Yeni Üyelik
44.
Bölüm

44.Bölüm: Gerçeklik Aynası

@happystrawberryy

"Çek o pis gözlerini Kraliçemden!" Diyerek Kharoon adeta kükremişti.

Odanın en köşesine kadar sinmiştim. Metatron bana bakmaya devam ederken konuştu.

"O daha senin Kraliçen değil Ölüm!" Diyerek arkasını döndü.

"O benim Kraliçem olacak!" dedi hiddetle Kharoon.

"Öylemi dersin? Her an her şey değişebilir Ölüm bunu unutmasan iyi edersin" dedi Metatron ve alayla güldü.

"Hiçbir şey değişmeyecek. Kendi ayaklarınla geldin Metatron" diyerek Kharoon elinde kocaman siyah bir küre oluşturdu ve küreden çıkan siyah ışık patlaması Metatron'un üzerine doğru inmeye başladı.

Metatron'da elinde koca bir kırmızı küre oluşturdu. Üzerine gelen siyah ışık patlamasına karşılık kırmızı bir enerji topuyla karşılık veriyordu.

Siyah ve kırmızı birbirini güçlü bir şekilde itmeye çalışıyordu.

Bu esnada Metatron konuştu.

"Ona söylememişsin! Sana ben gerçeklik aynasında Carmente'yi gördüğümü söylemiştim. Roesia'ya anlatmamışsın" dedi.

Ne yani Kharoon'a bizzat kendisi mi söylemişti?

Kharoon "öyle saçma bir şeye inanmamı bekleme benden Metatron. Gerçeklik aynasını kimse alamaz. Bunları sen uyduruyorsun" dediğinde kalbim hızla çarpmaya başladı.

Metatron konuşmadan önce ben konuştum.

"Ya aldıysa Kharoon ya gerçeklik aynasında varsa o hikaye o zaman bu doğru olduğu anlamına mı gelir?" Dedim bağırarak.

"Evet Roesia ama inanma buna kimse alamaz o aynayı hala cennette olmalı" dediğinde yere çöktüm.

"Yanılıyorsun Ölüm o ayna bende" deyip gülümsedi Metatron.

Onlar hala güçlerini kullanarak birbirleriyle savaşmaya devam ediyordu.

"Kesin şunu artık!" Dediğimde ikisi de başlarını bana çevirdiler ve yavaşça güçlerini kendi bedenlerine çektiler.

Ardından Metatron gerçeklik aynasını çıkardı ve bana gösterdiği görüntüler tekrar oynamaya başladı.

O an sadece Kharoon'a odaklandım.

Hızla kafasını tuttu sanki anılar beyninin içerisinde yeniden canlanıyor gibiydi. Gözlerini kapatıp acı içinde bağırmaya başladı. Göğüsü inip inip kalkarken dizlerinin üzerine çöktü.

Onun bu hali içimde derin bir korku yaratıyordu.

"Carmentee ahh hayır" deyip elini görüntüdeki ölü Carmente'ye uzattı.

Metatron "hatırladın değil mi? Onu nasıl kaybettiğini gördün değil mi? Bu görüntüleri sana şuan izletmemin sebebi yeniden aşık olmanı beklemekti Kharoon" dedi.

Ne! Metatron onun ismini mi biliyordu neler oluyor?

Kharoon "o nerede?" Diye sorduğunda gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Metatron "bilmiyorum ve galiba onun ortaya çıkmasını bekleyeceğim" dediğinde Kharoon akan gözyaşlarını koluyla silip ayağa kalktı.

Gözleri bana doğru kaydı. Sonra Metatron'a baktı.

"Senin kanatlarını keserim. Seni Cehennemin Sair katına atarım. Sakın!" Derken gözlerinden ateş çıkıyordu adeta.

Metatron ise bana doğru döndü.

"Bak gördün mü? Ona anlattığımı bile sana söylememiş. Gerçeklik aynasındaki görüntüleri gördükten sonra bile ilk olarak Carmente'nin nerede olduğunu sordu" diyerek eliyle Kharoon'u işaret etti.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Zihnimde sadece Kharoon'un acı bir şekilde bağırdığı an vardı. Hem biraz önce Metatron Carmente'yi bekleyeceğim dediğinde neden o kadar sinirlendi? Yoksa onu mu kıskandı?

Yavaşça ayağa doğru kalktım.

"Ne hissediyorsun Ölümün Efendisi! Bu Düşmüş Melek, Carmente'nin çıkmasını bekleyeceğini söylediğinde neden ona bu kadar sinirleniyorsun ha?! Yoksa duyguların mı değişti!" Deyip onun yüzüne karşı sitem ettim.

Ellerim titriyordu. Gözlerim dolu doluydu.

"Yanlış anlıyorsun Roesia! Bu şerefsiz Carmente'yi arayacağına buraya gelmiş seni izliyor. Onun çıkmasını bekleyeceğini söylemesi bir şeylerin onda değiştiğini gösteriyor. O beklemez anladın mı?!" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Nasıl yani?" Dedim.

"Sen bu kızı haketmiyorsun Ölüm!" Diyerek araya girdi Metatron.

"Sen mi hakediyorsun lan. Biraz önce tüm görevlilerimi sen öldürmedin mi? Tüm diyardan işe yarar aletleri sen çalmadın mı hırsız!" Diyerek Kharoon onun üzerine yürümeye başladı.

Metatron "Bunu bana benden Carmente'yi çalıp dünyanın başından beri envai çeşit varlığın canını alan Ölüm mü söylüyor" deyip gülmeye başladı.

Kharoon "Ben Carmente'yi senden çalmamıştım Metatron o her zaman bana aitti ve sonsuza kadar bana ait olacak!" dediğinde geriye doğru sendeledim.

Ne söylediğini daha yeni idrak ettiği için hızla bana bakıp "Roesia" dedi ve yanıma doğru gelmeye çalıştı.

Elimi kaldırarak "Yaklaşma!" Dedim.

Artık daha fazla şey duymak istemiyordum. Geriye doğru giderken dengem kaydı ve yere düşeceğim esnada Kharoon sağ kolumdan Metatron ise sol kolumdan hızla tutup kaldırdılar beni.

Ayağa kalkınca kollarımı sertçe onların ellerinden çektim ve kapıya doğru yürüdüm.

"İkinizde benden uzak durun ve beni sakın takip etmeyin" deyip kendimi dışarı attım.

Bacaklarımın titremesini önemsemeden merdivenleri hızla inmeye başladım. Gözyaşları içerisinde inerken zihnim beni daha da bozguna uğratmaya devam ediyordu.

Son katı da indiğimde sarayın çıkışına doğru yöneldim.

"Leydim nereye gidiyorsunuz?" Diyerek arkamdan Noah bağırıyordu. Ama ona cevap vermeden koşmaya devam ettim. Dışarı çıkmıştım.

Sarayın çıkışındaki zincirli büyük ana kapıya geldiğimde son kez arkaya dönüp baktım.

Kharoon'un odasından şiddetli uğultulu sesler geliyordu ve odadaki ışık patlaması gökyüzüne yansıyordu.

Ben gitmiştim ama onlar hala savaşıyorlardı. Büyük ihtimalle bu savaş da Carmente içindi...

Gözlerim tekrar dolarken kendimi kapının dışarısına attım ve nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım.

Koştum koştum koştum...

"Dikkat et!!!"

 

.

.

.

 

Eveet bölüm sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Neler hissediyorsunuz???

Kharoon hakkında peki?

Diğer bölümde görüşmek üzereee 🌟🌟🌟

Loading...
0%