@happystrawberryy
|
"Takip et beni hadi hızlıca göstereceğim sana yerleri" dedi Alice olduğunu öğrendiğim kişi. Onun farklı bir aurası vardı saçını at kuyruğu yapmıştı. Güçlü bir vücudu vardı ve hiçbir yerinde kemik göremiyordum muhtemelen görünür bir bölgede değildi. Onu hızla takip ediyordum. Sokakların arasından geçerken ben resmen koşuyordum. En sonunda bir yere gelmiştik. Karşıda bir kurukafa vardı içinden sular akıyordu. İleride nefes kesici bir görüntü vardı. *İskelet Denizi
Ama ben artık dayanamayacak raddeye gelmiştim elimi dizlerime koyup soluklandım. Ama o esnada Alice hızla kolumu tutup çekti. "İskelet Denizine geldik olduk az daha dayan burada senin yüzünden işlerimi bırakıp geldim ama sen dinleniyor musun ha?" Dedi sert bir şekilde. "Bir dakika bu da zaten senin işin olmuyor mu sonuçta sana bu görevi veren ölümün efendisinin ta kendisiydi" dedim. "Hahaha sen daha nelere sebep olduğunun bile farkında değilsin değil mi?" Dedi küstahça gülerek. Anlamayan bir yüzle ona bakıyordum nelere sebep olmuş olabilirdim ki yani ben ne yaptım ki. "Senin yüzünden Tanrıların gazabına uğrayacak bu şehir! Efendimiz yapmaması gereken şeyleri yaptı. Özellikle seni buraya getirerek. İnsanlar sana onun yanında hürmet gösterince kendini bir şey mi sandın yoksa?" Deyip üzerime doğru gelmeye başladı. Ben de geri geri adım atmaya başladım. "Ben bir şey yapmadım Alice neden benim üzerime geliyorsun?" Dedim gözlerim dolmuştu. Alice tam konuşacaktı ki o anda gökyüzünde güçlü bir ışık huzmesi oluştu ikimizde hızla başımızı kaldırıp baktık. Gözlerim kısık bir şekilde bakıyordum güçlü ışık gözümü almıştı. Usulca yanımıza doğru inen normal insan boyutundan da büyük bir kanatlı insan yanımıza iniş yaptı.
*Kader Tanrıçası Atropos (görsel ekleyeceğim bir sorun var çözmeye çalışıyorum)
O çok görkemliydi. Ben bakmaya devam ederken Alice bir anda yere kapaklandı. "Kader Tanrıçamız şehrimize hoşgeldiniz" deyip ellerini birleştirdi. Ben sadece bakmaya devam ederken Tanrıça bana doğru yürümeye başladı. "Sevgili Roesia seni buradan kurtarabilirim" deyip eliyle yüzüme dokundu. Kalbim küt küt atıyordu. Ne yani bir Tanrıça mı vardı ve o şuanda bana dokunuyordu. "Ne na-nasıl kurtarabilirsiniz beni" diyebildim güçlükle. "Senin cennete gitmene ya da geri dünyaya dönmene yardımcı olabilirim. Senin kaderinde müdehaleler olduğunu görünce hemen inceledim ve seni ait olmadığın bir yerde buldum Roesia" dedi. Sesi çok güven vericiydi ve beni bu şehirden kurtarabilecekti o belki de cennete gitmeliydim dünyaya dönmeyi zaten istemiyordum. Ama yine de düşünmek istiyordum aceleci karar veremezdim. "Ben ben biraz daha düşünmeliyim kader tanrıçası galiba cennete gitmeyi istiyorum ama yine de kararsızım" dedim. "Benim adım Atropos, Roesia adımı elini açıp 3 kere zikret ve üfle sonra elini sımsıkı kapat. Senin sesini duyduğum anda anlayacağım ki kararını verdin işte o zaman seni buradan götüreceğim" deyip gülümsedi. Sözlerini söyler söylemez bir anda gökyüzüne yükseldi ve bir yıldız gibi kayboldu. "Görüyorsun değil mi bu senin için bir fırsat düşünmene bile gerek yoktu hemen gitmeliydin!" Diyerek bana yakınmaya başladı Alice. "Anlamıyorsun Alice bir anda karşıma bir kader tanrıçası çıkıyor ve beni götürmek istediğini söylüyor hemen nasıl güvenebilirim ki. Ayrıca Kharoon'a bu durumu söyleyip veda etmem gerekmez mi?" Dedim. "Saçmalama Roesia! Bunu efendimize söylediğin anda seni saraya hapseder ve ağzını bağlar yıllarca konuşamazsın" "Offf ciddi misin sen?! Tamam her neyse deme bir şey lütfen beni hemen saraya götür biraz tek başıma düşünmek istiyorum"
. . .
Eveet yeni bölümü nasıl buldunuz ☺️ İşler karışıyor acaba Roesia, Kharoon'a söyleyecek mi? Bomba gibi şeyler olacak hazır olun 😻 Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım öpüldünüz🍓 |
0% |