Yeni Üyelik
35.
Bölüm

35.Bölüm: Cennetim Sensin

@happystrawberryy

Roesia'nın Gözünden

Bana ne yapacaktı bilmiyordum. Korkuyordum belki o da öğrenmişti ondan gelmişti. Aequitas gözlerimin önünde bu adam tarafından öldürülmüştü. Onu anlamaya çalışıyordum kimdi bu?

Karşımdaki kişi bir anda önümde diz çöktü.

Onu izlemeye devam ettim.

"Ben ben özür dilerim daha erken gelemediğim için. Özür dilerim sana dokunurken yanında olamadığım için. Ben kahroluyorum mahvettim her şeyi özür dilerim lütfen affet beni lütfen"

Bir yandan özür diliyordu bir yandan gözlerinden siyah gözyaşı akıyordu.

Artık kendim ağlamayı bırakmış onu izliyordum.

"Sen bir erkeksin bana yaklaşma" dedim.

"Ben senin için yaratılan bir erkeğim sen yokken benim cinsiyetim yoktu. Bunu belirleyen de sen oldun. Yapma bunu bana sana her şeyimi vermeye razıyım. Sen iste sana gökyüzü olurum. Sen iste sana gece olurum. Sen yeterki iste..." son sözlerini söylerken dudakları titremişti.

Yavaş yavaş kendime geldiğimi hissediyordum onun sesi Kharoon'un sesine benziyordu. Sözleri de onunkilere benziyordu.

"Ben ben sadece korkuyorum" dedim güçlükle.

Karşımda diz çökmüştü ama şimdi bir anda yere oturdu. Ellerini avucu açık bir şekilde dizlerinin üzerine koydu.

Elinin üzerinde renkli ışıklar dönmeye başladı. O renkli ışıklar bana doğru geliyordu ve hepsi içime doğru akıyordu.

İçimdeki yanan yangına sanki su dökülüyormuş gibi bir ferahlık hissi geliyordu. Sırtımdaki yara hızla kapanıyordu.

Ardından gözlerini açtı. Ona anlamsız bakışlarla bakıyordum.

"Sana güçlerimden çok az aktardım yaranı iyileştirdi. bu biraz seni rahatlatacak. Güçlerin yarısını ise evlilik ritüelimizde tamamlanacak" dedi.

"Ne evliliği ben ben kimseyle evlenmem. Sende bileğimi gördün Ölümün ruhunu istiyorsun! Onu asla vermeyeceğim anladın mı?!" Dedim sertçe ve kollarımı kendime sardım.

Karşımdaki kişinin tekrar gözlerinden yaşlar usulca aktı.

"Beni tanımadığına inanamıyorum Roesia. Fakat ruhuma bu denli sahip çıkman çok hoşuma gitti" deyip buruk bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Se-sen sen Kharoon sen mi geldin bu sen misin?" Gözlerimden tekrar yaşlar süzülmeye başladı kolumla gözümü silip tekrar ona baktım.

"Geldim geldim buradayım, önündeyim, seninleyim"

Gözlerim hızlı hızlı onu süzüyordu. Kalp atışlarım yükseldi bir anda.

"Ama sen bu-"

"Sana anlatacağım her şeyi Roesia ama buradan gitmemiz gerekiyor" dedi endişeli bir sesle.

Onun o korktuğum ama hoşuma giden kemiksi yüzü yerine bir suret oluşmuştu ve bu suret ona tatlı bir ifade katıyordu.

Beni kurtarmak için cehennemden mi kaçmıştı? Her yeri yara bere içindeydi ama o ağlayarak benden yetişemediği için özür diliyordu.

Dokunmasını istemediğim için uzağımda oturmuş benden bir cevap bekliyordu.

Elbisem elinin altındaydı ben istemeyince geri çekmişti.

Ona doğru yavaşça ilerledim. Dizim onun dizine değince durdum.

Gözlerine doğru baktım.

"Kharoon götür beni buradan. Sonsuzluğa karışalım"

Ben sözlerimi söylediğimde göğüs kafesi hızla inip kalkmaya başladı. Konuşmasına fırsat vermeden devam ettim.

"Beni bir daha kurtarabilir misin? Aynı binadan düşerkenki gibi... Beni alıp içine koyar mısın? Beni sarıp sarmalar mısın? Çünkü ben artık bu evrene sığamıyorum" derken gözümden yaş usulca süzüldü.

O da hafifçe parmaklarını yüzüme getirdi ve gözyaşlarımı silmeye başladı.

Gözlerimi kapattım. Dokunuşunda kurtuluş vardı. Onun dokunuşunda umut vardı.

