@happystrawberryy
|
Gözlerimi açtığımda Kharoon saçımı kulağımın arkasına koyuyordu. Beni bir bebekmişim gibi izliyor dikkat ederek dokunuyordu. Bu dokunuşu beni gülümsetti. Gece onun nefesini içime çekerek uyuyakalmıştım. Şimdi ise onun ve bu emek vererek kurduğu şehrini kurtarmak için gidecektim. Ona dün gece içimden veda etmiştim. Çantamı kararımı verdikten sonra hazırlamış yanıma tüm iksirlerimi almıştım. Ama bunlardan beyaz olanını bugün kullanacaktım. Gizlice beni görmeden buradan ayrılmalıydım yoksa buna ölüm izin vermezdi. "Ne düşünüyorsun Roesia?" "Şeyyy galiba acıktım ama" "Ama?" "İskelet denizi çok güzeldi acaba orada kahvaltımızı yapsak nasıl olur diye düşünüyordum" deyip gülümsedim. "Tamam o zaman Noah'a diyeyim hazırlasın" "Hayır hayır şey Kharoon bizzat senin hazırlamanı istiyorum ve beni orada beklemeni istiyorum sana bir şey söyleyeceğim bir nevi bir karar itiraf gibi de düşünebilirsin" deyip gülümsedim. Ona yalan söylemek içim içimi yiyordu ama bunu yapmak zorundaydım. "Hımm şuan heyecanlandım nedense tamam Roesia ben hazırlık yapmaya gidiyorum seni bekleyeceğim. Hazırlayınca hizmetçiye iletirim o da söyler sana sen de hazır olunca söyle seni almaya geleceğim" deyip kendini doğrulttu. O kemiksi yüzü tatlı bir çocuksu ifadeye bürünmüştü. Kharoon çıkar çıkmaz yataktan kalkıp hızla yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen verdim. Vaktim kısıtlıydı. Ölümün hızlı bir şekilde halledeceğine emindim. Çantamdan beyaz iksiri çıkardım ve tek içişte bitirdim. Aynanın karşısına geçtiğimde görüntüm tamamen yok olmuştu. Bu iksirler cidden harikaydı bunlardan stok yapmalıydım ah her neyse. Yere oturdum. Hımm bu Kader Tanrıçasının adı neydi? Ihmm şey Aporto muydu hayır hayır şey Atro- Atropos evet evet. Elimi açtım dediği gibi üç kere seslendim. "Atropos, Atropos, Atropos" deyip elimin içine üfleyip iyice avucumu sıktım. Gözlerimi kapatıp beklemeye başladım neredeyse 40 dakika olmuştu ama o hala yoktu. İçeriye hizmetçi gelmişti. "Leydim neredesiniz efendimiz sizi bekliyorlar hazırsanız ileteceğim" deyip odanın içini gözleriyle taradı. Beni göremeyince hızla dışarı çıktı. Olamaz az vaktim kalmıştı dışarıyı da arayacak sonra beni göremediğini söyleyecekti. Tekrar tekrar Atropos'un adını söyledim. "Yeter insan yeter geldim" Arkamı döndüm hızla, çok şükür gelmişti. "Görünmez yapmışsın kendini bu çok akıllıca oldu ben geri giderken seni gizlememe gerek kalmayacak" deyip gülümsedi. Ardından gelip beni kucağına aldı. "Seni ilk önce Tanrılar Şehrine götüreceğim orada cennete gitmen için sorgu sürecinden geçeceksin sonra karar verilecek endişe etme çok mutlu olacaksın" diyerek göz kırptı. "Ah umarım Atropos" deyip buruk bir gülümseme yaptım. Atropos hızla pencereden atladı. Son kez aşağıya baktım. Kemikler Şehri seni özleyeceğim. Ölümün Efendisi bekleme beni ben sonsuzluğa karışacağım. Sen de hiçbir sorun yaşamadan hayatına devam edeceksin. Ben sadece acı çeken sıradan bir ruhum. Sen ise Ölümün Efendisisin, Kemikler Şehrinin Kralısın. Bizim bir hikayemiz zaten olamazdı... Gökyüzüne yükselirken İskelet denizini gördüm o oradaydı resmen kocaman bir çiçek bahçesi yapmıştı benim için. Görkemli bir masa hazırlamış gülümseyerek bakıyordu. Özür dilerim Kharoon sana yalan söylediğim için. İçimden bu kelimeleri haykırırken gözümden bir damla yaş aktı. Ama şuan mutlu olmam gerekmez mi? Cennete gideceğim ve orada çok mutlu olacaktım ama ben neden üzülüyordum. Ondan korkmuyor muydum? Neden canım yanıyor ondan uzaklaşırken. Ona bu kadar çabuk nasıl bağlanabilirdim ki. Gidene kadar gözlerimi sımsıkı kapattım. . . "Gözlerini açabilirsin Roesia, an itibariyle Tanrılar Şehrine gelmiş bulunmaktayız"
. . .
Evett bölümün sonuna geldik🥲 Bu hikayede yanan Kharoon oldu 🥹☠️ Bakalımm neler olacak ♥️ Sizleri çok seviyorum beybilerrr diğer bölümde görüşürüzzz 😻😻😻 |
0% |