratmak istiyor gibi görünüyor. Oynadığı oyununa devam edebilmesi için suçluların olması lazım değil mi ? Evet. Onun aradığı suçlu olacağız. Kayra'nın gözleri büyüdü şaşkınlıkla. Ne yani bir kadına taciz ya da tecavüz girişiminde mi bulanacağını söylüyorsun? Hayır. Bugüne kadar ne yaptıysam onu yapmayı düşünüyorum. Katliamlardan mı bahsediyorsun? Aynen öyle. Artık izninle sahalara gerçek anlamda geri dönme vakti. Benim harekete geçtiğimi gördüğünde beni durdurmak için emin ol yanıma gelecektir. İşte o zaman işini bitireceğiz asıl. Nasıl bir şey yapmayı düşünüyorsun? Gelir gelmez yaptığın toplu katliam gibi bir şey mi? Hayır eski formattan devam ama güncelleme getireceğim elbette işlediğim cinayetlere. O nasıl olacak? İşlediğim her cinayetle birlikte her gün kahramana açık bir mesaj göndereceğim sadece onun anlayacağı dilde. Mesajlarımı takip ederek kendi ayaklarıyla bulacak beni. Kayra elini çenesine koydu düşünceli bir şekilde. Detaylandırırsak çalışabilecek bir plan fakat benim de bir şartım var deniz katili. Nedir? Tamam, istediğin gibi cinayetlerini her gün işlemeye devam et ama senin seçtiğin değil benim seçtiğim insanlarla. Kahramancılık oynamayı düşünmüyorsun değil mi kahraman gibi? Hem evet hem de hayır. Seçtiğimiz insanlar masum olmayacak, gerçekten suçlu olacak ama biz o bilgileri kahramanın yaptığı gibi ortaya dökmeyeceğiz. Zaten Türkiye'de bayağı tanınan ve "aranan" biri olduğundan cinayetleri senin işlediğin açıkça belli olacaktır. Bu arada cesetleri denize koyma işini de adamlarım yapacak. Sen benim hazırladığım depoda istediğin gibi ölümlerini gerçekleştirebilirsin. Unutma eskisi gibi özgür bir katil değilsin. Artık herkes tarafından bilinen bir seri katilsin. Ününü hafife almamak lazım. Kayra'nın dedikleri doğruydu. Alcatraz'dan kaçmam beni özgürleştirmiyordu. Hala eskisi gibi tutsaktım. O yüzden dediklerini kabul ettim. Peki o zaman ne zaman başlıyoruz? Başlayabildiğimiz en kısa sürede...

Evett, bu bölüm biraz kısa oldu diğer 3 bölüme göre. Ara bir bölüm gibi bir şey oldu bu bölüm biraz. Bir dahaki bölüm bundan uzun ve Sahra'nın ağzından olur muhtemelen. Bekletmemek adına hemen atmaya karar verdim bölümü. O zaman bir dahaki bölüme dek hoşça kalın...