@happystrawberryy
|
Roesia'nın Gözünden (Jordan Critz-Starry Night sözsüz bir parça, tavsiye değildir!) . . . "Ben, ben çok üzgünüm..." dediğinde içimdeki yangın tüm vücuduma alev aldırdı. "Ölüm her istediğimi yapar mısın peki?" Dediğimde hızla yüzüme baktı. "Evet Roesia ne istersen" dedi. "Beni kendinden kurtar Ölüm..." dediğimde gözlerim acıyla inledi. Noah, Alice ve Metatron da yanımızdaydı ve herkes sessiz bir şekilde sadece bizi izliyordu. Ama bu söylediğimi bir tek Kharoon anlayacaktı. "Ne?! Hayır bunu asla yapmayacağım anladın mı?" Derken kaşlarını çatmıştı. Ona bakıp "lütfen" dedim. "Neler oluyor burada ne demek beni kendinden kurtar, Roesia?!" Diyerek Metatron araya girmişti. Kısa bir süre ona bakıp tekrar Kharoon'a baktım. "Hayır Roesia her şeyi iste ama bunu benden isteme. Ruhumu senden asla almayacağım ölmene izin veremem" dediğinde Metatron, Kharoon'un arkasından çıkıp benim yanıma gelip oturdu. "Evet buna bende asla izin vermem Roesia sen yaşamayı hakediyorsun" deyip elini elimin üzerine koydu. Tam elimi çekeceğim esnada Kharoon "çek elini benim kadınımdan" deyip hızla Metatron'un eline vurdu o da geriye doğru düşeceği sırada ayaklarını kullanarak kendini kaldırdı ve Kharoon'un göğsüne vurdu. "Kadınım mı? O mu senin kadının? Sana beni sen öldürdün diyen bu masum kız mı senin kadının?! Carmente ortaya çıktığında bu kıza ne olacak? Artık aç şu gözünü Kharoon sen onu çoktan kaybettin!" Dediğinde elimle elbisemi sıktım. Kalbim artık daha da çok acıyordu. Kharoon ise duyduklarından sonra bitap bir şekilde bana bakıyordu. Gözleri kızarmış kanadı parçalanmıştı. Birbirimize bakıyorduk. Gözlerimizde sadece acı vardı. Yüzlerimiz birbirimize akıttığımız yaşlarla ıslanmıştı. Metatron "gel benimle Roesia, seni tüm bu saçmalıklardan kurtarayım" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Kharoon "o hiçbir yere gitmeyecek onu götüremezsin anladın mı?! Hem Carmente'nin varlığı bile belirsiz böyle saçma bir şey için Roesia'yı şuan asla bırakmam" Deyip ona sinirli bir şekilde bakmaya başladı. Yavaşça oturduğum yerden kendimi kaldırmaya çalıştım. Alice bana tamamen kalkmam için yardım etmişti. Ardından Noah öksürerek "efendim bende size bu konu hakkında bilgi verecektim" dedi. "Şimdi sırası değil Noah" dedi Kharoon. "Efendim galiba tam sırası çünkü Carmente'nin ortaya çıktığı kesinleşti" dediğinde hepimiz bir anda ona döndük. "Ne diyorsun sen Noah?! Nasıl?" Kharoon şaşkın bir şekilde bakıyordu. "Ay Tanrıçası Luna efendim onun içinde Yaşam Tanrıçasına ait güçlere rastlanmış. O gerçek Yaşam Tanrıçası Carmente'ymiş" dediğinde kalbimi sıkı sıkı tuttum. Saç baş kavga ettiğim kızın şimdi Kharoon ile birlikte olacağı fikri beni kahrediyordu. Gözlerimi Kharoon'a diktim. "Kemikler Şehrinin gelecek Kraliçesi ben değilmişim anlaşılan. Sevinebilirsin Alice" dedim. "Roesia ben özür dilerim o sözleri bir anlık rehavete kapılarak söyledim. Senin bu denli kötü şeyler yaşadığını tahmin edememiştim" deyip başını eğdi. Acı bir şekilde gülümsüyordum. "Önemli değil Alice beni hiçbir yer kabul etmiyor zaten. Ne kara toprak ne Tanrılar Şehri ne cennet ne cehennem ne de Kemikler Şehri, bu kızı hiçbir yer kabul etmedi. Şimdi bana sadece gitmek düşer" dediğimde yavaşça Metatron'un koluna dokundum. "Carmente'yi mi götüreceksin? Yoksa beni mi?" Dedim. O da gözlerimin içerisine baktı ve "seni" dedi. Kharoon bunu görünce "yapma bunu bana yapma onunla gitme" deyip hızla elimi tuttu. Gözlerimden yaşlar akıyordu. "Sence yenebilir miyiz bu aşkı? Onu görmezden gelip benimle olabilir misin? Beni hayatındaki tek kadın yapabilir misin? Onu tamamen silebilecek misin Kharoon?" Deyip gözlerim buğulu bir şekilde baktım. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Birazcık umut diliyordum çok ufak bir umut. Elimi sıkıyordu farkında olmadan. "Kalbim sadece senin esirin Roesia ama yeminimi yerine getirmeliyim" dediğinde elimi çektim ondan. "Ben anlamam gerekeni anladım" deyip Metatron'un elini tuttum. Yemini sonsuza kadar onunla birlikte olmaktı... Ve şuanda onu bana tercih ediyordu. "Götür beni buradan Düşmüş Melek, bana burada yer yok artık" dediğimde Metatron beni kucağına alıp gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. "Gün batımı çok güzel değil mi Roesia?!" diye gözyaşları içerisinde haykırdı Ölüm. "Gitmeme izin verdiğin için pişman olacaksın Kharoon" dedim fısıltıyla... Ardından kendimi ölü bir beden gibi Metatron'un kucağına bıraktım. O da arkasını dönüp hızla gökyüzünde yol aldı. Dudaklarımı yavaşça oynattım "hoşçakal aşkım"
. . .
Evett şey bölüm sonu... Gün batımı çok güzel, değil mi? (Seni seviyorum ama gitmene izin vereceğim) Nasıl hissediyorsunuz? Biraz ağır sahneler geldi... Diğer bölümde görüşmek üzere ballarım 🐥 Hepinizi çok seviyorum ❤️ |
0% |