@happystrawberryy
|
Kharoon Vanth (Ölüm) Gözünden "Noah kargalara ve diğer herkese iksirler içirildi mi?" "Evet efendim bu arada tüm arama birimi burada halktan özel güçlü askerlerde getirildi. Onlara da uçma iksiri içirildi. Herkes emrinize amade" "Tamamdır sen çıkabilirsin geliyorum ben şimdi" deyip Noah'ın çıkmasını bekledim. O çıkınca son kez kendime baktım. Zırhımı tekrar kontrol ettim. Her şey tam gibiydi. Tüm güçlerim hala benimleydi. Şuan tam olarak Ölüm Tanrısı gibi görünüyordum. Fakat Tanrılardan tek farkım kanımın siyah akıyor oluşuydu. Hatta gözyaşım bile siyahtı. Yüzüm, vücudum her şey deri ve etle kaplanmıştı. Suretim oluşmuştu. Roesia beni böyle beğenecek miydi? Sevecek miydi? Yoksa bir insan sureti oluştuğu için benden nefret mi edecekti? Bunların ne önemi vardı o gitmişti... Ama belki de yanlış düşünüyordum. Onu kandırmış olabilirlerdi. Tanrılar, insanları küstah bir şekilde aşağılarlardı. Umarım ona zorluk çıkarmazlar. Roesia'nın ismimi zikrettiğini birkaç kez hissetmiştim büyük ihtimalle benden bahsediyordu. Tam 1 gün geçmişti o gideli ve ben onun için bir ordu hazırlamıştım. Şimdi kaybedecek vaktim yok seni almak için her şeyi yapacağım umarım benimle gelmeyi istersin Roesia. Hızla odadan çıkıp meydana gittim. Tüm halkım önümde eğilip beni selamladı. Noah işini iyi yapıyordu. İyi bir topluluk hazırlamış. "Kemikler Şehrinin koruyucuları, şerefli güçlüler birlikte Tanrılar şehrine gideceğiz. Eğer Leydiniz zorla tutulduğunu kabul ederse planlanan şekilde Tanrılar Şehrinin duvarını yıkmak için her şeyi yapacağız" Başlarını eğerek güçlü bir şekilde bağırdılar. "Emriniz bizim için şereftir efendimiz" Onlara gururlu bir şekilde baktım ve kanatlarımı güçlü bir şekilde açıp hızla gökyüzüne yükseldim. Yaklaşık 1 saatlik bir yolculuk yapmıştık. Şimdi Tanrılar Şehrinin büyük duvarının önünde dizilmiştik hepimiz. Bu duvar mistik enerjiyle dolu simli, pırıltılı, büyülü bir akışa sahipti. Görevlilere seslendim. "Yetkililerinizi çağırın! Roesiamı almaya geldim. Ya gelip benimle konuşur sulh yoluyla çözerler meselemi ya da ben bu şehri darmaduman ederim!" Görevli önümde titriyordu. "Ta-tamam efendim ben hemen haber veriyorum" Biraz bekledikten sonra Kader Tanrıçası Atropos geldi. "Ne istiyorsun Ölümün Efendisi?" Gözlerimi kapattım. Derin bir şekilde nefes aldım. Evet Roesia buradaydı onun kokusu bu kadının üzerindeydi. "Ne istediğimi çok iyi biliyorsun Roesiamı almaya geldim. O sadece bana ait onu bana ya şimdi geri verin ya da yerlebir olmaya mahkum olun" dedim sertçe. "Ama Roesia seninle gelmek istemiyor. Seni istemiyor Ölümün Efendisi anlasana! Baksana sırf seni istesin diye iksirle kendine acınası bir şekilde göz kamaştıran suret oluşturmuşsun şu yüce varlığın geldiği hale bak" deyip gözlerini kıstı. "Kes sesini onu çağır ben biliyorum o benimle gelecek" "Peki öyle olsun çağıracağım. Ama sana güvenmiyorum. Duvarın dışarısına çıktığı an onu alıp kaçırırsın. Onunla birbirinizi görmeden duvarın arkasından konuşabilirsiniz sadece" "Tamam eğer gelmek isterse ona zorluk çıkartmayın" deyip Atropos'un Roesia'yı getirmesini bekledim. Biraz zaman geçtikten sonra duvarın arkasından onun masum sesini duydum. "Kharoon" Hemen sesinin olduğu tarafa gidip elimi bu pırıltılı duvara koydum. "Roesia ben geldim güzelim seni almaya geldim. Hadi gel benimle"
. . .
Eveet bölüm sonuna geldik 🥹 Sizce Roesia gidecek mi? Neler olacak bakalımm 🤔 Diğer bölümde görüşmek üzere ☺️🐥 |
0% |