@happystrawberryy
|
Kharoon Vanth (Ölüm) Gözünden "Roesia ben geldim güzelim seni almaya geldim. Hadi gel benimle" "Kharoon sen, sen iyi misin?" "Evet Roesia iyiyim ben. Asıl sen, sen nasılsın? Sana kötü davrandılar mı? Bu nasıl oldu sana ne dediler, tehdit mi ettiler? Lütfen söyle bana" deyip elimi duvara iyice bastırdım.
*Tanrılar Şehrinin Kozmik Duvarı (Altyapı desteklemiyor, sorun halledildiğinde görselleri ekleyeceğim)
Onu bir nebzede olsa hissetmeye çalışıyordum. Bu yüzden gözlerimi kapatmaya karar verdim. "Ha-hayır Kharoon ben sana git demek için geldim buraya" "Ne? Yapma bunu Roesia. Bana dememiş miydin benimle olmak bu hayatta sana güven veren tek şeydi. Lütfen güven bana sana yemin ederim ki kimse karşımızda duramaz, kimse sana zarar veremez" "Ben ben yapamıyorum anlasana Kharoon. Ben umutsuz bir vakayım. İçimdeki acı benliğimde koca bir delik oluşturdu. Artık hangi acıyı nereye koyacağımı bilemiyorum. Her birisi bir bıçak gibi içime saplandı. Onları çıkaramıyorum" ağlayarak sözlerini bitirmişti ve her sözü içimi yakıp geçmişti. "Senin her acını kendi acım gibi sahiplenir hepsini tek tek ben çekerim. Tüm yaralarını sarar seni her şeyimle korurum. O bıçakları kalbime saplar yinede sana zarar vermesine izin vermem" Dedim. Sessizdi söylediklerimi dinlerken hıçkırık sesleri kulaklarıma doluyordu. Fısıldadım "lütfen, lütfen yapma bunu bana..." "Özür dilerim Kharoon sana umut verdiğim için. Seni istemiyorum. Bir daha beni görmeyeceksin bile. Belki de hayatın daha iyi olacak ben olma-" "Şişştt sus lütfen sus sen olmadan benim bir hayatım olamazki. Zaten Ölüme Hayat bahşeden sen değil miydin? Kalbimi sen canlandırmadın mı? Şimdi neden onu geri kırıyorsun?" Gözlerim doluyordu ama kendimi zorluyordum. "Ben bir şey yapmadım ki. Senin hayatını mahvetmekten başka ne yapmış olabilirim söylesene bana Kharoon?" "Sen mi benim hayatımı mahvettin nasıl söylersin bunu. Sen bana iyi gelmekten başka bir şey yapmadın ki Roesia. Hem baksana ilk gün seni Kemikler Şehrine getiren Khraroon Vanth ile şimdiki bir mi sence?" Dedim. Onu kaybetmekten öyle çok korkuyordum ki kalbim parçalanacak gibiydi. "İstemiyorum seni. Gideceğim ben. Unut artık bu kızı. Roesia hayat oyununun umutsuzluk denizinde boğuluyor. En sonunda o denizin dibinde can verecek, onu artık kimse kurtaramaz." "Seni kurtarmak için her şeyimi feda etmeye hazırım. Bana seni kaybetmenin acısını yaşatma lütfen" deyip bir umut bekledim ondan. "Hem sen neden beni istiyorsun ki Kharoon? Dünyada beni kimse istememişken, beni herkes aşağılarken, kullanırken. Sen neden? Yaşamın efendisi mi olmak istiyorsun bu yüzden mi?" Sesi titriyordu ağlamaktan gözlerinin kızardığını hissedebiliyordum. Umarım gözleri çok acımaz, o gittiğinde o kadar çok ağlamıştım ki yeni oluşan gözlerimde acı duygusunu ağır bir şekilde hissetmiştim. Yaşamın efendisi olamazdım bunu ona öylesine bir bahane sunmak için söylemiştim. O farklıydı onda çok başka şeyler vardı ve ben onu kaybedemezdim. Kendimi toplayıp konuştum. "Ben gündüzleri doğan ilk ışığım sen ol istiyorum. Merdivenlerde yorulduğunda seni kucağımda taşımak istiyorum. Geceleri huzurum ol istiyorum, o eşsiz nefesini ruhuma üfle istiyorum. Halkımın Kraliçesi ol istiyorum. Ben bir tek seni istiyorum Roesia. Bu Ölümün Efendisi sana köle olmaya bile hazır, yeterki sen de beni iste" Gözlerimi araladım. İlk defa birisine bu denli yalvarıyordum. Ama o sözlerim karşısında derin hıçkırıklara boğulmuştu. "Ben ben, yapamam bunu yapamam" Bir şeyler oluyordu. O iyi değildi bunu hissediyordum. Onun canı yanıyordu. "Roesia söyle bana ne yaptılar sana?" Dediğim anda bir anda havaya yoğun bir karanlık çöktü. "Efendimm! Kural Koyucular!! Onlar buradalar" Noah bağırarak bana sesleniyordu. Arkamı döndüğümde 6 kural koyucuyu görmüştüm. Bu varlıklar Tanrıların Tanrısıyla doğrudan ilişkiliydi. Bir tek ona tapar, onun emir ve buyruklarını yerine getirirlerdi. Şuan onların burada olmasının anlamı, işlemiş olduğum yasakların, cezalarını çekme vaktinin geldiği andı. Ama ben daha kadınımı alamamıştım. "Kharoon neler oluyor orada?" Roesia'nın endişeli sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrıldım. Kural Koyuculara baktım elimi kaldırdım. Ağızları dikişli olduğu için telepati yöntemiyle konuşuyorlardı. Ben de içimden onlara seslendim, "Geleceğim lütfen 5 dakika izin verin. Kaos çıkmasın" deyip Roesia'ya geri döndüm. "Roesia önemli değil görev için geldi onlar. Belki uzun bir süre buralarda olamayabilirim. Beni merak etme. Ama lütfen Noah'la birlikte Kemikler Şehri'ne dön" dedim endişeli bir şekilde. "Bu nasıl bir görev Kharoon? Kural Koyucular evrenin kurallarını koyanlar değil mi? Sana ne olacak, kandırma beni neler oluyor?" Somte komplesa hacünne fesna... "Durun size yapmayın 5 dakika dedim durun!!" Şiddetli bir şekilde bağırmama rağmen bu varlıklar beni dinlemeden zincirleme büyüsü yapıyorlardı. Etrafım bir anda dikenli, kalın zincirlerle sarıldı. Vücudum kara deliğin içine doğru çekiliyordu arkamdan Noah'ın sesini duydum. "Hayııırr Efendiimm! Yapmayın ona bunu"
. . .
Eveet bölüm sonu 🥺 Üzgünüm, ağladığım bir bölüm oldu... Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz 🥹 Görüşmek üzere seviyorum sizi♥️ |
0% |