@happystrawberryy
|
"Bırakın beni ben Ölümün Efendisinin yanına gideceğim" diyerek haykırdım. "Ne! Ölümün yanına mı gideceksin. Bu sabah ne olduğunu hatırlıyor musun sen? Lucy az kalsın ağzından kaçırıyordu. Ölümün Efendisi zaten olmayacak. Onca yasağı çiğnedikten sonra öylece duracağını mı sandın?" Dedi Atropos. "Ne diyorsun sen! ona ne olacak?" Dedim endişeyle. "Kural Koyucular, evrenin kurallarını koyanlar onu zincirleyip cehenneme götürecek orada acının 7 boyutundan geçecek ve bu insan yaşamında 7 asıra denk gelmektedir. Ama tabi ceza görmesini istemezsen biz bir şeyler yapabiliriz?" Deyip küstahça gülümsedi. O cehennemde mi cezasını çekecekti. Olamaz orası çok kötüydü. "Onu cezadan kurtarabileceğinizi mi söylüyorsunuz?" dedim. "Evet ben Kader Tanrıçasıyım. Değişiklik olan kaderler için raporlarda düzeltmeler yapabilirim ve tabi Ölümün kendi şehrinde işlediği yasaklar için burada gördüğün herkes ona biat ettiğini söyleyecek ve affedilmesi için 1 ay boyunca her gün toplu secde edecekler. Bu sayede Ölümün Efendisi cezadan kurtulacak" diyerek gözlerimin içine doğru baktı. Bunu öylece yapmayacağı belliydi. Benden istediği bir şey vardı. "Ne istiyorsun?" Dedim. "Orada şahit olduğun, Ölümün sana anlattığı her şeyi bir bir anlatmanı istiyoruz. Ayrıca Ölüm bir Ordu hazırlıyor seni almaya gelecek. Geldiğinde ona hiçbir şekilde gelmeyeceğine, onu istemediğine inandırman gerekiyor. Ona büyük bir hayal kırıklığı yaşatmalısın" deyip sinsi bir şekilde gülümsedi. "Ya bana yine yalan söylüyorsan sana nasıl inanacağım? Ayrıca neden benim gitmemi istemiyorsunuz?" Deyip kaşımı kaldırdım. "Çünkü seni alamamanın verdiği üzüntüyü, kötü hissiyatı yaşamasını istiyoruz. Eh zamanında Ölümün Efendisinin duyguları yoktu. Bize çok çektirdi bir nevi intikam gibi düşünebilirsin." Deyip bana yan bir bakış attı. "Size nasıl güvenebilirim ki bunu sadece intikam almak için mi yapıyorsunuz? Ya yapmazsanız ben onunla gitmezsem ve siz de sözünüzde durmazsanız ne olacak?" Dedim. "Hımm o zaman Tanrı biatı yapalım. Bu sayede kimse sözünden dönemez. Bu biat hayatımızla yaptığımız bir anlaşmadır. Senden istediğimiz şey açık. Karşılığında ise Ölüm bu cezadan kurtulacak. İyi düşün ve mantıklı karar ver" dedi Atropos. "Evet Atropos'a katılıyorum mantıklı düşünmelisin. Ağzından çıkacak birkaç kelimeyle hem Ölümü hem de kendini kurtaracaksın" deyip Aequitas bana doğru yaklaştı ve elini omzuma koydu. Elini koyduğu yer yaralıydı ve çok acıyordu bu yüzden istemsizce inledim. Ardından herkesin yüzüne tek tek baktım ver inceledim. Onlara inanmalı mıydım? Ama başka da şansım yok gibiydi Kharoon ile Kemikler Şehrine dönsem bile onun cezalarını kendim engelleyemem. Ama şuan bu cezayı engellemenin bir yolu var. "Tamam olur dediğinizi yapacağım. O geldiğinde ona buradan gitmek istemediğime inandıracağım. Ama Tanrı biatının yapılmasını istiyorum. Çünkü hala güvenemiyorum size" deyip sorgulayan bakışlarla baktım. Aequitas "Bu çok güzel" deyip askerlere işaret verdi. Onlarda zincirlerimi çıkartıp beni yere indirdiler. Şimdi Aequitas ve Atropos dahil herkes insan formundaydı. Karşıma dizilmişlerdi. Ayakta duruyordum ama sırtım o kadar acıyordu ki. Hafifçe