"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!"
"Tabii ki öldürürsün ama sen beni
öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. "
Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken bir elimle de şalımı öne doğru genişletmeye çalışıyordum.
"Hemen şimdi kararını ver Beyza! 10 dakika sonra tüm adamlarımı arayıp devreye girmelerini söyleyeceğim sonra da direk ağabeyinin karşısına çıkıp yaptıklarımı anlatacağım; seni nasıl zora soktuğumu, şirketin batması için neler yaptığımı anlatacağım ve böylece küçük Zeynep babasız büyümüş olacak... Sahi Zeynep, ölen annenin adıydı değil mi? "
Dizlerim artık bedenimi taşımıyordu. Dizlerimin üzerine yığıldım ve son gayretimle nefesimi yettirmeye çalıştım.
"Senden nefret ediyorum!.. "
Demir yanıma doğru gelince bir dizini yere koyu ellerini çeneme götürdü ve başımı yerden kaldırdı. Gözyaşlarım yanaklarımı sırılsıklam yapmış, şalımın çene kısmını çoktan ıslatmıştı bile. Şu an gözyaşlarım onun parmaklarını yıkarken, ben çaresizlikten ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Onunla evlenmem diri diri gömülmek demekti... Ama alabilecek bir sorumluluğu almadığım için dedemin ölmesi, ağabeyimin hapse girmesi cehennem ateşinde yakardı beni ve ben, bir daha o ateş ömrümün sonuna kadar söndüremezdim.
.
.
.
Oysa Demir`in bilmediği şeyler vardı; Bu evlilik Beyza`nın mahkumiyetiyse Demir`in de en büyük sınavı olduğu gibi.
Susuyorum Ali Asaf ağabey! Öyle bir susuyorum ki sessiz sessiz attığım çığlığı bir tek Beyza`m duyuyor!
Kaç yaşında düştüğümü bile bilmediğim gözlerinde yanarken dönüp geçmişime baktığımda sadece seni ve senin parçan olan Beyza`yı hatırlıyorum.
Ali Asaf ağabey, Beyza beni karayemiş ağacına çıkarmak için arkamdan iterken, yanımıza gelip "Abim, Zehra`yı rahat bırak. Kelebekler kırılgan olur, bırak Mavi Kelebek`te seni burada beklesin. " dediğinde mi düştüm gözlerinin toprak kahvesine? Yoksa yaylada çimenler arasında yalın ayak dolaşırken, "Mavi bakan hanım, niye terliksiz dolaşıp canının yanmasına müsaade ediyorsun?" deyip de ayağıma batan dikenleri özenle temizlerken mi?
Beş yaş, beşşşşş! Dünyanın sonu olan aramızda ki bu beş yaş mıydı, yoksa amcanın kızı olmam mı?.. Haa tabi yaa dünyanın sonu olan, senin doğrularındı! Ali Asaf aynı evde büyüdüğü amcasının kızına, yan gözle bakmaz! Neden? Ali Asaf`ın doğruları her şeyin önünde...
Öyle olsun Ali Asaf AĞABEY!
Haniftam serisinin 2. kitabı...