Yeni Üyelik
40.
Bölüm

40.Bölüm: Mavi-Mor Buhar

@happystrawberryy

İkimizde bir süre öyle kalıp birbirimizi hissettik.

Ardından birlikte bulutun üzerinden aşağıya doğru süzüldük.

Kharoon nereden geldiğini bilmediğim beyaz bir örtüyü bedenime dolayıp sardı. Kendisi de kanatlarından siyah bir örtü çekip bedenini örttü ve beni yanına doğru uzandırdı.

İkimizde kumun üzerinde uzanmış sonsuzluk vadisinin gökyüzüne bakıyorduk.

Renkler ahenkle birbirine karışıyor yıldızlar üzerimize doğru ışıl ışıl parlıyordu.

Ona doğru başımı çevirdiğimde beni izlediğini fark ettim. Elini bana doğru uzatmıştı.

Yavaşça elimi ona doğru uzatıp tuttum. İkimizde birbirimize bakıyorduk.

"Sonsuzluğa karışalım derken mecazi bir şekilde söylemiştim. Ama sen onu bile gerçek kıldın bana" dedim.

"Senin için tüm diyarları birbirine katarım" dedi kendinden emin bir şekilde.

"Peki ya bana verdiğin bu ruhu geri alabilir misin?" Dedim.

Çünkü tekrar aynı şeyleri yaşamayı istemiyordum.

"Ruhumu seni ölümden döndürebilmek için üfledim eğer geri alırsam ölürsün. Merak etme yanında ben varken kimse sana yaklaşamaz" deyip elimi sıkı sıkı tuttu.

"Peki ya Kural Koyucular? Tekrar gelirse ne olacak?"

"Sen böyle şeyler için endişelenme güzelim olur mu?" Deyip elimi öptü.

"Peki ama benden bir şey gizleme lütfen" dedim.

"Merak etme sen" deyip tekrar gülümsedi.

"Burayı çok sevdim sanki hep alışık olduğum, ait olduğum bir yer gibi hissettiriyor bana" dedim.

"Buraya yalnızca Ebedi Ölüm girebilir bir de onun Kraliçesi olan Roesia" deyip gözlerimin içine baktı.

"Ne yani burası şimdi bize özel bir yer mi?"

"Evet ikimize özel bir yer burası" dediğinde gülümsememi saklayamadım.

Üzerimdeki beyaz örtüyü yavaşça bedenime dolayıp kumun üzerinde oturur pozisyona geçtim.

"Sana sormak istediğim sorular var Kharoon"

O da kendini doğrulttu.

"Evet sor bakalım" dedi.

Biraz çekinerek "Senin hakkında dolaşan bir hikaye varmış" dedim.

"Ne hikayesi?" Deyip kaşlarını çattı.

"Carmente ile aranızda geçen bir aşkın hikayesi"

"Aşk mı? Böyle bir şey yok Roesia inanma o hikayelere"

"Bilemiyorum sadece ilk defa duydum ve merak edip sormayı istedim"

"Sence böyle saçma bir şeyin olma ihtimali var mı Roesia? Benim hayatımdaki tek kadın sen oldun ve hep sen olacaksın" dedikten sonra elimi tuttu.

"Ya sen hafızanı kaybettiğin için böyleyse. Sen bana yüzyıllardır aradığım ışıktı bu demiştin. Ya senin aradığın o ışık gerçekten ben değilsem o Carmente'yse"

Bu sözleri söylemek kalbimi çok acıtıyordu. Ama böyle bir ihtimal var ise ne olacaktı?

O beni öyle çok seviyordu ki. Onun sevgisini kaybetme ihtimali bende korku ve endişe yaratıyordu.

"Ne senden öncesi ne de senden sonrası burası hep senindi" deyip elimi kalbine götürdü.

Ardından başını sallayarak "bu uydurulmuş bir hikaye Roesia lütfen zihnini böyle şeylerle doldurma. Eğer için rahat edecekse evliliğimizi erken bir tarihe alalım" deyip beni bekledi.

"Hayır hayır böyle bir şey yapmayalım herkes yeterince yorgun toparlanma sürecini bekleyelim lütfen" dedim.

"Hımm sana başka neler anlattılar? Neler oldu orada biraz bahset bana?" Deyip ellerini geriye doğru kumun üzerine yasladı.

Bacaklarını bağdaş kurmuştu.

"Bir sorgu sürecinden geçtim" dedim.

"Nasıl bir sorgu süreci?" Deyip merakla bekledi.

"Ben başta cennete gitmemle ilgili bir sorgu olacak sanıyordum ama senin ve şehrin hakkında sorular sordular" dedikten sonra ellerini kumun üzerinden çekip çırptı ve beni daha dikkatli dinlemeye başladı.

"Yani aslında Aequitas ve Atropos ölümlerin nerede gerçekleştiği, kimin kontrolünde gerçekleştiği ile ilgili sorular sordular. Ben cevaplamadım önce ama senin cezanı önleyebileceklerini söylediler" dedim.

"Benim cezamı nasıl önleyeceklermiş?" Diyerek kaşlarını çattı.

"Atropos senin değiştirdiğin kaderleri raporda düzenleyekti. Seçkin Tanrı ve Tanrıçalar da senin için 1 ay boyunca secde edeceklerdi hatta bunun için Tanrı biatı yapmıştık ama tabi bunların hepsi Aequitas'ın planıymış. En başından beri amacı benim vücudumda gezen senin ruhunu ele geçirmekmiş" dedim.

"Roesia Tanrılar bunu gerçekten yaparlarsa cezam affedilebilir. Fakat benim asıl merak ettiğim şey şu, sen onlara ölümlerin gerçekleştiği yer hakkında ve saray hakkında hangi bilgileri verdin?"

"Şey ben sadece sarayda olduğunu söyledim. Bir de"

"Bir de ne Roesia?"

"Ben sarayın en üst katından merdivenlerin en aşağısına baktığımda mavi ve mor karışımı bir sis buharı görmüştüm. Ama merdivenlerden en alt kata indiğimizde bu sis buharı gözükmüyordu bunu söyledim" dediğimde Kharoon hızla ayağa kalktı.

"Roesia bunu söylemiş olamazsın" deyip ellerini saçlarının arasından geçirdi.

"Kalk çabuk saraya gidiyoruz"

 

.

.

.

 

Evettt bölüm sonuuu🐥

Hihihi sizce ne olmuş olabilir?

Kaosun ayak sesleri gelmeye başladı ☺️

Nefeslerimizi tutalım ve diğer bölümde görüşelimm💃🏻

Loading...
0%