elimi sırtıma götürdüğümde belim şiddetli bir şekilde zonklamaya başladı. Elime yoğun bir kan bulaşmıştı. Acıyla bir anda yere çöktüm. Mars "Roesia iyi misin?" Deyip koluma girdi. Ona doğru başımı çevirdim. İyi olduğumu söyleyeceğim sırada belimin ortasına sert bir darbe indi ve yüzüstü yere çakıldım. "Ahhh!!" Acıyla inledim. Mars "Efendim!! O anlaşmayı kabul etti. Yeter artık durun! Görmüyor musunuz çok fazla kanaması var" diyerek Aequitas'a çıkışıyordu. Kendimi yerden zar zor kaldırarak doğruldum. Aequitas "Bu kadar oyalanmak yeter biata başlayın ve sen Roesia bildiğin her şeyi anlatıyorsun" diyerek parmağıyla omzuma doğru bastırdı. O sırada Mars gelip Aequitas'ı ittirdi ve elimi tuttu. Elimi tutunca bir anda parmaklarımınız arasından bir ışık huzmesi geçti. Ardından aynı işlemi sırayla tüm Tanrı ve Tanrıçalarla yaptım. Şimdi hepsi meraklı gözlerle beni bekliyordu. Bende anlatmaya başladım. "Ölüm bana sarayın dünyadaki canlıların ölüm nedenlerinin, anlarının ve ölümünün nasıl olacağına dair tüm evrakları barındıran bir nevi ölümün kalbi olduğunu söyledi. Sarayın içerisinde binlerce çalışan var ve sürekli olarak hareket halindeler" dedim. "Yani saray bir kaynak noktası her şey orada dönüyor. Peki hiç daha farklı bir şey gördün mü dikkatini çeken?" Diye sordu Aequitas. "Aslında evet. Sarayın en üst katından merdivenlerin en aşağısına baktığımda mavi ve mor karışımı sis buharı görünüyor. Ama merdivenlerden en alt kata indiğimizde bu sis buharı gözükmüyor. Bu kadar başka da bir şey bilmiyorum" dedim. "Hımm hah işte bu harika! Harikasın Roesia. Sorgu bitmiştir. Herkes dağılsın. Ölümün Efendisi geldiğinde ona gitmeyeceğini söyle ardından seni öldürüp Azrail'e teslim edeceğim o da cennete götürecek seni" derken gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Bir şey anlamamıştım şuanda. Bu anlattığım ne anlama geliyordu tam olarak? Herkes bir bir gidiyordu. "Roesia benim bir işim olacak ama Silvanus seni tedavi ettirecek tamam mı?" Diye soran kişi Mars'tı. "Peki Mars bu arada teşekkür ediyorum beni destekleyip koruduğun için" deyip gülümsedim. O da bana bakıp gülümsedi "her zaman" dedi ve gitti. "Hadi gel benimle Roesia" deyip Silvanus yavaşça koluma girdi. Birlikte koridorda biraz ilerledikten sonra sağ tarafta geniş bir odaya girdik. Beyaz bir koltuk vardı oraya oturdum. Koltuğun arkasında bir örtü vardı. Örtünün altında bir el hissettim el sırtıma dokundu ve beni temizlemeye, tedavi etmeye başladı. Şaşkınca bakıyordum. Silvanus ise gülümsüyordu. "Şaşırdın değil mi?" "E-evet" "Burada sadece insanlar tedavi edilir bu Şifa Tanrısının yaptığı bir sihir" deyip gülümsedi ardından yavaşça bana doğru eğildi. "Roesia odanda konuşamayız sana söylemem gereken bir şey var" dediğinde yüzü ciddileşmişti. "Evet Silvanus lütfen söyle" dedim bende. "Hazır olmalısın. Herkesi ayarladık. Mars iyi adamlar ayarlıyor. Sen Ölümün Efendisiyle konuştuktan sonra seni kaçıracağız"...
. . .
Eveet bölüm sonuna geldik🥹 Duvar konuşması öncesinde yaşanan durumdu. Roesia aslında gelemeyeceğini söylemeye mecbur bırakılmıştı... Amaa Kharoon'u Kural koyucular götürdü. Bakalım neler olacak🤓 Diğer bölümde görüşmek üzere 😻🐥🧚🏻♀️ |
0% |