Ellerini çekeceği sırada gözlerimi açtım ve yavaşça elini tuttum ardından parmaklarımı parmaklarının arasından geçirdim.

O da iyice elimi sıktı ve "Seni pelerinime sarıp kucağıma alıp götürmek istiyorum izin veriyor musun bana?" Diye sorup gözlerimin içerisine baktı.

Bende ona bakıp başımı aşağı yukarı salladım.

Ardından pelerinini çıkarıp üzerime sardı ve kollarını bedenimin altından geçirdi.

Sonra ayağı kalktı ve yıktığı duvardan aşağıya doğru atladı. Hava tüm hücrelerime dolmuştu.

Gökyüzünde ilerlerken Tanrılar Şehrinin hala bir kaosun içerisinde olduğunu gördüm.

Başımı Kharoon'a çevirdim.

"Her şey senin için" deyip gülümsedi.

Gözlerim dolu dolu olmuştu. Kollarımı onun boynuna doladım.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim sesimi duyduğun için teşekkür ederim bana yardım ettiğin için. Sen sen benim cennetimsin Kharoon benim asıl cennetim sensin"

Kulağına doğru konuşurken son sözlerimi gözlerine bakarak tamamlamıştım.

"Senin için sana her şey olmaya hazırım Roesia" deyip dudaklarına hafif bir gülümseme yerleştirdi.

Bende ona baktım uzunca. Gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu.

"Neden hala ağlıyorsun?" Diye sordu.

"Çünkü hayatımda ilk defa birisi gerçekten beni duydu ve yardım etti"

Ben sözlerimi söyleyince kanatlarını daha güçlü bir şekilde çırpmaya başladı.

Gökyüzünde seyahat ediyorduk çeşitli dumanlı yerlerden geçiyorduk. O yola odaklıyken ben ona odaklıydım.

"Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Ben hayatta olduğum müddetçe kimse sana zarar veremeyecek" deyip yüzünü bir anda ciddileştirdi.

Onun beni koruyacak olması içime yoğun bir güven duygusu veriyordu ve içten içe seviniyordum.

O karşıya bakıyordu ben de yüzünü inceliyordum ve kendimi tutamadan "çok farklısın" dedim.

"Nasıl" dedi bakışlarını bana indirip geri karşıya baktı.

"Yüzün, bu nasıl oldu?" dedim.

Siyah saçları vardı, gözleri gri ve mavinin karışımına bürünmüştü. İki görünümü de birbirini tamamlıyordu.

"Senin sayende, vücudumun her yeri İnsan-Tanrı bedenlerine benzer şekilde oluştu ama ölümleri gerçekleştirirken diğer görünümüme bürünüyorum" deyip gülümsedi.

"Ama ben bir şey yapmadım ki Kharoon"

"Bir şey yapmamış halin buysa bir şey yaptığında neler olacak merak ediyorum" deyip derin bir şekilde gözlerimin içerisine baktı.

O anda kalbim şiddetli bir şekilde çarpmaya başladı.

"Ben ben şey, ıhm biz şimdi nereye gidiyoruz?"

"Az kaldı seni bir yere götürüyorum"

"Nasıl bir yer peki?" Deyip ona baktım.

Hafifçe gülümsedi.

"Seni meraklı sabırlı ol göreceksin" dedikten sonra vücudumu daha da sıkı bir şekilde sarmaladı.

Gökyüzünde ilerlerken bir anda alçalmaya başladık.

Şuanda benim önceden yaşadığım şehirdeki binaları, evleri görüyordum.

"Kharoon neden dünyaya geldik biz?"

"Şişşt sus" diyerek ilerlemeye devam etti.

Merak içimi sarıyordu.

Biraz daha alçaldık ve yere indik. Kharoon pelerinini vücuduma elbise gibi doladı.

"Evet neden geldik buraya?" Dedim tekrardan.

"Sağına bak" deyip yan tarafı işaret etti.

Sağıma baktığımda mezarlığı gördüm. Burası annemin mezarının yeriydi. Onu az çok hatırlıyordum. 4 yaşımda kaybetmiştim. Ama benim için yeri çok ayrıydı.

"Kharoon sen"

.

.

.

 

Eveet bölüm sonuna geldik 🥹

Bölüm nasıldı? En çok beğendiğiniz kısım neresi oldu?

Kharoon ve Roesia birlikte ama Tanrılar Şehrinde ve Cehennemde kaos var bakalım neler olacak🤔

Diğer bölümde görüşmek üzere beybiler öpüldünüz♥️

Loading...
0%